• Sonuç bulunamadı

Kufe şehri kurulurken ilk olarak mescid yeri tespit edilerek inşa edilen câmiidir.108 637

yılında İranlı Mîmar Rozbih b. Bozorgmehr tarafından yapılan bu ilk mescit109 şehrin

merkezinde ve basit bir şekilde inşa edilmiştir.110 Sınırları ok atılarak belirlenen

mescidin boyu ve eni ikiyüzer arşın (yaklaşık olarak yüz metre) olup sınırları hendek kazılarak belirlenmiştir. Etrafı boş olduğu için mescitte oturanlar Hîrc'deki Deyru Hind'i görebilmektedirler. O dönemde mescidin sıradan bir yapı olduğunu gösteren diğer bir veri ise, dâru'l-imâre'nin içerisinde bulunan beytu'l-mal'ın hırsızlar tarafından soyulması üzerine, mescidin çok kısa bir süre içerisinde yıkılarak dâru'l-imâre ile birleştirilrnesidir.111

İbn Battûta “Irak diyarının ana şehirlerinden biri olan Kufe, Peygamber dostlarının,

tabiinin, yüce bilginlerin, erdemlilerin yurdu ve ve müminlerin emiri Hz. Ali'nin (RA) hilafet merkezi olduğu için, ayrıcalıklı bir yerdir. Lakin düşman elinin buralara kadar uzanması ve Haface kabilesinden gelen bedevilerin eşkiyalık yapması sebebiyle, her yanı harap olmuştur. Kûfe şehrinin suru yoktur. Binaları tuğladandır. Çarşıları gayet zengindir. En fazla hurma ve balık satılır. Büyük câmii çok güzeldir. Câmii, kurşunla birbirine kaynaştırılmış yontma taşlardan örülen muazzam sütunlarla desteklenmiştir. Ve yedi

107 İbn Kesir, 774/1373, el-Bidâye, Ebü'l-Fida İmadüddin İsmail b. Ömer, el-Bidâye ve'n-nihaye Beyrut : Mektebetü'l-Maârif, 1969, IX, 308-309.

108 Muhammed b. Hibbân, Ts., es- Sîretü’n- Nebeviyye ve Ahbârü’l- Hulefa, thk. Seyyid Azzim, Lübnan s.472.

109 Taberî, Târîhu’r-Rusul ve’l-Mulûk, c.V, s.20.

110 Bknz. Kûfe Câmii, EK 12: s. 143.

avludan oluşur. Bu mabette eskiden kalma değerli eserlerden biri mihrabın karşısında ve kıbleye dönünce sağ tarafta bulunan Hazret-i İbrahim namazgahıdır. Buradaki hücrede Hz. İbrahim’in namaz kıldığı rivayet edilir. Onun yanıbaşında abonoza benzeyen “sac” ağacı dallarıyla çevrili yüksek bir mihrab görülüyor. Burası da, Hazret-i Ali'nin mihrabıdır. İbn Mülcem tarafından şehid edildiğinde. Hz. Ali’nin orada bulunduğu söylenir. Halk namaz kılmak için oraya akın eder.”

“Bu bölümün arkasında bir küçük secdegah vardır. Aynı şekilde sac ağacı dallarıyla çevrilmiş... Anlatıldığına göre Tufan koptuğunda meşhur “ Tennur” burada kaynamıştır. Arkada secdegah dışındaki bir hücrenin Nuh Peygamber’e ait olduğu ve tam karşısındaki küçük hücrenin ise İdris Peygamber’in ibadet köşesi olduğu söylenir. Mescidin güney duvarına bitişik bir alan var. Anlatılanlara göre, Nuh Peygamber gemiyi orada inşa etmiştir. Bu meydanın bitiminde Hazret -i Ali'nin evi ve naşının yıkandığı oda bulunuyor. Burada yakın bir hücrenin de Nuh Peygambere ait olduğu söyleniyor. Tabiî, bu

söylentilerin doğru olup olmadığını en iyi bilen Allah’tır.112 ifadeleriyle bahsetmiştir.

“Mabedin doğu yönünde, yerden hayli yüksekçe yapılmış bir türbede Müslim b. Akîl Ebû Tâlib’in kabri bulunmaktadır. Hemen yanında fakat câmiin dışında Hz. Hüseyin‘in iki kızı Âtike ve Sükeyne’nin mezarları mevcut.” diyerek de bu bilgileri vermiştir.

