• Sonuç bulunamadı

İNSAN VE RENK

Belgede Klasik Türk şiirinde renkler (sayfa 23-26)

Renkler hayatın anlamlı parçalarıdır. İnsanlar renklere çeşitli anlamlar yüklemiş;

renkleri isteklerini, mutluluklarını ve üzüntülerini yansıtmada bir araç olarak kullanmışlardır.

“İnsanları etkileyen, insanlarda değişik çağrışımlar yaratan renkler insanın iç dünyasını açığa çıkaran bir test olarak ortaya çıkmaktadır. Renkler insanların

24 İsmet Emre, Edebiyat ve Psikoloji, Ankara, 2005, s. 24.

25 Doğan Cüceloğlu, a.g.e. , s. 35.

endişelerini, sıkıntılarını, özlemlerini, beklentilerini anlamayı sağlayan, kişinin olaylar karşısında tutumunu değerlendirmeye yarayan ipuçları vermektedir.”26

Renklerin, bireylerin kişisel özelliklerini, düşünce tarzını, yaşam biçimini ve karakterini yansıtmada belirleyici özelliği olduğu, bireyin hayatına yön verdiği bilinmektedir.

Renklerin iletişimde kullanılması daha çok psikolojik duygularla ilgilidir.

İnsanların içinde bulunduğu durumu, insanların duygularını seçtiği renkler açığa çıkarmaktadır. İnsanlar ruhuna uymayan renkleri taşıyamamakta bu sebeple duygularıyla uygunluk göstermeyen renklerle iç içe olduğunda rahatsızlık duymaktadır.

Sadece kendisine ve duygularına hitabeden renkleri tercih edip, benimsemektedir.

Farkında olmasa da, içinde yaşadığı dünyayı, iç dünyasını, o sıradaki duygularını renklerle anlatmasının temelinde renklerle iletişim ve renklerin simgesel anlamları yatmaktadır. İnsan duygularının renklerle ifadesi, bir iletişim biçimidir.27

Renk bireyde iki biçimde etki bırakır. Bunlardan biri fiziksel diğeri psikolojik etkidir. Bireyin renkleri görsel olarak algılamasıyla fiziksel, renklerin birey ruhunda bıraktığı duyguyla psikolojik etki oluşmaktadır. Yani rengi görmek ve hissetmek ayrı şeylerdir.

“İçerdikleri düşük ya da yüksek titreşimli enerjileri ile insanın duygusal, zihinsel ve fiziksel dünyasını etkileme gücüne sahip olan renkler aynı zamanda psikososyal gereksinimlerin sağlanmasında da etkili olmaktadır. Bundan dolayı, renkleri yapısal olarak incelemek kadar psikoloji açısından da incelemek gerekmektedir. Bu özellikleri ile renkler, uyarıcı oldukları kadar, bunaltıcı, yapıcı oldukları kadar da yıkıcı, itici ya da çekici olabilmektedirler.”28 “Dünyayı pembe görmek, kara görmek gibi yapılan tabirler insanın ruhi durumunun renklerle ifadesidir. Bugün renklerin beden ve fikir üzerinde çeşitli etkiler meydana getirdiği, psikoloji bilimince de ispat edilmiştir.”29

“Rengin ruhsal etkisinin doğrudan bir etki mi yoksa çağrışımın bir sonucu mu oluştuğu sorusunun cevabı net değildir. Bedenle bir olan ruh, çağrışımın bedeni etkileyişi sonucu oluşan ruhsal bir sarsıntı geçirebilmektedir. Sıcak bir kırmızı

26 Süreyya Coşkuner, Renkler ve Kişiliğiniz, İzmir, 1995, s. 134.

27 Süreyya Coşkuner, a.g.e. , s. 46, 47.

28 Emine Koca, Fatma Koç, “Çalışan Kadınların Giysi Seçimleri ve Renk Tercihleri”, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, s. 171-200, (Bahar-2008), s. 174.

29 Ercüment Kalmık, Renklerin Armoni Sistemleri, İstanbul, 1964, s. 38.

heyecanlanmaya yol açarken, kırmızının başka bir tonu, akan kanı çağrıştırdığı için acı ya da tiksintiye neden olabilmektedir.”30

Birey kendi iç dünyasını, zevklerini, duygularını ve psikolojisini beğendiği renklerle yansıtmaktadır. Bu da bizi her bireyin renk seçiminin farklı olduğu sonucuna götürmektedir.

