• Sonuç bulunamadı

İnfazın temel şartı, mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesidir. Bu durum 5275 sayılı yasada 4. maddede açık bir biçimde ifade edilmiş olup, mahkûmiyet hükmü ya verildiğinde kesindir ya da mahkeme tarafından verilen hükmün, gerek hukuka ve gerekse de gerçeğe uygunluğunun, üst derece yargı mercii tarafından incelenmesi yolu ile kesinleşirler. Bu ikinci hal, kanun yolu kavramına karşılık gelmektedir.

Hukukumuza 5235 sayılı “Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun” ile dâhil olan fakat mahkemelerin kurulmasının ertelenmesi sebebi ile henüz uygulanmaya başlanmayan istinaf kanun yolu da olağan kanun yollarından birisi olup, Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi tarafından verilen hükmün hem hukuki ve hem de maddi açıdan incelenmesi, yeni bir olay muhakemesinin yapılması, hatanın tespiti halinde eski hükmün bozularak kaldırılması ve yerine yeni bir hükmün verilmesi esasına dayanmaktadır.762

Hükmün kesinleşmesini önleyen olağan kanun yolu olarak aklımıza temyiz gelmektedir. 5271 sayılı yasanın 286 ve devamı maddelerinde düzenlenen temyiz başvurusu, hükmün açıklanmasından ya da hükmü temyiz hakkı olanların yokluklarında verilmişse, tebliğ edilmesinden itibaren başlar ve kanunun 291. maddesi uyarınca 7 günlük hak düşürücü bir süreye tabidir. Temyizin kesinleşmeyi engelleyici etkisi, kanunun 293. maddesinde hüküm altına alınmıştır.

5271 sayılı yasanın 286/2. maddesi aleyhine temyiz yolunun kapalı olduğu mahkeme kararlarını saymış olup bu kararlar hüküm verildiği anda kesinleşmektedir.763

Kesinleşmiş mahkeme kararlarına karşı başvurulabilecek kanun yolları olarak 5271 sayılı yasa, olağanüstü kanun yolu şeklinde üç farklı düzenlemeye yer vermiştir. Bunlar, olağanüstü itiraz, kanun yararına bozma ve yargılamanın yenilenmesidir.

761 ÖZBEK, (İnfaz) s.69 762 DEMİRBAŞ, (İnfaz) s.54-55 763 ÖZBEK, (İnfaz) s.71

Yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulması halinde, bu başvurunun hükmün infazını ertelemeyeceği fakat mahkemenin, infazın geri bırakılmasına veya durdurulmasına karar verebileceği 5271 sayılı yasanın 312. maddesinde açıkça vurgulanmış olmasına rağmen, diğer iki olağanüstü kanun yolu hakkında açık bir düzenleme yer almamaktadır. 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 16 vd. maddelerinde infazın ertelenmesi hallerini düzenlemiş olup bu haller arasında olağanüstü itiraza başvurulması ve kanun yararına bozma yoluna başvurma yer almamaktadır. Dolayısı ile bu iki olağanüstü kanun yoluna başvurunun infazı durdurucu ya da erteleyici bir etkisinin olmadığı söylenmelidir.764

İnfazla ilgili olarak, temel şart olan mahkûmiyet kararının kesinleşmesinin yanı sıra, önemli bir diğer husus ise infazın şekli ya da infaza ilişkin kararların bir hâkim tarafından verilmesi gerekliliğidir.765 Cezanın infazının değişmezleri arasında da sayılan bu husus mutlak bir karaktere sahip olmayıp örneğin Anglo-sakson ve İskandinav ülkelerinde cezan infazı yönetime aitken, Arap ülkelerinde bu iş Cumhuriyet Savcısına aittir. Söz gelimi İngiltere’de şartlı salıverme kararı, adli görevliler, vatandaşlar, denetimli serbestlik görevlileri, kriminologlar ve bağımsız çalışanlardan oluşan idari bir birlik statüsündeki Parole Board tarafından alınmaktadır.766 Almanya, İtalya ve İspanya’da ise yargısal model benimsenmiştir.767

D-İnfazın Amacı

İnfaz hukukunun, tarihi gelişim süreci de dikkate alınarak üç ana amaç taşıdığı ifade edilebilir. Bunlar, toplumun suçludan korunması, suçlunun cezasının kefaretini ödemesi ve suçlunun ıslah edilerek topluma yeniden kazandırılması şeklinde özetlenebilir.768İnfazda güdülen ana amaç, hükümlünün ıslah edilerek, yeniden suç işlememesini sağlamaktır.769 Bu doğrultuda suç işleyen ve cezası infaz edilen hükümlünün gelecekte tekerrürden uzak kalma yeteneğinin sağlanması temel amaç olarak karşımıza çıkmaktadır.770

