• Sonuç bulunamadı

İklim Değişikliğinin Kitle Turizmi Üzerine Etkileri

2. KURAMSAL VE KAVRAMSAL ÇERÇEVE

2.3. İklim Değişikliği

2.3.3. İklim Değişikliği Turizm İlişkisi

2.3.3.3. İklim Değişikliğinin Kitle Turizmi Üzerine Etkileri

İklim değişikliğinin kitle turizmi, kış turizmi, yat turizmi, golf turizmi vb. turizm türleri üzerinde farklı etkileri olacaktır ve bu etkiler her bir turizm türü için ayrı ayrı incelenmelidir. Türkiye’de turizmin çeşitlendirilmesine ve turizm hareketlerinin yılın 12 ayına yayılmasına yönelik çalışmalar son yıllarda sonuçlarını göstermeye başlamasına ve farklı turizm türlerinde seyahatler artmasına rağmen halen en çok turist çeken turizm türü deniz-kum-güneş üçlüsüne dayalı kitle turizmidir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan Türkiye’de deniz-kum-güneş eksenli turizm hareketleri genellikle Akdeniz ve Ege

kıyılarında olmaktadır. Bu bölgelerde Antalya başta olmak üzere Muğla, Aydın ve İzmir yüzlerce turizm işletmesi ve binlerce çalışanıyla önemli turizm merkezleridir. İklim değişikliği sebebiyle Türkiye turizminin uğrayacağı kayıplar ülke ekonomisini ve sektörde çalışanların geleceğini de tehdit eder niteliktedir.

İklim değişikliğinin kitle turizmine en önemli etkileri deniz seviyesindeki yükselme nedeniyle turistik tesislerin ve plajların sular altında kalma riski, kıyı erozyonu nedeniyle plaj alanlarının yok olma tehlikesi, uç hava olaylarına bağlı olarak seller, su baskınları ve fırtınaların görülme sıklığının artması, kuraklık, çölleşme ve bunlara bağlı olarak temiz su kaynaklarına erişimin azalması ve aşırı sıcaklar sebebiyle ortaya çıkan sağlık sorunlarıdır (Sevim ve Zeydan, 2007, s.707).

Gürkan (2005, s.37)’ye göre, küresel ısınmaya bağlı olarak tropiklerdeki yüksek basınç kuşağı kuzeye doğru kayacaktır. Bu değişiklik, Türkiye’nin de içinde bulunduğu Akdeniz havzasındaki ülkelerdeki kitle turizmi hareketlerini çeşitli şekillerde etkileyecektir.

Öncelikli olarak Akdeniz havzası yaz aylarında çok sıcak olacağı için turistik cazibesini yitirecektir (Giles ve Perry, 1998, s.77; Berrittella vd., 2006, s.915). Viner ve Agnew (1999)’e göre de; 21. yüzyılın sonlarına doğru Türkiye’nin Akdeniz kıyılarında 40 °C’nin üzerinde ekstrem sıcaklıkların ölçüldüğü gün sayısında büyük artışlar olacak ve bu bölgeler aşırı sıcaklar nedeniyle kitle turizminin karakteristik özelliği olan dinlenme, rahatlama ihtiyacını yerine getiremez duruma gelecektir.

WTO’nun 2003 yılında Tunus’un Djerba kentinde düzenlemiş olduğu İklim Değişikliği ve Turizm Konferansının sonuç raporunda da Akdeniz havzası için bu görüşleri destekler öngörüler mevcuttur. Rapora göre sıcaklıkların her on yılda bir 0,3 ile 0,7 °C arasında artacağı, ısı indeksinin yükseleceği ve 40 °C’nin üstündeki günlerin sayısının artacağı, deniz seviyesindeki yükselişe bağlı olarak kıyı şeritlerinin yapısında ve doğal dokuda bozulmalar meydana geleceği, sıtma gibi tropikal hastalıkların ortaya çıkacağı, ani sel baskınları görülebileceği ve kentlerdeki hava kalitesinin giderek bozulacağı öngörülmektedir (WTO, 2003b).

