• Sonuç bulunamadı

İSLÂMÎ KAYNAKLARDA DANYAL HAKKINDA AKTARILAN KISSALAR

Danyal’in hayatı, ölümü ve defnedildiği yer konularında birçok tartışma vardır. Ona nispet edilen hikâyelerin çoğu birbiriyle çelişkilidir. Bu nedenle bu konulardaki kıssaları Danyal ve Danyal’in Melhamesi’nden bahseden en ünlü ve ilk İslâm kaynaklarının yazıldığı tarihsel kronolojiye (teselsül) göre aktaracağız.

Vehb bin Münebbih (655-738) ünlü kitabı et-Tîcân’da âlimlerin çoğunun Lokman, Zülkarneyn ve Danyal’in ‘‘rasûl’’ değil ‘‘peygamber’’ (nebî), bazı âlimlerin ise ‘‘sâlih kullar’’ olduklarını söylediğini aktarır.40 Görünüşe göre Lokman’ın şöhreti de

Danyal’in şöhreti gibi hava durumu ve özellikle yağmurla ilgili olmuştur. Bazı       

36 İbn Kesîr, el-Bidâye ve’n-Nihâye, 3 c., Beyrut, el-Mektebetu’l-Asriyye, 2012, C. II, s. 314

37 İbn Ebî Şeybe, el-Kitâb el-Musannef fî’l-Ehâdîs ve’l-Âsâr, Beyrut, Dâru’l-Kütüb el-İlmiyye,

2005, 2. Baskı, C. VII, s. 22

38 Beyhakî, Delâilu’n-Nubuvve, 7 c., Haz. Abdulmuʿtî Kalʿacî, Beyrut, Dâru’l-Kütüb el-İlmiyye,

2008, C. I, s. 381-382

39 Bazı Müslüman tarihçiler, (Bâbil Danyal’inin yanı sıra) İsa’dan sonra ve Muhammed’den önce

yaşayan ‘‘Küçük Danyal’’in varlığına inanır. Yahudiler ise kitabında zikredilen bazı kıssaları (ilkinin oğlu olan) ‘‘Küçük Danyal’’e nispet ederler. Yani Hezekiel’in haber verdiği ‘‘ilk Danyal’’ ve Bâbil savaşı sırasında yaşayan başka bir Danyal vardır.

40 Vehb bin Münebbih, Kitâbu’t-Tîcân fî-Mülûki Himyer, Sanʿâ, Merkezu’d-Dirâsât ve’l-Ebhâs el-

kabileler kuraklık zamanlarında Lokman’la birlikte Mekke’ye gidiyor ve onunla yağmur duası ediyordu. Allah Lokman’ın duasına icabet ediyor, hatta bu icabet, dua sırasında Lokman’ın yakınında olan herkesin bölgesini kapsıyordu.41 Gördüğü (ve

mâiyetine anlatma alışkanlığında olduğu) rüyalar konusunda Zülkarneyn de Danyal’in şahsiyetine yakın görünmektedir. 42 Zülkarneyn ‘‘âlim, hikmet sahibi,

kitap ilminden haberdar, yıldızların yakınlaşmalarını (kırânât) gözleyen kişilerin ulaştıkları sonuçlardan haberdar büyük bir kraldır.’’43 Zülkarneyn ve Lokman’ın

ikisinin de ismi Kur’ân’da geçer. Bu nedenle (her ne kadar ismi Kur’ân’da geçmese de) Danyal onlarla aynı konumdadır.

Yazarını bilmediğimiz, ama eski olduğu anlaşılan Ahbâru’d-Devlet’il-Abbâsiyye (Abbâsî Devleti’nin Haberleri) adlı kitapta, Emevî hükümdarlarından birinin elinde Danyal’in Kitabı’nın bir nüshasının olduğunu açıklayan önemli bir kıssa buluyoruz. Bu kıssa, hükümdar Velîd bin Yezîd’in yanındaki biri tarafından nakledilmektedir. Bu kişi, yanından çıkan bir adamın oğullarının başına gelecekleri haber veren Velîd’i dinledikten sonra sorar: ‘‘Bunu nasıl öğrendin ey mü’minlerin emîri?’’ Velîd, ‘‘Mağrip’teki valimin bana gönderdiği Danyal’in kitaplarından…’’ cevabını verir. ‘‘Kıssayı aktaran der ki: Ca’fer bin Muhammed er-Râsî’ye, ‘‘Bana bu kitaptan oku!’’ dedim. Şu cevabı verdi: ‘‘Onu kimseye okumam! Ama yazmak istersen yaz.’’ Böylece onun elindeki kitaptan yazdım (kopya ettim).’’44 Danyal’in Kitabı’nın

Emevî hükümdarı tarafından zikredilmesi dikkate değerdir.

