• Sonuç bulunamadı

İntihar Girişiminin Gerçekleştiği Zamanlamanın Özellikleri

4.2. Bulgular ve Yorumlar

4.2.2. İntihar Girişimi Dönemi

4.2.2.1. İntihar Girişiminin Gerçekleştiği Zamanlamanın Özellikleri

Araştırmada yer alan kişilere, ceza infaz kurumunda intiharı düşündürecek sebeplere ilişkin bulgular, Tablo Ek 33’de verilmiştir.

Tablo Ek 33 : Katılımcılara Ceza İnfaz Kurumunda İntiharı Düşündürecek Sebeplere İlişkin Bulgular

S %

Aile İçi Sorunlar 44 44

Ekonomik Sorunlar 1 1

Uyuşturucu Madde Ya Da Alkol Yoksunluğu

4 4

Fiziksel Hastalık 2 2

Yakınlarından Birini Kaybetme 7 7

150

Cezanın Onanması Ya da Ceza Süresi 1 1

Psikolojik Sorunlar 22 22

Suç İle İlgili 3 3

Diğer 1 1

Toplam 102 102

Tablo Ek 33 ‘den de anlaşılmaktadır ki, örneklem grubundaki bireylerin % 43,1 gibi yüksek bir bölümünün, intiharı düşünmelerinin ardında aile içi sorunlar yatmaktadır. Bu sorunu %21,6 ile psikolojik sorunlar, %16,7 oranı ile kurumsal koşullar, %6,9 oranında yakınlarından birini kaybetme, %3,9 oranı ile alkol veya uyuşturucu madde yoksunluğu takip etmektedir. Suç ile ilgili olanlara bakıldığında % 2,9 olduğu görülmektedir. Cezanın onanması ve ekonomik sorunlar ise %1 ile en alt sıradadır.

Aile içi sorunların yüksek çıkmasının, mahpusun kurumda aile ile iletişiminin süre ve mekân sınırlarına tabi olması düşünülebilir. Özellikle bu kısıtlılık nedeni ile mahpusun ailesine doğrudan destek olamaması veya ailesinden doğrudan destek alamamasının girişim kararı almasında etkili olduğu varsayılabilir. Burada aile içi sorunların cezaevine girmeden önce mi yoksa sonra mı başladığı sorusu akla gelse de, kapalı kapılar ardında olmanın var olan ya da sonradan ortaya çıkan sorunların çözümüne engel olduğu katılımcıların bir kısmı tarafından sözel olarak ifade edilmeye çalışılmıştır. Oranlar arasında ikinci yüksek cevabı oluşturan psikolojik sorunlar ile ilgili olarak katılımcıların bir kısmı, yaşadığı sorunların çözüme kavuşmamasının neticesinde ortaya çıkan ruh hali ile ilgili olduğunu, yine cevaplara doğrudan yansımayan görüşmelerde ifade etmektedir. Bu sorunların kaynağında ise cezaevine girmeden önce yaşadığı bir takım sıkıntılar olduğunu ifade eden katılımcılarla birlikte, kurum içinde de yaşadığı çeşitli sıkıntılardan bahsedenler bulunmaktadır. Kurum koşullarının bu sürece etkili olduğunu söyleyen mahpusların ise daha çok dışardaki hayat ile kurum hayatı arasındaki farklılıktan kaynaklandığını söylemektedir. Özellikle cezaevine girmeden önce belli bir sosyal çevresi ve statüsü olan, değişik gündelik alışkanlıklar edinmiş, kendisi, ailesi ve çevresindekilerle ilgili sorunlarını çözme ve ihtiyaçlarını giderme potansiyeline sahip bireyin; bir anda bu sahip olduklarını yitirdiği

151

ya da erişiminin sınırlandırıldığı bir kuruma gelmesini kabul edememiş olmasının bir sonucu olarak girişimde bulunduklarını farklı cümlelerle ifade ettikleri görülmüştür.