764 ÖZBEK/KANBUR/DOĞAN/BACAKSIZ/TEPE (Muhakeme),s.880 765 DEMİRBAŞ, (İnfaz) s.54

766 PRADEL Jean,İnfaz Hukukuna Karşılaştırmalı Bir Yaklaşım,(çev.Zeynel T.KANGAL)Uğur

ALACAKAPTAN’A Armağan,C.I,2008,İstanbul,s.791

767 SELÇUK,s.29

768 SAĞLAM Yılmaz,İnfaz ve İnfaz Hukuku Kavramları Üzerine Bir İnceleme,TBB Der.1995,S.4,

s.590

769 SERTEL,s.37

Hükümlünün ıslahı ya da tekerrürden uzak kalma yeteneğine kavuşturulması, hükümlünün yeniden sosyalleştirilmesi adı altında karşımıza çıkmakta olup, bu ana amacın yanı sıra infazın bir başka amacı da önleme amacıdır. Bu amaç, işlenen suçu değil suçluyu esas alan ve toplumu oluşturan bireyler üzerindeki etkisi ile toplumu suç işlemekten alıkoyarak genel önleme; suçlu üzerindeki etkisi ile de suçluyu suç işlemekten alıkoyarak özel önleme şeklinde karşımıza çıkmaktadır.771 O halde kamu güvenliğine ve hükümlünün etkisiz hale getirilmesine mi, yoksa hükümlünün yeniden topluma kazandırılması ve topluma adaptasyonuna mı önem verilmesi gerektiği sorunu, temel bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır.772

1-Yeniden Sosyalleştirme Amacı

Yeniden sosyalleştirme, hükümlünün, gelecekte sosyal sorumluluk içinde suçsuz bir yaşam sürdürecek yetenek kazanması amacına götüren, cezaevindeki gayretlerin toplamıdır.773 Sosyalleşme ise, insanın içinde yaşadığı toluma uyum sağlaması, toplumla bütünleşmesi ya da özdeşleşmesini ifade etmektedir. Keza sorumluluk sahibi bir kişilik sergilenmesi, kişiliği oluşturan bazı kültürel değerlerin benimsenmesi de bu kavrama vurgu yapmaktadır. Cezaevinde infazın amacı, hükümlüyü, artık suç işlemeyen, sosyal toplulukla daha iyi bütünleşmeye olanak veren bir kişiliğe sahip bir birey yapmaktır.774 Günümüzde infazda amaçlanan hükümlünün eğitilmesi, yani iyileştirilmesi değil, yeniden sosyalleştirilmesi olarak karşımıza çıkmaktadır.775

Aydınlanma dönemi ile insanın akıl sahibi ve hareketlerini kontrol edebilen bir varlık olduğunun kabulü ile suçluların, diğer toplum üyeleri gibi kurallara uymaya yönelik tedavi edilmeleri gereği üzerinde durulmaya başlanmış ve bu çerçevede cezaevlerinde sadece cezalandırmak değil, suçluları rehabilite etmek görevi de doğmuştur. Bu doğrultuda yeniden sosyalleştirme de amaç, suçluları, kanunlara uyan bireylere dönüştürmektir. 776

Tretman, iyileştirme ya da rehabilitasyon isimleriyle de anılan yeniden sosyalleştirmeye yönelik ilk izler, daha 19. yüzyılda bazı anayasalarda görülmektedir.

