• Sonuç bulunamadı

İlişkilerde Duraklama: 70’ler

Amerika-İngiltere ilişkileri Başbakan Macmillan’dan sonra eski yoğunluğunu kaybetmiştir. Bu bağlamda 1960’ların sonu ve 1970’ler bir nevi duraklama evresi olarak geçti. Bu döneme genel anlamda Vietnam savaşı ve komünizmin bölgede yayılmasını engelleme çabaları damgasını vurdu. Duraklamada Macmillan’dan sonra gelen Başbakanlar Alec Douglas Home, Harold Wilson ve Edward Heath’in büyük etkisi vardır. Bu durum aynı zamanda İngiltere’nin Özel İlişkiye sahip olma konusundaki çabalarını ve liderlerin ilişkideki önemini gözler önüne sermektedir. Macmillan’ın kendisinden sonra gelen başbakanlardan belki de en belirgin farkı İngiltere’nin plan ve politikaları, olası işbirliği alanları konusunda Amerika’yı bilgilendirmesi ve iletişimi sıkı tutmasıydı292. Ancak ilişkilerin yoğunlukta olduğu Churchill-Roosevelt ya da Eisenhower, Kennedy-Macmillan dönemlerinde anlaşmazlıkların yaşanması gibi bu durgunluk dönemlerinde de düşük seviyede de olsa yakın ilişkinin sürdürüldüğünü görmekteyiz.

Başbakan Wilson da Amerika’ya ilk ziyaretinde yakın ilişkinin farkına varmıştı. Efendi- hizmetçi şeklinde yapılan benzetmeler ve eleştirilere rağmen Johnson ve Wilson birbirleriyle sanılanın aksine özelde iyi anlaşıyorlardı ve buluşmaları çoğu zaman resmiyetten uzaktı. Wilson’ın yakınlığının tek taraflı olduğu Johnson’ın Wilson’ı görmekten kaçındığı gibi bilgiler olsa da Johnson’ın İngilizlere karşı bir hayranlığı vardı. Ancak Churchill-Roosevelt, Eisenhower-Macmillan, Thatcher-Reagan, Bush- Blair örneklerine göre bu dönem oldukça

289 “In nearly three years of cooperation, we have worked together on great and small issues, and we have

never had a failure of understanding or of mutual trust” Ashton, N. J. (2005).

290 Ashton, N. J. (2005). 291 Dobson, A.P.(1995). s.126 292 Ashton, N. J. (2005).

sönük geçmişti. Liderlerin yapısından da kaynaklanmakla beraber dönemin koşulları önemli etken unsuru oluşturmuştur293. İngiltere'nin azalan statüsü, büyük ölçüde karşı çıktığı NATO’daki nükleer silahlar ve çok taraflı kuvvetlerin (Multilateral Force – MLF) oluşturulması, Süveyş'in doğusundan çekilmeye başlaması, Sterlin dengesinin sağlanması döneme etki etmişti. Karşılıklı işbirliği temeline oturan Özel İlişkide kendi üzerine düşen sorumlulukları, Amerika’nın kendisinden beklentilerini yerine getirememeye başlamıştı. Bunun yanı sıra İngiltere’nin Avrupa Birliğine girememesi Amerika’nın gözünde değerini ve önemini büyük ölçüde azaltmıştı. Amerika İngiltere için Avrupa’da artan ve etkin olan bir rol biçmişti294. Ayrıca Başkan Johnson, Vietnam’a operasyonun çok uluslu olması, BM’de ve Güvenlik Konseyinde yeri olan demokratik bir devletin Amerika’nın yanında olması için İngiltere’nin müdahaleye asker göndermesi yönünde baskı yapmıştı. Özellikle Vietnam savaşında Amerika’nın İngiltere’ye ihtiyacı olduğu, Amerika ve İngiltere yollarının pek çok noktada kesiştiği, etkilendikleri noktaların ortak olduğu ve ortak çabayla üstesinden gelinebileceği Amerika tarafından da belirtilmişti295. Avrupa’da Sterlin dengesinin sağlanmasında, Almanya, İran Körfezi, Süveyş’in Doğusu gibi yerlerde İngiltere’nin askeri desteği Amerika için önemliydi. Ancak Johnson’ın baskılarına rağmen İngiltere Amerika’nın yanında Vietnam’a asker göndermemiştir. İngiltere’nin Amerika’nın Vietnam’da olduğu gibi Malezya’da 50.000 birliği vardı296. Ayrıca Wilson kendi hükümeti içinde de bölünmeler yaşıyordu ve İngiltere’nin rolünü daha çok barışçıl girişimler olarak görüyordu. Bu bağlamda destek askerilerin eğitim tıbbı alanda vs. yardım edilebileceği ve olumlu görüşle moral desteğinin verileceği açıklanmıştı. Ancak bu durum ne somut bir adım bekleyen Amerikalıları ne de Vietnam savaşı karşıtlarını memnun etti. 1965 yılında Amerika’nın Vietnam’da CS gazı kullanması sonrasında Hanoi ve Haipong bölgelerindeki petrol istasyonlarını vurarak savaştaki şiddetini arttırması sonucunda Wilson da Amerika’yı savaşın ahlaki boyutunu kaybedebileceği açısından uyarmıştı297. Bu durum iç politika kaygıları olduğunu düşünen Johnson’ın Wilson’la arasının iyice açılmasına neden oldu.