Yetişkinlikteki ciddi fiziksel rahatsızlıklar ile intihar riski arasında önemli bir ilişki bulunduğunu gösteren bir araştırmada, kanser veya beynin zarar görmesinden kaynaklı nörolojik bozukluklar bu durumu kanıtlayacak güçlü veriler sağlamaktadır. Yine AIDS ile ilişkili intihar riskinde artışın, yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ile birlikte azalma eğilimi göstermesi ise dikkat çekmektedir (Stenager ve Stenager, 2000: 406-408).

Tablo Ek 34 : Katılımcıların İntihar Düşüncesinin Girişim Aşamasına Taşınma Noktasındaki Sebeplerine İlişkin Bulgular

S %

Aile İçi Sorunlar 39 38,2

Ekonomik Sorunlar 3 2,9

Uyuşturucu Madde Ya Da Alkol

Yoksunluğu 4 3,9

Fiziksel Hastalık 1 1,0

Yakınlarından Birini Kaybetme 5 4,9

Kurum Koşulları 11 10,8

Disiplin Cezası 7 6,9

Cezanın Onanması Ya Da Ceza Süresi 8 7,8

Psikolojik Sorunlar 20 19,6

Suç İle İlgili 3 2,9

Diğer 1 1,0

Toplam 102 100,0

Tablo Ek 34, araştırmaya dâhil edilen bireylerin intihar girişiminde bulunma sebeplerinin %38,2 oranında “aile içi sorunlar” olduğunu göstermektedir. “Psikolojik

152

sorunlar” nedeni ile intihar girişimde bulunmuş olan mahpusların oranı %19,6 iken, bu durumu “kurum koşulları” ile ilişkilendirenlerin oranı %10,8’dir. “Cezanın onanması veya ceza sürenisin uzun olduğu” düşüncesinin etkisi ile girişimde bulunanların oranı %7,8 olup, kurumda aldığı “disiplin cezasına” öfkelenip girişimde bulunan mahpusların oranı ise %6,9’dur. “Yakınlarından birini kaybetmenin etkisi” ile girişimde bulunan mahpusların oranı %4,9’dur. İntihar girişiminde “uyuşturucu madde ve alkol yoksunluğunun” etkili olduğu kişilerin oranı % 3,9 iken, işlediği suç nedeniyle girişimde bulunan mahpusların ve ekonomik nedenlerle intihar girişiminde bulunanların oranı %2,9’dur. İntihar girişimine yol açan nedenlerin arasında en az rastlanılan, %1 oranında olan fiziksel hastalıklardır. Burada, çoğunlukla psikolojik sorunlar şeklinde ifade edilen %19,8’lik kesimin tam olarak hangi teşhislerle bu cevabı verdikleri, tıbbi kayıtlara bakılamadığından kesin olarak ifade edilememekle birlikte, anketin uygulanması esnasında ifade ettikleri psikolojik sorunlarının kaynağına dair kendi değerlendirmeleri Tablo Ek 33’te yer verilmiştir.

Katılımcıların kuruma girdikten sonra girişimde bulundukları döneme kadar geçen süreye ilişkin bulgular, Tablo Ek 35’de verilmiştir.

Tablo Ek 35 : Katılımcıların Kuruma Girdikten Sonra Girişimde Bulunduğu Döneme Kadar Geçen Süreye İlişkin Bulgular

S %

İlk Gün 1 1,0

1 Hafta İçinde 5 4,9

İki Hafta İçinde 15 14,7

İlk Ay İçinde 8 7,8 1-6 Ay Arası 23 22,5 1-2 Yıl Arası 8 7,8 2-4 Yıl Arası 20 19,6 4-8 Yıl Arası 12 11,8 8-10 Yıl Arası 5 4,9

153

10 Yıl ve Üzeri 3 3,0

Yanıtlamayan 2 2,0

Toplam 102 100,0

Tablo Ek 35’e bakarsak, örneklem grubunda yer alan mahpusların %51’inin ilk 6 ay içerisinde intihar girişimde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu mahpusların, yığınsal olarak bakıldığında, özellikle %28,4’ünün ilk 1 ay içerisinde, %20,6’sının ilk iki hafta içinde girişimde bulunduğu görülmektedir. Mahpusların kuruma girişini takip eden 8 yıldan sonra intihar girişim oranlarının belirgin biçimde azaldığı gözlemlenmiştir. Yapılan birçok çalışmada da, mahpusların cezaevine girdikten sonra ya da hüküm giydikten kısa bir süre sonra, özellikle de yoğun kişisel stres yaşadıkları dönemde, intihar davranışlarına olan eğilimlerinin arttığına değinilmektedir (Wobeser vd., 2002: 1109-1113; Shaw vd., 2004: 263-267; O’Driscoll vd., 2007:524).

