• Sonuç bulunamadı

Kamu Altyapı Yatırımlarının Ekonomik Etkilerine Yönelik Genel Çalışmalar

2. LİTERATÜR TARAMASI

2.1. Kamu Altyapı Yatırımlarının Ekonomik Etkilerine Yönelik Genel Çalışmalar

üretkenliğin sebeplerinin araştırılması amacıyla yapılan çalışmalarla başlamaktadır.

Aschauer (1989), Cobb-Douglas üretim fonksiyonu kullanarak 1949-1985 arası ABD’deki kamu harcamalarının üretkenliğini araştırdığı çalışmasında, kamu yatırım stokunun özel yatırım stokuna oranındaki yüzde 1 artışın toplam faktör verimliliğini yüzde 0,39 artırdığını göstermiştir. Aschauer çekirdek kamu altyapı sermaye stokunu yollar, havayolları, enerji altyapısı, toplu taşıma, su ve kanalizasyon sistemleri olarak tanımlamaktadır. Ekonomik büyümenin toplam askeri olmayan sermaye stokunun yüzde 55’ini oluşturan bu yatırım stokuna göre esnekliği 0,24 olarak hesaplanmıştır. Diğer taraftan, hizmet binaları, hastaneler, okullar vb. diğer kamu yatırımlarının esneklik katsayıları daha küçüktür ve istatistiki olarak anlamlı bulunmamıştır. Benzer şekilde sermaye niteliğinde olmayan kamu harcamalarının da üretkenliğe anlamlı katkısı bulunmamaktadır. Yazar çalışmanın sonucunda ABD ekonomisinde üretkenlikteki artışın yavaşlamasının nedeninin kamu sermaye yatırımlarının azalması olduğunu savunmaktadır.

30

Aschauer’in çalışmasından yola çıkarak 1949-1987 döneminde üretkenlik artışındaki düşüşün kaynağını sorguladığı çalışmasında Munnell (1990a) de altyapı yatırımlarındaki kısıtlamaların etkilerini doğrulamakta ve askeri olmayan kamu sermaye stokunun ve çekirdek altyapı stokunun esnekliklerinin farklı varsayımlarda 0,31-0,39 arasında değiştiğini bildirmektedir. Bir başka deyişle, toplam askeri olmayan kamu yatırım stokunda veya çekirdek altyapı stokunda gerçekleşen yüzde 1 artış, üretkenliği yüzde 0,31-0,39 artırmaktadır.

Munnel (1990b) 1970-1986 yılları için ABD’nin 48 eyaletini kapsayan ve panel veri kullanılan başka bir çalışmasında ise gerek otoyolları da içeren çekirdek altyapının, gerekse hastaneler ve okullar gibi sosyal altyapının büyüme esnekliğinin pozitif olduğunu vurgulamaktadır.

Nadiri ve Mamuneas (1994) ise ABD imalat sanayi sektörünü ele alan çalışmalarında kamu altyapı ve Ar-Ge yatırımlarının maliyetlere etkisini incelemekte ve her iki alandaki yatırımların üretkenliğe etkisinin pozitif olduğunu savunmaktadırlar.

Bougheas, Demetriades ve Mamuneas (2000) ise benzer şekilde altyapıyı imalat sanayinde ara malların maliyetini düşüren bir teknoloji olarak ele almakta ve altyapı yatırımları ile ekonomik büyüme arasında ters U şeklinde bir ilişki bulunduğunu savunmaktadırlar.

