• Sonuç bulunamadı

2.6. Teknoloji ve Bağımlılık

2.6.2.1. İnternet Bağımlılığı Ölçütleri

Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders) Amerikan Psikiyatri Birliği (American Psychiatric Association) başkanlığında geliştirilen ruhsal bozuklukları sınıflandıran bir teşhis sistemini içerir (Zervopoulos, 1999). Kuruluşundan bu yana beş farklı sürümü olan el kitabının, DSM-IV adıyla çıkan son sürümü 1994 yılında basılmıştır. Young (1996b) ise DSM-IV’de bilgisayar veya internet bağımlılığı ile ilgili bir madde bulamadığı için birçok bağımlılık maddesini incelemiştir. Önce madde bağımlılığını incelemiş, ardından birbirine benzer davranışsal problemler içeren patalojik kumar, yeme bozukluğu, sex bağımlılığını incelemiştir (Young, 1996b). Bu çalışmalar sonrasında patalojik kumar bağımlılığı, patalojik internet kullanımına en yakın niteliklere sahip olarak tespit edilmiş ve patalojik kumar bağımlılığı model alınarak internet bağımlılığı kriterlerine uyarlanmıştır. Buna göre ilgili sekiz maddeden beş

tanesi kişide bulunuyorsa, bu kişi internet bağımlısı olarak tanımlanacaktır (Young, 1996b). Young’ın patalojik kumar davranışını model alarak geliştirdiği internet bağımlılığı maddeleri aşağıdaki gibidir:

1. İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş.

2. İnternete bağlı kalma süresinde artışa ihtiyaç duyma.

3. İnternet kullanımını azaltmaya yönelik başarısız girişimlerde bulunma. 4. İnternet kullanımının azaltılması durumunda yoksunluk belirtileri. 5. Başlangıçta olduğundan daha uzun süre internete bağlı kalma.

6. İnternetin aşırı kullanılması yüzünden ilişkiler, okul ya da işle ilgili sorunlar yaşama.

7. İnternete bağlı kalabilmek için aile üyelerine, terapiste ya da başkalarına yalan söyleme.

8. İnternete bağlı kalındığı süre içerisinde duygulanım değişikliğinin olması (umutsuzluk, suçluluk, anksiyete, depresyon gibi).

Beard ve Wolf (2001) ise Young’ın (1996b) belirlediği internet bağımlılığı ölçütlerini düzenlemişleridir. Young’ın belirlediği maddeleri daha anlaşılır hale getirmek için kavramları soyut olmaktan çıkarıp, yaşanmışlığı üzerinden tartışmışlardır. Young’ın belirlediği internet bağımlılığı ölçütlerinden ilk beş madde sadece bağımlılık için düşünülebilecek durum olmayıp, çok sayıda davranış için geçerlidir demişlerdir. Beard ve Wolf (2001) yeni doğmuş bir bebek ile annesinin ilişkisi üzerinden ilk beş maddenin sadece bağımlılıkla ilgili olmadığını şöyle örneklemiştir:

1. Bir anne sürekli yeni bebeğini düşünebilir.

3. Anne bebeği ile arasındaki ilişkiyi azaltmaya yönelik başarısız girişimlerde bulunmuş olabilir.

4. Anne bebeği yanında olmadığı zamanlarda huzursuz olabilir.

5. Anne bebeğini uyutmak için sallamıştır, ama bebeği uyuduğu halde hala bebeğini sallamaya devam edebilir.

Maddelerini Young’ın internet bağımlılığı ölçütlerine uygun olarak sıralamışlar ve biz bu anneye “bebek bağımlısı” diyebilir miyiz? sorusunu yöneltmişlerdir.

