• Sonuç bulunamadı

Çalışmamızın bu kısmında kâr dağıtımı konusunda yaşanan aksaklılar anlatılacaktır.

4.4.1. Kâr Dağıtımında Safi Kazanç Kavramı

T.T.K.’da safi kârın tanımı yapılmamıştır. Bu nedenle birinci tertip kanunî yedek akçe ayırımına esas olan safi kârın belirlenmesinde farklı görüşlerin oluşmasına yol açılmıştır. Bir görüşe göre; ayırımın yapılacağı safi kâr, şirket genel

158 kurulu tarafından onaylanan bilânçoya göre belirlenen kârdan, şirket tüzel kişiliğince ödenmesi zorunlu olan vergiler düşüldükten sonra kalan kârdır. Diğer görüşü savunanlara göre ise; esas alınması gereken safi kârın, kurumlar vergisi düşülmeden hesaplanması gerektiği belirtilmiştir. Bizce de safi kâr, vergi ve benzerleri düşüldükten sonra ortaya çıkan kârdır. Çünkü şirketin amacı kâr elde etmek, pay sahiplerine bunu dağıtmaktır. Bu nedenle vergiler düşülerek elde edilecek miktar üzerinden hesaplanacak kâr payı pay sahiplerinin lehine olacaktır. Günümüzde kâr payı dağıtım matrahını mali kâr değil ticari karın oluşturacağı görüşü hakim görüş özelliği kazanmıştır.

4.4.2. Yedek Akçe Kavramı

T.T.K. md. 466’nın kenar başlığı kanunî yedek akçeler olduğu hâlde T.T.K. md. 466/1 ve md. 466/3’de umumi yedek akçe deyimi kullanılmıştır. Bu farklı deyimler nedeniyle öğretide farklı görüşler oluşmuştur. Bizce; T.T.K. md. 466/1’de yer alan umumi yedek akçe deyimi birinci tertip kanunî yedek akçe kavramını belirtmek için kullanılmıştır. T.T.K. md. 466/2 b.3’de yer alan ayırım ise ikinci tertip kanunî yedek akçe kavramını belirtmektedir. T.T.K. md.466/2 b.1 ve b.2’de yer alan emisyon primlerinden elde edilen gelirler ve iptal edilen hisse senetlerinin kanunî yedek akçeye eklenmesi bazı istisnai durumların gerçekleşmesi hâlinde zorunlu duruma geleceğinden, bunların da özel kanunî yedek akçeler olarak tanımlanması uygun olacaktır179.

4.4.3. II. Tertip Yasal Yedek Akçe Ayrımında Matrah ve Oran

II. tertip yasal yedek akçelerde tereddüt noktası madde metninden kaynağını alan iki konudan kaynağını almaktadır. İlgili madde II. Tertip yedek akçenin “…dağıtılması kararlaştırılan karın onda birinden…” yapılacağından söz eder. Ancak burada açıklığa kovuşması gereken iki husus ortaya çıkmaktadır. Bunlardan ilki dağıtılması kararlaştırılan karın ne olduğudur.

159 Dağıtılması kararlaştırılan karın, I., II. ve III. temettüler, yönetim kurulu üyelerine, intifa senedi sahiplerine, kara katılmalı tahvillerin sahiplerine, kâr - zarar ortaklığı belgeleri sahiplerine dağıtılması kararlaştırılan tutar mı olacaktır yoksa I. temettü dışında kalan ve yukarıda sayılan pay sahiplerine ve kara iştirak eden diğer kişilere dağıtılması kararlaştırılan kâr mı olacaktır.

İlk görüşün savunucuları I. tertip yedek akçenin dışında %5’lik I. temettü ayrılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluk olarak ortaya çıkarken I. temettüünün dağıtımına karar verilip verilmeyeceği genel kurulun yetkisindedir. Bundan dolayı safi kardan ayrımı yapılan % 5’lik temettü dağıtılmayabilir. Yasa yapıcı II. tertip yedek akçenin ayrılmasının koşulu olarak safi kardan dağıtım kararı alınmış olması gereğini öne sürer. Şirket yasal olarak ayırmak zorunda olduğu I. temettüyü dağıtmaya karar vermemişse bu tutar üzerinden II. tertip yedek akçe ayırmasına gerek yoktur. Dolayısıyla safi kardan yedek akçeler ayrıldıktan sonra dağıtılması kararlaştırılan karın her kısmı için II. tertip yedek akçe ayrılması gerekmektedir.

İkinci görüş sahiplerine göre II. tertip yedek akçenin hesabında % 5’lik kâr payının dağıtılmasına karar verilen kardan indirileceğine ve bu oranın mutlak bir oran olması ve esas mukavele ile değiştirilmesinin mümkün olmamasından ötürü II. tertip yedek akçenin yasal yedek akçe ile % 5’lik I. temettü hariç dağıtılması kararlaştırılan kâr üzerinden hesaplanması gerekmektedir.

