• Sonuç bulunamadı

Rahmi Bey’le Mülakat

Sulh Müsteacil ve Münferit Olmalıdır.

(Jurnal Doryan)ın dünkü nüshasında Aydın Valisi Rahmi Bey bir mülakatı intişar etmiştir. Şekil zahirisi itibarıyla muhtasar beyanattan ibaret olan bu mülakat, tercüman olduğu ruh ve mana nokta-ı nazarında ahval-i hazıra da haiz ehemmiyet görülmemek mümkün değildir. Beyanat-ı vefanın haiz ehemmiyet olmayan hemen hemen bir noktası yok gibidir. Rahmi Bey, akdetmek mecburiyetinde olduğumuz sulh da müsteaciliyet müteram olunması ve vücûbuna kaildir. Burası böyle olunca sulh teşebbüsümüzün münferit bir mahiyeti haiz olması lazım geleceği bedihi bu- lunması mülahazasında Rahmi Bey’in müspet cevap vermekte hiç tereddüt etmemiş olduğunu görüyoruz. Biz Rahmi Bey’i nasılsa bir kere girişilmiş olan bu harbin sul- hunun dahi mümkünse ve mümkün olduğu müddetçe müştekiren yapılması elbette daha hayırlı ve faydalı olacağına zâhiptir diye zan ve hesap edebilirdik. Fakat beya- nat vakisinde Rahmi Bey’in meseleyi bu türlü zan ve hesaplara hiç ihtimal bırakma- yacak bir sarahatle mevzubahis eylemiş olduğunu görmekteyiz. Belki bizde Rahmi Bey’in öteden beri bu harbe malum olan şekilde girişilecek yerde ve hatta girişildik- ten sonra dahi İngiliz ve Fransız hükümetleri ile anlaşmak tarikini tercih ve iltizam

116 eyleye gelmiş ve bunu her zaman mümkün sanmış olan mesleğinin intac-ı tabisiyle karşılaşıyoruz. Malum olduğu üzere Rahmi Bey’in bu mesleği gizli kapaklı bir şey değil idi. Ve bu mesleği muntazamı olarak kendisinin itilaf hükümetleri nazarında amel ve basiret sulhunu bir unsur siyaset addedile gelmiş olmasının esbab-ı mucibesi kendisinin muhtasarca söyleyiverdiği vecihle yalnız üserâ-ı harbiyeye hüsn-i suretle kılmasına da münhasır değildir. Aydın velayetinde miktarları hiç de az olmayan ve cümlesinin servet ve ticaretçe aledderacat mühim mevkileri bulunan itilaf tebaası harp devam ettiği müddetçe en ufak tazyik ve ezvac yüzü görmemişler, işlerinde güç- lerinde hatta mahzar-ı tehîlat olmak surette devam edip gitmişlerdir. Aydın vilayetin- de Ermeni meselesi olmamış, hülasa Rahmi Bey’in Aydın vilayetinde vali bulunma- sı, nasılsa bir kere bizim de iştirak ettiğimiz veyahut iştirak etmek ıztırarında bulun- durduğumuz bu harbe ait nokta nazarında mutedilde mesleği dolayısıyla, bu vilayetin başka ve müstesna bir hayat geçirmesine sebep müstakil olmuştur. Hatırlarda kalmış olmak lazım gelir ki müşterek İngiliz-Fransız donanmasının İzmir bombardımanı Rahmi Bey’in tedbir ve teşebbüsü ile bir taraf olmuş ve tayyare taarruzları da yine bu suretle tevakkuf uğrayıp gitmiş idi.