Ya’kûbî (öl. 897), firavunun onu Mısır’a götürmesinden sonra, kral Yehoahaz’ın ölümü üzerine meydana gelen olayları anlatır. ‘‘Ondan sonra kardeşi Yehoyakim kral oldu. O, Danyal Peygamber’in babasıydı. Onun döneminde Bâbil kralı Buhtunnasr Kudüs’e yürüdü, İsrâiloğullarını katletti, onları sürgüne yolladı ve Bâbil’e götürdü. Sonra Mısır’a yürüdü ve topal firavunu öldürdü. Buhtunnasr tapınaktaki Tevrat’ı aldı, bir kuyuya atıp yaktı ve üzerini toprakla örttü. Bu dönemde peygamber, Yeremya idi. [Yeremya], Buhtunnasr’ın geldiğini öğrenince Sekîne Tabutu’nu aldı ve kimsenin bilmediği bir mağaraya sakladı. Buhtunnasr’dan Yeremya dışında kimse       

41 a.g.e., s. 87 42 a.g.e., s. 93, 95-96 43 a.g.e., s. 446

kurtulamadı.’’45 Diğer yandan Mes’ûdî’nin Süleyman ve Mesih arasında gönderilen

peygamber ve sâlihlerden bahsederken Danyal’i Yeremya’dan sonra ve Üzeyir’den önceye yerleştirmesi dikkate değerdir.46

Taberî’nin (839-923) aktardığına göre İranlılar, ülkelerine dönmelerine izin verdikleri zaman, İsrâiloğulları işlerini üstlenmesi için Danyal Peygamber’i seçtiler.47

Taberî bundan sonra Danyal’le birlikte esir olarak Bâbil’e götürülen gençlerin isimlerini ve İsrâiloğullarının her boyundaki esirlerin sayısını zikreder. Sonra (Eski Ahit’ten biraz farklı olmak üzere) Nabukadnezar’ın rüyasını ve ölümünü ele alır.48

Bundan sonra Taberî, Nabukadnezar’ın kutsal topraklara hücumunu anlatır ve bunun Yahyâ bin Zekeriyyâ’yı öldürmeleri yüzünden Yahudiler için bir ceza olduğunu açıklar. Taberî devam eder: ‘‘Bâbil’e geldiği zaman Sayhâîn’in öldüğünü gördü ve onun yerine geçti. Kral, Danyal ve ashâbına çok saygı gösteriyordu. Bu nedenle Mecûsîler onları kıskandı ve hükümdara ispiyonladılar. Dediler ki: ‘‘Danyal ve ashâbı, senin tanrına tapmıyor ve senin kestiğin kurbandan yemiyorlar.’’ Hükümdar onları çağırıp bu durumu sordu. Dediler ki: ‘‘Bizim tek bir Tanrımız vardır, ona ibadet ederiz. Bu yüzden sizin kurbanınızdan yemeyiz.’’ Danyal ve ashâbı, bunun üzerine yırtıcı hayvanlara atılırlar, ama Allah bir melek gönderir ve onları kurtarır.49

Bu, üzerinde durulması gereken önemli bir atıftır. Çünkü melhamede bu günün önemini, özellikle şu ifadelerde buluyoruz: ‘‘Allah celle ve azze gökleri ve yeri altı günde yarattı ve her senenin başlangıcını Rûm hesabıyla belirledi. İsa aleyhisselâmın doğum günü, günlerin talihinin kendisiyle bilindiği günlerdendir. Yedi günden her biri için o günün sahibi olan bir yıldız vardır.50 Bu durum, başka bir benzerliğe daha

işaret eder. Hem Eski Ahit’teki Danyal’in Kitabı’nda hem Danyal’in Melhamesi’nde yedi rakamı merkezî bir yer tutar.

