Nikâh feshi için mevcut olan davaların arasında ayrıca rastladığımız boĢanma ve evlilikle ilgili olan bir baĢka konu da iddet süresinin dolması mevzuudur. Ġddet, nikâhın talak, muhalaa, tefrik gibi yollarla sona ermesinin akabinde nikâhın hükümlerinin ortadan kalkması ve kadının bu süreçten sonra yeni bir evlilik yapabilmesi için beklemek zorunda olduğu süredir. Ġlahi hükümlerle sınırları belirtilen iddetin amaçlarından birisi herhangi bir nesep sorunu ile karĢılaĢılmaması için kadının hamilelik durumunu anlamaktır.169
BoĢanan eĢlerin yaĢanan huzursuzluklardan kurtulup düĢünme ve yeni hayata uyum süreci olarak idde, eĢin vefatından sonra vefat eden eĢe karĢı vefa, boĢanmanın akebinde gerekli görülen iddet ise evlilik müessesine olan saygının ifadesidir.170
Ġddet süresinin nikâhın feshinin bir parçası olarak ifadesi önemliydi. Bu sebeple kadınların talak ya da muhalaanın ardından iddet sürelerinin dolduğunu ifade edip yeni bir evlilik için resmi bir izin niteliğinde kadı sicillerine
164
Ġsmail DurmuĢ, “Tefrik”, DİA, C.40, Ġstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 2011, s.275.
165 H. Ġbrahim Acar, “Tefrik” DİA, C.40, Ġstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 2011, s.277.
166 Hüssein Bahjat Hüssein Ali, a.g.e., s.17
167 Hatice Yüzgeçer, a.g.e., s.26.
168 Esra Yakut, “XIX. Yüzyılda Orta Anadolu Bölgesi‟nde Evliliğin Ortaya ÇıkıĢı, Sona Ermesi ve Sonuçları” Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.12, S1-2 (2008), s.257.
169 Suat Erdem, “ Ġslam Hukukuna Göre Ġddet ve Ġddet Bekleyen Kadının Nikâhı”, C.Ü. İlahiyat fakültesi
Dergisi, C.17, S.2 (2013), s.76-77.
170 Hatice Boyalı Gürpınar, Ġslam Hukukunda İddet Bekleyen kadının Nafaka ve Sükna Hakkı, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü 2011), s.8.
durumlarını kaydettirmeleri vakiydi. Örneğin, KiĢade Hatun, zevci Ahmed‟in yetmiĢ gün evvel kendisini talak ettiğini ve iddet süresini doldurduğunu ifade edip baĢka birisiyle evlenmek istediğini söylemiĢtir. Ardından da talep üzerine iddet süresinin dolduğuna yemin etmiĢtir.171 Bir baĢka örnekte de muhalaadan sonra böyle bir beyanatın gerçekleĢtiğini görürüz. Buna göre Rabia bint-i Mehmed eĢinin vekili yoluyla kendisini altmıĢ gün evvel muhalaa ettiğini söyleyip, iddet süresinin Ģartlarının gerçekleĢtiğine ve sürenin dolduğuna yemin ederek, baĢkasıyla evlenmek istediğini belirtmiĢtir.172
Bir diğer mesele olarak nafaka, harcamak, tüketmek anlamındaki “infak” kelimesinden türemiĢ olup ihtiyaçları karĢılayacak para ya da maddi değerler anlamındadır. Fıkıhta ise yararlanmanın devamlılığını sağlamak için yapılan zorunlu harcamadır.173
Nafaka, aile hukukunda evlilik sürecinde ailenin geçimini sağlayacak masraflar ve boĢanma gerçekleĢtikten sonra kadına ödenen bedel anlamında iki farklı durumda kullanılırdı.174
Çocukların sorumluluğu hem anne hem baba üzerinde olup, boĢanma ya da vefat gibi bir olayın yaĢanması halinde çocuğun sorumluluğu iki tarafa paylaĢtırılmıĢtır.175
ÇalıĢmamıza kaynak olan defterdeki olaylar da vefat eden aile büyüklerinin ardında kalan çocukların nafakası ile ilgilidir. Bu konuda iki olay kayıtlara geçmiĢtir. Bunlardan birinde, vefat eden Fatma Hatun‟un kızı Sadiye‟nin ninesi AyĢe bint-i Mustafa, çocukla ilgilendiğini ama babasının malından nafaka talep ettiğini ifade etmiĢ, bunun üzerine kisve ve besleme için günlük beĢ akçe verilmesi takdir edilmiĢtir.176 Diğerinde ise vefat eden es-Seyyid Hacı Çelebi‟nin kızı ġerife‟nin ceddesi Hadice bint-i Ahmed küçüğün anneannesi olduğunu iddia eden Raziye‟ye dava açıp, sagirenin bakımı ve terbiyesiyle ilgili biri olmamasından dolayı bunlardan men edilmesini söyleyip AyĢe‟nin ninesi olmakla onun kisvesini ve beslenmesini malından
