• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM I: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE LİTERATÜR

1.2. Sosyal Sermaye Düşünürleri

1.2.2. James S. Coleman

Coleman eğitim çalışmalarıyla ön plana çıkan önemli Amerikan sosyologlarından biridir. Coleman’ın sosyal sermaye kavramının yaygınlaşmasında dikkat çekici etkisi, onun konunun duayenleri arasında yer almasına imkan sağlamaktadır. Yine Coleman özellikle ekonomi ile sosyoloji arasında olmak üzere disiplinler arası çalışmaların geliştirilmesi taraftarıydı. Bu yaklaşımından hareketle de, daha çok ekonomistler arasında yaygın olan rasyonel tercih kuramının bireyler arası ilişkilerde ve etkileşimlerde etkin olduğunu ileri sürmekteydi (Field 2008:23-24). Rasyonel tercih kuramına göre birey, başkaları ile işbirliği yapsa bile kendi bireysel çıkarını gözetmektedir. Bu kuramdan hareketle, onun, sosyal ve beşeri sermaye üzerine yaptığı çalışmalarda, bireyler arasında var olan beklenti ve yükümlülükler, buna bağlı olarak sosyal çevrede edinilen güven, bilgi kanalları ve belirli davranış kalıplarını onaylayan ya da yaptırım uygulamayı öneren normlar olmak üzere üç temel kavram sosyal sermayenin olmazsa olmazları olarak öne çıkmaktadır (Coleman, 1988:102-104)

24

Coleman, yükümlülük ve beklentileri (obligation and expectations), (A) şahsının, (B) şahsının gelecekte karşılık vereceğine güvenerek bir şeyler yapması sonucunda, kendisinde bir beklenti, (B) şahsının da kendisine yapılan iyilikler karşısında (A) şahsına iyilik yapmak için bir zorunluluk ve minnet hissetmesi olarak açıklamaktadır. Bir işyeri sahibinin alış veriş esnasında, müşterisinin, kredi kartının ya da çekinin karşılığı olduğunu düşünerek, bankada parası olup olmadığını sorgulamadan bu araçları müşterisine kullandırması ve gelecek paraya güvenerek yeni yatırımlar yapmasını bu duruma örnek göstermektedir (Coleman, 1988:102). Toplumda bireyin kendine duyulan güven düzeyi ona yapılacak yatırımı etkilemektedir. Yani kişinin kendisi için yapılanlar karşısında benzer bir karşılıkta bulunup bulunmadığı o toplumdaki sosyal ilişkilere de yön vermektedir. Coleman buna örnek olarak, Güney Asya’daki dönerli kredileri (rotating-credit) örnek vermektedir. Dönerli krediler, belirli kişilerin her ay toplanması ve belli bir miktar parayı ortaya koyması ve sonra da biriken parayı sırayla seçilen bir kişiye tahsis etmeleriyle oluşmaktadır. Geertz’e (1962) göre, bu birlikler sayesinde, bölgede ekonomik açıdan önemli gelişmeler sağlanmıştır. Bireylere güvenin olmadığı bir yerde bu tür organizasyonlardan söz etmenin mümkün olmadığı dile getirilmektedir (akt. Coleman, 1988:102-103). Anadolu’nun çeşitli yerlerinde sıklıkla görülen, gün toplantıları da katılımcılarına, çeşitli yatırımları için imkan sağlaması yönüyle dönerli krediler sistemiyle benzeşmektedir.

Coleman için sosyal sermayenin önemli bir yönü de bilgi kanalları (information channels)’dır. Sosyal ilişkilerin doğasında gömülü olarak bulunan bilgi, birçok temel eylem için hayati olmakla birlikte onun elde edilmesi her zaman kolay olmayıp ciddi bir maliyet gerektirmektedir. Coleman’ın kastettiği açık bilgi kanalları, sosyal ilişkilerin kullanılarak birçok hedefin gerçekleştirilmesidir. Katz ve Lazarsfeld (1955)’ in de örneklediği gibi modayla ilgilenen ama modayı günü gününe takip edemeyen biri, çevresinde moda takip eden arkadaşlarının bildiklerinden yararlanmakta ve bu ihtiyacını, moda dergileri okumaya zaman ayırmadan gidermektedir (akt. Coleman,1988:104).

