• Sonuç bulunamadı

Bu Kanun Resmi Gazetede yayımlandığında, 12 Eylül 1980’den itibaren yürürlüğe girer

2.3.4 1982 Anayasasının Hazırlanması ve Ülkemiz Liberalizmine Etkiler

MADDE 7. Bu Kanun Resmi Gazetede yayımlandığında, 12 Eylül 1980’den itibaren yürürlüğe girer

Kurucu meclis 23 Ekim 1981’de yaptığı ilk toplantısında üyeleri arasından kendi başkanını seçti. Đçtüzüğünü hazırladı ve komisyonlarını oluşturarak çalışmalarına başladı.1982 anayasası kurucu meclisin kendi üyeleri arasından seçtiği 15 kişilik bir anayasa komisyonu tarafından hazırlandı. Anayasa hazırlanırken Danışma Meclisi üyelerinin kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının, sendikaların, üniversitelerin ve hakkında dava açılmamış olan eski siyasilerin görüşü alındı. Hazırlanan metin yeni bir anayasa olmakla beraber Sened-i Đttifaktan beri oluşan Türk anayasa birikimini ve 1961 anayasasında benimsenen temel ilkelerin çoğunu bünyesinde taşıyordu.

Anayasa komisyonu hazırladığı tasarıyı 17 Temmuz 1982 günü danışma meclisine teslim etti.4 Ağustosta gündeme alınan tasarı iki kez görüşülerek bazı değişiklikler yapıldıktan sonra oylandı ve salt çoğunlukla kabul edildi. Danışma meclisinde kabul edilen tasarı kurucu meclisin ikinci kanadını oluşturan Milli Güvenlik Konseyine gönderildi. Konsey tarafından incelenerek bazı maddeleri değiştirilen anayasa 7 Kasımda halk oylamasına sunuldu ve %91,37 oranında evet oyu alarak kabul edildi.167

• 1982 anayasası diğer anayasalara göre daha uzun ve ayrıntılı bir anayasadır. Çerçeve anayasadan uzak olan kazuistik bir anayasadır.

• Kanunların uygulanma alanları ayrıntılı bir şekilde incelenmiş ve değiştirilme koşulları daha zor şartlara bağlanmıştır. Bu açıdan katı bir anayasadır.

• Askeri müdahalenin ardından yapılan bu anayasa sivil yönetime geçiş için öncelikle bir geçiş dönemi öngörmüştür. Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Cumhurbaşkanı olarak yedi yıl için bu görevde kalacaktı. Genel seçimlerin yapılmasının ardından yeni meclis oluşturulacak fakat Milli Güvenlik Konseyi Üyeleri Cumhurbaşkanı Konseyi Üyesi sıfatı kazanarak altı yıl daha görevde kalacaklardı.

• Hak ve hürriyetlerle devlet otoritesi arasındaki dengeyi, devlet otoritesi lehine değiştirdiği için diğer 1961 anayasasına göre daha az özgürlükçüdür.

• 1982 anayasası yürütme organını yasama ve yargı karşısında güçlendirmiştir.

166 www.belgenet.com (14.04.2007) 167

• 1982 anayasası siyasi bunalım ihtimallerini azaltmak amacıyla 1961 anayasasındaki tıkanıklıkları giderici bir takım hükümleri getirerek siyasi karar alma sürecindeki tıkanıklıkları gidermiştir.

• 1982 anayasası depolitizasyonu ve siyasetten uzaklaştırmayı amaçlayarak daha az katılımcı bir demokrasi modelini benimsemiştir.

• 1982 anayasası sıkıyönetim ve olağanüstü hal yönetim uygulamalarını genişletmiştir.168

12 Eylül 1980 darbesinin ardından demokrasiye verilen ara, oluşturulan Danışma Meclisinin hazırladığı anayasa metninde Milli Güvenlik Konseyinin yaptığı değişikliklerle halk tarafından kabul edilerek, yapılan darbe anayasal tabana oturtulmuştur. Hazırlanan anayasa demokratik hayata geçişin öncesinde en önemli adımı olarak görülmesine rağmen beraberinde birçok yasağı getirmiştir. Bu yasakları anayasanın başlangıç bölümüne bakarak anlamak olanaklıdır. Başlangıç bölümünde yer alan metinin bir bölümü şu şekilde oluşmaktadır.

‘’Ebedi Türk vatan ve milletinin bütünlüğüne ve kutsal Türk devletinin varlığına karşı, Cumhuriyet tarihinde benzeri görülmemiş bölücü ve yıkıcı kanlı bir iç savaşın gerçekleşme noktasına yaklaştığı sırada;

Türk milletinin ayrılmaz parçası olan Türk Silahlı Kuvvetlerinin milletin çağrısıyla gerçekleştirildiği 12 Eylül 1980 harekâtı sonrasında Türk milletinin meşru temsilcileri olan Danışma Meclisince hazırlanıp Milli Güvenlik Konseyince son şekli verilerek Türk milleti tarafından kabul ve tasvip ve doğrudan doğruya onun eliyle vazolunan bu anayasa…

Hiçbir düşünce ve mülahazanın Türk milli menfaatlerinin Türk varlığının devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılâpları ve medeniyetçiliğinin karşısında korunma göremeyeceği ve laiklik ilkesinin gereği kutsal din duygularının devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı…’’

Anayasanın girişinde yer alan bu ifadeler yapılan darbenin meşru bir tabana oturtulması çabalarından başka bir şey değildi. Hazırlanan yeni anayasa beraberinde birçok sınırlandırmayı da getirmiştir.

