• Sonuç bulunamadı

5. ER-RİHLE Fİ TALEBİ'L-HADİS

5.1. İlim Talebi İçin Yola Çıkma

408 Koçyiğit, Hadis Tarihi, 102.

142

Buhârî bu konuyla ilgili rivayeti ِمْلِعلا ِبَلَط يِف ِجوُرُخلا ُباَب "İlim talebi için yola çıkma babı" şeklindeki bab başlığında verir. Aynî der ki: Bu başlık ilim talebi için çıkmanın izahını yapar. Çıkma kelimesinin burada sınırlandırılmayıp mutlak bir şekilde kullanılmasının sebebi bu çıkmanın kara ve deniz yoluyla yapılabilecek yolculukları kapsamasından dolayıdır. Bu bab bir önceki bab ile uygunluğu şu şekildedir: Bir önceki bâbda İbn Abbas merkebine binip Rasullullah'a yönelmiş ve onun yanına varıp ondan hadis rivayet etmişti, bu faaliyet aslında ilim talebi

manasındadır. Buradaki çıkma manası da ilim içindir.410

Konuyla ilgili rivayet:

ِدَح يِف ، ٍسْيَنُأ ِنْب ِ َّاللَّ ِدْبَع ىَلِإ ، ٍرْهَش ََ َريِسَم ِ َّاللَّ ِدْبَع ُنْب ُرِباَج َلَح َر َو ٍد ِحا َو ٍثي َلأا اَنَثَّدَح :َلاَق ،ٍب ْرَح ُنْب ُدَّمَحُم اَنَثَّدَح :َلاَق َصْم ِح ي ِضاَق ٍ يِلَخ ُنْب ُدِلاَخ ِمِساَقلا وُبَأ اَنَثَّدَح ،ُّي ِرْه ُّزلا اَن َرَبْخَأ ،ُّيِعا َز ْو ِنَع ،ٍدوُعْسَم ِنْب َةَبْتُع ِنْب ِ َّاللَّ ِدْبَع ِنْب ِ َّاللَّ ِدْيَبُع ْنَع ُّي ِرا َزَفلا ٍنْص ِح ِنْب ِسْيَق ُنْب ُّرُحلا َو َوُه ى َراَمَت ُهَّنَأ ، ٍساَّبَع ِنْبا ِب ِحاَص َو اَنَأ ُتْي َراَمَت يِ نِإ :َلاَقَف ٍساَّبَع ُنْبا ُهاَعَدَف ،ٍبْعَك ُنْب ُّيَبُأ اَمِهِب َّرَمَف ،ىَسوُم ِب ِحاَص يِف ِب ِحاَص يِف اَذَه ي َّسلا َلَأَس يِذَّلا ىَسوُم َعَن : يَبُأ َلاَقَف ؟ُهَنْأَش ُرُكْذَي َمَّلَس َو ِهْيَلَع ُالله ىَّلَص ِ َّاللَّ َلوُس َر َتْعِمَس ْلَه ،ِهِ يِقُل ىَلِإ َليِب ُتْعِمَس ،ْم َرْسِإ يِنَب ْنِم ٍ َلََم يِف ىَسوُم اَمَنْيَب " :ُلوُقَي ُهَنْأَش ُرُكْذَي َمَّلَس َو ِهْيَلَع ُالله ىَّلَص َّيِبَّنلا ُمَلْعَتَأ :َلاَقَف ٌلُج َر ُهَءاَج ْذِإ ،َليِئا ا َلَأَسَف ، ٌر ِضَخ اَنُدْبَع ،ىَلَب :ىَسوُم ىَلِإ َّلَج َو َّزَع ُ َّاللَّ ىَح ْوَأَف ،َلا :ىَسوُم َلاَق ؟ َكْنِم َمَلْعَأ اًدَحَأ َلَعَجَف ،ِهِ يِقُل ىَلِإ َليِبَّسل اَذِإ :ُهَل َليِق َو ،ًةَيآ َتوُحلا ُهَل ُ َّاللَّ ِتوُحلا َرَثَأ ُعِبَّتَي ِهْيَلَع ُ َّاللَّ ىَّلَص ىَسوُم َناَكَف ،ُهاَقْلَتَس َكَّنِإَف ،ْع ِج ْراَف َتوُحلا َتْدَقَف ْنَأ اَم َو َتوُحلا ُتيِسَن يِ نِإَف َِ َرْخَّصلا ىَلِإ اَنْي َوَأ ْذِإ َتْيَأ َرَأ( :ىَسوُمِل ىَسوُم ىَتَف َلاَقَف ، ِرْحَبلا يِف َّلاِإ ِهيِناَس ْنَأ ُناَطْيَّشلا ْن ِم َناَكَف ،ا ًر ِضَخ اَدَج َوَف ،)اًصَصَق اَمِه ِراَثآ ىَلَع اَّدَت ْراَف يِغْبَن اَّنُك اَم َكِلَذ( :ىَسوُم َلاَق ،)ُه َرُكْذَأ ُ َّاللَّ َّصَق اَم اَمِهِنْأَش " ِهِباَتِك يِف 411

