• Sonuç bulunamadı

3.2. Kamu Sektörünü Tercih Sebepleri

3.2.2. Kamunun Rahatlığı

Özellikle daha önce özel sektör deneyimi olan engelli kadınlar özel sektörün şartlarını kamu ile kıyaslayarak tercih sebeplerini açıklamışlardır. Bu kişiler daha önce; iş tanımında olmayan işlerin de kendilerine verilmesi, mesai saatleri dışında çalıştırılma, sağlık sorunları nedeniyle izinlerini kullanmada sorun yaşama, psikolojik veya fiziksel olarak ağır işlerde çalıştırılma, uzun saatler çalışma sonucu sağlık durumunun bozulması ve sigortasız çalıştırılma gibi sorunları yaşadıklarını anlatmışlardır. Bu kadınlar, kamu’nun bu gibi pek çok problemden uzak olduğunu belirtip, kamuyu tercih etme nedenlerini ağırlıklı olarak özlük haklarına atıfta bulunarak açıklamışlardır.

Kamuyu tercih etme sebebini Heyecan, aşağıdaki cümlelerle açıklamaktadır:

“Kamu rahat, yapılan iş belli. Daha önce pek çok iş değiştirdim. Yazı işleri diye girdiğim gazetede temizlik yapıyordum. Rahatsızlığın olduğunu öğrenince her işi yaptırıyorlar!”

Heyecan’ın da söylediği gibi “Rahatsızlığın olduğunu öğrenince her işi yaptırıyorlar!” ifadesi özel sektörün engelli istihdamındaki zihniyetine ışık tutmaktadır. Bu ifadelerden, özel şirketlerin engelli kadınları kullanarak ucuz emek gücü ihtiyacını karşıladığı anlaşılmaktadır. Mülakatta evlenmeden önce babasının “çalışma zaten “hastasın!” telkinleriyle iş hayatından uzak duran Heyecan’ın evlendikten sonra kayınvalidesinin “kızım çalışırsan ekmek var çalışmazsan yok” sözleriyle kısa dönem çeşitli işlerde çalıştığı tespit edilmiştir. Son olarak kamuda çalışmaya başlayan Heyecan, yaşadığı özel sektör tecrübelerine istinaden kamuda çalışmanın rahat olduğunu ve tercihi kamudan yana kullandığını ifade etmiştir.

Kamuyu rahat olduğu için tercih eden Laçin, tercih sebebini şöyle açıklamaktadır:

“İlk olarak özel sektörde kotadan yararlanarak işe girdim. Üç yıl bankada çalıştım, ilk çalıştığım banka çok yoğundu. Evrak işlerini yapıyordum ama çaycılık da yaptım tabi. Aslında çaycı değildim ama bir kaç ay çaycısız kaldık, çay işleri de bana kaldı… O esnada benim kolum da kırılmıştı, hala benden çay bekliyorlar yani… Kimse kalkıp çayımı doldurayım demiyor. Bankadan işler

bitmeyince gece 12.00 gibi çıktığımı hatırlıyorum. Güvenlikteki abi şuraya bir yatak atacam diye espri yapıyordu. Ertesi sabah tekrar 9’da işe gidiyordum tabi. Bir kaç kişiyi seçiyorlar genelde iş yaptırabilecekleri, engelli bayan olunca da iş yaptırmanın kolay olacağını düşünüyorlar herhalde… Kamu rahat ama saatleri belli işin belli…”

Bu anlatıdan da anlaşıldığı üzere özel sektörde çalışırken ciddi bir emek sömürüsü yaşayan Laçin, kendi görev tanımı içinde bulunan evrak işleri dışında çay servisi bile yaptığını ifade etmiştir. Üstelik iş yükü verilirken Laçin’in engel durumu ve kolunun kırık olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmamıştır. Ayrıca, kendisi çalışma saatleri dışında çalışmasına rağmen mesai ücreti almamış ve ertesi gün işe aynı saatte gitmek zorunda bırakılmıştır. Kendisinin de söylediği gibi engelli kadın olması Laçin’in bir kat daha fazla sömürülmesine sebep olmuştur.

Benzer bir nedeni Pınar da şöyle anlatmaktadır:

“Mezuniyetten sonra stajla birlikte çalışmaya başladım. Lüks bir otelde sözleşmeli olarak çalıştım. Yani resmi olarak bir sözleşme yoktu ama insan kaynakları bizi biliyordu, onlarda bilgilerimiz vardı. Üç sene boyunca otele ait bir yerde kalıyor iş çıkınca çağırılıyordum. Konaklama ve yemekler ücretsizdi. Otelde işin yoğun olduğu dönemlerde daha çok çalışıp gün başına para alıyorduk. Örneğin on gün mü çalışıyorsun on günlük para alıyorsun. Sigorta falan da yok tabi. Özellikle yoğun dönemlerde ekstralara gidiyorduk çalışma şartları çok ağırdı. Otelcilik ve özel sektör zor iş… Kamu rahat.”

