• Sonuç bulunamadı

2. KÜRT MESELESİNİN TARİHSEL EVRİMİ

2.1. KÜRTLERİN KİMLİĞİ

Tarihsel geçmişe bakıldığında, Kürt kimliğinin dayandığı noktalar ile ilgili birçok açıklama yapılmıştır. Kürt kimliği ile ilgili olarak yaygın anlayışlara bakmak gerekmektedir. Subarlar, Huriler, Mittaniler, Karduklular, Kurtiler, Kussiler gibi topluluklar birçok araştırmacıya göre Kürtlerin ilk atalarıdır. Diğer bir açıklamaya göre ise Kürtlerin esas atalarının Medler olduğu anlayışıdır. Medler doğudan gelen Aryan (ari-ırk) bir halktır. Sonraları bulunduğu coğrafyadan farklı alanlara yayılmışlardır. Başka bir açıklamaya göre ise Kürtlerin Kafkas halklarına yakın olduğu belirtilmektedir. Hatta Ermeniler ve Gürcüler’e yakın olduğu söylenmektedir.

Ancak bu görüş azınlıktadır. Bazılarına göre ise Hint- Avrupa kökenli oldukları ifade edilmektedir. Bu kadar farklı açıklama olmasına karşın Kürtlerin Medler’e dayandığı düşüncesi diğerlerine göre daha baskın olmuştur (Tan, 2011: 25-27). Bütün bu açıklamalar ile birlikte Kürt kimliği diğer bütün çağdaş uluslarda olduğu gibi ne bir aşiretin ne de soyun ürünü değildir. Tarihin her anında soylar ve aşiretler farklı halklara karışmış, kaynaşmışlardır. Bu durum Kürtlerde de aynı şekilde olmuştur.

Tek bir atadan söz etmek mümkün olmamıştır (Burkay, 2015: 51-52).

Bu açıklamadan da anlaşılacağı gibi modern ulusların hepsinin bir ataya bağlanması çok gerçekçi bir açıklama olmayacaktır. Bu nedenle Kürt kimliği içinde aynı şey geçerli olmakla birlikte açıklama yapma ve bir ataya dayandırma diğer uluslarda olduğu gibi Kürt ulusunda da olmuştur. Bu konu ile ilgili olarak başka açıklamalar da vardır. Kürtlerin ortak bir geçmişe sahip oldukları etnik anlamda tutarlı bir bütün oluşturabilmeleri yaklaşımının kuşkulu olduğu düşüncesidir. Büyük olasılıkla Kürtlerin çoğunun M.Ö ikinci bin yılın ortalarında İran’dan Batıya doğru hareket eden Hint-Avrupa güçlerinin soyundan geldiği ifade edilmektedir. Fakat onlar hakkında pek bir şey bilinmediği de belirtilmektedir (McDowall, 2004: 30-31).

42

Bütün bunlarla birlikte Kürtlerin Kafkaslardan geldiğini, Kürtlerin İranlılarla aynı olduğu ve Ermenilerle aynı ırktan olduğu söyleyen araştırmacılar da olmuştur.

Kimileri ise Kürtlerin de Türkler gibi Turanî olduğunu ifade etmektedir (Sekban, 2006: 15). Bilal Şimşir’e (2010: 521) göre, Kürtlerin Turanî olduğunu belirten anlayış; Kürtlerin bağımsızlıklarını az çok koruyabilen Turanî bir kavim olduğunu ve sonradan İranileştiklerini söyler. İranileşme özellikle dil konusunda olmuştur Kürt kimliğinin ne anlam ifade ettiğini tam olarak anlamak için yaşadığı coğrafya, dil ve dinlerine bakmak gerekir.

Kürtlerin yoğun olarak yaşadıkları coğrafyaya Kürdistan adını tarihte ilk olarak Selçuklu Sultanı Sencer’in verdiği ve bu isimle bir eyalet oluşturduğu genel bir kabul olmuştur. Büyük Selçuklu Devleti döneminde Sultan Sencer Zagros dağlarının doğusunda Hemedan, Dinewar, Kirmanşah ve Serandaj’ı batıda ise Zap Suyu bölgesindeki Şehrezor ve Sincar bölgesini içeren bir Kürdistan Eyalet'i oluşturmuştur. Aynı şekilde Osmanlı Devletinde de Diyarbakır merkezli bir Kürdistan eyaleti kurulmuştur (Burkay, 2015: 13). Buradaki Kürdistan bugün anladığımız anlamıyla siyasi bir anlam ifade etmiyordu. Daha çok coğrafi olarak anlamlandırılmaktaydı. Nasıl ki Türkiye’nin yanında Rumların yaşadığı bölgeye Diyar-ı Rum deniliyorduysa, Kürtlerin yaşadığı o bölgeye de Kürdistan denilmekteydi (Konda, 2011: 39).