İbni Cübeyr seyahatnamesinde 570/1174'te Kûfe'ye yaptığı seyahat esnasında Kûfe’nin,

eski ve büyük bir kent olduğunu, binalarının çoğunun harap, Metruk binaların sayısı bayındır olanlardan daha fazla olduğunu vurgulamıştır. İbni Cübeyr’e göre şehrin yıkımının sebeplerinden biri, civarda yaşayan Haface kabilesidir. Sürekli bu kente zarar vermektedirler. Ayrıca zamana bağlı olarak da bazı tahribat oluşmuş. Binaları tuğladan yapılmış kentin suru yoktur. Mescidi görmüş olan İbn Cübeyr, içinde büyük sütunların olduğunu, tavanın bu sütunlara bindiğini, dolayısıyla sütunları birbirine bağlayan kemerlerin bulunmadığını, mescit malzemesinin taş olduğunu ve bu taşların birbirlerine kurşun ile birleştirildiğini, dış duvarlarının ise sathî kemerlerle hareketlendirilmiş olduğunu, tavanının çok yüksek olduğunu ve bu yükseklikte bir tavanı hiçbir mescidde görmediğini söylemektedir.

İbn Cübeyr seyahatnamesinde anıtlarla ilgili de bilgiler sunmuştur: Halil İbrahim'in

(a.s.) namaz kıldığı yer, Hz. Ali'nin (r.a.) mihrabı, Nuh'un (a.s.) mucizesi olan suyun

fışkırdığı yer, bu yerin arkasında mescidin dışında da Nuh’un (a.s.) evi, İdris peygamberin (a.s.) ibadet ettği yer, Hz. Ali'nin (r.a.) evi ve cenazesinin yıkandığı yer, Onun da bitişiğinde Nuh'un (a.s.) kızına ait olduğu söylenen bir ev, Kûfe Câmiinin doğu tarafında yukarıda bir ev ve içinde Müslim b. Akil b. Ebî Talib'in (r.a.) kabri bahsettiği anıtlardır. .113

Kûfe Mescidi'nin sadece gölgelik kısmı mazbut bir şekilde yapılmıştır. Kıble duvarı boyunca uzanmakta olan gölgelik, Kûfe'ye beş kilometre mesafede olan Lahmîlerin başkenti Hîre'den getirilen mermer sütunlarla inşa edilmiştir. Ziyâd b. Ebîhi'nin Küfe valiliğine atandığında, mescidin genişletilmesine karar verdiği, mimarları toplayarak onlara nasıl bir mescit yaptırmak istediğini izah ettiği rivayet edilmektedir. Kaynaklarda, toplanan bu mimarların kimlikleri ile ilgili kesin bilgiler bulunmamakla beraber, şehirde marangozluk ve inşaat ile genelde Hîreliler ve Deylemîlerin uğraşıyor olmaları, bu kişilerin Hîre asıllı İbadlar ile Iran kökenli Deylemîlerin olma ihtimalini güçlendirmektedir. Ziyâd döneminde genişletilerek, altmış bin kişinin ibadet edebileceği bir mekan haline getirilen mescidin geniş duvarlarının yanında kapı ve

maksure de inşa edilmiştir. Mescid inşa edilirken Ahvâz dağlarından getirilen mermer

taşlardan sütunlar yaptırılmış ve her bir sütun için bin sekiz yüz dirhem harcanmıştır. Halkın rahat bir şekilde namaz kılabilmesi için daha önce Basra'da yapıldığı gibi, mescidin zemini kumlarla döşenmiştir. Ayrıca yapı malzemelerinin kaynaştırılması için

kurşun ve demirden istifade edilmiştir.114

İbn Ziyâd döneminde mescit, şehrin artan nüfusuna yeterli gelmemesi üzerine ihtiyacı

karşılamak için genişletilmiştir. Haccâc döneminde Muhtar'ın evinin bulunduğu taraftaki duvarın yıkılması üzerine bu duvar yeniden inşa edilmiştir. Fırat nehrine sadece bir kilometre mesafede olan mescidin bitişiğinde bulunan dâru'l-imâre'de yapılan kazılar esnasında temelleri ortaya çıkmıştır. Eski mabedin temelleri üzerinde yükseldiğini, temellerinin beş metre derinlikte olduğunu, dâru'l-imâre ile aynı yapı malzemesinden inşa edildiğini ortaya koymaktadır.

Mescitte hala namaz kılınıyor olması eski mescidin diğer bölümleri ile ilgili arkeolojik çalışma yapılmasını engellemektedir. 39 Boyu 110, eni 109, yüksekliği ise 20 metre

113 İbni Cübeyr, a.g.e., s. 154-155.

civarında olan mescid, karemsi bir görünüm arzetmekle beraber güneyinde onyedi

derecelik hafif bir eğim bulunmaktadır.115