1970 – 74 arasında görev yapan İngiltere Başbakanı Edward Heath ise Amerika- İngiltere ilişkilerine karşı soğuk tavrıyla, ilişkilere özel değil, doğal ilişki tabirini

293 Ellis, S.A (2001). Lyndon Johnson, Harold Wilson and the Vietnam War: a Not So Special Relationship? Hollowell, J. 20th century Anglo-American relations. Palgrave s.180-201

294 Dorey, P. (2006). Labour Governments 1964-1970. Routledge. s.132

295 “The simple, hardly debatable answer to questions of the future of the special relationship is that we need

the support and sympathy of the British. If they are unable to go it alone in the relative weakness, neither can we everywhere. We touch one another at too many points and are stil affected by what the other does in too many situations to be able to dispense with mutual support of some kind” Dorey, P. (2006). s.133

296 Ellis, S.A. (2001). s.229 297 Dorey, P. (2006).

kullanmasıyla tanınır. 1945’ten sonra gelen Atlantikçi düşünce yapısına sahip çoğu İngiliz liderin aksine Heath, Anglo-Amerikan ilişkilerde önemli bir istisnadır298. Dönemin Dışişleri bakanı ve Nixon’ın danışmanı Henry Kissenger Başbakan Heath’e kendisinden öncekilerin sahip olmak için çok çaba gösterdiği çok ayrıcalıklı bir statünün önerildiğini ancak Heath’in bunu reddettiğinden bahseder. Gerçekten Başkan Nixon’ın, Edward Heath'e karşı bir hayranlığı vardı. Heath, Başbakan olduğunda Nixon Washington’a gelmesini çok istemiş, telefonların doğrudan kendisine bağlanması talimatını vermişti299. Almanya’nın savaş sonrası durumu ve Fransa’nın muhalif tavırları Nixon hükümeti gözünde İngiltere’yi hala önemli müttefik statüsüne koyuyordu. Aslında birbirinden çok farklı olmayan Heath ile Nixon’ın iyi ilişkilere sahip olabileceği ve Özel İlişkiyi güçlendirebileceği öngörülmüştü. Ancak Heath ağırlığı Avrupa’ya vermeyi tercih etti ve İngiltere 1973’te Avrupa Ekonomik Topluluğuna üye oldu. Özel İlişki onun için İngiltere’nin Avrupa önünde bir engeliydi. Heath, İngiltere’nin Avrupa’da Amerikan Truva atı olmayacağı konusunda Nixon’ı uyarsa da ilişkilerin özünde bir değişikliğe yol açmadı. Heath Amerikan karşıtı değildi. Avrupa’nın NATO’da daha fazla rol oynaması gerektiğinden, bu rolle Amerika ile gerçek bir ortaklık ilişkisi kurulacağından bahsetmişti. Dış politikada sert komünizm karşıtı görüşlerden yana olmuş, Amerika’nın Vietnam’daki politikalarını desteklemişti300. Vietnam savaşında Amerika’nın geniş kitlelerce eleştirildiği dönemde, Heath operasyonları ‘anlaşılabilir’ ve saygı duyulacak bir davranış’ olarak nitelendirmişti301. Ayrıca soğukluğun tek nedeni Başbakan Heath olarak da düşünmek yanlış olacaktır. Nixon ve Kissenger yönetimindeki Amerikan dış politikası ve Vietnam ile meşguliyeti de önemli etkiye sahipti.