İklim değişikliğinin temel uluslararası seyahat hareketleri üzerindeki muhtemel etkileri üzerine yapılan öngörülerin gösterildiği Tablo 2.6.’ya göre Kuzey Avrupa’nın ısınması sonucu yaz mevsiminin bu bölgede daha sıcak ve daha istikrarlı hale gelmesiyle burada yaşayanlar iç turizme yönelecek ve bu bölge insanı için Akdeniz kıyıları cazibesini yitirecektir.

WTO’nun 2007 yılında İsviçre’nin Davos kasabasında düzenlemiş olduğu 2. Uluslararası İklim Değişikliği ve Turizm Konferansının özet raporunda da Akdeniz için 2003 yılında yaptığı öngörüleri yinelemiş ve Şekil 2.16’da da görüldüğü üzere Akdeniz için daha sıcak yazlar, su kıtlığı, kara ve deniz bioçeşitliliklerinde azalma ve hastalık olaylarında artış öngörülerinde bulunmuştur.

İklim değişikliğinin Akdeniz havzasındaki ülkelerin turizm sektörleri açısından bir diğer risk de bu ülkeler için önemli bir pazar olan kuzey ülkelerinden gelen turistlerin kendi yaşadıkları yerler kitle turizmine elverişli hale geleceği için yurtdışına seyahat etme ihtiyacı duymayacak olmasıdır. Örneğin, 1976 yılında İngiltere’de ortalama sıcaklık normalden 1 °C daha fazla olmuş ve İngiliz turistler tatillerini Akdeniz havzası yerine kendi ülkelerinde geçirmeyi tercih etmişlerdir. Benzer bir şekilde sıcaklık rekorlarını kırıldığı yıl olan 1995 yılında da İngiliz turistler yaz tatillerini deniz aşırı ülkeler yerine kendi ülkelerinde geçirmeyi tercih etmişlerdir (Giles & Perry, 1998, s.78).

Tablo 2.6.

İklim Değişikliğinin Temel Uluslararası Seyahat Hareketleri Üzerindeki Muhtemel Etkileri TEMEL TURİZM HAREKETİ BAŞLANGIÇ PAZARINDAKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GİDİLECEK BÖLGEDEKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GİDİLECEK BÖLGE İÇİN ÇIKARIMLAR MUHTEMEL PAZAR TEPKİLERİ KUZEY AVRUPA’DAN AKDENİZ’E

• Çok daha sıcak ve nemli kışlar

• Daha sıcak ve kurak yazlar

• Daha “güvenilir” yazlar

• Daha sıcak ve nemli kışlar • Çok daha sıcak ve kurak yazlar • Doğu Akdeniz’de daha belirgin değişimler

• Isı indeksinde artış • 40 °C’nin üzerindeki gün sayısında artış

• Daha fazla çorak alan • Küçük gelgit menzili sonucu deniz seviyesinde daha fazla artış

• Daha çok kuraklık ve yangın riski • Artan su sıkıntısı

• Daha çok kişisel sıcaklık stresi • Deniz seviyesi yükselişi sebebiyle kıyı bozulmaları ve doğal ortam (habitat) kaybı

• Sıtma gibi tropikal hastalıklara karşı savunmasızlık

• Ani sel baskınları

• Kentlerde hava kalitesinin kötüleşmesi

Çok büyük çoğunlukla bir tatil pazarı

• Kuzey Avrupa yazlarının iyileşmesi iç turizmi tetikleyecek

• Akdeniz yaz tatillerine yönelik talep azalacak • Ara sezonlarda Akdeniz’e yönelik talep artacak

• Güneylilerin Kuzeye gitme talebi artacak

KUZEY

AMERİKA’DAN AVRUPA’YA

• Daha sıcak kışlar • Daha sıcak yazlar • Yağış miktarında küçük artış

• Güneydoğu ABD’de (Florida) kıyı erozyonu ve büyük fırtına riski • Pasifik kıyısında artan büyük fırtına riski ve daha fazla yağış miktarı

