• Sonuç bulunamadı

Bilgi ve Farkındalık Bilgi kaynağı Medya Aile/ arkadaş Doktor Bilgi Belirti/bulgu Etiyoloji Risk faktörleri Tanı/tedavi Tarama zamanı Bilgi eksikliği Yanlış bilgi Bilmeme (*belirti-bulgu *etiyoloji *risk faktörleri *tanı/tedavi *tarama zamanı) Bilgilendirilme

Korku Kitle çıkma

Kanser tanısı alma Memesini kaybetme Mamografinin zararı

Korku(Meme kanseri olma ve vücuda yayılması, başkasının bakımına muhtaç

olma)

İhmal/Erteleme Fiziksel bulgu yokluğu

Sağlıklı hissetme İşlemin verdiği rahatsızlık

Ailede veya çevrede kanser öyküsünün olmaması

Kanser tarama algısının pozitifliği

Ailede meme kanseri öyküsü ve sosyal destek

Yaşamdaki Öncelikler

Başka sorunların varlığı Kendine zaman

ayırmama

*Bu tema kolaylaştırıcı olarak bahsedilmemiştir

2. Kültürel Faktörler

Utanma Dini İnanç

* Bu tema kolaylaştırıcı olarak bahsedilmemiştir 3. Sağlık Hizmeti Sunumu Randevu alamama Kliniklerin kalabalık olması

Uzun bekleme saatleri Doktor önerisinin olmaması Sağlık personeli yaklaşımı Randevu alma Sağlık personeli iletişimi ve doktor önerisi

3.5.1. A. Meme Kanseri Erken Tanı Davranışlarına Katılım Engelleri 1. Bireysel Faktörler

Bireysel faktörler teması yaşlı kadınların meme kanseri ve taramaları ile ilgili bilgi ve farkındalığı ilgili meme kanseri bilgi kaynağı, belirti/bulgu, etiyolojisi, risk faktörleri, tanı tedavi bilgisi ve tarama zamanları, korku (Kitle çıkma, kanser tanısı alma, memesini

işlemin verdiği rahatsızlık, ailede veya çevrede kanser öyküsünün olmaması), kültürel faktörler (Utanma, dini inanç), yaşamdaki öncelikler (Başka sağlık problemlerinin olması, kendine zaman ayırmama) başlıkları altında incelemiştir.

Altı odak grup görüşmesinde kadınların büyük bir çoğunluğu meme kanseri belirti/bulgu, etiyolojisi, risk faktörleri ve taramalarla ilgili bilgisinin olmadığını bildirmiştir. Odak grup tartışmalar süresince tahminlerini “Ağrı sızı oluyor herhalde olmaz mı

değil mi?”, “Sizce nedir yani kanserin nedeni?”, “Çoğumuz da bilinçsiziz yavrum işte. Çoğu kadınlarımız da bilinçsiz. Nasıl yapacağını bilmediği için de bakılmıyor”, “Nelerden korunabiliriz. Ne yapmamız gerekir?” şeklinde ifade etmişlerdir.

Araştırmaya katılan katılımcıların yarısından daha fazlası meme kanseri ve taramaları ile ilgili bilgi kaynağı olarak en çok sırası ile medyadan, bir yakını veya arkadaşından ve daha az sıklıkla doktordan bilgi edindiğinden bahsetmiştir. Katılımcıların neredeyse hiç biri hemşireden bilgi almadığını bildirmiştir. Bilgilerinin sınırlı olmasını da yaşamlarında çok az sağlık personelinden bu konu hakkında yönlendirme ve bilgi aldıkları ile açıklamışlardır. Ancak son zamanlarda doktorların meme kanseri hakkında eskisine göre daha fazla hasta ile açık şekilde konuşmaya başladıklarını söylemişlerdir. Bir katılımcı “Mamografiyi kız

kardeşim çekildi. O anlattı bana”, bir diğer katılımcı “TV kanalı veriyor, doktorlar anlatıyor. Yani televizyon bas bas bağırıyor. Muayenenizi yaptırın diyorlar” bir diğeri “Ben bilgileri doktorumdan aldım” şeklinde görüşlerini bildirmişlerdir.

Meme kanseri belirtileri hakkında bilgisinin olmadığını çoğu katılımcı açıklamıştır. Meme kanseri belirtilerini konuşan az sayıdaki yaşlı birey ise sıklıkla memede kitle, akıntı, kızarıklık, meme ucu şekil bozukluğundan bahsetmiştir.