Ana ve ara renkler, insanlar üzerinde bıraktıkları psikolojik etkiye göre sıcak ve soğuk renkler olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.

Sarı-kırmızı ailesinden olan31 dalga boyu yüksek olan renklere sıcak renk denir.

Bunlar sarı, kırmızı ve turuncudur. Mavi, mor ve yeşil gibi renkler de dalga boyu düşük olduğu için soğuk renkler olarak adlandırılmaktadır.

Bazı renklerin sert, iğneli bazılarının ise düz, perdahlı, kadifemsi bir görünüşü vardır. İnsana okşayıcı bir his verirler. Renklerdeki sıcak ve soğuk ayrımı da bu esasa dayanmaktadır. Bazı renkler yumuşaklık hissi verirken, bazıları daima sert bir görünüme sahiptir.

Fizik bakımından çok kuvvetli etkileyici özelliği olan açık ve sıcak renkler kişi üzerinde daha da tesirlidir. Koyu kırmızı alev gibi çeker ve tahrik eder, parlak limon sarısına göz güç dayanır, sonunda huzursuz olur. Bu hüviyete bürünen göz, dinlenmek için fark etmeden mavi ya da yeşil rengi arar.”32

Sıcak renklerin uyarıcı etkisinin fazla olması sebebiyle fiziksel gücü ve enerjiyi artırıcı etkisi vardır. Soğuk renklerin ise dinlendirici, huzur ve güven verici etkisi vardır.

Renk zevki; bireylerin yaşına, cinsiyetine ve kültür düzeyine göre değişiklik göstermektedir.

“Çocuklarla yapılan deneylerde genellikle temel renkler, özellikle de parlak renkler tercih edilirken, ara renklerin tercih edilmediği görülmektedir. Bu durum, çocukların renk seçimlerinde cesur ve yürekli davranmalarından kaynaklanmaktadır.

Çünkü onlar, henüz renk uyumunun farkında değildirler. Örneğin; bir pantolonu sadece kırmızı olduğu için isteyebilirler. Ya da bir nesneyi, sadece sarı olduğu için seçebilirler.

30 Wassily Kandinsky, a.g.e. , s. 77.

31 Adnan Turani, a.g.e., s. 126.

32 Mümtaz Işıngör, a.g.e., s. 47.

Ancak ileri yaşlarda, ara renklere temayülde bir artış olur. Ancak, içinde bulundukları grubun entelektüel zevklerinden de etkilenerek renk tercihlerini geliştirirler.”33

Renk seçiminde cinsiyet farklılığı üzerinde de çalışmalar yapılmıştır.

“Jastrow (1897) erkeğin maviyi kırmızıya, kadının da kırmızıyı maviye tercih ettiğini, Dorcus (1926) sarı rengin erkekte daha etkileyici olduğunu, Guilford (1934) tonlar arasında çok küçük ya da çok büyük farklılıkların bayanlarda daha çok algılandığını tespit etmişlerdir. 1940’ların başında yine cins-renk ilişkisini araştıran Eysenck’in çalışmasında sadece renk farklılığı olarak sarı ve turuncu ortaya çıkmış, erkeğin sarıyı kadının da turuncuyu tercih ettiği saptanmış, aynı bulgular Birren (1952) tarafından da desteklenmiştir. Guilford ve Smith (1959) uçuk renklere erkeklerin daha toleranslı olduğunu kadınların zevklerinin değişken ve esnek olduğunu vurgulamış, Mclnnis ve Shearer (1964) erkeklerin % 56’sı ve kadınların % 76’sının soğuk renkleri seçtiğini, benzeri bir çalışmada Plater (1967) da erkeklerin güçlü renkleri daha fazla seçtiğini göstermiştir. Radeloff (1990) da kadınların erkeklere nazaran bir favori renge daha çok sahip olduğunu, kadınların daha yumuşak erkeklerin daha parlak renkleri seçtiğini saptamıştır. Bütün bu çalışmalar erkek ve kadında toplumsallaşmanın renklere olan cevapta değişiklikler yarattığını göstermektedir.”34

Belgede Klasik Türk şiirinde renkler (sayfa 23-26)

Benzer Belgeler