• Sonuç bulunamadı

İpekli Kumaş Çeşitleri ve Örgü Teknikleri

1.2. Dokuma Merkezleri ve Kumaş Üretimi

1.2.2. İpekli Kumaş Çeşitleri ve Örgü Teknikleri

Kumaşlar; örgü tekniği, kullanıldığı alan, deseni, dokunduğu şehir, atölyelere ve dönemine göre isimlendirilirler. İncelikle desenlendirilmiş Osmanlı ipek kumaşlarının hemen hemen tümü, seraser, kadife ya da kemha olmak üzere, üç dokuma grubundan birine dâhildir ve üç dokuma yapısı kumaşlar üzerinde egemendir.46 Sık kullanılan ve sevilen bu üç bileşik dokuma da kumaşların kullanılacakları amaçlara uygun desenlerle ilişkilendirilmiştir. Bir kumaşta desenin durumuna göre bir veya birkaç örgü çeşidi olabilir. Sadece bir grup atkı ve bir grup çözgüden oluşan iki takımın kullanıldığı basit dokumaların aksine, bileşik dokumalarda üç ya da daha fazla takım kullanılır, yani en az iki farklı çözgü ya da atkı takımı bulunur. Osmanlı Türkiye’sinde sevilen üç bileşik dokuma olan seraser, kadife ve kemhalar, iki ayrı çözgü takımıyla dokunurlardı. Biri genellikle deseni belirler, diğeri ise dokumayı birbirine bağlar. Her bileşik dokuma gibi bu dokumaların çözgüleri de farklı özelliklere sahiptir. İki dokuma yapısını birleştirerek klaptanlı dokunmuş ipeklilerde, kumaşın yüzünde, bir dokumanın çözgüleri ve diğerinin atkıları görülür. Bir takım çözgü, deseni ve zemin dokumasının temelini oluştururken, diğeri iki yapıyı bağlayan ikincil dokumayı idare eder. Sonuç olarak, bir çözgü takımıyla idare edilir, diğeri ise bir başka gücü takımıyla yönlendirilirdi.47

Bir başka yüzer dokuma olan atlas dokumaların ise, genellikle düzgün ve parlak yüzeyleri olur, çünkü dimi dokumlarda olduğundan daha uzun yüzer iplikler kullanılır ve bağlama noktaları bitişik değildir dağınıktır. Avrupa’nın saten dediği en eski ipekli dokuma tekniğidir. Atkı telleri gizli kaldığından, çözgü yüzlü dokuma türüdür. Çözgü yüzleri yan yana gelerek kendine özgü bir parıltı verir. İnce ipek iplikten sık dokunmuş düz renkte sert ve parlak bir kumaştır.

46

Hülya Tezcan, 2001, A.g.k., s.21

47

24

Umumiyetle kırmızı renkte dokunurdu. Atlas dokumalar, Osmanlı saltanat kaftanları için özellikle tercih edilirlerdi. Osmanlı ipekli kumaşlarında en çok kullanılan işlemeli dokuma türü lampas, dikey çözgülerin hâkim olduğu 4/1 atlas dokuma ve yatay atkıların hâkim olduğu 1/3 dimi dokuma olmak üzere iki farklı yapının birleşimidir. Atlas dokumanın uzun yüzer iplikleri, genellikle arka planı ve dimi dokuma da deseni oluşturur48

Resim 7. Oturtma desenlerle bezeli atlas dokuması kaftan (ayrıntı)

48

25

DAMASKO, genellikle atlas dokuma olan bir düz dokumanın çözgü ve atkı yüzlerinin karşıtlığıyla oluşturulur. Genellikle tek renkli olan bu dokumada, yatay yönlendirilmiş atkı yüzlü atlas dokumanın üzerinde, ışığı farklı yansıttığı için belirginleşen, dikey yönlendirilmiş çözgü yüzlü atlas dokumanın yarattığı desenlerden oluşur.49