Araştırmada yer alan kişilerin intihar girişiminde bulunduğu yıla ilişkin bulgular, Tablo Ek 36’da verilmiştir.

Tablo Ek 36 : Katılımcıların İntihar Girişiminde Bulunduğu Yıla İlişkin Bulgular

S % 2015 33 32,4 2014 19 18,6 2013 9 8,8 2012 9 8,8 2011 7 6,9 2010 10 9,8 2009 3 2,9 2008 ve öncesi 10 9,8 Yanıtlamayan 2 2,0 Toplam 102 100,0

154

İntihar teşebbüsünün gerçekleştiği yıllara bakıldığında, örneklem grubunda yer alan bireylerin %32,4’ünün 2015 yılında , %18,6’inin 2014 yılında, %8,8’inin 2013 yılında ve yine %8,8’inin 2014 yılında intihar girişiminde bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine 2010 ile 2008 ve öncesi dönem için tespit edilen oran eşit olup %9,8’dir. En az girişimin meydana geldiği dönem ise %2,9 ile 2009 senesidir.

Ankete katılan mahpusların intihar teşebbüsünün gerçekleştiği mevsime ilişkin bulgular, Tablo Ek 37’de verilmiştir.

Tablo Ek 37 : Katılımcıların İntihar Teşebbüsünün Gerçekleştiği Mevsime İlişkin Bulgular S % Sonbahar 25 24,5 Kış 13 12,7 İlkbahar 16 15,7 Yaz 27 26,5 Hatırlamıyor 17 16,7 Yanıtlamayan 4 3,9 Toplam 102 100,0

Örneklem grubundaki mahpusların intihar girişiminde bulundukları dönemlere bakıldığında, girişimlerin %26,5’inin yaz aylarında gerçekleştiği görülmektedir. Yaz mevsimini takip eden dönem ise % 24,5 ile sonbahar mevsimidir. İlkbahar mevsiminde intihar girişimde bulunanların oranı %15,7 iken; kış mevsiminde intihar girişiminde bulunanların oranı %12,7’dir. Bu sorunun yanıtını hatırlamayanların ve soruya cevap vermeyenlerin oranı ise %20,6’dır.

Nüfusun geneline ilişkin verilerle, bu çalışmanın mevsimlere ilişkin verileri pek uyumlu değildir. Bu çalışmada, örneğin yaz aylarındaki intiharlar için tespit edilmiş (%26,5) oran, diğer çalışmalarda elde edilenlerden sonuçlarla farklılık göstermektedir. Bunu izah ederken söylenebilecek şeylerden biri, kurumlarda soğuktan korumaya yönelik değişik tedbirler alınmakta olması, örneğin kalorifer sisteminin genelde

155

muntazam bir şekilde çalışmasıdır. Ancak hemen hiçbir kurumda, sıcaktan korunmaya yönelik bir sistem bulunmamaktadır. Çalışmanın ağırlıklı olarak batıdaki cezaevlerinde yürütüldüğü göz önünde bulundurulursa, kalabalık koğuş koşullarında ve aşırı sıcak ortamlarda mahpusların intihar düşüncesin akla gelebileceğidir. Bu durumun dışında genelde güneşli havayı dış dünyadaki bireyler kadar yaşamlarında göremeyen bireyler için ilkbahar, sonbahar ve kış açısından çok bir fark bulunmadığı düşünülebilir.

4.2.2.2. İntihar Girişiminin Gerçekleştiği Dönemdeki Ruhsal, Bedensel ve