Easterly and Rebelo (1993), geniş bir ülke grubu üzerinde 1960’lar, 70’ler ve 80’lerin on yıllık ortalama değerlerini kullanarak yürüttükleri havuzlanmış regresyon (pooled regression) analizlerinde, vergilendirme ve kamu yatırımları kanallarından maliye politikalarının büyüme üzerine etkilerini incelemişlerdir. Regresyonlarda kamu yatırımlarının özel yatırımları dışladığı ve aralarında negatif korelasyon bulunduğu sonucuna varılırken, içselliği önlemek amacıyla araç değişken kullanılan analizlerde bu sonuca rastlanmamıştır. Diğer taraftan, yapılan bütün analizlerde ulaştırma ve haberleşme

31

alanındaki kamu yatırımlarının büyüme ile pozitif ilişkili olduğu ve esnekliklerin 0,59 ile 0,66 arasında değiştiği görülmüştür.

Mevcut sermaye stokunun büyüklüğü sermayenin marjinal getirisinin bir belirleyicisi olarak ortaya çıkmaktadır. Düşük kamu sermaye stokuna sahip ülkelerde, sermayenin marjinal verimliliğinin daha yüksek olması beklenir. Örneğin, Demetriades ve Mamuneas (2000) maliyet fonksiyonuna dayanan ve kamu sermayesi ile üretim arasındaki içsellik problemini çözmek için eş anlı denklem kullandıkları 12 OECD (Organization for Economic Cooperation and Development-Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı) ülkesini ve 1972-1991 yıllarını kapsayan çalışmalarında, kamu sermayesinin büyüme esnekliğinin kısa dönemde yüzde 0,36 (Birleşik Krallık) ile yüzde 2,06 (Norveç) arasında değiştiğini hesaplamışladır. Uzun dönemde ise, giderek azalmakla birlikte esneklik daha yüksektir. Etkinin büyüklüğü ülkeden ülkeye farklılaşmakla birlikte, yazarlar uzun dönemde başlangıçta yüksek kamu sermaye stokuna sahip ülkeler için daha düşük marjinal verimlilik değerlerine ulaşmışlardır.

Arslanalp ve arkadaşları (2010) OECD üyesi olan ve olmayan şeklinde sınıflandırdıkları 48 ülke için 1960-2001 yıllarını kapsayan çalışmalarında, GSYH’nin kamu sermayesine göre esnekliğinin pozitif olduğunu göstermişlerdir. GSYH artışı ile kamu sermaye stoku arasında pozitif bir korelasyon mevcutken, bu ilişki OECD ülkelerinde kısa dönemde, OECD üyesi olmayan ülkelerde ise uzun dönemde daha güçlüdür.

Shioji (2001) ise ABD ve Japonya için yaptığı çalışmada kamu sermaye stokunun üretim esnekliğini 0,1 ile 0,15 arasında hesaplanmıştır. Hulten’a (1996) göre altyapı stokunun ne ölçüde verimli değerlendirildiği de stokun büyüklüğü kadar önem taşımaktadır. Yazar Afrika ve Doğu Asya ülkelerini karşılaştırdığında, bu bölgelerin büyüme performanslarındaki farkın dörtte birinin altyapının verimsiz kullanılmasından

32

kaynaklandığını, sabit sermaye oluşumunun etkisinin ise ihmal edilebilecek boyutta olduğunu savunmaktadır. Düşük ve yüksek büyüme performansı olan ülkeler karşılaştırıldığında ise verimlilik etkisinin büyüme farklılıklarının yüzde 40’ını açıkladığı sonucuna ulaşılmıştır.

Genel Denge Modeli Kullanılan Çalışmalar

Haugwout (2002) ABD’deki büyük şehirlerden oluşan bir örneklem ile mekânsal genel denge modeli kurduğu çalışmasında altyapıyı ticarete konu olmayan yerel bir ürün olarak ele almış ve üretkenlik ve refaha etkisini incelemiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre altyapının anlamlı üretkenlik etkisi mevcuttur. Ancak altyapı yatırımlarının ne şekilde finanse edildiği de üretkenliği etkilemektedir; şöyle ki, bu yatırımların merkezi bütçe yerine yerel yönetimlerce finanse edildiği, diğer bir deyişle şehirlerin kendi kaynaklarını kullandıkları durumlarda, ele alınan yatırımların bu şehirlerdeki net etkisi negatif olacaktır.