Kuzey Avrupa

• Çok daha sıcak ve daha nemli kışlar

• Daha sıcak ve kurak yazlar • Daha “güvenilir” yazlar Güney Avrupa

• Daha sıcak ve daha nemli kışlar • Daha sıcak ve kurak yazlar • Özellikle Doğu Akdeniz’de keskin değişiklikler

• Isı indeksinde artış • 40 °C’nin üzerindeki gün sayısında artış

• Deniz seviyesi yükselmeleri

Kuzey Avrupa (Hareketin %80i bu bölgeye)

• Yaz tatilleri için daha cazip bir iklim Kilit bölgeler ve şehirlerde artan kalabalık

Güney Avrupa (Hareketin %20’si bu bölgeye)

• Artan kuraklık riski • Artan su sıkıntısı • Artan yangın riski

• Deniz seviyesi yükselişi sebebiyle kıyı bozulmaları

Yaklaşık %70’i tatil,%30’u iş seyahatleri

• Güney Avrupa’ya yönelik kültür turlarında yüksek yaz sezonunun aşırı sıcak olması • Ara sezon seyahatleri artabilir

• Kuzey Avrupa’ya yönelik seyahatlerde sadece ufak bir değişim

Tablo 2.6.’nın devamı TEMEL TURİZM HAREKETİ BAŞLANGIÇ PAZARINDAKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GİDİLECEK BÖLGEDEKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GİDİLECEK BÖLGE İÇİN ÇIKARIMLAR MUHTEMEL PAZAR TEPKİLERİ AVRUPA’DAN KUZEY AMERİKA’YA Kuzey Avrupa

• Çok daha sıcak ve daha nemli kışlar

• Daha sıcak ve kurak yazlar

• Daha “güvenilir” yazlar Güney Avrupa

• Daha sıcak ve nemli kışlar

• Daha sıcak ve kurak yazlar

• Özellikle Doğu Akdeniz’de keskin değişiklikler

• Isı indeksinde artış • 40 °C’nin üzerindeki gün sayısında artış

• Daha sıcak kışlar • Daha sıcak yazlar

• Yağış miktarında küçük artış • Güneydoğu ABD’de (Florida) kıyı erozyonu ve büyük fırtına riski

• Pasifik kıyısında artan büyük fırtına riski ve daha fazla yağış miktarı

• Deniz seviyesindeki yükselme Florida kıyılarına ve Everglades Milli Parkına zarar verecek

• Pasifik kıyısında zarar riski

• Güneydoğu kıyısında jeomorfolojik hasar

• Doğu kıyısında erozyon ve fırtına riski

• Tropik hastalık riskinin artmasına bağlı sağlık masraflarının artması

En büyük gidiş yerleri: Florida, Kaliforniya ve New York

• Florida yüksek sezonlarda çekiciliğini kaybedebilir • Carolina sahilinin çekiciliği artabilir

• Doğu Amerika kıyıları ve Kanada şehirleri yazları aşırı sıcak

• Avrupa’daki kapasitenin azalması sonucu kayak pazarının güçlenmesi

KUZEYDOĞU ASYA’DAN GÜNEYDOĞU ASYA’YA

• Yıl boyunca daha sıcak • Yıl boyu yağış

miktarında küçük artış

• Yağmur miktarında çok az değişim

• Sıcaklıkta oldukça az değişim • Kıyı alanları, deniz seviyesi yükselmelerine karşı savunmasız

• Önemli bir iklim değişikliği öngörüsü yok

• Adalar ve turistik kıyılar savunmasız • Mercan beyazlaması

• İklim faktörleri seyahat kalıplarını önemli oranda değiştirmeyecek

• Dalış ve kıyı pazarlarında muhtemel düşüş

Tablo 2.6.’nın devamı TEMEL TURİZM HAREKETİ BAŞLANGIÇ PAZARINDAKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GİDİLECEK BÖLGEDEKİ İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ GİDİLECEK BÖLGE İÇİN ÇIKARIMLAR MUHTEMEL PAZAR TEPKİLERİ KUZEYDOĞU ASYA’DAN KUZEY AMERİKA’YA

