• Sonuç bulunamadı

İbn Battûta Bağdat’ın Doğu yakasında da üç mabedin olduğunu bildirmiştir ve Halife

câmii diye bilinir diyerek ilk câmiinin adından bahsetmiş ve bu câminin halifenin saray ve dairelerine bitişik bir yapı olduğunu, Abdest ve gusle elverişli çeşmeleri ve özel su hazneleri bulunduğunu şöylemiştir. İkinci büyük mabed Sultan câmii ki bu câmii şehrin dışında hükümdara ait köşklerin bitişiğinde üçüncü mabed de ikinciye bir mil uzaklıkta Rusafe câmiidir diyerek bahsetmiştir. Kaynaklara baktığımızda Halife ve Sultan câmiinin aynı olduğunu Rusafe câmiinin ise Kanuni Sultan Süleyman zamanında

yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.116

Halife Muktafi Billah tarafından 289-295 (902-908) yılları arasında yaptırılan câmiye, Sultan Melikşah zamanında 479 (1086)'da bir minare ilâve edilmiştir. Câmi, Halife sarayına bitişik olduğundan Mescid-ül Kasr (Saray Câmiii/, Halife Mııstansır'ın tamirinden sonra Halife Câmii, İplikçiler Pazarı’nın Sûk-ul Gazeli Vukuunda

bulunduğundan da Sûk-ul Gazel Câmiii adlarıyla tanınmıştır.117 Moğol istilâsında

yanan câmii 633 (1235)'te Halife Mustansır 678 (1279)'da Abaka Han'ın Bağdad Valisi Atamülk Cüveynî tarafından tamir edilmiştir. 1193 (1779)'de Vali Süleyman Paşa eski câmiyi yıktırarak yeniden yaptırmıştır. Bu câmide İngiliz işgali sırasında zarar gördüğünden, Irak hükümetince yıkılarak 1960'da yerine modern bir câmi inşa edilmiştir. İlk câmiden, Sûk-ul Gazel adıyla tanınan minare kalmıştır.

Bugünkü câmii, modern Bağdad yapı tarzında olup, tuğladan inşa edilmiştir. Avlu, yan tarafta revaklarla çevrilmiş ahşap sütunlara yaslanan düz bir örtüyle kaplanmıştır. Güneydeki harim kısmı, 12.50 X 25 m. ebadındadır. 2.50 m. genşiliğinde ahşap destek ve kemerlerle 6 nefe ayrılmıştır. Kuzeydeki üçü dar ve dikdörtgen, diğerleri kare

şeklindedir. Hepsi kubbe ile örtülmüş, modern Bağdad sitilinde yapılmıştır."Kubbelere

pandantiflerle geçilmektedir. 16 kollu yıldız sistemiyle canlandırılmıştır. Bu ışınlar ka-burga şeklinde, yıldızlar örümcek ağı tertibindedir. Benzerleri geç Gotik yıldızlı

115 M. Mahfuz Söylemez, 2001, Bedevîlikten Hadârîliğe Kûfe, Ankara Okulu Yay., Ankara, s.38-39.

116 İbn Battûta, s. 220-221.

kubbelerde görülür. Dış duvarlar, kaplama duvarı altında, üst tarafta alabastar ahşaplarla sıkıştırılmıştır. Malzeme Musul taşındandır. Yeşil renkli alabastar süsleme, Isfahan, Şiraz yapılarında görüldüğü şekilde istif edilmiştir. Bu moda, Safavîlerin Necef ve Kerbelâ'ya yaptığı süsleme örneklerinden geçmiştir.

Bugünkü modern câmii, eski câmiye göre küçük bir alanı doldurmaktadır. Kuzeybatıdan bir kapıyla girilen avlunun ortasında minare,güney ve batısında payeler üzerine düz örtülü revaklar mevcuttur.Revakların bir bölümü meşruta haline getirilmiştir. Cephelerinde iri kufi harflerle yazılmış kitabe kuşağı dolanmaktadır. Câmi, sekizgen plân üzerine 8 sivri kemerli alt kat ile, üstte yuvarlak kemerli mahfilden oluşmaktadır. En üstte, alçı terrakota ile işlenmiş büyük bir kubbe yer almaktadır. Sekizgen harime batıdan uzun bir dikdörtgen galeriyle geçilmektedir. Güneyde, iki kemer arasında yer alan mihrab, kubbeye kadar uzanan dikdörtgen bir nişten ibarettir. Duvarlarda çiçekli kufi kitabeler yer almaktadır. Sekizgen kasnak üzerinde, altta geniş bir çiçekli kufi kitabe kuşağı, üstte meander dizisi mevcuttur. Beton kolonlar üzerinde