Bileşik dokuma türünün başında gelen seraserlerde, desenin tahriri yani konturunu oluşturan ipek atkılar ve klapdan ile kaplı düz bir yüzü vardır. Osmanlı altınım gümüşüm kumaşları, yani seraserleri, en eski bileşik dokuma yapılarından biri olan ve Fransızca “ TAQUETE “ adı verilen yapıda dokunurlardı. Bu dokumada, iki takım çözgünün yanı sıra, kumaşın yüzünü tamamen kaplayan ikincil atkılar da kullanılır. Bu dokumaya sıkça, iç çözgüleri olan, ikincil atkı yüzlü düz dokuma da denir. Temelde, “taquete “ dokumasında esas ve gizli iç çözgülerin iki yanında, iki kat desen atkısı bulunur. 50 (Şekil 1) Desen, çözgü tellerine alttan düz olarak bağlı takviye atkılarıyla dokunur. Desen altın alaşımlı telin, sarı ipek iğliğe, gümüş telin ise fildişi renk ipek iplik etrafına sarılması ile dokunur, fakat değerli bu iplikler ancak desenlerde dönüşümlü olarak kullanılır.

Çözgüsü ipek, atkısından altın alaşımlı gümüş tel veya doğrudan doğruya gümüş tel kullanılarak dokunan kumaştır. Parlak görünüşlerini, yüzeye hâkim olan bu altın ya da gümüş klapdanlara ve çok az görülen renkli ipek atkılara borçludur.51 Düz seraser ile çiçekli olanları arasında dokumada farklar bulunmaktadır. Çiçeklerin dokumasında tel yerine klaptan kullanılmıştır.52

49

Hülya Tezcan, 2001, A.g.k., s.217.

50

Hülya Tezcan, 2001, A.g.k., s.21.

51

Hülya Tezcan, 2001, A.g.k., s.21.

52

Emre Dölen, 1992, A.g.k., s.539-552. ; Nevber Gürsu, 1988, A.g.k., s.24-27. ; Fikret Altay 1979, A.g.k., s.11-18.; Hülya Tezcan, 1993, A.g.k., s.21-27.

26 Kumaşın yüzü Kumaşın tersi

Şekil 1. Bir Osmanlı seraserinin yapısı (“taquete”), Milton Sonday dokuma şeması

27

Diğer bileşik dokuma türü kadife ise kemha ile beraber en çok kullanılan kumaştır. Çözgüsü ipek, atkısı ipek, bazen de pamuktan olan havlı kumaştır. Atkısında klaptan bulunana telli kadife adı verilir. Kadifenin havı, çözgülerin arasına atılan fazla çözgü iplerinin ön yüze çıkarılıp, aynı seviyede kesilmesi ile yapılır. Yerenk kadife, münakkaş kadife (desenli), Kadife-i müzehhep (gümüş ve altın telli) ve benekli desen gösteren kadifelere, kadife-i benek adı verilir. Kadifenin ilk örnekleri, halı tekniğine benzer. Çözgüler üzerine atkılar ilmik yapılarak ve hav halıdaki gibi ilmiklerin bir sırada kesilmesiyle meydana getirilmiş ve hatta ilk kadifeler halılara önder olmuştur.53 Kadifelerin üç boyutlu yüzlerinde, yüksek hav genellikle klapdanla kaplı havsız bölgeleri vardır.54 Kadife, bileşik dokumalar arasında, hav dokumaları adı verilen özel bir gruba girer. Kadifeler, zemin kumaş ve ilmikler, ya da hav kesilerek hav oluşturmak üzere fazladan dokunan bir takım iplikten oluşurlar.55

Kumaşın yüzü Kumaşın tersi

Şekil 2. Osmanlı kesik havlı çatma kadife yapısı, Milton Sonday dokuma şeması

53

Emre Dölen, 1992, A.g.k., s.539-552. ; Nevber Gürsu, 1988, A.g.k., s.24-27. ; Fikret Altay 1979, A.g.k., s.11-18.; Hülya Tezcan, 1993, A.g.k., s.21-27.

54

Hülya Tezcan, 2001, A.g.k., s.220 – 225.