Taberî başka bir bölümde ilginç bir kıssadan bahseder: ‘‘Yaşlı Danyal, Buhtunnasr’dan sonra İran hâkimiyeti altında yaşadı. Ölüm ânı geldiğinde, halkı       

45 Yaʿkûbî, Târîhu’l-Yaʿkubî, 2 c., Tahkîk: Abdulemîr Alî Muhennâ, Beyrut, Muessesetu’l-Aʿlamî

li’l-Matbûât, 2010, C. I, s. 94

46 Mes’ûdî, Murûcu’z-Zeheb ve Meâdinu’l-Cevher, C. I, s. 59 47 Taberî, Târîhu’t-Taberî, C. I, s. 385

48 Taberî, Târîhu’t-Taberî, C. I, s. 391-393 49 a.g.e., C. II, s. 416-417

50 A. Fodor, ‘‘Malhamat Daniyal’’, The Muslim East: Studies in Honour of Julius Germanus, s.

arasında İslâm üzere kimse göremedi. Ona icâbet etmeyen ve kendisinden kabul etmeyen kişilerden dolayı Allah’ın kitabını ta’zim etti ve onu Rabbine emanet etmek istedi. Oğluna dedi ki: ‘‘Deniz kıyısına git ve bu kitabı ona at.’’ Çocuk kitabı aldı ve sakladı. Gidiş ve dönüş miktarı kadar ortadan kaybolduktan sonra işi yaptığını söyledi. Danyal sordu: ‘‘Onu denize attığın zaman ne oldu?’’ Oğlu, ‘‘Hiçbir şey olmadı.’’ dedi. Babası kızdı ve dedi ki: ‘‘Allah’a yemin olsun ki sana emrettiğim şeyi yapmadın.’’ Çocuk onun yanından çıktı ve ilk seferinde yaptığı gibi yaptı. Sonra babasının yanına dönüp işi yaptığını söyledi. Babası, ‘‘Onu attığın zaman deniz nasıldı?’’ diye sordu. Çocuk, ‘‘Deniz köpürüp dalgalandı.’’ diye cevap verdi. Babası öncekinden daha çok kızdı ve dedi ki: ‘‘Allah’a yemin olsun ki sana emrettiğimi yapmadın.’’ Oğlu üçüncü kez kitabı atmak için denize gitti. Sahile vardı ve kitabı attı. Toprak ortaya çıkana kadar denizin dibi açıldı ve havaya doğru bir ışık yükseldi. Sonra toprak ve su kitabın üzerini örttü. Üçüncü kez babasının yanına döndüğünde babası sordu ve o da gördüklerini haber verdi. Danyal, ‘‘Şimdi doğru söyledin.’’ dedi.51 Danyal Sûs’ta öldü. Orada onun na’şıyla yağmur duası yapılırdı. Müslümanlar

Sûs’u fethettiği zaman naaş da ellerine geçti. Ebû Sebre Cundişapur’da onlara vali tayin edilene kadar Ebû Mûsâ Sûs’ta ikamet etti ve oradan bu konu hakkında Ömer’e yazdı. Ömer ise ona na’şı gizlemesini emretti. Müslümanlar onu kefenleyip defnettiler. Ebû Mûsâ Ömer’e onda bir yüzük olduğunu ve yüzüğü aldıklarını yazdı. Bunun üzerine Ömer, yüzükteki mührün bastığı tasviri kendisine yollamasını istedi. Yüzük kaşında iki aslan arasında duran bir adamı gösteren bir nakış vardı.52

Danyal’in na’şıyla yağmur duası yapılması kaynakların çoğunda tekrar edilir ve Danyal’in hava durumu ilimleri ve özellikle yağmurla irtibatının sırrı açıklanır. Danyal’in Melhamesi’nin birçok sayfasında buna işaret edilir. Bu durum bizi, Danyal’in yaşarken yağmurun yağma zamanları hakkında bilgi sahibi olduğuna ya da ona nispet edilen melhame kitaplarından dolayı böyle inanıldığını düşünmeye götürmektedir.

Taberî’nin bahsettiği ve Emevîler döneminden beri Danyal’e verilen önemi gösteren diğer işaretlerden biri şudur: ‘‘Ömer bin Saîd, halkın [Emevîlere isyan eden       

51 Şüphesiz Kral Arthur romansında geçen ‘‘Excalibur ve Gölün Hanımı’’ hikâyesi bu hikâyeyle

hemen hemen aynıdır.