Kürtlerin yaşadıkları coğrafya ile ilgili bir diğer önemli unsur ise yaşadıkları bölgelerdeki nüfus oranlarıdır. Kürt nüfusu ile ilgili olarak tartışmaların olmasının temelinde Kürtlerin kimlerden oluştuğu konusu vardır. Bu da Kürt kimliğini tanımlama açısından önemli bir konudur. Kürt denildiğinde kimlerin kastedildiği açığa kavuşturulması gereken bir durumdur. Dımili (Zazaca) (Türkiye), Kurmanci (Türkiye), Sorani (Irak ve İran) ve Gorani (İran), Badinâni (Irak) konuşanların Kürt nüfusu içerisinde hesaplanması konusunda araştırmacılar arasında bir uzlaşma vardır (Çay, 1993: 124). Fakat Bahtiyariler, Lurlar, Talişler, ve Lekler gibi toplulukların Kürt sayılıp sayılamayacağı konusunda anlaşmazlıklar yaşandığı söylenebilir.

Bununla birlikte Kürtler yaşadıkları coğrafyalardan sürekli göç ettikleri için nüfusları tam kestirilememiştir. Örneğin Türkiye’deki Kürtlerin çoğu gerek siyasi gerek ekonomik şartlardan dolayı batıya göç etmişlerdir (Tan, 2011: 32- 33). Batı illerinde

43

bulunan Kürt nüfusu siyasi baskılardan ve ekonomik nedenlerden dolayı göç edenlerdir. Bu göçler sadece Anadolu ile sınırlı olmayıp, başta Almanya olmak üzere birçok Avrupa ülkesine de olmuştur (Burkay, 2015: 31).

Bütün bu açıklamalarla beraber Kürt nüfusunun en fazla olduğu ülke Türkiye, İran, Irak ve Suriye şeklinde sıralanmaktadır. Başka ülkelerdeki Kürt nüfusu da dâhil edildiğinde bugün 30-40 milyon arasında Kürt olduğu ifade edilmektedir. Türkiye’de Kürt nüfusunun fazla olması belki de günümüze kadar devam eden bir mesele olması gerçeğini destekler niteliktedir. Çünkü bu derece büyük bir nüfusa sahip olan Kürtlerin, Türkler ve diğer halklarla kaynaşmış bir şekilde aynı topraklar üzerinde yaşaması her ne kadar olumlu gürünse de bir şekilde sorunlar ortaya çıkmaya da elverişli bir ortam hazırlamaktadır. Ancak çözümlenemeyecek kadar umutsuz bir durum da değildir (McDowall, 2004: 25). Bu konu ile ilgili olarak araştırma yapan başka bir isimde Martin Van Buruinessen’dir. Ona göre 1970’li yıllarda orta doğuda 24-27 milyon civarında Kürt nüfusu bulunmaktadır. Bunların yaklaşık 13 milyonu Türkiye’de yaşamaktadır. 1975‘te nüfusun tahminen yüzde dokuzunu oluşturmaktadır. Ancak neredeyse Türklerin iki katı çoğaldıkları için 20 yıl içerisinde toplam nüfusun yüzde yirmi üçünü oluşturabileceklerdir, şeklinde ifade etmiştir (Bruinessen, 2015: 15). Kürtlerin nüfusu ile ilgili benzer açıklamalar mevcudiyetini korumaktadır. Kürtlerin nüfusundan bahsedilirken bazı halkların Kürt sayılıp sayılamayacağı konusunda ihtilaflar olduğunu belirtilmiştir. Aynı şekilde Kürtlerin dilleri konusunda da bu durum söz konusudur. Dil bilimciler Kürtçe’nin Hint- Avrupa dil ailesine ait bir dil olduğunu ifade etmektedirler. Bu konu ile ilgili olarak Kürtçenin farklı lehçeleri olduğu da ifade edilmektedir. Bunları Kurmanci, Dimili (Zazaki), Sorani, Gorani olarak ayrılmaktadır. Bu oluşumlar da bölgelere göre ayrılmakta ve kimi lehçelerin Farsçaya yakın olduğu belirtilmektedir. Ancak bu konu ile ilgili tartışmalar devam etmektedir. Bu tartışmaların temelinde bu lehçelerin aynı dilin lehçeleri mi yoksa aynı kökten gelmekle beraber tarih içerisinde birbirlerinden oldukça farklılaşmış ayrı diller mi oldukları ile ilgilidir (Tan, 2011: 35).

