• Sonuç bulunamadı

Yeni kitle iletişim araçlarının üretimi tamamen yurttaş katılımına bağlı olmakla beraber köktenci ve geleneksel medyaya meydan okumaktadır. Teoride herkes editör olabilmekte ve herkes kendi televizyon istasyonunu bile yönetebilmektedir. Buna göre internet, kamuoyunun oluşturulabileceği ve sosyal yaşantımıza hitap eden bir alandır.106 Ancak bu konuda en büyük tartışmalardan biri ise dijital uçurum adı verilen çatışmadır. İletişim ağları konusunda yetkin isimlerden Manuel Castells, sayısal uçurumu “İnternet erişimindeki eşitsizlik” olarak açıklar ve “İnternet, toplumdaki eşitsizliklerin üstesinden gelmek için gerekliliktir” der.107 Manuel Castells ile aynı görüşlere sahip bir diğer önemli ağ toplumu teorisyenlerinden, Jan van Dijk ise dijital uçurumu “Bilgisayarlara ve internete erişimi olanlar ve olmayanlar arasındaki uçurum” olarak tanımlamıştır.108 Bunun yanı sıra dört çeşit sayısal uçurumu açıklamışlardır. Bunlar sırasıyla:

I. Basit dijital deneyimden eksikliğe dayanan mental kullanım eksikliği

II. Bilgisayar ve network bağlantılarının sahipliğinin eksikliğine gönderme yapan materyal

eksikliği

III. Dijital yeteneklerin eksikliğini anlatan yetenek kullanımı eksikliği

106 Jürgen Habermas, “The public sphere: An encyclopedia article”, New German Critique , No.3, Güz 1974, s.

49-55.

107 Manuel Castells, The Internet Galaxy: Reflections on the Internet,Business and Society, Oxford University

Press, Oxford, 2003, s. 248.

IV. Anlamlı kullanım fırsatlarının eksikliğini ima eden kullanma şekline erişim eksikliği’ dir.109

Van Dijk’a göre internet ve bilgisayarlara materyal erişim açısından dijital uçurum, gelişen ülkelerde azalırken, gelişmekte olan ülkelerde hala büyümektedir. Yetenek kullanımı ve kullanma şekilleri konusunda ise uçurumun gittikçe derinleştiğini ve yaygınlaştığını savunmaktadır. Bilgileri ağlarda araştırmak, seçmek ve kullanmak bilgi yeteneği olarak sunulmuştur ve bu kaynakları birilerinin toplumdaki yerlerini geliştirmek gibi bir amaç ile ya da belirli özel amaçlara ulaşma amacı ile kullanma kapasitesi anlamındaki stratejik yetenek, hem gelişmekte olan hem de gelişmiş toplumlardaki nüfuslar arasında aşırı şekilde adaletsiz bölündüğü de vurgulanmıştır. Kullanım şekillerine gelindiğinde ise Van Dijk yüksek derecede eğitime ve gelire sahip bireylerin oyun, basit danışmalar ve diğer eğlence türü olguları daha çok benimsemiş olan alt düzey eğitime ve gelire sahip insanlara kıyasla; veritabanları, tablolar, sunum programları gibi olguları daha çok kullanma eğiliminde olduklarını saptamıştır.110 Ayrıca sadece mental ve materyal erişimin sağlanmasının diğer iki türü de altedebileceğini sanmanının son derece naiflik olacağını da bildirmiştir.

Pippa Norris ise dijital uçurumu çok taraflı bir fenomen olarak ele almıştır ve dijital uçurumu üç şekilde incelemiştir. Bunlar Manuel Castells ve Jan van Dijk’in de belirtmiş oldukları gelişmiş ve gelişmekte olan toplumlar arasındaki internete erişim farklılıkları ile beraber, zengin ve fakir ülkeler arasındaki bilgi uçurumunu içeren, toplumsal uçurum ve en önemlilerinden biri olan kamu hayatına katılımı destekleyen, mobilize eden ve katılımı sağlayan dijital kaynakların kullanımını elinde tutanlar ve elinde olmayanlar arasındaki demokratik uçurum’dur.111 Pippa Norris dijital teknolojilerin; politik sohbet odaları yaratmak, toplumların mobilitesini sağlamak gibi çeşitli alternatifler ile beraber, vatandaş yükümlülüklerine, yeni kanallar açacağını savunmaktadır. Bu açıdan, internet kullanımının, doğrudan demokrasi konusuna sıradan vatandaşların da dahil olabilme olasılığını arttırdığını bildirilir.