Abdullah] İbn Zübeyr’e büyük saygı gösterdiğini ve kendilerini ona teslim ettiğini görünce, onun iktidarı ele geçirmesinden korktu ve arkadaşı Abdullah bin Ömer bin Âs’a gitti. Abdullah bin Ömer bin Âs, babasıyla birlikte Mısır’da idi ve orada Danyal’in kitaplarını okumuştu. Ayrıca Kureyş onu âlim bir insan sayıyordu. Ömer bin Saîd dedi ki: ‘‘Bana bu adamdan haber ver. Kendisi için tam olarak ne istiyor? Efendimden [Emevî hükümdarı] ve ona ne olacağından da bahset!’’ Ona şöyle cevap verdi: ‘‘Efendinin ölene dek işini yürüten krallardan olduğunu görüyorum.’’53 Bu

olay, ‘‘birçok yerde isyan eden kişilerin ortaya çıkacağını’’ haber veren Danyal’in Melhamesi’ni hatırlattığından dolayı önemlidir. Belki de bu, salt kıssa olmaktan daha fazlasıdır ve Danyal’e nispet edilen bir metnin Araplar arasında nispeten erken dönemden beri mevcut olduğu ihtimalini güçlendirmektedir.

Son olarak, Taberî, Hüseyin bin Kâsım el-Kerhî’nin vezirliği konusundan bahsederken şöyle der: ‘‘Bağdat’ta Danyalî olarak bilinen biri vardı. Bu adam eski kitaplar çıkardı ve onları Danyal aleyhisselâma nispet etti. Bir kavmin isimlerini ve hikâyelerini de bu kitaplara kattı. Böylece şöhrete ulaşarak devlet adamları ile kadı Ebû Ömer ve oğlu katında itibar kazandı.’’ Taberî, bir adamın, kendisinin Ehl-i Beyt’ten olduğunu ve yüz tarifinin Danyal’in kitabında bulunduğunu söylemesi karşılığında bu kişiye para verdiğini de ekler.54

Kitâb’ul-Fiten’in (Fitneler Kitabı) 10. yüzyılda yaşayan yazarı, Tuster’in fethi, Danyal’in na’şı ve başının yanında bir kitabın (mushaf) bulunması konusunda aynı kıssayı zikrederek, bu kişinin Danyal olduğunun zannedildiğini söyler ve der ki: ‘‘Kitabı Ömer’e yolladık. Ben onu okuyan ilk Arabım. Ömer kitabı Kaʿb’a gönderdi; o da Arapça olarak istinsah etti. Onda olagelen şeyler, yani fitneler vardı.’’55 Şimdiye

kadar işaret ettiğimiz kitaplar arasında Danyal’in Melhamesi’ni en çok etkileyen budur. Kitabın genel üslûbu ve konuları, özellikle savaşlara verilen önem, üslup bakımından Danyal’in Melhamesi’ne çok yakındır. Naîm’in onun bilgisine sahip olduğuna şüphe yoktur; çünkü üslûbu Danyal’in Melhamesi’ne çok benzeyen birçok       

53 a.g.e., C. IV, s. 669

54 Taberî, Târîhu’t-Taberî, C. IX, s. 282. David Cook, bu hikâyeyi Muâviye bin Ebû Süfyân’la

ilişkilendirir. (David Cook, ‘‘An Early Muslim Daniel Apocalypse’’, Arabica, C. 49, Fasc. 1, s. 55- 96, Leiden, Brill, 2002, s. 60)

kıssa rivâyet eder. Bunlardan biri şöyledir: ‘‘Cerrâh, Artâ’dan rivâyet eder ki: Birinci Ömer melhamesi, Danyal’e göre İskenderiye’de gerçekleşir. Gemilerle çıkarlar ve Mısır halkı Şam halkına yardım eder. Karşılaştıkları zaman büyük bir savaş olur. Müslümanlar büyük gayret gösterdikten sonra Rumları hezimete uğratır ve onların ülkesine yerleşir. Sonra büyük bir ordu toplarlar ve Filistin’deki Yafa’ya on mil mesafede inerler. [Yafa] halkı dağlardaki akrabalarına sığınır. Müslümanlar onlarla karşılaşır, onları yener ve krallarını öldürürler.’’56 Sonra yazar, ‘‘indikten sonra kırk

sene kalacak olan İsa’nın nüzûlu’’ meselesine değinir. Velîd, ‘‘Bunun benzerini Danyal’de okudum.’’ der.57

