• Sonuç bulunamadı

ZELLE-I KARİ (NAMAZ İÇİNDE KUR'ÂN OKURKEN YANILMA) Kur'an'da Bulunmayan Bir Lafız Gibi Okumak

2- İmâmın hutbeye başlamamış olması

Fakat cemâatin üzerlerinden atlayıp ileri geçmenin bu iki şarta bağlanmış olması, sonradan gelen kimsenin.

geride namaz kılacak bir yer bulabilmesi ile kayıtlıdır.

Fakat, o kimse eğer mescidin arka tarafında boş bir yer bulamazsa ve mescidin Ön tarafında da boş yer olursa, kimsenin, safları yararak ön tarafa geçmesi zaruret bulunduğu için caizdir.

Hatibin hutbeyi uzatması (tivâî-i mufassala'd an bir sûreden daha uzun okuması) mekruhtur. Özellikle kış günlerinde, hutbeyi böyle uzatmanın kerâhati daha fazladır.

Cum'a günü zevalden sonra, cum'a namazını kılmadan sefere (yolculuğa) çıkmak mekruhtur.

Fakat, zevalden önce yolculuğa çıkmakta bir kerâhat yoktur. esahh olan kavil budur. 179

179

Bayram Namazı

Kendisine cum'a namazı farz- olan kimsenin, bayram namazı kılması vacibdir. Sahih olan, mezhep budur.

Cum'ânm vücûbu ve edası -'için şart olan şeyler, bayram. namazı için de şarttır.

Ancak, hutbe bayram namazı için şart değildir, bayram namazından sonra hutbe okunması sünnettir.

Ramazan Bayramı gününde, bayram namazından önce bir şey yemek müstehabtır. Eğer mümkün olursa, hurma yemek evlâdır. Bu mümkün olmazsa, tatlı olan başka bir şey yemek ev-ladır.

Kurban Bayramı gününde, bir şey yemeyi bayram namazından sonraya bırakmak evlâdır.

Bazıları: «...Bir şey yemeyi tehir etmenin müstehab olması, kurban kesecek kimseler hakkındadır; kurban kesmiyecekler hakkında değildir.» demişlerdir.

Fakat, mutlak olarak, zikredilmiş olan birinci kavil esahtır.

Daha esahh olan ise : Kurban bayramında, bayram namazından önce bir şey yemek mekruh olmadığı gibi, Ramazan .bayramında da, bayram namazından önce,, bir şey yemeyi terk etmek de mekruh değildir.

Ramazan bayramında, sadaka-i fıtri, bayram namazından önce vermek müstehabtır.

Q Yürümeye gücü yeten kimsenin, bayram namazını kılacağı yere yürüyerek gitmesi müstehabtır. Bir şeye binerek gitmek de mekruh değildir.

Cum'a namazı da, bu hususta bayram namazı gibidir.

Kurban bayramında, bayram namazı kılacağı yere giderken, yolda kişinin yüksek sesle tekbir getirmesi, ittifakla müste

Fakat, İmâmı A'zam (R.A.)'a-göre', Ramazan bayramında, bayram namazı kılınacak yere giderken, yolda yüksek sesle tekbir getirilmez. Fakat, İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) ve İmâm Muhammed (R.A.) 'e göre, burada da yüksek sesle tekbir getirilir. İmâm-i A'zam (R.A.) 'dan bu iki imamımızın kavli gibi, başka bir rivayet de vardır.

Ramazan bayramı gününde, cami'in yolunda yüksek sesle tekbir getirmek hususundaki bu ihtilâf, hangi şeklin daha efdal olduğu hakkındadır. Yoksa, tekbir getirmek iki tarafça da mekruh değildir.

sonra, meşayih tekbîrin ne zaman kesileceği hususunda da ihtilâf etmişlerdir.

Bazıları: «Tekbir getiren kimse, mücerred, namaz kılacağı yere ulaşmış olmakla, tekbîri keser.» demişler.

Bazıları ise : «Namaza başlamadıkça, kişi tekbîri kesmez.» demişlerdir.

Bayram namazından önce, nafile namaz kılmak mekruhtur. 180

Bayram Namazının Kılınışı

Güneşin yükselip, namaz kılmanın mekruh olduğu vakit çıktıktan sonra ve namaz kılmanın mü'bâh olduğu vakit girince, İmâm Cemâate, ezânsız ve ikâmetsiz' olarak- iki rek'at namaz kıldırır.

îftitah tekbirini aldıktan sonra, ellerini göbeğinin altında bağlar. Sübhânekeyi okur.

Sonra, her iki tekbir arasında-, üç teşbih miktarmca durarak üç defa daha tekbir alır.

