• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 4 ÇOCUKLARIN KONUŞMASI İÇİN ONLARI ELDE ETME YOLLARI

G. KABULLENDİĞİNİZİ SÖZLÜ OLARAK İLETME

Çoğu ebeveyn insanlarla etkileşimde uzun süre sessiz kalınamayacağı-nı bilir. İnsanlar sözlü olarak da etkileşimde bulunmak isterler. Yani yakın ve canlı bir ilişki kurmak için ebeveynler çocuklarıyla, çocuklara da ebeveynleri ile konuşmak isterler. Konuşmak çok önemlidir ama ebeveynlerin çocuklarıyla nasıl konuşacakları çok daha önemlidir.On beş yaşındaki çocuğunuzun yemek sırasında size şunları söylediğini farz edin:

1. “ Okul işe yaramaz .Tüm öğrendiklerin işine yaramayacak önem siz bilgiler. Artık okula gitmemeye karar verdim . Önemli birisi olmak için üniversite eğitimine gerek yok. Bunun için farklı bir sürü yol var.

Şimdi aşağıdaki boşluğa bu mesaja karşı tam olarak ne yanıt vereceği-nizi yazın:

………

2. On dört yaşındaki kızınız size şunları söylüyor:

“ Sorunumun ne olduğunu bilmiyorum. Arkadaşım eskiden beni çok

severdi ama şimdi sevmiyor. Artık benimle oynamak için buraya gel-miyor. Ve ne zaman onun yanına gitsem, o başkaları ile oynuyor ve eğleniyor, ben orada sadece duruyorum. Hepsinden de nefret ediyo-rum.

Yine bu mesaja karşılık kızınıza neler söylerdiniz yazınız:

………

3. On bir yaşındaki oğlunuzun size şunları söylediğini varsayalım :

“ Nasıl hem bahçeyi düzenlemek hem de çöpleri dışarı çıkarmak zo-runda oluyorum. Arkadaşımın annesi ona bu işleri yaptırmıyor! Hiç adil değilsin! Çocuklar bu kadar çok iş yapmak zorunda olmamalıdır.

Hiç kimse benim yaptığım gibi bu aptal işlerle uğraşmak zorunda kal-mıyor.

Cevabınızı yazın :

………

4. Beş yaşındaki oğlunuzun annesinden, babasından ve evdeki iki misafirden ilgi görmediği için gittikçe canı sıkılıyor. Dördünüz uzun bir aradan sonra arkadaşlığınızı tazeleyerek istekle konuşuyorsunuz. Ani-den çocuğunuzun bağırmasıyla şaşkına dönüyorsunuz :

“ Hepiniz aptal ve budalasınız . Sizden nefret ediyorum.”

Yine bu çarpıcı mesaj karşısında tam olarak vereceğiniz cevabı yazın:

………

Bu mesajlar karşısında verebileceğiniz çeşitli cevaplar kategorilere ayrılabilir. Bunlar aşağıda 12 başlık halinde sıralanmıştır:

Kategoriler ve Ebeveyn Yanıtları

 Arkadaşının annesinin izin vermesi beni hiç ilgilendirmez, sen gece sokağa çıkamazsın.

 Televizyonun önünden kalk ve doğru odana gidip dersini çalış.

Korku ya da aktif direnç yaratabilir. Söylenenin tersini denemeye davet edebilir. İsyankar davranışa ya da mi-sillemeye yol açabilir. Çocuk kendini önemsiz hisseder.

Uyarmak, Gözdağı Vermek

 Eğer bir cümle daha söylersen fena olacak.

 Eve zamanında dönmezsen bir daha izin alamazsın

Korku ve boyun eğme yaratabilir. Söz konusu edilen sonuçların gerçekten olup olmayacağını denemeye yol açabilir. Gücenme, kızgınlık ve isyankarlığa neden olabi-lir. Kendisine saygı duyulmadığını düşündürür.

Ahlak Dersi Vermek

 Yalan söylemek çok kötü bir şeydir.

 İki kişi konuşurken araya girmek ayıptır.

Zorunluluk ya da suçluluk duyguları yaratır. Çocuğun durumunu daha da şiddetle savunmasına yol açar. Ço-cuğun sorumluluk duygusuna güvenilmediği izlenimini verir. Onun değerlerinin önemli olmadığını hissettirir.

Öğüt Vermek,

Çözüm, Öneri Getirmek

 Bence bu sorunu öğretmenine açmalısın.

 Önce dersini çalış, sonra televizyon izle.