771 ÖZBEK, (İnfaz) s.41 772 PRADEL,s.784

773 DEMİRBAŞ Timur,Cezaevlerinde Yeniden Sosyalleştirme (Tretman) Sorunları, İnfaz Hukukunun

Sorunları, 2001,Goethe – Institute ve Başkent Üniversitesi yay.,Ankara,s.150

774 PRADEL,s.785

775 ÖZBEK, (İnfaz) s.41;DEMİRBAŞ, (İnfaz) s.163 776 DEMİRBAŞ, (İnfaz) s.228

ABD’de 1889 Wyoming Eyalet Anayasasının 15. maddesi, ceza kanunlarının gayesinin mahkûmun ıslahı ve suçun önlenmesi olması gerektiğini vurgularken, yine Demokratik Alman Anayasası 137. maddesinde, infazın, mahkûmun ıslah ve yeniden terbiyesi sonucuna götürmesi gerektiğini, 1947 İtalyan Anayasası ise, 27. maddesinde, cezaların infazının insani olması ve ıslaha yardım etmesi gerekliliğinden bahsetmektedir.777 Yeniden topluma kazandırma olarak da adlandırılan bu amaç, uluslar arası düzeyde önem kazanmakta olup, Almanya ve Fransa’da bir anayasal ilke olarak kabul edilmektedir.778 Yine İspanya Anayasası 25. maddesi, hürriyeti bağlayıcı cezalar ve güvenlik tedbirlerinin, yeniden eğitme ve toplumla yeniden bütünleştirme amacı güdeceklerini; 2000 tarihli Venezüella Anayasasının 272. maddesi de hükümlülerin yeniden topluma kazandırılma ve insani koşullarına saygı gösterilmesi haklarını teyit etmektedir.779 Keza Alman Ceza İnfaz Kanunu, yeniden topluma kazandırmayı, infazın genel amacı olarak düzenlemiş, amaç çoğulculuğuna yol açmamak adına, genel ya da özel önleme amacına yer vermemiştir.780 Bu çerçevede Alman İnfaz hukukunda, topluma kazandırma amacı, infazda göz önüne alınacak temel ilke olup, daha önce görülen, topluma kazandırma amacı ile suçun karşılığını ödeme ve kamu güvenliğini koruma amaçları arasındaki çatışmanın artık söz konusu olmayacağı belirtilmelidir.781

Yeniden sosyalleştirme, hükümlüyü bir obje olarak değil, onları, sürecin işleyişine bilgi veren, katılan ve gayret gösteren kişiler olarak kabul eder. Bu doğrultuda, içinde bulunulan ortamın, sosyalleştirmeye müsait olması gerekmekte olup, sosyalleştirme, bütün hükümlüler için geçerli bir amaç niteliği taşımaktadır. Bu çerçevede, müebbet hapse mahkûm olanlar için de bu amacın uygulanabileceği vurgulanmalıdır.782 Belirtmek gerekir ki, hükümlünün topluma yeniden dönme hakkı vardır ve ceza, bu hakkı sağlayacak bir şekilde infaz edilmelidir.783

Yeniden sosyalleştirme bağlamında, cezaevlerinde insan haklarını koruyan, yeniden topluma kazandırma doğrultusunda olanaklar sunan bir infaz rejimi esas alınmalıdır. Bu çerçevede, ceza infaz koşullarının özgür ortam koşullarına mümkün

777TOSUN Öztekin,Suçluların Cezaevlerinde İyileştirilmesinde Yeni Yöntemler,1967,İstanbul,s.30-31 778 DÜNKEL/SNACKEN,s.330

779 PRADEL,s.785

780 ÖZBEK, (İnfaz) s.40,dn.53-56

781 KURY Helmut, Almanya’da Ceza İnfaz Pratiği ve Sorunları (çev. Nezih Pala),İnfaz Hukukunun

Sorunları,2001,Goethe – Institute ve Başkent Üniversitesi yay.,Ankara,s.100-101

782 DEMİRBAŞ (Tretman),s.150 783 SELÇUK,s.27

olduğunca yaklaştırılması, hükümlüye sorumluluk yüklenmesi ve üretken kılınması önem arz etmektedir.784

İnfazın içerdiği bu yeniden sosyalleştirme amacı çerçevesinde, temel iki ilkenin varlığından söz edilebilir. Bunlardan ilki, hükümlünün cezaevi koşullarının, özgür kişilerin koşullarına yaklaştırılması yolu ile infaz yaşamının normalleştirilmesi iken, diğer ilke ise cezaevi şoku ile ortaya çıkan zararların sınırlandırılması ilkesidir ki bu sınırlandırma sayesinde hükümlünün insan olma bilinci devam edebilecektir.785

Yeniden sosyalleştirme amacı, tekerrürden uzak kalma yeteneğinin oluşumunda da olumlu etki gösterecektir. Burada önemli olan, infaz rejiminin, olabildiğince bireyselleştirilerek hükümlünün, suça bulaşmasını önleyecek bir amaç izlemesidir. Hükümlü cezaevinde bulunan atölyelerde ya da tarımda çalışarak, aklını ve ruhunu cezaevinin etkilerinden kurtarmalıdır. Hükümlü, cezaevinde insan olmaya izinli olmalı ve insanca muamele görmelidir.786