Kadınların çoğu meme kanserinin nedenleri olarak stres, beslenme şekli, genetik geçişi belirtmiştir. Katılanlardan birisi “Stres üzüntü yani başka bir şey değil” bir diğeri

“Pazarlardan alıyoruz yani organik hiçbir şey yok. Hepsi hormonlu yediğimiz şeylerin” bir

başkası “Genetikte çok önde yani. Ailede varsa” demiştir. Birkaç katılımcı ise sigara içme, hava kirliliği, sütyen kullanımının meme kanseri oluşumuna neden olacağını vurgulamıştır. Bazı katılımcılar meme kanseri nedenleri hakkında bilgisinin olmadığını söylerken bazılarının bilgiler konusunda kafaları karışıktı. Birkaç katılımcının meme kanserinin etiyopatolojisine ilişkin yanlış bilgisi vardı. Çarpma, ezilme, darbe, sıkma gibi fiziksel etkenlerin yanı sıra kullanılan plastik araçların da meme kanserine neden olduğunu düşünüyorlardı. Bir katılımcı

“Kocası aşırı derecede sıkmış. Onun üzerine vurmada, sıkmada kansere sebep olabiliyor diyorlar. Kadın ben ondan meme kanseri oldum diyor” diye cevaplamıştır.

Meme kanseri riskleri ile ilgili katılımcıların çok azı görüş bildirmiştir. Risk olarak iki katılımcı meme kanserinin erken yaşlarda da görüldüğünü ifade etmiştir. Meme kanseri risk bilgisi ile ilgili birkaç katılımcı genetik geçiş, emzirme ve doğum yapmamış olmayı bildirmiştir. Ancak ileri yaşın risk oluşturduğu hiçbir odak grup görüşmesinde tartışılmamıştır.

Odak grup görüşmesinde yer alan katılımcıların çoğu meme kanserinin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu söylerken birkaç katılımcı tedavisinin olmadığını söylemiştir.

“Yaşayanlar hiçbir sıkıntısı olmayan benim bildiğim çok insan var”, “Çünkü bildiğimiz kadarı ile yani çaresi yok” denilmiştir.

Yaşlı bireylerin hiçbirisi meme kanseri tarama zamanları konusunda doğru bilgi verememiştir. Mamografinin başlama zamanı olarak bir katılımcı menopoz dönemini, diğer katılımcı ise buluğ çağını ifade etmiştir. Bir katılımcı “Bence altı ayda bir değil mi? Her

kadının muayene olması şart” bir başkası “Valla hiç bilmiyorum. Ne desem yalan olur”

demiştir.

Kadınların çoğunluğu KKMM tam olarak ne zaman, ne sıklıkta ve nasıl yapacağını doğru söyleyememiştir. KKMM yapma durumlarını “her gün, her banyoda, aklımıza geldikçe

yapıyoruz” değişen sıklıklarda yaptıklarını açıklamışlardır. Kadınların birbirlerine nasıl

yaptıklarını anlatım sırasında da doğru yapamadıkları gözlenmiştir. Meme muayenesini yapan bazı katılımcılar ise KKMM yapma sırasında kitleyi anlayamama veya bulamama endişesinden bahsetmiştir.“Bana hiçbir şey denmediğinden ben bilmiyorum ben bir şey

yapmıyorum”, “Ama ben o sertliği bulamıyorum. Yani hiç anlayamıyorum göğsümü”,

şeklinde tartışmışladır.

Yaşlı bireylerin neredeyse hiç biri KMM yaptırmamıştı ve bu konu hakkında bilgisi yoktu. Bir katılımcı “Doktor muayenesi nasıl oluyor biz yalnızca memografi yaptırıyoruz.

Doktora muayene hiç olmadık” diye açıklamıştır.

Katılımcıların çoğu kanseri korkunç hastalık olarak algılamaktadırlar. Yaşlı bireylerin büyük çoğunluğu meme kanseri erken tanı davranışına katılmama nedeni olarak korku kavramını tartışmışlardır. Kadınlar en sık sırası ile kitle ile karşılaşma, kanser tanısı alma, memesini kaybetme ve mamografinin zararı korkusunu dile getirmişlerdir. Birkaç kadının mamografi işleminin memelere zarar verdiği ve kanser yaptığı ile ilgili inancı vardı.

Katılanlardan yalnızca bir kişi ölüm korkusundan bahsetmiştir. Bir kadın “Gidip

baktırmıyoruz acaba bir şey mi çıkacak diye o korkuyla”, “Elime bir şey gelir mi diye korkuyorum”,“Başlangıçta tedavisi mümkün ama ilerleyen dönemde göğsün alınacağını biliyoruz”, “Mamografiyi çektirmiyoruz yani zararı olmasın diye ”, “Işın tedavisi olduğu için zararlı oluyormuş”, “Bu sıkıştırma yönteminden dolayı göğsün içinde ezilmeler oluyormuş. O bile göğsü zedelediği için kansere yol açtığı vakalar olmuş” demişlerdir.