Seung ve Kraybill (2001) Ohio için yaptıkları çalışmalarında altyapı yatırımlarındaki değişikliğin özel yatırımlar, istihdam, bölgesel üretim ve hane halkı refahı üzerindeki etkilerini dinamik bir model aracılığıyla ölçmüşlerdir. Bu çalışmanın temel bulguları şu şekildedir: (i) Ohio’da artan kamu yatırımlarının etkisi anlamlıdır. (ii) Ohio’daki kamu sermayesi baz yılda optimum seviyenin altındadır. (iii) Kamu altyapı yoğunluğu artan kamu yatırımlarının pozitif etkilerini bir miktar azaltsa da etkiler çok büyük değişikliğe uğramamaktadır. Bununla birlikte, çalışmanın sonuçları daha fazla altyapı yatırımının her zaman hane halkı refahını artırmadığını ortaya koymaktadır.

Adam ve Bevan (2006) kamu sermaye stokunu bir bütün olarak ele almıştır ve stokun üretim fonksiyonuna doğrudan girdiğini varsaymıştır. Bu haliyle ekonometrik yazındaki üretim fonksiyonu yaklaşımının bir HGD uygulaması gibi yorumlanmaktadır.

Çalışmada dış yardımların kamu yatırım stokunu artırmak için kullanılmasının büyüme

33

üzerinde olumlu etkileri olduğu, ancak bu suretle gerçekleştirilecek büyümenin gelir dağılımını kırsal bölgeler aleyhine bozacağı savunulmaktadır.

Everaert ve Heylen (2004) Belçika için yaptıkları çalışmalarında kamu yatırımlarının işgücü piyasası üzerindeki etkilerini incelemişlerdir. Ayrıca çalışmanın bir yan ürünü olarak yazarlar kamu yatırımlarının üretim esnekliğini 0, 31 olarak hesaplamışlardır. Diğer taraftan, simülasyonlarda kamu yatırımların istihdam üzerine negatif etkileri olabileceği öngörülmektedir, bu nedenle yazarlar yatırımlarla eş anlı olarak işgücü piyasalarında reform yapılmasını önermektedir.

Teoriyi Desteklemeyen Ampirik Çalışmalar

Teorik çerçevede kamu yatırımları ile büyüme arasındaki ilişki net olarak açıklansa da, ampirik olarak bu ilişkinin anlamlı olmadığını, hatta aralarında negatif korelasyon bulunduğunu gösteren çalışmalar da mevcuttur. Örneğin, Barro’nun (1991) 98 ülkeyi kapsayan çalışmasının sonuçlarına göre kamu yatırımlarının ekonomik büyümeye etkisi istatistiki olarak anlamlı değildir, kamu tüketim harcamalarının büyümeye etkisinin ise anlamlı fakat negatif olduğu görülmektedir.

Sanchez-Robles (1998) 76 ülkeyi kapsayan çalışmasında altyapı harcamaları ile büyüme arasında negatif bir ilişki bulmuştur. Diğer taraftan, yol uzunluğu vb. fiziki altyapı unsurları da bağımsız değişken olarak değerlendirmeye alındığında, söz konusu altyapının büyümeye katkısının pozitif olduğu görülmektedir. Bu durum, yatırım harcamalarının büyük bölümünün üretken ve öncelikli olmayan altyapılar için kullanılmış olabileceğini göstermektedir.

Analizlerde kullanılan yöntemler de sonuçları etkilemektedir. Milbourne ve arkadaşları (2003) 74 ülkeyi kapsayan çalışmalarında OLS metoduyla yaptıkları analizde kamu yatırımlarının büyüme üzerinde etkili olduğunu bulurken, içsellik sorununu ortadan

34

kaldırmak üzere araç değişkenler kullanıldığında bu etkinin istatistiki olarak anlamlılığını yitirdiği görülmektedir.