• Sonuç bulunamadı

Kırsal Kalkınma Yaklaşımları

3. TÜRKİYE’NİN KIRSAL KALKINMA DENEYİMİ

3.2. Planlı Dönemdeki Kırsal Kalkınma Çalışmaları

3.2.2. Kırsal Kalkınma Yaklaşımları

Kırsal kalkınma yaklaşımları ya da kırsal kalkınma odaklı model arayışları– çabaları; Yöresel Kırsal Kalkınma Yaklaşımları ve Bölgesel Kalkınma Yaklaşımları olmak üzere 2 (iki) ana başlık altında sınıflandırılabilir.

Yöresel Kırsal Kalkınma Yaklaşımları; kırsal alanların yerleşme düzeninden kaynaklanan sorunlara çözüm olarak sunulan yaklaşımlar biçiminde ele alınmıştır. Bu çerçevede, kırsal alanların mekânsal açıdan dağınık yerleşme düzeninin çözümlenmesine ve toplu yerleşim düzenine geçilmesine yönelik model ve yaklaşımlar yöresel kırsal kalkınma yaklaşımı olarak tanımlanmıştır. Bu yaklaşımlar, Merkez Köy,

Köy–Kent, Örmek Köy, Tarım-Kent, Toplum Kalkınması, Çok Yönlü Kırsal Alan Planlaması ve Köye Dönüş olmak üzere kategorize edilebilir.

Yapılan değerlendirmede, Türkiye bütününde Merkez Köy uygulamasının öne çıktığı hemen her yörede uygulandığı görülmektedir. Bunun dışında kalan modellerin ise gerek coğrafi özellikler gerekse terör gibi özel koşullara bağlı olarak denendiği söylenebilir (Harita 3.2).

Yöresel kalkınma yaklaşımlarının Türkiye coğrafyasındaki mekânsal dağılımı incelenirse;

Marmara Bölgesi’nde, İstanbul İli bütününde Örnek Köy, Ege Bölgesi’nde, İzmir, Manisa ve Uşak illerinde ise Çok Yönlü Kırsal Alan Planlaması, İç Anadolu Bölgesi’nde, Bolu, Ankara, Konya koridoru boyunca merkez köy ve Köy–Kent Modellerinin uygulamaya konduğu görülmektedir. Karadeniz Bölgesi’nde Ordu ve Trabzon illerinde Köy–Kent modelinin uygulandığı, Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri’nde ise ağırlıklı olarak terör sorunu nedeniyle Köy–Kent veya Merkez Köy ya da diğer kırsal kalkınma modellerine ek olarak, Köye Dönüş modelinin uygulandığı görülmektedir.

Harita 3.2. Türkiye’de Uygulanan Yöresel Kırsal Kalkınma Modelleri

Kaynak: Akci, 2015.

Toplum kalkınması modeli; tek yönlü, tek yanlı, daha doğrusu köyün bütününü kavramayan kalkınma çabaları yerine, köylünün duyduğu ortak gereksinmeleri karşılamak, ortak sorunlarını çözmek için bütüncül bir yaklaşım olup, l967 yılı sonuna kadar her ilden bir ilçenin, 1977 sonuna kadar da bütün köylerin toplum kalkınmasının kapsamına alınmasının öngörülmesine rağmen bu, daha sonra gerçekleşememiştir (Geray, 1999; Gülçubuk, 2005).

Çok yönlü kırsal alan planlaması ise; kırsal alanı bir bütün olarak ele alarak, kalkınmayı etkileyen tüm etmenlerin birlikte ele alınması ve tarımsal gelişmenin sağlanmasını hedefleyen kalkınma yaklaşımı olarak ifade edilmekte olup, 1965–1975 yılları arasında İzmir, Manisa, Diyarbakır, Uşak, Şanlıurfa ve Malatya illerinde uygulanmıştır ve deneme alanlarının sayısı kısa sürede 12'den 37'ye çıkarılmıştır. Kırsal alanı bir bütün olarak ele alan uygulamada, kalkınmayı etkileyen tüm etmenlerin birlikte ele alınması ve tarımsal gelişmenin sağlanması amaçlanmıştır (Bakırcı, 2007; Sevinç, 2008).

Köye Dönüş Modeli; Köye Dönüş ve Rehabilitasyon Projesi adı altında 1994 yılında hayata geçirilmiş olup, projenin planlama ve uygulama çalışmalarını 1994-1999 yılları arasında Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, 1999 yılından itibaren ise İçişleri

Bakanlığı yürütmektedir. Proje Adıyaman, Ağrı, Batman, Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Muş, Siirt, Şırnak, Tunceli ve Van olmak üzere 14 (on dört) ilde uygulanmaktadır (Anonim, 2015b).