Câbir ibn Abdillah, Abdullah ibn Uneys'ten bir tek hadisi işitebilmek için bir aylık yola gitti

İbn Abbâs bir defa Hurr ibn Kays ibn Hısn el-Fezârî ile Musa'nın arkadaşı hakkında çekişmiştir. Derken onların yanına Ubeyy ibn Kâ'b uğradı, İbn Abbâs onu çağırıp: Ben şu arkadaşımla, Mûsâ'nın buluşmak için yol aramış olduğu arkadaşı hakkında çekiştim. Sen Rasûlullah'tan onun hâlini zikrederken işittin mi? dedi. Ubeyy şöyle dedi: Evet, ben Peygamber'den işittim; şöyle buyuruyordu:"Mûsa, İsrâîl

410 Aynî, age, 73. 411 Buhârî, İlim,20, I/32.

143

oğulları'ndan seçkin bir topluluk içinde bulunduğu sırada ona bir kimse geldi ve: Senden daha âlim bir kimse biliyor musun? diye sordu. Musa: Hayır, bilmiyorum, dedi. Bunun üzerine Allah Musa'ya: Hayır, kulumuz Hızır vardır, diye vahyetti. Musa da onunla buluşmak yolunu taleb etti. Allah da onun için balığı alâmet yaptı. Kendisine: Balığı kaybettiğin zaman dön, muhakkak sen ona kavuşacaksın, denildi. Bundan sonra Musa deniz içinde balığın izini ta'kîb eder oldu. Mûsa'nın genç adamı (kendisinden kuşluk yemeğini istediği zaman) Musa'ya: Gördün mü, kayaya sığındığımız vakit ben balığın hâlini söylemeyi) unutmuşum, onu söylememi bana şeytândan başkası unutturmadı, dedi. Buna karşılık Mûsa genç adamına: İşte bizim arayacağımız bu idi, dedi ve izlerinin üzerinde gerisin geri döndüler. Derken Hızır'ı buldular. İşte Allah'ın kendi Kitâb'ında kıssa yaptığı şey, Musa ile Hızır'ın hâlindendir."

Müellif, hadisin öncesindeki muallâk ifadeyi, kara ya da deniz yoluyla olsun

ilim talebi için yola çıkmanın faziletini bildirmek üzere ifade etmiştir.412

Bu hadisi Buhârî "el-Edebu'l-Müfred'de", Ahmed ile Ebû Ya'la da Müsned'lerinde Abdullah ibn Muhammed ibn Ukayl tarîkinden tahrîc etmişlerdir. Abdullah, Câbir ibn Abdillah'tan şöyle derken işitmiştir: Bana bir kimseden, Rasûlullah'tan işitmiş olduğu bir hadis ulaştı. Bunun üzerine bir deve satın aldım, sonra yolculuk eşyamı deveme yükleyip, ona doğru bir ay yolculuk ettim. Nihayet Şam'a geldim. O zât Abdullah ibn Uneys'miş. Kapıcısına: Ona

-"Kapının önünde Câbir bekliyor" de! Dedim. -Abdullah oğlu Câbir mi? diye sordu.