Bilindiği üzere, pek çok özel işyerleri özellikle yeni mezunları kar marjını arttırmak amacıyla güvencesiz, esnek çalıştırmaktadır. Pınar da engelli, kadın ve yeni mezun olarak bir otelde esnek ve güvencesiz bir şekilde çalıştırıldığı tespit edilmiştir. Şükriye de özlük hakları ve iş yükü nedeniyle kamuyu tercih etmiştir. Tercih sebebini aşağıdaki cümlelerle açıklamaktadır:

“Ben mezun olduktan sonra kapalı olduğum için devleti düşünmedim. Bu nedenle ilk olarak özel sektörde işe başladım. Özel sektör şartları gereği çok ağır ve çok yıpratıcıydı. Eşitsizliklerin çokça olduğu ve yükselme şansının olmadığı özel sektörde altı yıl çalıştım ve çok yıprandım. Ortopedik rahatsızlığımın bu derece kötüye gitmiş olmasının nedeni de oradaki çalışma

şartlarıydı. Çok yoruluyordum ama atılma korkusuyla yorulduğumu bile söyleyemiyordum. Daha sonra taşeron bir firma aracılığıyla kamuya girdim. Kamunun şartları özel sektöre göre çok daha iyi. Rahatsızlığımdan dolayı doktora gitmek zorunda kalıyorum izinler sorun olmuyor. Diğer mutfakları gezmek zorunda bırakmıyorlar. Ben daha çok teknik işlerle uğraşıyorum. Sistem kurdum. Gezme işini diğer arkadaşlar yapıyor.”

Yukarıdaki ifadelerden, Şükriye de özel sektörün ağır ve yıpratıcı ortamında uzun bir zaman çalışmak zorunda kaldığı anlaşılmaktadır. Kendisinin, işi kaybetme kaygısından dolayı iş yükünün fazlalığını dile getirememesi kaslarının kısalmasına ve yürüyüşünün zorlaşmasına neden olmuştur. Özel sektörün sağlamcı anlayışı nedeniyle de yaşadığı zorlukları gizlemek zorunda kalmıştır.

Mine de özel sektörde yaşadıkları deneyimleri anlatarak kamu sektörünün rahatlığını şöyle açıklamaktadır:

“Özel sektörde çok çalışmak zorundasın, bir de halden anlamıyorlar. Ben özel sektörde çalışırken çok stresli bir bölümde yoğun olarak çalışıyordum. Zaten engelli bir kadın olduğun için hayat zor geçiyor bir de üstüne başkalarının üzüntüleri… İzin almak çok zordu. Ben karlı günlerde yürümekte hem zorlanıyorum hem de çok korkuyorum. Yani iki kişi koluma girip beni yürütmeye kalsa yine yürüyemem fobi olmuş. Yollar karlı işe gelmesem diye izin almak istediğim zamanlarda: ‘Hımmm çok da kar yok aslında gelebilirsin” diyorlardı. Ama zaten asıl karlar azken yerler sulu ve kaygan oluyor bir düşsem ne olacak… Zaten engelliyim yani… Ben de bu nedenden dolayı tüm yıllık izinlerimi karlı zamanlarda kullanıyor tatil yapamıyordum. Kamu özel sektöre göre daha rahat tatilleri kullanmak sorun olmuyor.”

Yukarıdaki ifadelerden Mine’nin özel sektörün katı kuralları nedeniyle uzun yıllar sıkıntılı zamanlar yaşadığı anlaşılmaktadır. Kendisi, özellikle olumsuz hava şartları nedeniyle iş hayatını devam ettirme konusunda zorluklar yaşadığını belirtmiştir. Hatta olumsuz hava koşulları nedeniyle izin alamadığını ve yıllık izinlerini de karlı günlerde kullandığını ifade etmiştir. Kamuda ise Engelliler Haftasının ilk günü, 3 Aralık Dünya Engelliler günü ve olumsuz hava koşulları nedeniyle okulların tatil edildiği günlerde engelli bireyler resmi olarak izinli

sayılmaktadırlar.86Kamunun engelli çalışanlarına sağladığı bu avantaj kamuyu tercih

sebebinde önemli bir gerekçe olarak ortaya çıkmaktadır.

Efil de özlük haklarının oldukça iyi olduğundan bahsedip kamuyu tercih nedenini aşağıdaki gibi anlatmaktadır:

“Tesadüf oldu, kamunun imkânları özel sektöre göre daha iyi. Yasal düzenlemeler 657’i hep eleştiririm ama memur olduğun zaman hakkını biraz daha fazla arayabiliyorsun. Yapmazsa yaptırım var, çalışma şartları daha iyi, tatiller evden mesai saatleri daha makul kişinin daha rahat olduğu için seçtim diyebilirim. Ekonomik olarak çok iyi olmasa da sosyal açıdan daha avantajlı, iş kaybı endişesi taşımıyorsun. Özellikle de engelli olunca biraz daha garanti altına almak istiyor insan kendini. Bir de bizim sağlık masraflarımız diğer insanlara göre daha fazla kamuda çalışınca her türlü sağlık hizmetinden faydalanabiliyorsun.”

Son olarak Vasfiye de çalışma şartlarının rahatlığı nedeniyle kamuyu tercih ettiğini şöyle ifade etmektedir:

“Saatlerin belli, tatilleri belli yol+yemek+servis iyi yani… İş olarak da rahat…”

Vasfiye, mülakat esnasında kurumun öğle yemeği ve servis gibi imkânları sağlamak zorunda olmadığını ama buna rağmen işçilerin yemek ve servis haklarından yararlandığını belirtmiştir. Kendisi kurumun sağladığı ekstra imkânlardan da memnun olduğunu ifade etmiştir.

Özetle engelli kadınların kamuyu tercih etmesinin altında iki temel sebebin varlığı tespit edilmiştir. Bunlardan ilki kamu sektörünün sağladığı güvenlik duygusudur. İkincisi ise kamu sektörünün sağladığı; erken emeklilik hakkı, kar tatilleri, hafta sonu tatilleri, özel gün tatilleri, çalışma saatlerinin belli olması, sigorta primlerinin ve maaşların düzenli ödenmesi, iş güvencesinin olması ve son olarak iş yükünün özel sektöre göre daha makul olması gibi avantajlardır.

86

Bkz. http://www.basbakanlik.gov.tr/genelge_pdf/2002/2002-0320-20515.pdf

59