Beard ve Wolf (2001) Young’ın belirlediği sekiz maddelik internet bağımlılığı ölçütlerini iki gruba ayırmış; ilk beş maddenin bulunduğu grubu internetin kullanım fonksiyonelliği olarak adlandırmış ve bireye internet bağımlısı denebilmesi için mutlaka yaşanmış olması gerektiğini söylemiştir. Son üç maddeden oluşan gruba ise kişilerin internet kullanımından dolayı zarara uğraması olarak adlandırmış ve bireye internet bağımlısı denebilmesi için en az birinin yaşanmış olması gerektiğini, bireyin internet kullanımından zarar görmesi gerektiğini söylemişlerdir. Bu bilgilere göre Beard ve Wolf’un (2001) önerdiği internet bağımlılığı ölçütleri şöyledir:

İnternetin Kullanım Fonksiyonelliği Grubu:

1. İnternet ile ilgili aşırı zihinsel uğraş.

2. İnternete bağlı kalma süresinde artışa ihtiyaç duyma.

3. İnternet kullanımını azaltmaya yönelik başarısız girişimlerde bulunma. 4. İnternet kullanımının azaltılması durumunda yoksunluk belirtileri. 5. Başlangıçta olduğundan daha uzun süre internete bağlı kalma.

1. İnternetin aşırı kullanılması yüzünden ilişkiler, okul ya da işle ilgili sorunlar yaşama.

2. İnternete bağlı kalabilmek için aile üyelerine, terapiste ya da başkalarına yalan söyleme.

3. İnternete bağlı kalındığı süre içerisinde duygulanım değişikliğinin olması (umutsuzluk, suçluluk, anksiyete, depresyon gibi).

Goldberg (1999) klinik olarak belirgin bir bozulmaya ya da sıkıntıya yol açan uygunsuz internet kullanımının belirtilerini sıralamış ve üç ya da daha fazlasının 12 aylık bir dönem içinde gözlenmesi gerektiğini söylemiştir (Akt: Köroğlu ve ark., 2006). Bunlar:

1. Aşağıdakilerden biriyle tanımlanan tolerans gelişimi.

a. İstenen keyfin alınabilmesi için belirgin olarak artmış internet kullanım süresi.

b. Sürekli olarak aynı sürelerde internet kullanımı ile alınan keyifte azalma olması.

2. Ağır ve uzun süreli internet kullanımı sonunda aşağıdakilerden en az iki tanesinin günler içinde ortaya çıkması (bir ay içinde ortaya çıkabilir) ve kişilerin bunlardan dolayı iş, soysal ve önemli işlevsel alanlarda sıkıntı yaşaması.

a. Psikomotor ajitasyon. b. Bunaltı.

c. İnternette neler olduğu hakkında takıntılı düşünceler. d. İnternet hakkında fanteziler ve hayal kurma.

f. Bu sıkıntılı durumlardan kurtulmak için internete veya benzeri servislere bağlanma.

3. İnternet kullanımı genellikle planlandığından daha uzun süreler alır.

4. İnternet kullanımını bırakmak veya denetim altına almak için sürekli bir istek veya boşa çıkan çabalar vardır.

5. İnternet ile ilgili eylemlere çok uzun süreler ayrılır (kitap almak, yeni web tarayıcıları ve programları denemek, dosyaları düzenlemek vb.).

6. İnternet kullanımı nedeniyle önemli toplumsal mesleki etkinlikler veya boş zamanları değerlendirme etkinlikleri bırakılır veya azaltılır.

7. İnternet kullanımı, yol açtığı sorunlara (uykusuzluk, evlilik problemleri, işe ve randevulara geç kalma vb.) rağmen aşırı olarak devam eder.

Shapira ve arkadaşları (2003)’na göre ise problemli internet kullanımı tanı ölçütleri şöyledir:

1. Aşağıdakilerden en az biriyle ortaya çıkan internet kullanımıyla ilgili aşırı zihinsel uğraşı vardır.

a. İnternet kullanımını denetim altına alma çabalarının sonuçsuz kalması. b. Planlandığından daha uzun süre internet kullanımı.

2. İnternet kullanımı veya aşırı zihinsel uğraşı iş, sosyal yaşantı veya diğer önemli alanlarda işlev kaybına ya da klinik belirtilere yol açmaktadır. 3. Aşırı zihinsel kullanımı hipomani ya da mani epizodları sırasında ortaya