Rahmi Bey’in beyanatı içinde en ziyade mühim görülmek icap eden ve öyle de görülebilecek olan nokta ise harp ve sulh meselesinden dolayı Talat Paşa hüküme- ti ile olan münasebetlerinin ruh ve mahiyetini gösteren noktadır. Bu nokta mülakatın son kısmında açıkça görülüyor. Rahmi Bey’in harp ve sulh muvacehesindeki hat hareketi meçhul değil idi. Bugün fazla malum olmakta bulunan cihet, kendisinin bu meseleden dolayı Talat Paşa’yı mükerreren ikaz ve irşada çalışmış olduğudur. Rahmi Bey hadisatın kendisini haklı çıkarmış olmasına teessüf ediyor. Fakat bizce şu günler tesir ve teessüfle hâlâ itikat ve muahede ile geçirilecek günler değildir. Ne yapılması mümkünse yapılarak ve kim yapılabilecekse yaparak zayiat ve hasaratımızı imkânın son hadlerine kadar azalmak sırasıdır ve cümlemizin bu noktada hatta en ufak hissi- yat hususiyeden tecerrütle el ve baş birliği etmeliğimiz elbette en büyük farazen ce- miyetimizdir.

Rahmi Bey’in mülakatı (Jurnal Doryan)dan bir veceatı aynen naklediyoruz: İzmir Valisi Rahmi Bey kendisinden pek çok bahis olunan bir zattır. Şahsiyeti bu son zamanlarda hususi bir surette muteberiz etmiş ve bu da takip ettiği fikirdeki sebat ve cüretinden münbais bulunmuştur.

117 Uzun boylu sade, keskin nazarlı, tavrı sevimli, bir zat olan Rahmi Bey muhar- ririmizi kemal nezaketle kabul etmiş ve mülakat talebi is’âf eylemiştir:

-Beyefendi hazretleri ahval-i hazıra hakkında ki ihtisasatınız nedir?

-İhtisasatım şu ki gayrı kabul mukavemet bir surette sulha doğru gitmekteyiz, biz mümkün olduğu kadar çabuk akd-i sulh etmeye mecburuz. Hükümetimizin de bu lüzumu benim gibi hissetmiş olduğuna kâniyim. Geçirilen saatler aleyhimizdedir. Yani sulh ne kadar gecikirse tehlikede o kadar tezayüt eder.

-Bu sulh bir sulh-i münferit mi olacaktır? Rahmi Bey açık cevap verdi:

-Evet, Hükümet-i Osmaniye bir sulh-i münferit akdetmeye mecburdur. Al- manya aramızın düşman tarafından tahliyesi vuku bulmazdan evvel sulh talep etmek- le itikâf-ı muahede namusunu feshetmiştir. Demek ki mukavele münfesihtir ve bina- enaleyh biz istediğimiz ve selamet-i hükümetinin icap ettirdiği sulhu akdetmekte serbestiz.

-Sizce muhasımiyenin şeraiti neden ibaret olacaktır?

-Bu suale derhâl cevap verdim. Matbuatında buna dair muhtelif bir takım rivayetler deveran etmiştir. İtilafın şeraiti için hin-i hacette bu rivayetler bir mukaye- se olabilir. Herhâlde maddelerin müzakeresi bence açık sulh temin edildiğinden son- ra vuku bulabilir. O zaman hâl ve mevki takip olunacak hat hareketi gösterecektir.

-İngilizlerin zatıalilerine karşı hususi bir muhabbeti olduğu hakkında deveran eden şayialardan bahseder misiniz?

-Üserâ-ı harbiyeye hüsn-ü suretle bakıldığından dolayı Britanya hükümeti bana beyan-ı memnuniyet ve şükran etti. Eldeki mektupları bunun delilidir.

-Türkiye’nin harp temayülü hakkında ne fikirde bulunuverdiniz?

-Ben daima yanlış yola gittiğimizi takrir ediyordum. Maatteessüf hadisat beni haklı çıkardı: Harbe devam etmekle memleketi yanlış yola götüreceğimizi Talat Pa- şa’ya ihtar hususunda hiçbir fırsatı fevt etmedim.

Rahmi Bey sustu. Âdeti olan ketumluğunu bildiğimiz için şüphesiz kendisin- ce elim beyanat üzerinde ısrar ettik.

118 Rahmi Bey dün sabah şehrimizden müfarekat etmiştir. [S.45, s.1]

Benzer Belgeler