Netice olarak günümüzde cezaevi sistemlerinin, kontrol ve ceza amacından öte, rehabilitasyon ve iyileştirme amacı taşıyan sistemlere dönüştürülme çabaları ön plana çıkarken, suçluların iyileştirilmeleri infaz rejiminde ayrılmaz bir unsur haline gelmiştir. Rehabilitasyon amaçlı yürütülen programlar arasında en yaygın olarak karşımıza çıkanlar ise, terapi ve danışma, eğitim-öğretim programları ve meslek ve iş kazandırma faaliyetleridir.787

a-Uluslararası Alanda Yeniden Sosyalleştirmenin Dayanakları

2. Dünya Savaşı sonrasında infazın insanileştirilmesi yönünde başlayan reform hareketlerinin sonucu olarak Birleşmiş Milletler tarafından 31 Temmuz 1957 tarihinde, “Hükümlülere Muamelede Uyulacak Asgari Esaslar” kabul edilmiştir. Düzenlemenin 65. maddesi, “hapis cezasına ya da benzeri bir cezaya çarptırılmış mahkûmlara uygulanacak muamele, cezanın süresinin elverdiği ölçüde, mahkûmda tahliye edildikten sonra yasalara uyan ve kendi ihtiyaçlarını kendi karşılayabilen bir yurttaş olarak yaşama isteği uyandırmak ve bu isteği gerçekleştirebilecek durumda olmasını sağlamak amacını güdecektir. Bu muamele mahkûmların kendilerine saygı duymalarını sağlayacak ve sorumluluk duygularını geliştirecek şekilde olacaktır.”

784 DÜNKEL/SNACKEN,s.331;ÖZBEK, (İnfaz) s.44 785 PRADEL,s.786

786 DEMİRBAŞ, (İnfaz) s.164 787 İÇLİ/ÖĞÜN,s.51-53

hükmünü içermektedir. 66. maddede ise, “Bu amaca ulaşmak için bütün uygun yollara başvurulacak ve söz konusu yollara, mahkûmun kişisel gereksinimlerine bağlı olarak, dinsel yardımın mümkün olduğu ülkelerde bu tür yardım, akademik eğitim, mesleki yönlendirme ve eğitim, sosyal görevlilerin mahkûmla ilgilenmesi, mahkûma iş verilmesi, bedeninin geliştirilmesi ve ahlaki karakterinin güçlendirilmesi dâhil olacağı...”ifade edilmiştir.788

Avrupa Konseyi tarafından 12 Şubat 1987 tarihinde kabul edilen ve 100 maddeden oluşan “Avrupa Hapishane Kuralları” bu alandaki bir başka uluslar arası belge olarak karşımıza çıkmaktadır.789 Bu düzenlemenin “Tretman Amaçları ve Rejimler” başlıklı 64 ile 89. maddeleri arasında ayrıntılı düzenleme bulunmakta olup790 bu kurallara göre infazda temel hedef, hükümlüyü uygun bir tretmana tabi tutarak tekrar sosyalleştirmek sureti ile rehabilite etmek, bu sayede toplumla yeniden bütünleşmesini ve uyumlu ve üretken bir kişi haline gelmesini sağlamaktır.791 Özellikle 65. madde, mahpusların salıverme sonrası başarılı olarak toplumda yeniden yer alması beklentilerini kuvvetlendirici hüner ve yeteneklerin gelişmesine imkân veren fırsatlar sağlama hedefini gerçekleştirmeye elverişli bir infaz rejiminin varlığına işaret etmektedir.792

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesince 11 Ocak 2006 tarihinde kabul edilen, Üye Devletlere Avrupa Cezaevi Kuralları Hakkında Tavsiye Kararına ek olarak düzenlenen “Avrupa Cezaevi Kuralları” başlıklı düzenlemenin 6 numaralı kuralı, bütün hapsedilme biçimlerinin, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişinin, özgür toplumla yeniden bütünleşmelerini kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesi gerekliliğini vurgulayarak, mahpus kişilerin de eninde sonunda topluma karışacakları ve cezaevi yaşamının da bu gerçeği akılda tutarak organize edilmesi gerektiği gerçeğini ifade etmiştir.793

Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesinin 10. maddesi “Cezaevi sisteminde mahkûmlara uygulanacak muamele temelde kendilerini doğru yola sokma ve yeniden

