• Sonuç bulunamadı

3.3 Baskının Uluslararası Hukuk Açısından Değerlendirilmesi

3.2.3 İsrail’in Tepkisi

Operasyon sonrası hem Türkiye’den hem de uluslararası camiadan gelen açıklamalara tepki gösteren İsrail Başbakanı Benjamin Netenyahu, “Operasyonun haklı bir gerekçe ile yapıldığını ve Gazze’nin abluka altında kalması gerektiğini aksi takdirde bir İran limanına döneceğini” belirtti.331

Netenyahu’nun açıklamalarının ardından yardımcısı Dan Meridor, 13 Haziran tarihli Habertürk Gazetesi’ne “Yaşananlardan pişmanız ama özür dilemeyiz” şeklinde bir açıklama yapıyordu. Açıklamalarına “Bir Türk’ü öldürmek isteyen son ülke İsrail’dir. Yaşananlar trajediydi. Pişmanız. Ama teröristler özür dilemeli” diye devam ediyordu. Ambargonun yasal olduğuna değinen Meridor, Türk yetkilileri ve İHH Vakfı’nı uyardıklarını belirtiyordu. Gemide silah olduğu yönündeki iddialarını temellendirirken, “ikinci limandan alınan malzemelerin gerektiği gibi kontrol edilmediği, bıçakların, metal sopaların ve hançerlerin görüntülerde de yer altığını” ifade ediyordu. Ayrıca yapılan müdahalenin de tamamen yasal olduğunu vurguluyordu.332

Türkiye’nin çağrısıyla acil olarak toplanan BM Güvenlik Konseyi’nde, İsrail’in Birleşmiş Milletler büyükelçi yardımcısı Daniel Carmon, “Ne çeşit barış eylemcileri bıçak, sopa ve diğer silahlarla askerler saldırır” şeklinde açıklama yaparak, saldırının, haklı bir

330

Suya Fachrizal Aprianus Guinting, “Beni Vurdular ve Ardından Zorla Yürüttüler”, Zahide Tuba Kor, Küresel

Vicdanın Dilinden Özgürlük Filosu: Yolcularla Söyleşiler, İHH Kitap: İstanbul, 2011 s.s. 145–146 331

M. Şefik Dinç, Kanlı Mavi Marmara, Kalkedon Yayınları: İstanbul, 2010, s. 79.

332

İsrail Başbakan Yardımcısı Dan Meridor’un Habertürk’e verdiği röportaj,

saldırı olduğunu ifade ediyordu. Carmon devamında, medyada yer alan haberlerin aksine Gazze’ye yönelik bu organizasyonun, insani bir misyon olmadığını ifade ediyordu.333

Yediot Ahronot yazarı Yoaz Hendel olaylardan dolayı özür dilemesi gerekenlerin İsrailliler olmadığını; müdahalenin, herhangi bir ilerici ülkenin egemenliğine zarar verme niyetinde olanlara karşı bir cevap niteliğinde olduğunu iddia ediyordu. Gemide yer alan “barış aktivistlerinden”, “bıçak ve sopalarla silahlanmış, Siyonizm ile savaşmaya kararlı kişiler” olarak bahsederken, Gazze’ye yönelik ambargonun da, İsrail’in güvenliği için gerekli olduğunu belirtiyordu.334

Jerusalem Post gazetesinde “Batan Türkiye-İsrail İlişkileri” adlı yazısında Anat Lapidot Firilla, AK Parti hükümetinin dış politikadaki “Neo-Osmanlıcılık” fikrinin İsrail ile çatışarak uygulanmak istediğinden bahsetmektedir. Yazara göre Türk hükümetinin desteklediği yardım organizasyonunun amacı, İsrail’in meşruluğunu yok etmek ve İsrail- Filistin sorununu, uluslararası alana çekmekti. Bu organizasyonun tamamen İsrail karşıtı olduğunu belirten Firilla, bu eylemin amacının, İsrail’i vahşi ve barbar olarak göstermek olduğunu belirtti. Firilla, Türkiye’nin Müslüman Sünni dünyanın lideri, dünya barışının anahtarı olan bölgesel bir süper güç olmayı hedeflediğini ve İsrail’in saldırısı sonrasında da bu taktiklerin başarıya ulaştığını belirtti.335