-Evet dedim. Bunun üzerine dışarı çıktı ve benimle sarmaştı. Ben:

-Bana, senin Rasûlullah'tan işitmiş olduğun bir hadis ulaştı. Ben de bunu bizzat işitmeden evvel ölmekliğimden endîşe ettim" dedim. Bunun üzerine şöyle dedi:

144

-Ben Rasûlullah'tan işittim, şöyle buyuruyordu:"Allah kıyamet günü insanları çıplaklar olarak toplar."413

Görüldüğü gibi bâb başlığı altında verilen iki sahabe arasında cereyan eden olay direk hadis yolculuğunu teşvik eder tarzdadır. Zira Cabir b.Abdullah sadece bir tek hadis alabilmek için bir aylık uzaklıktaki Abdullah b.Uneys'in yanına gitmiştir. Bir tek hadis için bir aylık mesafe gitmek bu işin faziletini ortaya koymaktadır. Bâbdaki asıl hadis Hz. Mûsanın ilim öğrenmek için Hızır'ı araması ve bunun için yola çıkmasıdır. Bu hadis için de Aynî der ki: bu hadisin bâb başlığına uygunluğu

zahirdir.414 Yani Hz. Mûsa ilim öğrenmek için kendisinden daha bilgili olan Hızır ile

görüşmek için yola çıkmış ve onunla yolculuk yapmıştır.

Sonuç olarak bu bâbdaki rivayet ve açıklamalarda ilim talebi için yola çıkmanın önemi ifade edilmektedir. Gerek sahâbîlerin bir tek hadis için bir aylık bir mesafeyi göze alması, gerek Hz. Musa'nın Hızır'dan ilim öğrenmek için yola çıkması ve onunla yolculuk yapması er-Rihle fi talebi'l-ilim manasına delalet etmektedir.

Rivayetlerin hadis tarihindeki etkisini şu şekilde ifade edebiliriz: Kâdî Iyâz el-İlma'da ilim taleb etmenin önemini ve râvîleri hadis toplamak için yolculuk yapmaya sevkeden, onları bu anlamda teşvik eden rivayetleri " ilim talep etme

vücûbunun ve hadis almak için yoculuğun aslı"415

şeklindeki başlıkta sıralamıştır Rihlelerin hadis tarihinde özellikle hadislerin yayılması, toplanması, farklı tariklerin bir araya getirilmesi ve hadislerin en güvenli bir şekilde ilk ağızdan işitilmesi gibi konularda önemi rolleri vardır. Hadis tarihi isimli eserinde "Hadislerin yayılması ve "er-Rihle fitalebi'l-ilim" şeklinde başlık açan Talat Koçyiğit konu ile ilgili şunları söyler: Hz. Peygamber'in hadisleri sahâbîlerin çeşitli ülkelere dağılmalarıyla dağılmış ve bir bütün olarak herkes tarafından istenildiği anda kaynak olarak kullanma imkânından mahrum kalmıştır. Keza sahabe tarafından iyice bilinen diğer bir husus da, ülkesinde maruf ve meşhur olmayan pek çok ilmin diğer ülkelerde maruf ve meşhur olmasıdır. Bir başka ifadeyle her sahabinin, diğer ülkelerde yaşayan

413 İbn Hacer, Fethu'l-Bârî, 174. 414 Aynî, age,75.

145

arkadaşlarının Hz. Peygamber'den duyup öğrendikleri fakat kendisinin bilmediği şeyleri bulundukları yerlerde öğrettiklerini bilmesidir. İşte bu durum sahabe arasında önce küçük çapta da olsa, bir hareketin başlamasına yol açmıştır. Bu hareket, bir ülkede yaşayan bir sahabinin, bilmediği yahut Hz. Peygamber'den işitmediği bir hadisi, onu bilen ve fakat başka ülkede yaşayan bir başka sahabiden öğrenmek için

onun yanına seyahat etmek (rıhlet )şeklinde ortaya çıkmıştır.416

Tek bir hadis için dahi olsa sahabe arasında görünen bu türlü seyahatler, tâbiun neslinin yetişmesinden sonra şüphesiz daha çok artmıştır ve hadisle meşgul olan birçok tâbii ilk kaynak olan ve muhtelif ülkelere dağılmış olan sahâbîleri teker teker ziyaret ederek onların Hz. Peygamber'den işitip rivayet ettikleri hadisleri toplamaya başlamışlar. Sâi'd b. Müseyyib'in gerektiği zaman tek bir hadis için günlerce yürüdüğünü söylemesi, Mesrûk b. el-Ecdâ'nın bir harf için bile olsa yolculuk ettiğini belirtmesi hadislerin toplanması için gayret ve titizliği gösteren

delillerdendir.417