788 COYLE Andrew, Cezaevi Yönetimine İnsan Haklarını Göz önüne Alan Bir Yaklaşım, Uluslararası

Cezaevi Araştırmaları Merkezi,2002,London,s.83

789 SERTEL,s.40

790 DEMİRBAŞ (Tretman),s.152 791 SERTEL,s.40

792 DEMİRBAŞ (Tretman),s.152-153

topluma kazandırma amacını güdecektir.” şeklindeki düzenleme ile açıkça infazda yeniden topluma kazandırma amacına vurgu yapmıştır.794

b-Türk Hukukunda Yeniden Sosyalleştirmenin Dayanakları

5275 sayılı yasa, yeniden sosyalleştirme kavramını kullanmayarak, iyileştirme terimini tercih etmiş olup, 73. maddesi, “iyileştirme programlarının belirlenmesi” başlığını taşımaktadır. Madde uyarınca “Hükümlünün geçmişi, suçluluk nedenleri, suç sicili, fizik yeteneği ve ruhsal yapısı, kişisel doğası, arz edebileceği tehlike hâlleri, hapis cezasının süresi, salıverildikten sonraki beklentisi dikkate alınarak, toplumun hukuka uygun hareket eden ve üretken bir üyesi olarak yaşamını sürdürmesini sağlayacak ve bireysel ihtiyaçlarına uygun bir biçimde iyileştirme programları uygulanır. Bu programların hazırlanması ve uygulanması amacıyla ceza infaz kurumlarında eğitim ve psikososyal hizmet servisleri oluşturulur. Hükümlü, amaca uygun iyileştirme gereklerinin gerçekleştirilebileceği kurumlara veya bölümlere yerleştirilir.” Yine yasanın 7. maddesi, hapis cezalarının infazında hükümlülerin iyileştirilmeleri amacını güden programların başarısının, elde ettikleri yeni tutum ve becerilerle orantılı olarak ölçüleceğini, bunun için iyileştirme çabalarına yönelik olarak hükümlünün istekli bulunmasının teşvik edileceğini, hapis cezasının, kendisinde var olan zararlı etki yapıcı niteliğini mümkün olduğu ölçüde azaltacak biçimde düzenlenecek programlar, usuller, araçlar ve zihniyet doğrultusunda yerine getirilmesi esasına uyulacağını ve iyileştirme araçlarının hükümlünün sağlığını ve kişiliğine olan saygısını korumasını sağlayacak usul ve esaslara göre uygulanacağını hüküm altına almıştır.

Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzüğün, “İyileştirmenin amacı ve iyileştirme programlarının belirlenmesi” başlıklı 101. maddesi de yeniden sosyalleştirmeye yönelik düzenleme içermekte olup şu şekildedir:

“İyileştirme; hükümlülerin, kuruma girişinden salıverilmesine kadar geçen süre içerisinde, bedensel ve zihinsel sağlıklarını sürdürmeleri veya bunlara yeniden kavuşmaları için gerekli önlemlerin alınması, suçluluk duygusundan arınması, kişisel ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacıyla uygulanacak, eğitim-öğretim, sağlık, psikososyal hizmetler ile meslek edindirme, bireyselleştirilme, toplum yaşamıyla

uyumlaşmasını ve geliştirilmesini sağlayacak programların tümüdür. Bu programlar; hükümlüde, kanunlara saygılı olarak yaşama düşünce ve duygusunun yerleşmesi, ailesine ve topluma karşı sorumluluk duygusunun gelişmesi, toplum yaşamına uyması, geçimini sağlayabilmesi konularında uygulanacak rejim, önlem ve yöntemleri kapsar.

Hükümlü hakkında toplumun hukuka uygun hareket eden ve üretken bir üyesi olarak yaşamını sürdürmesini sağlayacak ve bireysel ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde "iyileştirme programları" hazırlanır. Bu programların hazırlanmasında, hükümlünün geçmişi, suçluluk nedenleri, suç sicili, fiziki ve meslekî yeteneği ve ruhsal yapısı, kişisel doğası, sebep olabileceği tehlike hâlleri, hapis cezasının süresi, salıverildikten sonraki beklentisi dikkate alınır.

İyileştirme programlarının hazırlanması ve uygulanması amacı ile kurumlarda, eğitim ve psikososyal hizmet servisleri oluşturulur.

Hükümlü, amaca uygun iyileştirme programlarının gerçekleştirilebileceği kurumlara veya bölümlere yerleştirilir.

Hükümlülerin iyileştirilme çabalarında başarıya ulaşılması için kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, kamu yararına çalışan vakıf ve dernekler, gönüllü gerçek ve tüzel kişilerle işbirliği yapılabilir. Kamu kurum ve kuruluşları bu maksatla olanakları ölçüsünde, gerekli yardımları yapmakla yükümlüdür.”