171 KġS 16, 101/1.
172 KġS 16, 160/2.
173 Celal Erbay, “Nafaka”, DİA, C.32, Ġstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 2006, s.282.
174 Meryem Arıkfidan, İslam Hukukunda Kadın Haklarının Korunmasına Yönelik Tedbirler, Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2015) s. 68.
175 Ġrem Karakoç “Bir Ġslam Hukuku Müessesesi olan Hidâne hakkının ve Osmanlı Aile Hukuku‟nda UygulanıĢının Ġzmir ġer‟iyye Sicillerinde Yer Alan Bir Karar Örneği Üzerinden Ġncelenmesi”, Gazi
Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C.19, S.3 (2015), s.151-157. 176
nafakayla karĢılayacağını ifade etmiĢtir. Küçüğün kisve ve beslemesi, muhafaza ve terbiyesi Hadice‟ye verilmiĢtir.177
3.6. Değerlendirme
Defterde zikrolunanların yaĢadığı dönemi önceki ve sonraki dönemlerle, bu konuda yapılmıĢ çalıĢmalardaki verileri kullanarak karĢılaĢtırmak ve dönemi daha iyi anlamak gerekirse; 1669-1670 dönemlerini ihtiva eden 14 Numaralı Konya Ģer‟iyye sicillerine göre yapılan çalıĢmada boĢanma üzerine çok durulmadığını görüyoruz. Toplam kayıt hakkında bir bilgimiz olmadığından net bir kıyaslama yapamasak da bu defterde rastlanan gayrimüslimlerin Ġslam hukukuna göre boĢanıyor olmaları örneği ilginçtir.178
Ama çalıĢmaların yürütüldüğü ana kaynak olan defterde, buna örnek olabilecek bir kayıt bulunmamaktadır. Bunun haricinde boĢanma konuları birbirleriyle benzerlik göstermektedir. 1827-1833 yılları arasını değerlendiren, 74 Numaralı Konya ġer‟iyye sicilleri kullanılarak yapılan çalıĢmada, verilen ifadeler ıĢığında boĢanma vakıasına çok rastlanmadığını görmekteyiz.
.179 1735-1737 yıllarına ait 53 numaralı Konya ġer‟iyye sicilleri üzerine yapılan çalıĢmalar diğerlerine nazaran daha çeĢitli ve defterimizdekiler kadar çeĢitli konuları içermekle birlikte toplam boĢanma vakalarının sayısı defterimizdeki boĢanmalara oranla azdır. Fakat nafaka davaları daha fazla180
olup, öncesi ve sonrası dönemlerdeki defterlerde bulunan boĢanma davalarına nazaran çalıĢmamızın dönemindeki boĢanma davalarının çokluğunun muhtemel sebepleri bilinmemektedir. Ailenin kurulması ve dağılması ile ilgili tüm kayıtlara baktığımızda denilebilir ki sicilde kayıtlı kiĢiler kendi halinde insanların ailelerinden müteĢekkildir. Basit ve rastlanabilir mevzularla aileler kurulmuĢ ya da dağılmıĢtır. Peki, bu aileler sokakta nasıldır, ailelerin yaĢadığı sokaklarda, mahallelerde, köylerde, Ģehirde hayat nasıldır? Tezin bütünlüğü açısından zikrolunan bir yıllık dönemin bir de bu açıdan
incelenmesi gerekmektir.
177 KġS 16, 39/3.
178
Fatih Küçük, “14 Numaralı Konya ġer‟iye Sicili”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013, S.22-23.
179 Betül Özger, 74/F-4 Numaralı Konya Şer’iye Siciline Göre Sosyal, İdari, Dini, Hukuki ve Kültürel
Açıdan Konya, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007, s.36. 180