Bu üç tekbirin her birinde ellerini kaldırıp, sonra salıverir. Üçüncü tekbirden sonra ise, ellerini yine göbeğinin altında bağlar.

Sonra, eûzü ve besmele çeker. Fâtihâ'yı ve ondan sonra da bir süre okur.

Sonra, tekbîr alıp, rükû'a varır.

İkinci rek'ate kalktığı zaman, kıraat ile başlar. Yâni, fâ-tihâ ve zamm-ı sûre okur.

Sonra, birinci rek'atte ta'rif edildiği şekilde üç tekbîr daha alır.

Sonra, rükû' için bir tekbir daha alıp, rükû'a varır. Ve namazı, -ma'lûm olan şekilde- tamamlar.

Buna göre Hanefi İmamlarına göre- bayram namazının her bir rek'atinde, üç ziyâde tekbir vardır. Birinci.rek'atte, bu tekbîrler kıraatten önce, ikinci rek'atte ise, bu tekbirler kıraatten sonradır.

Zikredilen bu husus, İmâm Ahmed bin Hanbel (R.A.)'den de rivayet edilmiştir.

Fakat, İmâm Ahmed bin Hanbel (R.A.)'in âhir rivayeti şudur, ki bu kavil İmâm Mâlik (R.A.)'den de rivayet edilmiştir:

«Bayram namazında, birinci rek'atte altı tekbir alınır. İkinci rek'atte de beş tekbîr alınır. İki rek'atte de tekbirden sonra kıraat edilir.» 181

Bayram Hutbesi

İmânı olan kimse, bayram namazını kıldırdıktan sonra, iki hutbe okur. Hutbeye tekbîr ile başlar.

Ramazan Bavramı hutbssinde, sadaka-i fıtrin hükümlerini, Kurban Bayramı hutbesinde de, kurbanın hükümlerini teşrik tekbîrlerini açıklar.

Bayram hutbeleri sünnettir.

Cum'a hutbesinde sünnet olan şeyler, bayram hutbesinde de sünnettir.

180 Halebi İbrahim Efendi, Halebî-i Sağîr, Akçağ Yayınları: 458-460.

181 Halebi İbrahim Efendi, Halebî-i Sağîr, Akçağ Yayınları: 460-461.

Cum'a hutbesinde mekruh olan şeyler, bayram hutbesinde de mekruhtur.

Kişinin, bayram namazı kılmak için gittiği yoldan dönmemesi, başka bir yoldan gelmesi müstehabtır. Çünkü, böyle yapmakla, şâhidler çoğaltılmış olur.

Bayram namazını imâmla birlikte kılmaya yetişemiyen kimseler, bu namazı kaza etmezler.

Ramazan bayramının .ilk gününde, zevalden önce bayram namazını kılmaya mâni' bir özür ortaya çıkarsa, bayram namazını ertesi gün zevalden önce kılarlar.

Eğer, ikinci günde de bayram namazını kılmaya mâni' bir özür ortaya çıkarsa, üçüncü gün bayram namazı kılınmaz.

Fakat, Kurban bayramı namazı bunun hilâfınadır. Kurban bayramında eğer birinci günde ve ikinci günde bayram namazı kılmaya mâni' bir özür ortaya çıkarsa, Kurban bayramı namazı, üçüncü günde, zevalden önce kılınır..

Keza, eğer Kurban bayramı namazını, özürsüz olarak ikinci güne veya üçüncü güne te'hir etmiş olsalar bile, bu esâ etle beraber caizdir.

Her hâl-ü kârda bayram namazlarının ikisi de zevaldensonra kılınmaz. 182

Bayram Namazları İlf, İlgili Feri Mes'eleler

Cami bütün insanları 'alacak genişlikte olsa bile, Bayram namazım kılmak için cebâne denilen musallâ'ya

183gitmek sünnettir.

Meşâyihİn umûmisi, bayram namazını kılmak için, musallaya çıkmanın sünnet olduğu hususunda ittifak etmişlerdir.

Bayram namazını şehirde veya şehre bitişik olan yerlerde iki yerde veya daha fazla yerlerde kılmak caizdir.

Bayram hutbesini namazdan önce okumak da caizdir, fakat mekruhtur.

Bir kimse, bayram namazında, imâma rükû'da iken yetişse, önce iftitâh tekbîrini alır. Sonra da, eğer imâma rükû'da iken yetişebileceğini zannederse tekbirlerini alır.

Fakat, eğer imâma rükû'da ystişemiyeceğinden korkarsa, hemen rükû'a varır. Ve bayram namazı tekbirlerini rükû'da iken getirir.

Bu kimsenin, bayram namazının tekbirlerini terk ederek, hemen rükû'un teşbihlerini söylemesi gerektiği de İmâm Ebû Yûsuf (R.A.) 'dan rivayet edilmiştir.

