• Sonuç bulunamadı

Küresel köy kavramı, sıradan bir insanın internet ile alakadar olmasından çok daha önce üstelik internet bu kadar yaygın değilken, 1962 ve 1964 yıllarında Marshall McLuhan tarafından

The Gutenberg Galaxy: The Making of Typographic Man ve Understanding Media isimli

kitapları ile ortaya atılmıştır. Kısaca özetlemek gerekir ise; küresel köy, elektronik medyanın yarattığı bir kavram olmakla beraber dünyadaki tüm insanların doğaları gereği bağlantılı olduklarını ve eletronik medya yolu ile bilgilere ulaşma ve paylaşma yeteneklerinin arttırıldığını ifade eder. McLuhan, küresel köyün “Birbirimiz ile alakamızı arttıracağına, bilgiye ulaşımın dağılacağına ve bilgi tüketimi konusunda daha katılımcı ve üretici olunacağına” inanmaktadır. 26 Küresel köy kavramı katılımcı demokrasinin bir aracı olarak görülebilir. Padraic Burns de diğer iletişim formlarına kıyasla, internetin katılımcı bir arayüz sunduğunu ve dünyadaki tüm insanlara demokratik çerçevede komünler kurma ve toplumsal hareketler düzenleme hakkını vererek sınırları yıktığını iddaa etmiştir.27 Geleneksel iletişim modelleri, bir kaynaktan milyonlara ulaşırken ve bu tekel kaynaklar içeriği kontrol ederken; internet birer televizyon istasyonu kurmayı ve ya yazar olmayı milyonlarca insana vererek çoğul iletişime geçmeye olanak tanımıştır. Böyle bir ortamda zaman ile yer kavramı yok olmaktadır. İletişim sürecinde yer kavramının yok olması insanların birbirleri ile daha içli dışlı olduğu ve bağımlı olduğu, eski sözlü

25 Albrecht Hofheinz, “Nextopia? Beyond Revolution 2.0”, International Journal of Communication, Vol. 5, 2011,

s. 1422.

26http://www.pbs.org/mediashift/2007/08/the-14-messages-of-new-media218.html Erişim Tarihi: 24.03.2012 27 Padraic Burns, “The Global Internet : Utopia, Democracy and the Digital Divide”, American Sociological

gelenekleri andıran yeni bir küresel iletişim duygusu yaratmaktadır. Yerin yok olduğu durumlar ise toplumsal değişime yol açacaktır. Diğer bi deyişle internet ve özellikle Web 2.0 kullanıcıları çevrimiçi bilgileri tüketme modelinden üretme modeline geçerek siyasi iletişimin paylaşılmasını, yaratılmasını ve iletilmesini sağlamıştır.

Web 2.0 teknolojileri, küresel köy kavramını kullanıcılar arasında katılımı ve etkileşimi yaratan araçlar ile web siteleri yaratarak etkin kılmıştır.28 Özellikle, Web 2.0 gelişmesinin getirmiş olduğu sosyal medya araçları, 1998 yılında Duncan Watts ve Steve Strogatz tarafından geliştirilmiş olan küçük dünya şebekesi adlı modelin desteklenmesine ve yayılmasına yardım etmiştir.29 Bu modele göre küçük gruplar yoğun şekilde bağlantılıyken, büyük gruplar zayıf bağlantılıdır. 30 Büyük gruplar, küçük grupların birbirine eklenmesi ile oluşturulur. Bu küçük gruplardan bir kişi eksildiği takdirde, kalanlar arasındaki bağlantı aynen Facebook aracında görüleceği üzere kopmamaktadır. Bu durumda, daha somut bir resim çıkartmak adına Shirky bu modeli “Büyük şebekenin daha güçlü alt şebekelerden oluşan seyrek bağlantılı bir grup olması” olarak yorumlamıştır.31 Bu sistem içerisinde bilgi, ağlardan aktarıldığı için bağlantılı olduğunuz bireylerin ilgilendikleri konular ve ya bilgiler otomatik olarak size ulaşmaktadır. Küçük dünya

modeli, Facebook gibi sosyal ağlarda küresel köylerin nasıl kurulduğunu açıklamak için önemli

bir kaynaktır.

Diğer taraftan, Marshall McLuhan hiç kuşkusuz ki teknolojik determinizme şekil veren en önemli kuramcılardandır ve bu özelliği en çok eleştirilen yanı olmuştur. Teknolojik determinizm, yeni teknolojiler keşfedildikçe; bu teknolojilerin toplumsal değişimlere yol açacağını ve bu süreç için gerekli koşulları sağlayacağını savunur. Erol Mutlu’nun deyişi ile teknolojik determinizm

“Teknolojinin hem özerk olduğu hem de toplum üzerinde belirleyici etkileri bulunduğu

varsayımıdır.”32 Marshall McLuhan’ın teknolojik determizmine olan yatkınlığını en iyi özetleyen

28 Teresa M. Harrison, Brea Barthel, “Wielding new media in Web 2.0: Exploring the history of engagement with the

collaborative construction of media products”, New Media & Society, Vol. 11, No. 1-2, s. 155-178.