Bölgesel Kırsal Kalkınma Yaklaşımları; başlığı altında Türkiye’de uygulanmış olan Entegre Kırsal Kalkınma Projeleri, Bölgesel Kalkınma Projeleri ve İlçe Bazlı Yerel Kalkınma Programları olmak üzere 3 (üç) başlık altında ele alınarak, ayrıntıda değerlendirilmiştir.

Birincisi; Entegre Kırsal Kalkınma Yaklaşımı olarak adlandırılmakta olup 1970’li yıllardan itibaren, önemli bir bölümü dış kaynaklarla finanse edilen kırsal kalkınma projelerini içermektedir. Burada hedef; tamamlanmış ya da halen uygulanmakta olan kırsal kalkınma projelerinin amaçları, geri kalmış yörelerde ekonomik faaliyetlerin çeşitlendirilmesi ve gelirin artırılması yoluyla gerek mekânsal gerekse sosyal–kültürel yaşam kalitesinin yükseltilmesidir (Harita 3.3).

Harita 3.3. Türkiye’de Entegre Kırsal Kalkınma Projeleri

Kaynak: Akci, 2015.

Kırsal kalkınma projeleri; tarım ve hayvancılığın geliştirilmesi, sulama, sulu alanın ıslahı, köy yolları yapımı, orman yolları yapımı, içme suyu göletleri, içme suyu sağlanması, tarımsal ve hayvansal üretimin artırılması ile ağaçlandırma faaliyetleri gibi alanları kapsamaktadır. Kırsal kalkınma projelerinin başarısı finansman ve örgütlenme sorunları nedeniyle sınırlı kalabilmektedir (Anonim, 2006b). Bu projelerle kırsal alanda

altyapıyı geliştirmek, halkın gelirlerini arttırmak, bitkisel ve hayvansal üretimi çoğaltmak, yeni istihdam alanları oluşturmak, eğitim ve örgütlenme yoluyla halkın bilinç düzeyinin gelişmesine yardımcı olmak amaçlanmaktadır (Gülçubuk, 1997).

Uygulanan projeler daha çok kırsal alanda tarımsal verimliliği arttırıcı yönde olmuştur. Kırsal alanla ilgili yapılan çalışmalarda sorunlara bütüncül bir yaklaşımla yaklaşmak yerine parçacı bir şekilde çözümlenmeye çalışılmıştır (Yenigül, 2007). Entegre kırsal kalkınma projelerinin faaliyet alanları incelendiğinde; köylerin fiziksel yapısındaki iyileşmenin sağlanması amacıyla gerçekleştirilmesi istenilen faaliyetler içme suyu, yol inşaatı, kanal yapımı ve toprak muhafaza çalışmalarını kapsamaktadır. Projelerde içme suyunun köylere götürülmesi için çaba harcanırken köylere elektrik götürülmesi konusu proje dışına itilmekte böylece köylerdeki yaşam koşullarını gerçekleştirebilecek teknik hizmetlerin kapsamının dar olduğu görülmektedir. Bunun yanında sosyal altyapı çalışmalarının projelerde yer almaması insanların yaşam koşullarını iyileştirme amacına hizmet etmemektedir. Hazırlanan projelerde dikkat çeken unsur tüm projelerin yaşam koşullarının iyileştirme, sosyal ve ekonomik kalkınmayı sağlama amacını taşıdığı tespit edilmiş; fakat bu amacı gerçekleştirmek için yalnızca tarımsal yatırımların yapılmasının yeterli görülmesidir. Bu durum ise proje amaçları ve faaliyetler arasında uyumsuzluğun olduğu sonucunu çıkarmaktadır (Alagözoğlu, 2010).

Projelerde; kırsal kalkınma ve tarımsal kalkınma kavramları eşanlamlı olarak görülmüştür. Uygulanan ilk projeler olan Çorum-Çankırı ve Erzurum Entegre Kırsal Kalkınma Projelerinde ekonomik alanda tarımsal tedbirler yer alırken daha sonrakilerde alternatif istihdam alanlarının geliştirilmesine yönelik amaçlar yer almaktadır. Proje faaliyetlerinin ise daha çok tarımsal yapının geliştirilmesine yönelik olduğu görülmektedir.