Bütün odak grup görüşmelerinde meme kanseri erken tanı davranışına katılmama nedenleri arasında en sık vurgulanan ertelemeyle sonuçlanan ihmal idi. Fiziksel belirtinin olmaması ve kendilerini sağlıklı görme nedeni ile meme kanseri erken tanı davranışlarına katılmadıklarını tartışmışlardır. Birkaç kişi çevresinden mamografi taramasına katılım konusunda cesaret aldığı halde yine de ihmalden yaptırmadığını ifade etmiştir. Katılanlar “Ne

zaman kendimde bir emareler hissederim o zaman madem bende bu belirti var gideyim muayene olayım derim”, bir diğeri “Baktım ki son dört senedir çektirmemişim. Benim kızım devamlı uyarıyor anne git çektir, yaptır. Demek ki ihmalkarlık herhalde”, bir başkası “Ben kendimi çok sağlıklı görüyorum hiç böyle korkulu bir şey hissetmiyorum” şeklinde ifadeler

kullanmışlardır.

Mamografi işleminin rahatsızlığı bütün gruplarda konuşulmuştur. Kadınların büyük çoğunluğu mamografi çekilirken kendisinin veya çevredeki kişilerin ağrı, acı ve sancı deneyimlediklerini bu nedenle mamografi çektirmek istemediklerini vurgulanmışlardır. Bir kaç katılımcı yeni bir araç geliştirilmesi ile ilgili öneri vermiştir. “Kaç sene önce çekildim

memografiyi. Canımı yaktılar. Bir daha da gitmedim”, “Valla o cendereyi halletmeleri lazım. Ben onu bunu bilmem”, “Çektirenler çok acıyo diyorlar o yüzden ben de gitmedim” şeklinde

açıklamalar yapmışlardır.

Kadınların bazıları meme kanseri erken tanı davranışına katılımlarında engelleyici bir etken olarak ailede veya çevrede kanser öyküsünün olmamasını dile getirmiştir. Bir kadın

“Bizim sülalede hiç öyle bir şey görmedim. Herhangi bir yerden kanser, ya da meme kanseri. O nedenle hiç aklıma gelmiyor yani” demiştir.

Birkaç kadın başka sağlık problemlerinin olması ve toplumdaki kadının rolü nedeni ile kendilerine zaman ayıramamayı taramalara katılımlarında engelleyici faktör olarak açıklamıştır. Kadınlardan birisi “Ben üç yıldır gitmiyorum. Başka rahatsızlıklarım oluştu.

Onlar onun üstüne daha ağır bastı. Onun için uzaklaştım”, bir diğeri “Şimdi günün kadını da çok meşgul. Evin bütün yükü benim omzumda. Bakıyorum üst komşum öyle. Eşlerimiz sadece

oturuyor televizyon seyrediyor. Biz koşturuyoruz. Kendi hastalığımız aklımıza düşmüyor. Benim gördüğüm bütün kadınlar böyle. Hiç kendim için yaşamadım bu güne kadar. Hep çocuklarım, kocam ve torunlarım. Kendimize bakmaya hiç fırsat yok”.

2. Kültürel Faktörler

Kadınlar taramalara katılım engelleri ile ilgili kültürel faktörlerden sıkça söz etmişlerdir. Bazı katılımcılar Türk toplumunun kültürel yapısı ve dini inancı nedeniyle meme ve kadın vücudu mahrem olarak görüldüğü için utanma duygusunun yaşandığını ve bu nedenle başka kadınların ve kendilerinin taramalara katılmadıklarını ya da katılmakta isteksiz olduklarını vurgulamışlardır. Doktorların kadın olmasının taramalara katılımlarını kolaylaştıracağını düşünen ve öneren kadınlar vardı. Kadınlardan bazıları ise doktora namahrem olmadığını taramalara katılmalarında doktorun kadın veya erkek olmasının kendilerini rahatsız etmediğini belirtmişlerdir. Ayrıca meme kanserinin Allah’tan gelen bir durum olduğu inancına sahip yaşlılar da vardı. Katılımcılar “Kadın doktor olsa daha rahat.

Bunlar göz önünde bulundurulsa Türk halkına çok daha uygun olur”, “En çok utanmaktan gidilmiyor” “O da benim evladım gibi çekti mamografiyi. Doktorlara namahrem yok helaldir”. “Allah yazmamış olsun diyorum. Yani yapabileceğimiz o kadar” şeklinde ifade

etmişleridir.

Benzer Belgeler