Kürt kimliği açıklanırken üzerinde durulması gereken diğer bir konu ise Kürtlerin benimsediği dinlerdir. Diğer bütün toplumlarda olduğu gibi Kürtler de çeşitli dinlere tabi olmuşlar ve zaman içerisinde değişimlere uğramışlardır. Kürtlerin

44

İslamiyet’ten önce mensup olduğu en eski din Zerdüştlük2 olmuştur. Müslümanlığın yayılmasından sonra Kürtler zaman içerisine Müslüman olunca Zerdüştlük dininin etkisi azalmıştır. Sonraları nerdeyse yok denilecek kadar az sayıda bu dine mensup insan kalmıştır (Kutlay, 2013: 20). Kürtler arasında çok yaygın olmamakla beraber günümüzde halen varlığını koruyan diğer bir din ise Yezidiliktir3. Türkiye’de de bu dine mensup insanlar halen vardır. Kürtler zaman içerisinde birçok din ile tanışmasına rağmen en fazla mensup olduğu din İslamiyet olmuştur (Bruinessen, 2015a: 21). Bu konu ile ilgili olarakTan (2011: 43);

“Kürtler Hazreti Ömer döneminde, 647 yılından itibaren Müslümanlığı kabul etmeye başladılar. 639 tarihinde Kuzey Suriye ve Güneydoğu Anadolu’nu Müslümanlarca alınması ve 644’te Kadisiye Savaşı ile İran’ın yönetiminin tümüyle Müslümanların eline geçmesinden sonra Kürtler arasında Müslümanlık yayılmaya başlandı. Kürtler, Müslümanlığı Türklerden 200 yıl önce kabul ettiler. Türkiye’nin en eski camii, 639 yılında tarihi Mar-Toma Kilisesinden çevrilen Diyarbakır Ulu Camii’dir. Bugün çok az Yezidi dışında, Kürtlerin yaklaşık yüzde 98-99’u Müslüman’dır.”

Kürtler ile ilgili olarak şimdiye kadar değinilen bütün konular Kürt kimliği hakkında belli başlı bilgiler edinmek için önemlidir. Özetle Kürt kimliği ile ilgili olarak şu söylenebilir: Kürtlerin etnik yapısı hakkında çok fazla açıklama yapılmasına yapılmıştır. Bunun yanı sıra dillerinin farklı lehçeleri olduğu ifade edilmiştir. Yaşadıkları coğrafya açısından Türkiye, İran, Irak ve Suriye merkez olarak görülmektedir. Dünyada 40 milyona yakın Kürt olduğu düşünülmektedir.

2 Kürtlerin İslamiyet'ten önceki kutsal dinlerinin Zerdüşt dini (Zorovastrenizm, Zerdüştlük) olduğu bilinmektedir. MÖ 660-583 yılları arasında yaşamış olduğu bilinen Zerdüşt tarafından kurulan Zerdüştlük, uzun savaşımlar sonucunda zamanla yaygınlaşmış ve Sasâni Hükümdarlığı (M.S. 211-640) zamanında devlet dini olarak kabul edilmişti. Zerdüşt dininin bir diğer adı ya da formu olan Mazdeizm, Mazda ya da Ahura Mazda kökenlidir. Tanrı Zeus’un karşılığı olan Ahura Mazda, Zerdüştilerin tüm gök, güneş, ay, ateş, su, tanrılarını adlandırmak için kullandıkları genel bir addır.

Zerdüşt dini hakkındaki bilgiler Zerdüştilerin başlıca kutsal kitabı olan Avesta, Pehlevi kitapları, Herodot ve Plutarch gibi tarihçilerin yapıtlarıyla çeşitli İslam, Ermeni vb. kaynaklara ve günümüze değin Zerdüştlük inancına bağlı kalmış olan kimi topluluklardan (Gebriler, Parsiler) elde edilen bilgilere dayanmaktadır.Bkz. A. Medyalı, Antik Kürdistan’da Dinsel Yapılanma Zerdüşt ve Öğretisi, Apec-Tryck Förlag Basımevi, Stockholm, 1991.s.15-16.

3 Yezidilik, Hazreti Muhammed’in emriyle babası Taif kentine sürülen dördüncü Emevî Halifesi I.

Mervan ile aynı soydan gelen Adi Bin Musafir tarafından, Zerdüştlük ilkeleri üzerine kurulan bir dindir. Yezidiler (Ezidiler) evren ve insanların Azda adında bir tanrının görevlendirmiş olduğu Melek Tavus tarafından yaratıldığına inanmaktadırlar. Yezidiler "Mushafa Reş" ve "Kitab el Celve" adlı kitapları dinî öğretilerinin ana kaynağı olarak kabulleniyorlar. Bunun yanında Yezidilerin bugün yaşadığı bölgede eskiden yaşayan birçok dinden etkilendiği söylenmektedir. Hatta bu dinlerin karışımı bir din olduğu söylenmektedir. Bkz. Davut OKÇU, İslam’dan Ayrılan Cereyanlar Yezidilik ve Yezidiler. 1993, s. 12-14 http://www.eskieserler.net/files/DavutOkcu.pdf:

45

Dinleri açısından bugün ise neredeyse tamamına yakını Müslüman’dır. Kürt kimliği ile ilgili bilgiler sunulduktan sonra, Kürt meselesinin ne zaman ortaya çıktığına bakmak gerekir.