Haaretz Gazetesi’nden Gideon Levy “Mini Kurşun Dökme Operasyonu” adlı makalesinde, İsrailli yetkilileri, saldırının uluslararası sularda yapıldığını tartışmak yerine, saldırıyı kimin başlattığı üzerinde durmalarını eleştiriyor. İsrail propaganda mekanizmasının sadece beyni yıkanmış İsraillileri ikna ettiğini ve hiç kimsenin “bu operasyon niçin yapıldı?”, “Niçin askerlerimizi bu tuzağın içine soktuk?” ve “Ne elde ettik?” gibi sorular sormadığını belirtiyordu.336

Yine aynı gazeteden Ari Shavit, Exodus ve Mavi Marmara arasında karşılaştırmalı bir analiz yapıyordu. “Açık Denizde Fiyasko” adlı yazısında Shavit, “Exodus” olayını hükümete hatırlatarak, bir özeleştiri yapılması gerektiğinden bahsediyordu. Netenyahu’nun, Barak’ın ve Moshe Ya’alon’un, 1947 yılında illegal göçmen gemisiyle ilgili İngilizlerin yaptığı hatanın ne kadar büyük olduğunu bildiklerini düşündüğünü belirten yazar, İngiliz Mandası döneminde Filistin’e Exodus adlı gemiyle girmeye çalışan Yahudi göçmenlere karşı İngilizlerin sert

333

Israel to UN: Flotilla participants not peace activists,

http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-3897076,00.html ( Erişim Tarihi: 02.02.2013)

334

Israel, stop apologizing,

http://www.ynetnews.com/articles/0,7340,L-3897251,00.html ( Erişim Tarihi: 02.02.2013)

335

Sinking Turkey-Israel relations,

http://www.jpost.com/Opinion/Op-EdContributors/Article.aspx?id=177087 ( Erişim Tarihi: 02.02.2013)

336

Operation Mini Cast Lead,

tavrının, İngiltere’nin uluslararası meşruiyetini bitirdiğini vurgulamıştır. Bu olay sonrasında da, İngilizler’in, Filistin’i terk ettiğini vurgulamıştır. Shavit’e göre Mavi Marmara gemisi, Exodus gemisi ile aynı değildi. Çünkü yolcular, Holokost mağdurları değildi. Aksine, provoke edici radikal eğilimli kişilerdi. Fakat gemiye yapılan saldırı, Mavi Marmara’yı, Exodus ile aynı hale getirdi.337 İsrail’e sadece uluslararası kamuoyu değil, kendi kamuoyu da bir şekilde tepki gösteriyordu. İsrail kamuoyunun tepkisi genelde, İsrail’in bir tuzağın içine çekildiği ve uluslararası alanda haksız ve suçlu duruma düştüğü şeklindeydi.

Sonuçta, uluslararası kamuoyunun şiddetli ve artan tepkisi nedeniyle, İsrail Devleti de emekli yargıç Jacop Turkel başkanlığında bir soruşturma komisyonu kurmak zorunda kalmıştır. Açıklanan raporda İsrail, Gazze bölgesine uygulanan ambargonun, uluslararası hukuka uygun olduğunu, ambargonun insani durumu kötüleştirici bir etkisinin bulunmadığını ve bölge halkı için toplu cezalandırma oluşturmadığını belirtilmiştir. Ayrıca yolculara yapılan müdahalenin de uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde yapıldığı ifade edilmiş; filo organizasyonun amacının aslında “İsrail’e karşı askeri bir eylem” olduğu belirtilmiştir.338

Hamas ile devam eden savaş sürecini de uluslararası hukuka uygun gören rapora göre gemilerde yüklü bulunan eşyaların, Hamas tarafından İsrail’e karşı askeri amaçla kullanılabileceği; gemideki insanların arasında militanların da yer aldığı; yangın hortumları, sandalyeler, sopalar ve mutfak bıçaklarının da öldürücü silah olarak kullanılabileceği ifade edilmektedir.339 Dolayısıyla İsrail tarafı, böyle bir gemiyi durdurmak konusunda meşru bir yol izlemiştir. İsrail askerlerinin gemiye indiklerinde karşılaştıkları “düşmanca tavır ve şiddet kullanımı” nedeniyle karşılık vermeleri, meşru müdafaanın bir gereğidir. Dolayısıyla, organizasyonun düzenlenmesi, gemiye inen askerlere saldırılması ve meşru müdafaa çerçevesinde karşılık veren İsrail komandolarının operasyonu, doğal olarak uluslararası hukuka da uygundur.340