• Yıl boyunca daha sıcak • Yıl boyu yağış

miktarında küçük artış

• Daha sıcak kışlar • Daha sıcak yazlar

• Yağış miktarında çok az artış • Pasifik kıyısında artan büyük fırtına riski ve daha fazla yağış miktarı

• Pasifik kıyısında zarar riski

• Güneydoğu kıyısında jeomorfolojik hasar

• Isı indeksinde artış

• Doğu kıyısında erozyon ve fırtına riski

• Doğu Amerika kıyıları ve Kanada şehirleri yazları aşırı sıcak

• Şehir içi turları iklim değişikliğinden çok etkilenmeyecek

KUZEY

AMERİKA’DAN KARAYİPLER’E

• Daha sıcak kışlar • Daha sıcak yazlar • Yağış miktarında çok az artış

• Güneydoğu ABD’de (Florida) kıyı erozyonu ve büyük fırtına riski • Pasifik kıyısında artan büyük fırtına riski ve daha fazla yağış miktarı

• Daha sıcak kışlar • Daha sıcak yazlar

• Yağış miktarında çok az azalış • Deniz seviyesinde yükselme

• Özellikle deniz seviyesi yükselmelerine karşı savunmasız • Kıyı erozyonunda artış

• Mercan beyazlaması ve resiflerde hasar

• Yer altı sularında tuzlanma • Klima kullanımı sebebiyle artan enerji harcamaları

• Deniz duvarları ve sel kontrolüne artan ihtiyaç

• Sıtma gibi tropikal hastalıklarda artış • Doğal kaynaklar ve ekosistemler üzerinde artan baskı

• Deniz-kum-güneş ürününün (ısı indeksi, kumsal erozyonu, deniz ve mercan kalitesi nedeniyle) azalan cazibesi • Kuzey ikliminden kaçmaya yönelik ihtiyaçta azalma • Gidilecek yerdeki sağlık risklerinde güven kaybı

Kaynak: WTO (World Tourism Organization). (2003b). Djerba Declaration on Tourism and Climate Change. <www.worldtourism.org/ sustainable/climate/decdjerba-eng.pdf> adresinden 12 Ağustos 2007 tarihinde alınmıştır.

Şekil 2.16: İklim Değişikliğinin Turizm Destinasyonlarına Etkilerinin Coğrafi Dağılımı (WTO, 2007)

Kaynak: WTO (World Tourism Organization). (2007). Climate Change and Tourism: Responding to Global Challenges. http://www.unwto.org/climate/ support/en/pdf/summary_davos_e.pdf adresinden 15 Ağustos 2008 tarihinde alınmıştır.

2006 yılında yayınlanan Yunanistan 4. Ulusal İklim Değişikliği Bildiriminde de IPCC senaryoları kullanılarak Akdeniz ve Ege kıyılarına ilişkin sıcaklık öngörülerinde bulunulmuştur. Bu tahminlerin bu araştırmanın da kapsamında olan Türkiye’nin Ege ve Akdeniz kıyıları ile ilgili olanları sırasıyla Şekil 2.17., 2.18. ve 2.19.’da gösterilmiştir. Şekillerde 18 °C’den başlayan (lacivert renkli) ve 48 °C’ye (koyu kırmızı renkli) kadar ulaşan bir ölçek kullanılmıştır. Ölçekte maviden sarıya geçiş sınırı 34 °C olarak belirlenmiştir.

Şekil 2.17: 1961–1990 Arası Temmuz Ayı Ortalama En Yüksek Sıcaklıkları

Kaynak: http://unfccc.int/resource/docs/natc/grenc4.pdf adresinden 5 Eylül 2008 tarihinde alınmıştır.

1961–1990 yılları arası sıcaklık değerlerinin gösterildiği Şekil 2.17.’ye göre Türkiye’de Temmuz ayı ortalamasında 34 °C’nin üzerinde günler yalnızca Ege, Akdeniz sahilleri ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde görülmektedir.