168

1982 anayasası ile temel hak ve hürriyetlerin belirtilen şartların gerçeklemesi halinde kanun ile sınırlandırılabileceği ve durdurulabileceği belirtilerek, dokunulması en zor şartlara bağlanmış olan temel hak ve hürriyetleri, sayılan şartların geçekleşmesi halinde sınırlama ve durdurma hakkını anayasal güvenceye bağlamıştır.

Yaşama hakkı diğer anayasalar gibi belirtilmiş ancak belirtilen şartlar mevcut olduğunda yaşama hakkının engelleneceği istisna olarak belirtilmiştir.

Diğer bir maddede; ülke ihtiyaçlarının zorunlu kıldığı alanlarda öngörülen vatandaşlık ödevi niteliğindeki beden ve fikir çalışmaları angarya sayılmayacağı belirtilmiştir.

Eğitim ve öğretim konusu anayasada düzenlenerek eğitimin amacı dışında kullanılması yasaklanarak, eğitim kurumlarına siyasetin ve bunun gibi yaklaşımların hâkim olmamasını sağlamaya çalışılmıştır. Aynı şekilde sendika kurma ve üye olma şartları sayılmış ve eğitim kurumlarına benzer şekilde sendikalarında faklı amaçlara alet edilmesi yasaklanmaya çalışılmıştır.

Siyasi partiler içinde bir düzenleme getirilmiş ve siyasi partilerin uyacakları esaslar olarak şu şekilde belirtilmiştir.

‘’Siyasi partiler, tüzük ve programları dışında faaliyetlerde bulunamazlar; anayasanın 14. maddesindeki sınırlandırmalar dışına çıkamazlar; çıkanlar temelli kapatılır… Siyasi partilerin mali denetimi Anayasa Mahkemesince yapılır. Temelli kapatılan siyasi partilerin kurucuları ile her kademedeki yöneticilileri yeni bir siyasi partinin kurucusu, yöneticisi ve deneticisi olamayacakları gibi kapatılmış bir siyasi partinin mensuplarının üye çoğunluğunun teşkil edeceği yeni bir siyasi partide kurulamaz.’’169

1982 anayasası devletin yönetim kademeleri alanında da önemli düzenlemeler getirerek kayda değer değişikliklere imza atmıştır. Yasama ve yürütme erklerini ilgilendiren bu düzenlemeler yasamayı yürütme karşısında güçsüz bir konuma getirmiştir.

TBMM’nin Bakanlar Kurulana kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermesi, milletin temsilcisi olan meclisin yetkilerine, atanmışlarında yer alabileceği Bakanlar Kurulunun ortak olabilmesi yolunu açmıştır.

Uluslar Arası Antlaşmaların onaylanması noktasında meclisin yetkileri önemli derecede kısıtlanarak özellikle belli alanlarda yapılan bu antlaşmalar hakkındaki yetki tamamen yürütme organına verilmiştir.

Diğer önemli bir konuda Cumhurbaşkanı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kullanılmasına tek başına karar verme yetkisi tanımasıdır. Hatta bu kararın alınmasının ardından bile TBMM’nin onayına ihtiyaç duyulmamıştır.

1982 anayasası ile getirilen çok önemli bir yenilikte Cumhurbaşkanının meclis dışından da seçilebilmesi durumunu gerçekleştirmesidir. Cumhurbaşkanı görevini yürüten kişi çok önemli ve geniş yetkilerle donatılmış, fakat aldığı kararlar ve yaptığı icraatlara karşı yargı yolu tamamen kapatılarak sorumsuz bir makam oluşturulmuştur.

Devlet Danışma Konseyinden sonra gelen ve ondan ayrılan sekiz maddeye karşılık altı maddeyle geçiştirilen Bakanlar Kuruluna gelince: Teorik olarak tümüyle meclis dışından atanabilecek bu kurul bir yandan genel oyla seçilmemiş olabileceği halde Cumhurbaşkanı ile birlikte yasama meclisinin üstünde olağanüstü yasama yetkileri kullanabilecek diğer yandan yürütmenin tek başı sayılabilecek olan Cumhurbaşkanı karşısında tam bir bağımlılık durumunda bulunacaktır. Tasarının getirdiği sistemde Bakanlar Kurulu meclis çoğunluğuna dayanan ve seçmenlerin vekâletini taşıyan bir parti hükümeti değildir. Cumhurbaşkanı, Devlet Danışma Konseyi, Milli Güvenlik Kurulu üçgeninde alınacak temel siyasi kararların uygulayıcısıdır.77.maddede usulen siyasi partiler, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır denmişse de Cumhuriyetin temel organları öyle düzenlenmiştir ki seçimi kazanan siyasi partiler hiçbir zaman iktidar olamayacaklardır.170

170