II. tertip yedek akçenin safi kardan I. tertip yedek akçe ve % 5’lik I. temettü ayrıldıktan sonra dağıtılmasına karar verilen kâr üzerinden ayrılacağını belirtmekte fayda vardır180.

Diğer konu ise II. tertip yedek akçenin oranının ne olacağı konusudur. Yasa maddesinde yer alan “ dağıtılması kararlaştırılmış kısmın onda biri” hükmü de uygulamada tartışmalara yol açmaktadır. Bu çerçevede iki görüş ortaya çıkmıştır: - II. tertip yedek akçe, dağıtılması kararlaştırılan kısmın onda biridir.

- İkinci tertip yedek akçe, dağıtılacak kâr tutarının on bir de biridir.

Dağıtılması kararlaştırılmış olan kısmın ayrılacak II. tertip yedek akçeyi de içine aldığını kabul etmek ve bu meblağ 1/10 nispetini uygulamak suretiyle tespit edilecek yedek akçe ile hissedarlara fiilen dağıtılacak miktar arasındaki oran 1/9 olmaktadır.

160 Son dönemde yapılan uygulamalar yukarda yer alan birinci görüşün ağırlık kazandığı yönündedir. Buna göre; dağıtılacak karın %10’u alınarak, dağıtılacak tutarın onbire bölmek suretiyle bulunacak tutar, II. tertip yedek akçe tutarı tespit edilmekte ve kalan kâr payı sahipleri veya kara iştirak edenlere dağıtılmaktadır181.

4.4.4. Avans Kar Payı Dağıtımı

Temettü avansı şirketlerin hesap dönemi bitmeden veya bitmiş olsa bile genel kurul tarafından kâr dağıtım kararı alınmadan, ileride her paya karşılık düşecek temettüye mahsuben yapılan avans niteliğindeki bir ödemedir182.

Temettü avansı düzenlemesinin başlıca yararlarının şunlar olduğu söylenebilir: (a) hisse senetlerinin çekiciliğini artırmak, (b) menkul kıymetler borsamızın daha da gelişmesine katkıda bulunmak, (c) hisse senetlerinin diğer kısa vadeli yatırım araçlarıyla rekabet edebilmesini sağlamaktır183. Temettü avansının bir diğer yararı ise; özellikle yönetimde bulunan ortaklara, şirket fonlarından çeşitli muhasebe işlemleri ile kaynak aktarılmasını bir ölçüde önleyecek olmasıdır184.

Avans kâr dağıtımı, Türkiye Cumhuriyeti mevzuatında sadece Sermaye Piyasası Mevzuatı’nda yer almış, bunun dışında mevzuatımızda herhangi bir hüküm yer almamaktadır. Vergi mevzuatında da ticaret hukuku mevzuatında da bu konuda hüküm bulunmamaktadır.

Ancak 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliği’nin “15.6.6. Avans Kâr Payı Dağıtımı” bölümünde şirketlerin belli koşulların bulunması durumunda avans kâr payı dağıtabilecekleri belirtilerek, bu dağıtımın ne şekilde yapılacağına ilişkin açıklamalar yer almaktadır.

Avans kar payı dağıtımı hali hazırda S.P.K. dışında herhangi bir mevzuatta yer almamaktadır. Özellikle K.V.K. genel tebliği ile, kanunun aslında bir düzenleme olmaksızın düzenlemeye gidilmesi hukuka aykırılık doğurmaktadır. Ayrıca S.P.K.’unda yapılan düzenleme sadece halka açık anonim şirketler için geçerliyken

181KARYAĞDI, a.g.e.,s.297. 182

KORGUN, a.g.r, s.20.

183 Orhan Nuri ÇEVİK, Sermaye Piyasası Mevzuatı, Yetkin Hukuk Yayınları, 2000, s.48

184 Veysi SEVİĞ, “Halka Açık Anonim Şirketlerde Avans Kâr Dağıtımı ve Stopaj”,Dünya Gazetesi,

161 K.V.K. genel tebliğinde yer alan düzenlemeyle halka açık olmayan anonim ve limited şirketler de avans kar dağıtımı uygulaması içerisine alınmıştır.

Vatandaşın Vergisini Koruma Derneği (VAVEK) durumun daha da bozulmasını önledi. Danıştay’da açtığı iptal davasının ilk adımında Tebliğ’in avans kâr payı dağıtılmasına ilişkin bölümünün yürütmesinin durdurulmasını sağladı.

Avans kâr payı dağıtımı daha öncede belirttiğimiz gibi gerek sermaye piyasasının güçlenmesi gerekse yatırımcıların özellikle yüksek enflasyon dönemlerinde değer kaybını azaltmaları açısından önemli bir müessesedir. Bu müessesenin tekrar yürürlük kazanması uygun olacaktır.

4.5. KÂR PAYI DAĞITIMDA YAŞANAN SORUNLARA İLİŞKİN

Benzer Belgeler