Şekil 2.18: A2 Senaryosuna Göre Uyarlanmış 2071–2100 Yılları Arası Temmuz Ayı Ortalama En Yüksek Sıcaklıkları

Kaynak: http://unfccc.int/resource/docs/natc/grenc4.pdf adresinden 5 Eylül 2008 tarihinde alınmıştır.

IPCC’nin Ulusal Yatırım Senaryosu olarak ortaya koyduğu ve ekonomik gelişimin ön planda tutulduğu A2 senaryosunun uyarlandığı Şekil 2.18’e göre 2071– 2100 yılları arası Temmuz ayı ortalama en yüksek sıcaklık değerlerinde Türkiye’de 34 °C ve altındaki gün sayısı hemen hemen kalmayacak gibidir. Buna göre Ege kıyılarında 45 °C ve üzerinde günler görülebilecektir.

Şekil 2.19: B2 Senaryosuna Göre Uyarlanmış 2071–2100 Yılları Arası Temmuz Ayı Ortalama En Yüksek Sıcaklıkları

Kaynak: http://unfccc.int/resource/docs/natc/grenc4.pdf adresinden 5 Eylül 2008 tarihinde alınmıştır.

A2 senaryosuna göre daha çevresel bir bakış açısına sahip olan B2 Yerel Yönetimler Senaryosu göz önüne alınarak yapılan kestirimlerin gösterildiği Şekil 2.19.’a göre 2071–2100 yılları arası ciddi bir ısınma görülecek ancak A2 senaryosundaki kadar büyük olmayacaktır.

Konuyu Türkiye ölçeğinde çalışan ve yaptığı çalışmalar 2007 yılı başında Çevre ve Orman Bakanlığı (ÇOB) tarafından yayınlanan İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildiriminde de yer alan Önol (2007, s.87)’a göre de Ayrıca Ege ve Akdeniz bölgelerinde yaz sıcaklıklarında maksimum 6 °C’ye kadar artış tahmin edilmektedir (Şekil 2.20.).

Şekil 2.20: Yaz Sıcaklıklarındaki Değişiklik Tahminleri

Kaynak: Önol, B. (2007). Downscaling Climate Change Scenarios Using Regional Climate Model Over Eastern Mediterranean. Yayınlanmamış Doktora Tezi. İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü. s.87.

Şekil 2.21: Kış Yağışlarındaki Değişiklik Tahminleri

Kaynak: Önol, B. (2007). Downscaling Climate Change Scenarios Using Regional Climate Model Over Eastern Mediterranean. Yayınlanmamış Doktora Tezi. İTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü. s.87.

Ayrıca Şekil 2.21.’e göre, 2100 yılına kadar Ege ve Akdeniz bölgelerinde özellikle kış yağışlarında büyük oranda azalmalar beklenmektedir. Kış yağışlarındaki azalmalar akarsu rejimlerinin değişmesine ve su stresinin oluşmasına neden olacaktır.

Küresel sıcaklık artışı ve yağışların geç başlayacak olması nedeniyle turizm sezonu uzayabilir. Bu kısa vadede fayda şeklinde algılanabilir ancak, artan turizm talebi turizm sektöründen kaynaklanan sera gazı emisyonlarının artmasına neden olacak ve uzun vadede daha fazla çevresel sorunu beraberinde getirecektir (WTO, 2003a). Ayrıca yaz sıcaklıklarındaki artış neticesinde Ege ve Akdeniz bölgesinin kitle turizmi için cazibesini yitirmesi sonucu yakın gelecekte özellikle Akdeniz kıyılarında yaz mevsiminde turizm hareketleri iyice azabilir uzun vadede de tamamen bitebilir. Dolayısıyla iklim değişikliğinin Türkiye kitle turizmine olan etkisinin Şekil 2.9.’daki parabolik grafik şeklinde olacağı öngörüsü yapılabilir.