Seʿalebî’nin (öl. 1035) Kısas’ul-Enbiyâ’sında (Peygamber Kıssaları) ‘‘Danyal Aleyhisselâm’ın Kıssası’’ başlıklı bir bölüm bulunur. Orada (Tevrat’ta rivâyet edilenlere yakın şekilde) Buhtunnasr’ın (Danyal’e birçok göndermeler içeren) hayat hikâyesinden bahsedilir. Bundan sonra ‘‘Danyal Aleyhisselâm’ın Vefatı’’ başlıklı başka bir bölüm gelir. Burada ise Ebû Mûsâ el-Eş’ârî’nin Sûs’u fethi ve kurşunla mühürlenmiş kilitli bir hazne (hızâne) bulmasından söz edilir. Seʿalebî, Ebû Mûsâ’nın bu hazneye çok şaşırdığını söyler: Sûs halkına ‘‘Kurşunla mühürlenmiş gördüğüm bu odada ne var?’’ diye sorar. Kendisine ‘‘Ey emîr, onda senin işine yarayacak bir şey yok.’’ denir. Ebû Mûsâ, ‘‘İçinde ne olduğunu kesinlikle öğrenmeliyim. Kapısını açın ki içine bakayım.’’ der. Kilidi kırıp kapıyı açarlar, Ebû Mûsâ hazneye girer ve tekne gibi oyulmuş uzun bir taş ve onun içinde ölü bir adam görür. Ölü, altın iplerle dokunmuş bir kefene sarılıdır ve başı açıktır. Ebû Mûsâ Sûs halkına ‘‘Allah sizi affetsin, bu adam kimdir?’’ diye sorar. Şöyle cevap verirler: ‘‘Bu adam Irak’ta yaşardı. Irak halkı yağmura ihtiyaç duyduğu zaman onunla yağmur duası eder ve yağmur yağardı. Bize de Irak halkının başına gelen gibi bir kuraklık isabet etti; onlara haber yolladık ve yağmur duası yapmak için onu bizimle göndermelerini istedik; ama bizi reddettiler. Bu nedenle bizden elli kişiyi onlara rehin bırakarak onu ülkemize getirdik; sonra yağmur duası ettik ve yağmur yağdı. Onu iade etmemeye karar verdik; böylece ölüm onu yakalayana kadar bizim yanımızda kaldı.’’ Ebû Mûsâ Ömer’e bu na’şı bildirdi; o da Ali bin Ebû Tâlib’den       

56 a.g.e., s. 272

Danyal hakkındaki bütün ayrıntıları öğrendi. Ömer, onun için [cenaze] namaz[ı] kılmalarını ve Sûs halkının ulaşamayacağı bir yere gömmelerini emretti. Ebû Mûsâ, onun [cenaze] namazını kıldırdı ve sonra Sûs halkı bir daha ulaşamasın diye onu nehrin ortasına defnettirdi. ‘‘Denir ki, Danyal aleyhisselâm Sûs nehrindedir ve bugüne kadar onun üzerinden su akar. Allah en iyi bilendir.’’58

Kitabı el-Âsâr el-Bâkiye’de (Mâzîden Kalanlar) Bîrûnî (973-1048), dünyanın yaratılış tarihinin belirlenmesi konusunda Yahudilerle Hıristiyanlar arasındaki ayrılıktan bahsederken, ‘‘kurtarıcı’’nın ortaya çıkışının dünyanın yaratılış tarihi bağlamında belirlenmesi için her iki tarafın da Danyal’in kehânetlerine başvurduğunu söyler: ‘‘Danyal’in Bâbil’de Kral Kurûş’un iktidara gelmesinden yıllar sonra ilk ayın 24. gününde bir rüya gördüğünü söylerler: Danyal, İsrâiloğullarının İranlıların elinde esir olduğu o günlerde ibadet ederken, Allah ona Kudüs Tapınağı’nın 70 sâbû’da yeniden inşa edileceğini ve halkının elinde kalacağını, sonra Mesih’in geleceğini ve öldürüleceğini, Mesih’in gelişinin ardından tapınağın son kez yıkılacağını, bu durumun zamanın sonuna kadar süreceğini vahyetti.’’59 Sonraki sayfalarda Bîrûnî, kehânetin Muhammed aleyhisselâmın ortaya

çıkışına denk geldiğini ispatlamaya, Yahudi ve Hristiyanların Danyal’in kehâneti konusundaki yorumlarını çürütmeye çalışır. Sonuç itibariyle, bu konuda zikredilen kıssalar, bazen birbirleriyle çelişseler de, Müslümanların erken dönemlerden beri Danyal’e verdikleri önemi göstermektedir.