dışa taşkın ve basık kubbe başlangıcında sivri kemerli pencereler açılmıştır.118

Kaynaklarda, Halife Muktafi Billah'ın 289 (902)'de yaptırdığı câmiiye, Sultan Melikşah zamanında 479 (1186)'da bir minare eklendiği, bu minarenin Halife Mustansır tarafından 633 (1236)'da tamir edildiği kayıtlıdır'. Daha sonraki dönemlerde harap olan minarenin peteğini, câmi ile birlikte Vali Süleyman Paşa 1224 (1809)'da onarmıştır. Minare, 1938 ve 1960 yıllarında Irak Eski Eserler Müdürlüğünce esaslı bir şekilde elden geçirilerek şerefeler, petek ve süslemeleri yenilenmiştir. Minare üzerindeki kitabenin harfleri döküldüğünden tam olarak okunamarmştır.

Yaklaşık 35 m. yüksekliğindeki tuğla minare 2 şerefelidir. Mimarî ve süslemesi orijinal olup, son tamirde tamamlanan kısımları mevcut örnekleri göz önünde tutularak gerçekleştirilmiştir. Minareye, biri zeminden, diğeri yıkılan câminin beden duvarı (çatı) seviyesindeki 1. şerefeden 2 ayrı kapıyla çıkılmaktadır.

Minare, bugün zemin seviyesinden 2 m. aşağıda bulunan onikigen bir kaide üzerinde yükselir. 8 m. boyundaki kaide, 2 süsleme kuşağıyla sarılmıştır. Alt kuşakta, altıgen

yıldızlarla, aralarındaki küçük baklava motifleri ve kırık hatlı geçmeler bulunmaktadır.

İkinci kuşak, dikine dizilmiş düz tuğladan oluşmaktadır.

Alt şerefenin mukarnas dizisinde, ortasındaküer geniş, aradakiler dar 2 değişik mihrabiye nişi mevcuttur. Küçükler ince işlenmiş bitki motifleri, büyük nişler ise her biri ayrı kompozisyonda yıldız ve yıldızları oluşturan geometrik kollarla bezenmiştir. Bundan sonra gelen 3 sıra mukarnas hücresi ince işlenmiş girift rumi ve palmetlerle dolgulanmıştır. Minare gövdesinden üst şerefeye çıkılan kapı hizasındaki I. şerefe balkon şeklinde olup, 12 kenarlı korkuluk dizisiyle çerçevelenmiştir. Korkuluk levhalarında 6 kollu yıldızlarla, altıgenlerin kesişmesinden meydana gelen geometrik motifli kalın bir kuşak yer almaktadır, ilk câminin çatı seviyesinden geçilen I. şerefeye, Süleyman Paşa'nın tamiri sırasında raptedilen tuğla merdiven gibi, bugün de spiral demir bir merdivenle çıkılmaktadır.

16 m. boyundaki silindirik gövde, alttan kapı kemerine kadar süslemesiz bırakılmıştır. Kemer üstünde çifte halat örgüsü motifli dar bir çerçeve ile başlayan esas süsleme, tek örnek halindedir. Gövdeyi tamamıyla saran ve zeminde gamalı haç motifleri meydana getiren bu süslemede, tuğla dizileri minareye dik olarak gömülmüştür. Alt bilezikteki gibi, halat örgülü dar bir şeritten sonra, çoğu dökülmüş 1 m. genişliğinde bir kitabe kuşağı yer almaktadır. Kitabenin harfleri tuğladan kesilmiş çiçekli kufi hatla istif edilmiştir. Besmele ile başlayan kitabede Fatiha Suresi'nin ilk harfleri olduğu sanılmaktadır.

Kitabe kuşağı üstünden başlayan II. şerefenin altlığı 6,5 m. yüksekliğindedir. Tamirden sonra, eskisi gibi 5 sıra mukarnas hücreleriyle kaplanmıştır. Korkuluk düz tuğla ile örülüdür.Petek kısmı daha küçük çaplı olup, Selçuklu döneminden kalan diğer minarelerin petekleri şeklindedir. Tamirden önce firuze çini levhaların yer aldığı bu bölüm, tamirde düz tuğla örgülü şekliyle bırakılmıştır. Petek üstü, miğfer biçiminde bir külahla örtülmüştür.

Gövdede yer alan ve süsleme kuşaklarıyla bölünmeden sonsuza uzanan örnekle bir bütün halinde kompoze edilmesi, XIII. yy. Bağdad minareleri için bir yeniliktir. Ayrıca gövdede, aşağıdan yukarıya doğru daralma yerine, şerefeler yardımıyla kademeli bir

incelme sağlanmıştır.119