Coleman’ın sosyal sermaye kavramının vazgeçilmez niteliklerinden gördüğü üçüncü bir unsur da normlar ve buna bağlı olarak etkili yaptırımların (norms and effective sanctions) varlığıdır. Coleman, norm ve yaptırımların, bireyin, gece yarısı sokakta

25

güvenli bir şekilde yürümesini mümkün kılan; yaşlıların, herhangi bir korku duymadan gitmek istedikleri yere gitmelerini temin eden, kısacası; suçların işlenmesini önleyen bir güce sahip olduğunu ileri sürmektedir. Ona göre, emredici (prescriptive) normlar, bireye, sırf kendi yararı için olan ilgi ve eylemlerden ziyade toplumun ilgisi ve ihtiyacı için fedakarlıkta bulunmasını hatırlatan önemli bir sosyal sermaye formudur (Coleman, 1988:104). Coleman, Merton’cu bir yaklaşımla, normların bazen ters etkiler gösterdiğinin altını çizerek, onların sadece başkalarına zarar veren davranışları önlemediğini bazen topluma yararlı olabilecek aykırı düşünce ve davranışları da önlediğini göz ardı etmemektedir (Coleman,1988:105).

Coleman ve arkadaşları (Coleman ve diğ., 1982), özel okullar ile devlet okulları arasında öğrencilerin okul başarısını karşılaştıran çalışmalarında, sosyal sermayenin göstergelerinden olan normların, başarı üzerindeki etkisini tespit etmeye çalışmışlardır. Çalışmanın sonucunda, Katolik okulları başta olmak üzere dini otoritelere bağlı okulların öğrencilerinin, okuldan kaçma, okulu terk etme gibi olumsuz davranışları daha az gerçekleştirdikleri bulgusunu elde etmişlerdir.

Coleman daha sonra sosyal sermaye araştırmacılarının sıklıkla referans kaynağı olarak kullandığı ‘Social Capital in the Creation of Human Capital (Beşeri Semayenin Yaratılmasında Sosyal Sermaye’ isimli makalesinde sosyal sermaye kavramının tanımını geliştirmiştir. Söz konusu eserinde Coleman, sosyal sermayenin sorumluluklar ve beklentiler, bilgi kanalları ve sosyal normlardan oluştuğunu ve onun, insanların gruplar içinde birlikte çalışma becerisi olduğunu vurgulamaktadır (Coleman 1988:95). Yine aynı yerde Coleman, sosyal sermayeyi bireyin/aktörün sahip olduğu sosyal bağlantıları kullanarak ulaşabildiği yararlı bir kaynak olarak nitelendirmektedir (Coleman 1988:98). Daha sonra yayınlanan bir diğer önemli eseri ‘Foundations of Social Theory (Sosyal Teorinin Temelleri)’ isimli eserinde ‘yokluğunda başarılamayan veya yüksek maliyetlerle başarılabilen, belirli hedeflere ulaşmada kolaylıklar sağlayan sosyal organizasyonlar’ olarak tanımlamıştır (Coleman 1994:304).

Coleman, sosyal sermayeyi aile bağlamında analiz ederek, ailenin genişliği, ebeveynlerin konumu, çocukların eğitim sürecinde annenin beklentisi, aile hareketliliği ve dini kurumlara yakınlık gibi niteliklere vurgu yapmaktadır. Coleman için sosyal sermaye, aile bağlarının gelişimine ve toplumun diğer sosyal kurumlarında kendini

26

gösteren çocuğun ya da gencin toplumsal ve bilişsel gelişimine yararlı olan kaynaklar arasında zikredilmektedir. Sosyal sermaye birikimi, her ne kadar, her birey için farklılık gösterse de çocukların ve gençlerin insani sermaye gelişimleri için de önemli bir avantaj oluşturmaktadır. Zira Coleman, normların, sosyal iletişim ağlarının ve ebeveynlerle çocuklar arasındaki ilişkilerin çocukların gelişiminde önemli olduğu düşünmektedir (Coleman 1994).

Coleman sosyal sermayenin bir diğer özelliğinin de fiziksel ve beşeri sermayede olduğu gibi sadece bireyin mülkiyetinde olmadığını belirtmektedir. Bu noktada Coleman, Bourdieu’dan farklı bir anlayışı benimsemekte ve onun sosyal sermayeden sadece imtiyazlı kişi ve grupların yaralanacağını iddia eden görüşlerinin aksine sosyal sermayeden, diğer sermaye türleri bakımından sınırlı imkânlara sahip bireylerinde yararlanabileceği kanaatini taşımaktadır. Coleman’a göre sosyal sermayeden, sadece onun geliştirilmesi için mücadele edenler değil, toplumsal yapıdaki, onun için özel bir çaba sarf etmemiş olan bireylerde yararlanmaktadır (Coleman, 1988:116).

Benzer Belgeler