• Sonuç bulunamadı

1.3. İnanç Yönünden Turizme Bakış

1.3.2. İnanç Turizminin Tanımı

Turizm faaliyetlerinin kutsal alanlarda gerçekleştirilmesi ve turistlerin yeni turizm taleplerine bağlı olarak kültür değerlerinin korunması, bunların turizmin hizmetine sunulması, tanıtılması, inanç turizminin kapsamı içinde değerlendirilebilir (Kozak ve Kozak, 2012: 32). Kültürel turizm eski ve yeni kültürlerin bileşimi olarak tanımlanabiliyorsa, inanç turizmi bu kez eski ve yeni dinlerin, bu inanç sistemlerine bağlı yaşam tarzlarının, kutsal yerlerin ve bu inançlara ilişkin tüm ritüellerin turizme yönelik ürünleri olarak tarif edilebilir (Temizel ve Attar, 2015: 142).

İnanç turizmi hakkında, belli bir dine mensup kişilerin turist olarak kutsal kabul edilen yerleri ziyaret etmesinin bir turizm olayı olarak görülmesi sonucunda ortaya çıkan bir olgu olduğu belirtilebilir (Sargın, 2006: 3).

İnanç turizmi tarihi ile hac ziyaretlerinin başlangıcının aynı döneme rastladığı ve insanoğlunun tarih sahnesine çıkışından itibaren bu turizmin var olageldiği söylenebilir.

Toplum kesiminde kutsal mekânların dini yönden bir hayatın ortak noktası, yaşama yön veren, anlamlı kılan yerler olduğu ifade edilebilir. İnancının şekli nasıl olursa olsun bireylerin yaratılıştan gelen bir kutsal mekân gereksiniminin olduğu vurgulanabilir. Duygu yoğunluğu bakımından bu yerlerin özel bir önemi bulunmakta olup böylece insan, manevi dünya ile maddi dünya arasında bir köprü kurma imkânına kavuşma yönünden imkân elde edebilir (Erbaş, 2002: 98).

Alternatif bir turizm çeşidi olarak karşımıza çıkan inanç turizm aslında günümüzden çok eski çağlarda başlamış ve insanların kutsal mekânlara olan yönelimi ile ortaya çıkmış bir turizm çeşididir. Olalı’ya göre turizmin ikinci bir sebebi bulunmakta olup bu sebebin dini inanışlar olduğunun altı çizilebilir (Olalı, 1963: 10).

Bu konu ile ilgili özellikle Anadolu merkezli konuşmasında Duru 2006 yılında düzenlenen "3. İnanç Turizmi Günlerinde" şunları dile getirmiştir (Duru, 2007: 209):

"İnanç Turizmi deyiminin genelde ilk çağrıştırdığı, günümüzün üç büyük “Tek Allah’lı” dinleri ile Uzakdoğu’nun inanç sistemleri ve bunlarla ilgili seyahatlerdir. Ancak inanç

turizmini sadece çağımızda yaşamakta olan inanç sistemleriyle sınırlı tutmak çok da mantıklı değildir. İnançlar konusunda özellikle Anadolu gibi, çok eski kültürel geçmişi olan bir bölge için durum farklıdır. Zira Anadolu’da üç büyük dinin egemen hale gelmesinden önceye giden çok uzun bir süreç içinde yaşamış inançların bugün hâlâ ayakta duran pek çok belgesi, anıtları ve değişik türde kanıtı görülebilmekte ve bunlar turizm olgusu açısından büyük değer taşımaktadır. "

Özetle inanç turizmi kişinin kendi inançlarının veya başka inançların kutsal saydığı bölgelere gitmek, dini görevlerini yerine getirmek, farklı dinlerin dini ritüellerini izlemek veya günümüzde inananı kalmamış ve mitolojileşmiş dinlerin inanç merkezlerine yaptıkları seyahatleri sırasında turistik ürün tüketmek için ortaya çıkan bir turizm çeşidi olarak tanımlanabilir.

Shackl’a göre, din bazlı çekim gücüne sahip alanların ortak bir sınıflandırması aşağıdaki şekliyle sıralanabilir (Başer ve Başçı, 2012: 426):

 Tabiatın oluşturduğu yerler (kutsal göller, dağlar, adalar, bahçeler)  Din ritüelleri için yapılan mimari yapılar

 Dini temalı yapılar

 Dini olmayan yerlerde dini açıdan önem addedilmiş özel olaylar

 Politik veya trajik bir olayla bağlantılı hale getirilmiş kutsallaşmış mekanlar. İnsanların, yerkürenin bakir kalmış doğa güzelliklerini ve ülkelerin kültürlerini görmek, tanımak için aktif olarak katıldıkları seyahat anlayışının yanında bir de inanç turizmi gündeme gelmiştir. Böylece dünyanın çeşitli bölgelerinde bulunan ve kutsal olarak bilinen mekânların, oranın yerel halkı ve yabancı kişilerce ziyaret edilmesinin turizm olayı içerisinde değerlendirilmesi inanç turizmi olarak adlandırılmıştır. Dinsel ve sanat tarihi bakımından insanlar için değerli olarak kabul edilen kiliseler, camiler, müzeler, anıtlar, mimari yapıları nedeniyle döneminin ilk veya ilginç örneği olan yapılar ve evler bu amaçla değerlendirilerek turistlerin ziyaretine açılmıştır. Dini yönden ve sanat tarihi açısından önemli olan bu değerlerin korunup değerlendirilmesi ve insanlığa tanıtılması ayrıca tabiat güzelliklerine zarar getirilmesinin önlenmesi bakımından alternatif turizm türü olarak geliştirilmeye başlanmıştır (Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1994: 13).

Bir turizm türü olarak inanç turizmini önemli kılan bir diğer hususun onun uluslararası niteliğinin bulunması, dolayısıyla ciddi sayılabilecek sosyal hareket meydana getirmesi, dini bir görev için yeryüzündeki değişik toplum kesimlerini bir noktada birleştirmesi, neticede toplumsal bir inceleme sahası olarak belirmesi olarak açıklanabilir (Dikici ve Sağır, 2012: 36).

Dini turizm, hoşgörü anlayışı ve turistik gezinin dini boyutu olarak ele alınabilir. Bazen tamamen dini amaçlarla ziyaret edilen yerlerdir bazen de maneviyatın, birliğin, yeni inançların ve genellikle bir dini ritüel duygusunun yaşandığı yerlere gitme olarak anlam ifade edebilir. Yani inanç turizminin nedenleri çeşitli boyutta görülebilir örneğin motivasyon, yolculuk, bir yerde kalma gibi etenler sıralanabilir ve böylece hoşgörüyü daha anlamlı bir şekilde anlamak için bir çerçeve sunabilir (Shinde, 2015: 180-182).

Dini turizm ve kutsal yerleri ziyaret etmenin talep ve deneyim yönü de bulunmakta olup manevi olarak inzivaya çekilmek isteyenlere yiyecek-içecek, barınma gibi taleplerinin karşılanmasını gerekli kılar ayrıca dini görkemli binaların anlaşılmasına imkân tanıyabilir. İnanç turizminin kültür turizmi ve kitle turizmini içinde barındıran kompleks bir yapıdan oluştuğu söylenebilir. Bu karmaşık ilişki ve etkileşim sayesinde özellikle yerel insanlar ve toplumların sürdürülebilir bir gelişme ve kalkınma için inanç turizminden yararlanabileceği vurgulanabilir (Rotherham, 2007: 65).