109 Fuchs, a.g.e. , s. 214. 110 Fuchs, a.g.e. , s. 214.

111 Pippa Norris, Digital Divide:Civic Engagement, Information Poverty and the Internet Worldwide,

Norris, internetin, toplumların cesaretlendirilmesi konusunda nasıl kullanılabileceği hakkında bir model oluşturmuştur. Bu modelde ulusal içerik makro seviyedeki teknolojik yayılımı, sosyoekonomik gelişmeleri ve demokratikleşmeyi içerisinde barındırırken; internetin her bir ülke içerisinde yayılımını belirtir. Politik sistemlerin kurumsal içeriği hükümetlerce ve kamuca kullanılan, dijital bilgi kullanımı ve iletişimini içererek vatandaşlar ve devlet arasında aracılık fırsatlarının yapılaştırılmasını sağlamaktadır. Son olarak kişisel seviyede, kaynaklar ve motivasyon, çevrimiçi vatandaş katılımını göstermektedir. Bu modelde, sosyoekonomik gelişmeler ve demokratikleşme teknolojik yayılıma neden olacaktır; geri dönüş olarak dijital dünyada ulaşılabilir olan politik sistemlerin ana kurumları, vatandaşların çevrimiçi şekilde katılma imkanlarını içeren sistematik bir içerik sunacaktır. Sonuçta, hangi vatandaşların bu fırsatlardan yararlanacağı ise kişisel kaynaklarına (zaman, para ve yetenekler gibi) ve motivasyon unsurlarına (ilgi, inanç ve yarar gibi) bağlı olarak çevrimiçi vatandaş katılımı sağlanacaktır.

Tablo 1.4 İnternet Kullanım Modeli112

Ayrıca, Norris’e göre, dijital teknolojiler kamuoyunu farklı şekillerde etkiler ve bu etkileşime dört taraflı bakmak gerekmektedir. Katılım tezi, dijital teknolojiler yolu ile bilgiye, ağlara ve iletişime erişim fırsatlarının, yurttaş sorumluluğunu ya geleneksel kanallar yolu ile zaten aktif

olan vatandaşların pekiştirilmesini ya da politik sistemden soğutulmuş yeni katılımcıların mobilize olmasını sağlayacağını savunur. Buna alternatif olarak, mobilite tez, internetin yükselişinin, toplum içindeki öncül değer ve tutumları etkileyeceğini belirtmektedir. Eğer internetteki politika, hem yeni grupları hem de yeni değerleri etkilerse bu bazıları tarafından siber demokrasi adıyla savunulan yepyeni ve mükemmel bir kamuoyu dönüşümünü de beraberinde getirecektir. Zira Philip Howard da, Digital Origins of Dictatorship and Democracy isimli kitabında, Müslüman ülkelerde demokratik değişimlerin, iletişim teknolojilerinin kullanımına bağlı olduğunu belirtmiştir.113

Tablo 1.5 Kamuoyu Üzerinde İnternetin Olası Etkileri114

Unutulmaması gerekir ki sadece çevrimiçi olmak, değerleri ve ya öncelikleri değiştiren bir deneyim olarak algılanmamaktadır. Ancak okullarda, evlerde ve işyerlerinde temelleri atılan sosyal ve politik değerler üzerinde internet ve teknolojik aygıtların etkisi de bu sayede yok sayılmamıştır. Yine de, toplum içinde de bu uçurumun olduğu varsayılırsa; Evgeny Morozov gibi kötümserler, dijital teknolojinin içinde güçlüler, zenginler ile fakirler ve güçsüzler arasında yeni eşitsizlikler içeren bir Pandora’nın kutusu olduğu görüşündedir. Bu görüşe göre dijital teknolojiler asıl elitlere iyi gelecektir. Ayrıca pek çok teknolojik gelişmeye rağmen aynen geleneksel çokuluslu şirketler e-ticareti nasıl domine ettilerse varolan otokratik sistemler de bu politik alanı kontrol edecek güce sahiptirler. İki görüşünde mantıklı çıkarımları bulunmasına

113 Howard, Digital Origins of Dictatorship and Democracy:y: Information Technology and Political Islam, s.

31.

karşın örneklem ülkelerde, özellikle Mısır’da dijital teknolojilerin olumlu sonuçlara yol açtığı barizdir. Aslında gerçek bir kamusal alanın olmadığı toplumlarda yeni bir kamusal alan oluşturarak, dijital teknolojiler ellerinden gelenin en iyisini yapmaktadırlar. Ancak elbette ki sayısal uçurum kavramı diktatör ikilemi ile son derece ilişkilidir.