55

28 Resim 9. Osmanlı, 17. yüzyıl ikinci yarısı, kadife örneği

Kemha, çatma ve kadife ile beraber çok sık adı geçen ve özellikle kaftan yapımında kullanılan bir kumaş türüdür. Kemhaların yüzünde olan dikey saten dokumasıyla yatay bükümlü dokumanın oluşturduğu karşıtlık ise Türklerin geliştirdiği desen oluşturma tekniğidir. Kemha, genellikle özel bir lampas tekniğinde dokunmuş olan altınlı kumaştır.56 Çözgüsü ve atkısı ipek, deseni yapan takviye atkısında ayrıca gümüş veya altın alaşımlı telle çok sıkı dokunmuş ipekli bir kumaştır. Seraser ile farkı, tel yerine klaptanla dokunmuş

56

29

olması, renk, desen itibariyle daha zengin bir kimlik taşımasındadır. Kemha, ipekli dokumalar arasında sarayın ve halkın beğenisine en uygun; ağır, gösterişli, tok bir kumaştır. Kaftanlık ve döşemelik olarak kullanılmıştır. Çatma, dokunuş tekniği itibariyle kadifenin bir cinsi olup, kabartma desenlidir. Çatmanın kadifeden farkı, zemine oranla süsleme havının yüksek oluşudur. Genellikle zeminleri klaptanlı olup, desen ise kadife ve klaptan ile dokunmuştur. Bazen de zemin kadife desen klaptanlı takviye atkısı ile ve iç süslemeler de gene kadife ile yapılır.57

Kumaşın yüzü Kumaşın tersi Şekil 3. Kemha şeması, Milton Sonday dokuma şeması

57

Emre Dölen, 1992, A.g.k., s.539-552. ; Nevber Gürsu, 1988, A.g.k., s.24-27. ; Fikret Altay 1979, A.g.k., s.11-18.; Hülya Tezcan, 1993, A.g.k., s.21-27.

30 Resim 10. 17. Yüzyıl kemha çocuk kaftanı

Osmanlıların en sevdiği dokumaların başında brokarlı ipeklilerde gelirdi. Bunlar kemha, zerbaft ve serenk adı verilen ipekli dokumalardı. Bunlar dimi dokumayla bütünlenen atlas dokuma zeminin bileşimi olan bir tür lampas dokumadır. Çeşitli Osmanlı klaptanlı ipeklileri, dokumalarında kullanılan ipliklere göre tanımlanırlar, içinde klaptan da bulunan orta sınıf bir dokuma kabul edilenlere kemha adı verilir. Daha yüksek bir sınıf olan zerbaftlarda klaptan hâkimdir. Bu hiyerarşinin alt sınırında bulunan klaptansız dokunanlara ise serenk adı verilir.58

Serenk, 16. yüzyıldan sonra rastlanan, kaftan yapımında, tel yerine sarı ipek kullanılan kalın desenli bir kumaştır. Umumiyetle zemini güvez renk ve kendinden desenli olup üç renkli dokunmuştur. Çiçeklerindeki verevine çizgiler

58

31

kumaşa işlenmiş hissini vermektedir. Serenk, kemha tekniğinde, fakat dokumasında altın veya gümüş teli bulunmayan bir kumaştır. Çiçekli olanına Serenk, beneklisine Şahbenek, düz olanına ise Sade Serenk denilir.59

Desenli kumaşların çoğu ipek ve klaptanla oluşturulmuştur. Bu yüzden desen karşılaştırılmasında desenli ipekleri ele aldık.

Resim 11. 16. yüzyıl ortası, Serenk çocuk kaftanı, 2. Beyazıt

59

Emre Dölen, 1992, A.g.k., s.539-552. ; Nevber Gürsu, 1988, A.g.k., s.24-27. ; Fikret Altay 1979, A.g.k., s.11-18.; Hülya Tezcan, 1993, A.g.k., s.21-27.