29 Shirky, Herkes Örgüt: İnternet Gruplarının Gücü, s. 187.

30 Duncan J.Watts, Six Degrees: The Science of a Connected Age, W.W. Norton & Co., New York, 2004, s. 107. 31 Shirky, Herkes Örgüt: İnternet Gruplarının Gücü, s. 192.

teorisi “Araçlarımızı biz şekillendiririz ve karşılığında onlar bizi şekillendirir.” sözüdür.33 McLuhan, mesajı iletmek için kullanılan aracın bir etki oluşturduğunu savunur. Bu ünlü teoriyi açıklarken, “Araç mesajdır.” demiştir. Mesajın iletildiği aracın etki oluşturduğu görüşünden yola çıkılarak, medyanın anlamları şekillendirdiği ve sonuç olarak hem kültür hem de değerler üzerinde önemli bir etki oluşturduğu iletilmiştir. McLuhan’ın fikirlerine şekil veren çalışmalar ise Harold Adams İnnis tarafından ortaya atılmıştır. İnnis, iletişimi kültürün ana merkezi olarak görmektedir.34 Innis, ayrıca siyasi kurumların iletişimin varolan anlamları tarafından şekillendirildiğini ve sınırlandığını savunmaktadır. Teknolojik determinizmin bir başka örneği ise Wilbur Schramm’un çalışmalarında görülmektedir. Schramm; üçüncü dünya ülkelerinde, ikinci ve birinci dünya ülkelerinden daha düzenli bir ivme ile vukuu bulan değişimlerin birden yaşanacağını öne sürmüştür.35 Üçüncü Dünya Ülkeleri’nde “Bir medya geliştikçe diğerini alt üst edecektir ve bu tarihsel süreçteki gibi basın, resim, ses, video ve elektronik dizilimde gelişmeyecektir.”36 Bu medya araçları politik gücün merkezlerini, dünya görüşünü, kişisel ilhamları ve bilginin kaynağını değiştirecektir. Schramm’a göre, iletişimde gerçekleşen değişimler olmasa idi 60 yeni ülke şu an olmayacaktı.37

Teknolojiyi bu denli ana eksene oturtan bu yaklaşıma, yani teknolojik determinizme geliştirilen eleştirilerin odak noktası insan faktörünü ikinci plana atmasıdır. Yeni teknolojilerin toplumu her seviyede; yani kurumları, toplumsal ilişkileri ve kişiler arası ilişkileri dönüştürmesi eleştiri noktası olmuştur. Bu açıdan diğer toplumsal faktörlerin etkileri gözardı edilmiştir. Değişimleri toplumsal şartlara bağlayan, toplumsal deterministler ise toplumsal gereklilikler ve teknolojik yenilikler arasında nedensel bir ilişki öne sürmüşlerdir.

33 Derya Altay, “Küresel Köyün Medyatik Mimarı: Marshall McLuhan”,Kadife Karanlık, içerisinde, (der.) N. Rigel,

Su Yayınevi, İstanbul, 2003, s. 22.

34 David V. J. Bell, “Global Communications and Culture: Implications For International Security”, York Centre

for International and Strategic Studies, Ontario, 1991, s. 2.

35 J.Bell, a.g.e. , s.3.

36 Wilbur Schramm, “Mass Communication”, Communication, Language and Meaning: Psychological

Perspectives içerisinde, (der.) G. A. Miller, Basic Books, New York, 1973, s. 221.

Toplumsal deterministlerden Raymond Williams, teknolojik gelişmelerin toplumsal bir sürecin ürünü olduğunu savunmaktadır.38 Jennifer Daryl Slack ve J. McGregor Wise ise teknolojinin iki varsayıma bağlı olduğunu savunmaktadır.

“1.Değerler, duygular, inançlar ve kültür pratikleri belli teknolojilerin geliştirilmesine ve kullanılmasına neden olur.

2. Kültürdeki değişimler, teknolojide değişimlere neden olur.”39

Örneğin, World Wide Web’in kurucusu Tim Berners-Lee aslında bu teknolojiyi dosyalarını paylaşma sıkıntısı çeken akademisyenler ve fizikçiler için geliştirmiştir. Yani bu teknolojinin bulunmasındaki neden sosyal bir problemdir.

Kısacası; teknolojik deterministler, teknolojiyi toplumsal değişimlerin nedeni olarak görürken; toplumsal deterministler, teknolojinin çözmek için geliştirildiği toplumsal problemleri açıklarlarken teknolojiyi kullanırlar. Yani, iki görüş de teknoloji ve toplum arasındaki ilişkiyi neden ve etki arasındaki doğrusal bir eksene oturtmuşlardır. Ancak, bu eksende nedensellik örgüsünü farklı örmüşlerdir. Teknolojik deterministliğin hemen ardından internetin kamusal alan yaratıp yaratmadığı görüşlerini incelemekte fayda vardır.