Bu kimse, rükû'da bayram namazı tekbirlerim getirdiği za-, man, ellerini kaldırmaz," .

Bu kimse, rükû'da bayram namazı tekbirleri ile meşgul iken, imâm başım' rükû'dan kaldırsa, geri kalan tekbirler o kimseden sakıt olur. O kimse rükûda bu tekbirleri tamamlamaz.

Bayram namazını kılan kimse, imâma yakın olur ve onun aldığı tekbirleri kendisinden işitirse, bu durumda âmâmın tekbiri kendi re'yine (görüşüne) muhalif bile olsa. bu kimse bu tekbirde de imâma tâbi1 olur.

Ancak, .imâm tekbirde sahabe kavillerini aşarsa, o kimse, fazla olan. bu tekbîrlerde imâma uymaz.

Fakat, eğer bir kimse, imâmın tekbirini kendisinden işitmez de, sonradan -bir mübelliğden- işitirse, bu durumda imânim tekbiri sahabe kavillerini aşmış' olsa bile, yine o kimse, tekbîrlerde imâma uyar.

Fakat, her bir tekbîri namaza girmek niyyeti ile alır.

Lâhık da bu mes'elede müdrik gibidir, O da imâmın reyi ile tekbir alır. Mesbûk ise böyle değildir.

Bir kimse, bayram namazı tekbirlerini birinci rek'atde, getirilmesi gereken yerde getirmeyi unutur ve bunu fâtihâ'mn bir kısmını veya tamamını okuduktan sonra hatırlarsa, tekbirleri alır ve sonra fâtiha'yı iade eder.

Ctekrar okur.

Fakat, eğer fâtiha'yı ve sûreyi okuduktan sonra hatırlarsa, tekbirleri alır; fakat kıraati iade etmez.

Bir kimse, bayram namazında bir rek'atle mesbûk olsa (birinci rek'ati geçirmiş, ikinci rek'ate yetişmiş bulunsa), yetişemediği rek'ati kaza ederken, önce kıraat eder ve sonra da tekbîrleri alır.

Bazıları da: Önce tekbîrleri alır, sonra kıraat eder.» demişlerdir. Fakat, birinci kavil zahirdir ve esahhdır.

Kadınlar, bayram gününde, kuşluk namazı kılmayı murad ederlerse, imâm .bayram namazım kıldıktan sonra kılarlar. Hulâsa'da böyle zikredilmiştir.

Kurban bayramı namazında acele etmek, Ramazan ba" ramı namazını ise te'hir etmek müstahabtır.

Kmye'de : «Bayram namazı, cenaze namazından, cenaze namazı da hutbeden önce kılınır.» denilmiştir.

Kurban kesmeyi murad eden kimsenin, tırnak kesmek, ve başını 'tıraş etmeyi, kurban kesinceye kadar te'hir etmesi müs-tehabtır. Fakat bu vâcib değildir.

Onları te'hir etmek kırk günü gererek, kerâhati müstelzim olursa, ( gerektirirse) .te'hir edilmezler.

Kınye Sahibi: «Kişinin her hafta tırnağını kesmesi, bıyığını kısaltması, avret yerini tıraş etmesi ve bedenini yıkayarak temizlemesi efdâldir.» demiştir.

Kişi, bunları haftada, bir yapmazsa, on beş günde bir yapmalıdır.

Fakat kırk günden fazla te'hir etmesinde, hiç bir şekilde özür voktur.

Buna göre, efdâli her haftadır; vasatı on beş günde birdir, uzağı kırk gündür.

182 Halebi İbrahim Efendi, Halebî-i Sağîr, Akçağ Yayınları: 461.

183 Namazgah (- Umumiyetle şehirlerin dışında bulunan ve ahâlinin bayram ve cum'a namazlarını hep birlikte orada kılıp, islâmî birliği,

Kişinin bayram gününde başka bir kimseye : «tekabbelal-lâhü minni ve minke» (=Allah benden ve senden kabul buyursun) . demesinde bir. beis yoktur.

Arefe günü ,bazı insanların arafat ehline benzemek için, camide veya beldenin dışında toplanarak duâ etmeleri zahir olan kavle, göre mekruhtur. 184

Teşrıyk Tekbirleri

Teşrıyk günlerinde; namazlardan sonra teşnyk tekbirleri' ni almak hususunda bazıları. «Hanefi İmamlarına göre sünnettir, demişlerdir; fakat ulemânın ekserisi "bunun vâcib olduğuna zâhib olmuşlardır.

İmâm-i A'zam (R.A.)'a göre, teşnyk tekbirlerinin vâcib olması için şu şartların bulunması gereklidir.

1- Mukîm olmak,