32 Resim 12. Zerbaft kumaş, 16. yüzyılın ikinci yarısı

Kumaşta aranan temel özellikler bölümünde öne sürülen şartların sağlanabilmesi dokuma örgülerin çeşitlenmelerinin nedenleridir. İpeklilerin üretiminde kullanılan, pek çok çeşidi olan dokuma örgüleri bezayağı, dimi ve saten olarak üç ana grupta toplanmaktadır.60 Yukarıda kısaca anlatmaya çalışılan dokumalar, bu üç örgünün ya tek ya da bileşik olarak kullanılmaları ile elde edilmiştir. Bu örgü tekniklerinin özellikleri kısaca aşağıdaki gibidir;

Bezayağı Örgü: Örgüler içinde en basiti olan bezayağıdır. Oluşması için yalnızca iki çözgü ve iki atkı ipliği gereklidir. Bu yüzden raporu en küçük örgü bezayağıdır. Bağlantı noktalarının çokluğu, dokusunun sıkı olmasını ve mukavemetli kumaşlar elde etme olanağı sağlar. Bu üstün niteliğinden dolayı pamuk, yün ve ipek gibi doğal maddelerin yanında, yapay ve sentetik maddelerden üretilen kumaşlarda da yoğunlukla kullanılmaktadır. Gerek çözgü gerekse atkı iplikleri kendi aralarında birbirlerine zıt hareket ederler. Yani; birinci atkıda, raporun birinci çözgüsü üstteyken bunun tersi olarak ikinci çözgü

60

33

alttadır.61 Tek sayılı çözgü ipliklerinin, tek sayılı atkı iplikleriyle, çift sayılı çözgü ipliklerinin çift sayılı atkı iplikleriyle bağlantı yaparak meydana getirdiği örgü şeklidir. En sık kesişmeyi, kenetlenmeyi sağlayan bezayağı, dokuların çok ince ve sağlam oluşmasına olanak sağlar.62 (Şekil 4 – Resim 13)

Şekil 4. Bez ayağı dokuma örgü şeması

61

Altuğ Acuner, 2001, A.g.k., s.37.

62

34 Resim 13. Bezayağı örgüsü

Dimi Dokuma: En çok çeşidi olan ana örgü dimidir. En çok kullanılan ve atkı ya da çözgülerden birinin, iki ya da daha fazla sayıda diğerinin üzerinden bağlanmadan (yüzerek) geçtiği bir yüzer dokumadır. Ortaya çıkan dokuma, verev çizgilerle belirginleşir. En küçük birim raporu üç atkı ve üç çözgüden oluşan dimi örgüler, bez ayağından sonra gelen ikinci önemli örgüdür. Diyagonaller soldan sağa yollu ise Z- dimi, sağdan sola yollu ise S- dimi olarak adlandırılır. Dimi örgüler D, K ve T harfleriyle sembolize edilebilirler ve en küçük birim raporu D (2 / 1) olarak ifade edilir. Dimi örgüler bezayağına nazaran daha gevşek ve daha fazla iplikle dokunabilmektedir. Yumuşak, hacimli ve ağır bir görünüşe sahiptir. Bir yüzü Z- dimi ise diğer yüzü S- dimi görünüşe sahip olan örgülerdir.

35

Dimi örgülerinde her çözgü kendi atkısıyla ve birbirlerinin peşi sıra bağlanır. Yani birinci çözgü, birinci atkıyla, ikinci çözgü ikinci atkıyla bağlanırlar. Bu yüzden bağlantı noktaları sağa veya sola doğru bir yol meydana getirir. Bir çizgi halinde beliren bu meyile “ DİMİ YOLU “ denir.63 (Şekil 5,6 - Resim 14,15)

Şekil 5. Sağa Verev Dimi Dokuma Örgü Şeması

.

Resim 14. Sağa verev dimi örgü

63

36 Şekil 6. Sola Verev Dimi Dokuma Örgü Şeması

37

Dimiler birçok yönleriyle çeşitlere ayrılıp gruplandırılabilirler. Bunlar;

1-İpliklerin kumaşın yüzeyinde bulunma oranına göre; tek yüzlü dimi örgüleri, çözgü dimi örgüleri, atkı dimi örgüleri, efekt dimi örgüleri, çok yollu dimi örgüleri, iki yüzlü dimi örgüleri, iki yüzlü efekt dimi örgüleri, iki yüzlü çok yollu dimi örgüleri.