İkincisi; Bölgesel Kalkınma Projeleri olarak söylenebilir. Bu projeler kapsamında alanının sorunları tespit edilmekte ve kalkınma hedefleri ortaya konulmaktadır. Bölgesel kalkınma projelerinde uygulamaya konulan stratejiler ekonomik, sosyal ve fiziksel olarak toplumun tamamını ele almaya çalışmaktadır. Bu projelerin Türkiye coğrafyasındaki dağılımına bakılırsa; başlıca hedefinin, bölgeler– arası dengesizliklerin giderilmesi ve doğal kaynak potansiyellerinin değerlendirilmesi olduğu söylenebilir (Harita 3.4).

Bu projelerden en bilineni Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) olup master plan çalışmaları 6. Beş Yıllık Kalkınma Planı ile birlikte hazırlanmaya başlanmış ve 7. Beş

Yıllık Kalkınma Planı ile yürürlüğe girmiştir. GAP 9 ili kapsayan bölgede; barajlar, hidroelektrik santralleri, sulama sistemleri, tarımsal altyapı, endüstriyel gelişim, eğitim ve sağlık gibi temel alanlarda iyileştirmeler yapılmasını öngörmektedir (Köprülü, 2006). GAP planlama yaklaşımı; entegre planlama yaklaşımı ve sürdürülebilir kalkınma felsefesidir. Bu iki yaklaşım birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Entegre yaklaşım, farklı kesimlerin (tarım, sanayi, eğitim, sağlık vb. kesimler) bir arada ve eşgüdüm içinde ele alınmasını içermektedir. Sürdürülebilir kalkınma ve insani gelişme böyle bir yaklaşımın ayrılmaz bir parçası ve sonucu olarak ortaya konmakta tüm kalkınma gayretlerinin merkezini "insan" oluşturmaktadır (Çeken ve Ökten, 2008).

Harita 3.4. Bölgesel Kalkınma Projeleri

Kaynak: Akci, 2015.

Bir diğer önemli bölgesel ölçekli proje, 1997 yılında Doğu Anadolu Bölgesinin kalkınması için DPT ve beş üniversitenin rektörlüğünün işbirliği ile başlatılan Doğu Anadolu Projesi (DAP) olarak sayılabilir. Proje, Doğu Anadolu Bölgesindeki 16 ili kapsamaktadır. Projenin bu bölgede seçilmesinin temel nedeni olarak ise bu bölgedeki illerin diğer illere göre gelişmişlik seviyelerinin çok düşük olması gösterilmiştir. Temel hedef olarak, kalkınmayı hızlandıracak aktivitelerin yaygınlaştırılması belirtilmiştir. Alt amaçlar olarak ise kentsel ve kırsal alanlarda refah düzeyinin artırılması sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması vurgulanmıştır. Entegre yaklaşım benimsemesi ve katılımcılığı esas alması yönünden ve gelişmeyi öncelikle tarıma dayalı olarak görmesi yönünden

DAP, kırsal kalkınma projeleri ile benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte proje ile birlikte yerel potansiyellerin harekete geçirilmesi yönünden de katılımcı kırsal kalkınma yaklaşımı özelliği taşımaktadır (Sarıca, 2001; Köprülü, 2006).

Doğu Karadeniz Bölgesi’nin Türkiye'nin komşu ülkelerle daha gelişmiş ilişkiler oluşturmasında ve uluslararası toplumdaki konumunu güçlendirmesinde, bölgenin potansiyellerini değerlendirecek bir gelişme planı ihtiyacı gereğiyle ortaya çıkan bölgesel proje ise Doğu Karadeniz Bölgesel Gelişme Projesi (DOKAP) olarak anılmaktadır. Bu amaçla Karadeniz Bölgesi’nin doğusunda yer alan illeri kapsayacak alt bölgede, ülkenin diğer bölgeleriyle olan gelişmişlik farkının azaltılması, bölgede yaşayan nüfusun refah düzeyinin yükseltilmesi ve göç eğilimlerinin istikrarlı bir dinamiğe kavuşturulması için bölgesel gelişme projesi hazırlanması ihtiyacı doğmuştur (Sarıca, 2001).

Yeşilırmak Havza Gelişim Projesi (YHGP) ise Yeşilırmak Havzası'nda ekolojik dengeyi bozmadan, arazinin uygun ve ekonomik kullanımı, doğal kaynakların güncel takibinin ve yönetilmesinin sağlanması, bu kapsamda erozyonun önlenmesi, su kirliliğinin belirlenmesi ve meraların ıslahı, orman alanlarının belirlenmesi ve takibi, kentleşme ve sanayileşmenin izlenmesi ve planlı gelişimi konularında, sorunların çözümü amaçlanmaktadır. Projenin coğrafi alanı Amasya, Çorum, Samsun ve Tokat illerini kapsayan Yeşilırmak ve kollarının oluşturduğu havzadır (Anonim, 2000a: 78; Anonim, 2000b: 37; Anonim, 2007a: 9).

Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun küçültülerek, Karabük ve Ereğli Demir Çelik İşletmeleri’nin özelleştirilmesi ile meydana gelecek ekonomik ve sosyal sonuçlarının analiz edilmesi gerekliliği kapsamında geliştirilen bölgesel proje, Zonguldak–Bartın– Karabük Bölgesel Gelişme Projesi (ZBK) olarak tanımlanmıştır. Proje; özel sektör için yeni faaliyetlerin geliştirilmesi, yatırım alternatiflerinin belirlenmesi, yeni iş imkanları sağlanarak dışa göçün azaltılması, imalat sanayi ve hizmetler sektöründe yeni istihdam alanlarının oluşturulması, tarım ve ormancılık faaliyetlerinin dengeye kavuşturulması ile gelir ve işgücü niteliklerinde artış sağlanması amaçlamaktadır (Anonim, 2000b: 33; Anonim, 2007a: 10)

Konya Kapalı havzasında su ve tarım alt yapısının yetersizliği nedeniyle tasarruflu su kullanımı amacıyla Kalkınma Bakanlığı’nın bir dizi çalışma yapması ve bu bölgenin tarımda daha rekabetçi üretim yapmasını temin için tedbirler alınmasıyla başlatılan proje ise Konya Ovası Bölgesel Gelişme Projesi (KOP) olarak anılmaktadır. Bölgede aynı zamanda arazi toplulaştırması ve basınçlı sulama sistemlerine geçiş için

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile birlikte bir program geliştirilmiştir. Küçük ve parçalı arazi yapısı ile salma sulamanın tarımsal üretimde verimli olmadığı Bölgede, su tasarrufu amaçlı olarak tarım alt yapısının geliştirilmesi ve çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması önem taşımaktadır. KOP başlangıçta tarımsal sulama projesi iken 2011 yılında KOP Bölge Kalkınma İdaresi'nin kurulmasıyla tarım ve sulama yanında diğer sektörleri de içeren kapsamlı, bütünleşik ve çok sektörlü bir bölgesel kalkınma projesine dönüşmüştür (Anonim, 2014j).

KOP eylem planında temel öncelik tarım, su ve çevresel sürdürülebilirlik olarak kabul edilmektedir. Planda bölgede mevcut su varlığının azalma eğiliminin devam etmesi varsayımıyla bölgenin ekonomik olarak en önemli sektörü olan tarımın nasıl etkileneceği, bölge kalkınmasında tarım sektörünün tek araç olup olmayacağı ve tarım dışında geliştirilme önceliğine sahip sektörlerin neler olacağı üzerinde durulmaktadır (Anonim, 2012).

Üçüncüsü; İlçe Bazlı Yerel Kalkınma Programları, 10. Planda kırsal yerleşimlerin kalkındırılması amacıyla hazırlanacağı belirtilmektedir. Kırsal yerleşimlerin farklı sektörlerdeki ihtiyaçlarının bir arada programlanmasından oluşacak ilçe bazlı yerel kalkınma programının tasarımı şehirlere yakınlık durumuna göre, orta ve uzak kırsal yörelerin şartları dikkate alınarak farklılaştırılacağı belirtilmektedir.

Onuncu Kalkınma Planına göre; ülke genelinde kırsal yerleşimlerde, nüfus azalmasının ve yaşlanmanın getirdiği riskler artmakta, şehirlere yakın ve uzak kırsal alanlar arasında belirgin bir farklılık görülmektedir. Bu nedenle kırsal alan politika ve uygulamalarının da zenginleştirilmesine, politika tasarımı ve uygulamada sadece köy ve bağlı birimleriyle sınırlı olmayan bir yaklaşımın geliştirilmesine ihtiyaç vardır (Anonim, 2013a: 135).

Kırsaldaki sorunların aşılması için düşük gelirli bölgelerde ekonomik faaliyet kollarının çeşitlendirilmesi, KOBİ ve mikro işletmelerin geliştirilmesi, üretim ve istihdam yapısının turizm, ticaret, gıda sanayi, küçük ölçekli üretim gibi tarım dışı ekonomik faaliyetlerle çeşitlendirilmesi ulusal pazarla ve diğer bölgelerle bütünleşme düzeyinin yükseltilmesi, eğitim, sağlık, iletişim ve yerel yönetim hizmetlerinin sunum kalitesi ve erişilebilirliğinin artırılması gerektiği vurgulanmaktadır.

Benzer Belgeler