Görüldüğü üzere Tüzükte yer alan düzenleme, iyileştirmenin tanımını verdikten sonra içeriğini belirtmekte, iyileştirmeye yönelik programların hazırlanmasında esas alınacak unsurları saymakta ve özellikle programın uygulanmasına yönelik bazı tedbirleri ifade etmektedir.

2-Önleme Amacı

Topluma yeniden kazandırma fikrinin giderek ağırlık kazanmasına karşın, cezada güdülen yegâne amaç olduğunu söylemek güçtür. Herşeyden önce vurgulamak gerekir ki, işlenen suçun bedelini ödeme anlamını taşıyan ödetme amacı, infazın şekillenmesinde bir ölçüt olarak kullanılamayacağı için infazda ana amaç olarak belirlenemeyecektir.795 Cezanın amaçları arasında daha önce açıklanan önleme amacının, genel ve özel önleme şeklinde yapılan tasnifinde, genel önlemenin, cezaya ilişkin bir amaç olduğu, özel önleme amacının ise, cezanın infazında ön plana alınan

amaç olduğu söylenmelidir.796 Zira toplumu oluşturan diğer bireyler üzerindeki etki anlamında genel önleme, cezanın infazı ile değil, bizzat cezanın varlığı ile ortaya çıkmakta, hatta suç karşılığı cezanın yargı yerlerince saptanmasından önce, bizzat kanunda yer alması ile ortaya çıkmaktadır. Toplumun bireylerini suç işlemekten alıkoyan, cezanın infaz edilmesi değil, cezanın bir tehdit olarak karşılarında var olmasıdır.

O halde cezanın infazında esas olan amaç, özel önleme amacı olup, failin yeniden suç işlemesini önlemek ve gelecekte, tekerrürden uzak kalma yeteneğini sağlamak hedeflenmektedir.797 Ancak özel önlemeden, sadece failin tekrar suç işlememesini önlemek ve bunu da cezaevinde kaldığı süre içerisinde sağlamak anlaşılırsa, bu zihniyet, ödetme amacına karşılık gelir. Suç işleyen kişinin, toplum bakımından zararsız hale getirilmesinde ana hedef, cezaevinden sonraki zaman dilimi olmalıdır. Zira hükümlü cezaevinde iken, toplum için hiçbir zararı söz konusu olmayacağı için özel önleme, bu dönemde zaten kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Cezaevinde bulunduğu dönemde, cezaevi sonrası için, bir daha suç işlemeyecek bir kişi olarak topluma dönmesinin esas alınması gerekmekte olup aksi takdirde, suç işleyen kişiye, cezaevinde bulunduğu süre içerisinde sadece bir mola verme imkânı sağlamaktan başka hiçbir şey yapılmamış olacaktır.

5275 sayılı kanunun 3. maddesi infazda güdülen amacı ifade ederken önceliğin genel ve özel önleme amacı olduğunu vurgulayarak, infazın çağdaş toplumlarda ağırlık kazanan, yeniden sosyalleştirme amacını arka plana almış, genel ve özel önleme amacı kapsamında da hükümlünün yeniden suç işlemesini engelleyici etkenleri güçlendirmek ve toplumun suça karşı korunması amaçlarından bahsetmiştir. Yukarıda zikredildiği üzere, genel önlemeye, infazın amaçları arasında yer verilmiş olması, cezanın belirlenmesi aşamasında göz önüne alınan bir kriter olduğundan yerinde değildir.798

İnfazın amacı çerçevesinde vurgulanması gereken son konu, amaca ulaşılabilmesi için şu dört unsurun varlığının şart olduğudur.799 Bunlar, güvenlik, cezaevi içerisinde, cezaevi sakinleri ile personel arasında, güvenlik içerisinde birlikte yaşamayı sağlamak amacı ile düzen, cezaevi sakinlerinin fiziksel ve ruhsal rahatlığını sağlamaya yönelik bakım ve son olarak cezaevi sakinlerine adil davranılması, keyfi

796 SERTEL,s.37

797 DEMİRBAŞ (Tretman),s.146 798 ÖZBEK,(İnfaz) s.41,dn.57 799 SERTEL,s.38

davranışlardan kaçınılması ve etkin şikâyet olanaklarının sağlanması gibi yollarla sağlanacak olan adalettir.800.

Benzer Belgeler