2-Dimi yoluna göre; sağ yollu dimi örgüleri, sol yollu dimi örgüleri, kırık yollu dimi örgüleri, balıksırtı dimi örgüleri, dalgalı yollu dimi örgüleri.

3-Dimi yolu açısına göre; 45 dereceli dimi örgüleri, 63 dereceli dimi örgüleri, 27 dereceli dimi örgüleri.64

“Klaptanlı dokumalar arasında görülen Türk dimileri, atkı yüzlüdür, yani kumaşa atkılar hâkimdir ve çözgüleri büyük ölçüde örterler.”65

Saten Örgü: Bezayağı ve dimilerden sonra üçüncü ana örgü grubu olan satenin en önemli özelliği bir grup ipliğin hemen tüm olarak kumaşın istenilen yüzünde toplanması ve böylece düzgün ve parlak yüzeyler meydana getirmeğe olanak sağlamasıdır. Saten denilince düz, pürüzsüz, yumuşak, dökümlü, parlak ve bu karaktere uygun ipliklerle dokunmuş kumaşlar akla gelir. Saten örgünün diğer temel örgülerden farkı örgü raporundaki bağlantıların birbirine hiç dokunmadan dağıtılmış olmasıdır. En küçük raporu beş çözgü ve beş atkı ipliğinden meydana gelir. En büyüğü ise yirmi-yirmi dört ipliğe kadar olabilir. Satenlerde çözgü ve atkı raporları birbirine eşit olduğundan raporu beş çözgü ve beş atkı ya da sekiz çözgü, sekiz atkı denilmez kısaca beşli saten, sekizli saten olarak tanımlanmışlardır.

Örgü içindeki bağlantıların birbirine hiç dokunmadan dağıtılabilmesi için en az 5 değişik harekete ihtiyaç vardır. Çözgü ve atkı dimilerinde olduğu gibi satende de bağlantı noktaları her atkı ve çözgü de bir kezdir. Ancak sateninkiler

64

Altuğ Acuner, 2001, A.g.k., s.42.

65

38

belirli bir sistemle düzgün atlamalarla dağıtılmış ve uzun bağlantılar arasına yerleştirilerek gizlenmiştir. Çözgü ve atkı sateni olarak iki türlü olurlar. Saten örgüler tek taraflıdır. Yani kumaşın bir yüzü parlak ise diğer yüzü mattır. Saten örgüler S harfi ile sembolize edilir. 66 (Şekil 7,Resim 16)

Şekil 7. Saten Örgü Şeması

Resim 16. Saten örgü

66

39

1.2.3. Tezgâhlar

Sultan ve ailesi tarafından kullanılan saray kumaşlarının üretimi farklı tezgâhlarda yapılırdı. Desenlerine veya kumaşın cinsine göre bu tezgâhlar değişirdi.

“İpekli kumaşlar, ancak çekmeli tezgâh adı verilen bir makinede dokunabilirlerdi. Bu tezgâhlar, sade gücü tezgâhlarının özellikleriyle, karışık desenlerin yaratılmasında çok önemli olan desen takımının bileşiminden oluşurdu.”67