Sorunlarını kendi başına çözemeyeceğini düşündüğümü-zü gösterir. Çocuğun sorununu bütünüyle düşünüp, çe-şitli çözümler üretip seçenekler denemesine engel olabi-lir. Bağımlılık ya da direnç yaratır.

Öğretmek, sorumluluklar alırlarsa, büyüdüklerinde herkesin beğenisini kazanan yetişkinler olurlar.

 Bu konuya birde şu açıdan bak, evet test tekniği düşünceyi geliştirmiyor ama üniversiteye girebilme-nin tek anahtarı olduğu da bir gerçek.

Savunucu tutumları ve karşı koymayı kışkırtır. Ço-ğunlukla çocuğun büyüğüyle iletişimini kesmesine ve artık onu dinlememesine neden olabilir. Bıkkınlık ve nefret uyandırabilir.

 Kocaman kız oldun, odanı toplamayı hala öğrenemedin.

 Bu çok çocukça bir davranış.

Genellikle çocuklar yargı ve eleştirileri gerçek olarak algılar. Benlik saygısını aşındırır ve karşı eleştiri için kışkırtır.

Ad Takmak, Alay Etmek

 Her şeyi de sen bilirsin, bilgiç.

 Şu kılığına bak, tıpkı bir palyaçosun.

Çocuğun kendini değersiz hissetmesine, sevilmediği kanısına varmasına yol açabilir. Çocuğun özüne saygısı üzerinde çok olumsuz etkileri olabilir. Genel-likle karşılık vermeye kışkırtır.

Övmek, Olumlu Değerlendir-meler Yapmak

 Sen çok, çok güzel bir kızsın.

 Yaptığın resim fevkalade olmuş, geleceğin sanatçısısın.

Kendinden beklenilenin çok fazla olduğunu düşündü-rür . İstenilen davranışı yaptırabilmek için kullanılan bir manevra gibi algılanabilir. Çocuğun kendini algı-layışı ile övgü birbirine uygun değilse kaygı ve kızgın-lık yaratabilir. Alışkankızgın-lık yapar. Yokluğu eleştiri ola-rak algılanabilir.

Yorumlamak, Analiz Etmek, Tanı Koymak

 Bu davranışı benim ilgimi çekmek için yapıyorsun.

 Sen aslında arkadaşını kıskanıyorsun.

Tehdit edici, tedirgin edici olabilir ve başarısızlık duy-gusu uyandırabilir. Çocuk kendisini korumasız ve kö-şeye kıstırılmış hisseder.

Çocuğun kendini anlaşılmaz hissetmesine neden olur.

Kızgınlık duyguları uyandırır. Çocuk genellikle mesajı

“kendimi kötü hissetmem yanlış” biçiminde algılar.

Soru Sormak, ile iyi not alabileceğini mi düşünüyorsun?

Yarı doğru yanıtlamaya, kaçamak yapmaya, yalana yol açabilir. Korku kaygı yaratabilir. Konuşma özgür-lüğünü sınırlar. Büyüğün endişesinden doğan sorunla-ra yanıt vermeye çalışan çocuk, kendi sorununu göz-den kaçırabilir.

 Bırak şimdi bunlarla kendini üzmeyi, daha güzel şeylerden konuşalım.

Çocuğa sorunların önemsiz ve saçma sapan olduğu anlamını verebilir. Kendisi ile ilgilenilmediğini, saygı duyulmadığını düşündürür. Güven duygusunu yok eder.

SONUÇ:

Çocuklar bir sorunla karşılaştıklarında ana babalar genellikle öğüt verme, kendi deneyimlerinden öğretici örnekler gösterme ya da soru-nu çözümleyebilme amacıyla soru sorarak çocuğun derdine derman olmaya çalışırlar. Tüm iyi niyetlerine karşın bu tür yaklaşımlar sorunu çözmek yerine, daha fazla sorun yaratma biçimine dönüşebilir ya da çocukla büyük arasındaki iletişime “engel” oluşturur. Eğer verdiğiniz cevaplar bu on iki kategoriden hiçbirine uymuyorsa muhtemelen daha sonra ele alacağımız kategorilerden birine uyacaktır. Yapılan çalışma-lar ebeveynlerin cevapçalışma-larının yüzde doksanından fazlasının bu katego-riye uyduğunu gösteriyor. Burada ebeveynler mutlaka şu soruyu sor-muşlardır: “ Artık nasıl konuştuğumuzu biliyoruz, şimdi ne olacak?