Gücü tezgâhlarının iki önemli özelliği vardı. Kumaşın enine uzanan ipliklerini gerdin tutarlar ve aşağı yukarı hareket ettirilince, en az iki tane açıklık (sekme) oluştururlardı. Bu açıklık, genellikle kumaşın enine, bir kenardan diğerine uzanan ve çözgü sonlarına dik olarak dokunan bir atkı ipliğine (mekik ipliğine) yol verirdi.68 Çoğu yatay gücü tezgâhlarında, kumaşın boyuna uzanan çözgü iplikleri ya dokumacıdan uzak taraftaki çözgü tahtasına sarılırdı ya da bir sıra çubuğun üzerinden kurşun denge topları sarkıtılarak gergin tutturulurdu. Her çözgünün ucu dokumacının önündeki levende sarılmadan önce; tek tek genellikle bir çubuktan sarkan ilmekten (gücü takımı), sonra da tarağımsı bir çerçeveden (dokuma tarağı) geçirilirdi. Dokumacı pedal ya da ayak sürgüsü ile, belli bir sıra gücü takımını destekleyen çubuğu ve bağlı olduğu çözgü uçlarını kaldırıp indirerek açıklık (sekme) yaratırdı. Her atkı atıldıktan sonra dokuma tarağı ile iter (döver) ve her atkının kumaşa iyice yerleşmesini sağlardı. Gücüler ve bağlı hareket ettikleri sistem, dokumayı sağlayan nakşı oluştururlardı. Gücü tezgâhları, düz ya da sade desenli basit kumaşların dokunmasını sağlar.69

67

Hülya Tezcan, 2001, A.g.k., s.197.

68

Hülya Tezcan, 2001, A.g.k., s.198.

69

40 Şekil 8. Çözgüleri ağırlıklı, yatay bir İran çekmeli tezgâh çizimi

Daha karmaşık desenlerde bezeli kumaşlar ise çekmeli tezgâhlar sayesinde dokunabilirler. (Şekil 8) Gücü tezgâhları gibi, çekmeli tezgâhların da yapısal bir dokuma takımı vardır. Ancak çekmeli tezgâhlarda iki takım çözgü kullanılır. Osmanlı Türkiye’sinde uzmanlar, üç ana dokuma tekniğinin belirgin özelliklerine göre, her çekmeli tezgâh, iki takım çözgü ipliğiyle kurardı. Seraserler için bağlantı çözgüsü, yapısal dokuma takımındaki gücülerden, iç çözgü ise aşağıdaki nakşın ip kayışından geçirilirdi. Aynı yöntem kadifeler içinde kullanılırdı. Atlas çözgüsü, gücü takımıyla, hav çözgüleri ise nakşla idare edilirdi. Dokumaları iki farklı yapının bileşiminden olan kemhalarda, hem zemin dokumanın atlas çözgüsü, atlas için gücü takımından ve de nakştan, hem de çapraz çözgüleri, çapraz dokuma için gücü takımından geçmeli olarak elde edilirlerdi.70

70

41

Çekmeli tezgâhların en önemli parçası desen takımıdır. Bu takım hem her çözgü ipinin uçlarının konumunu ayrı ayrı kontrol etmeye yarar, hem de deseni otomatik olarak tekrarlar. Bu desen takımı, çözgülere dik olarak, üzerlerine yatay olarak gerilmiş bir grup çapraz ipten oluşur. Çapraz ipler, üstten eşit sayıdaki bir başka grup dikey ipe (çekme ipi) bağlıdır. Bu çapraz iplerden, bir ya da daha fazla çözgü ucunun etrafını saran iplik ilmekler (tasmalar) sarkar. Her çapraz ipten birkaç tane tasma sarkabilir ve böylece motifin, kumaşın eni boyunca bir hareketle tekrarlanması sağlanırdı. Dolayısıyla çapraz takım, desen üretiminde beyin görevini üstlenirdi. Desen talimatları, burada programlı desen raporu ya da nakş denilen ve en küçük tekrarsız desen biriminden oluşan bir başka iplik takımıyla verilirdi. Çapraz ipler üzerindeki desen takımının kullanımı, üçüncü bir seri yatay iplik ilmeğe bağlıydı. Bu ilmeklerin her biri, sadece bir desen atkısı için gereken atkıları kaldırırdı. İlmeklerin sonları, onları desen için çekilmeleri gereken sırada tutan, farklı bir dikey kılavuz ipine düğümlü idi. Her Birden fazla ilmek gerektiğinde ise, bunlar kılavuz ipinde birleştirilirdi.71

71

42

1.3. MOTİFLER, DESENLER ve YÜZEY ŞEMALARI

Benzer Belgeler