• Sonuç bulunamadı

2.1. AİLE KURUMU BAKIMINDAN KONYA’DA SOSYAL HAYAT

3.1.2. Ailenin Oluşumu: Nişanlılık Evresi

Genel bir uygulama olarak; evliliğin gerçekleĢeceği zaman, erkeğin ailesi tarafından kadının ailesine “Kalın” adında belirli bir para veya mal verilmiĢtir. Ġslami esaslara göre ise bu uygulamanın adı mehirdir ve aileye değil bizzat evlenilen hanıma verilmiĢ olup kadın dilediği gibi tasarrufta bulunma hakkını elinde bulundurmuĢtur. Ġslamiyet; aile kurumuna büyük önem vermiĢ, ayet ve hadislerle insanların evlenip aile kurmaları teĢvik edilmiĢtir. Ġslamiyet‟te de aile yapısı ataerkil olup esasen çok eĢliliğe belirli Ģartlar sağlandığı takdirde izin verilmiĢ olsa da aile tek eĢlilik üzerine kurulmuĢtur.74

Türk-Ġslam karakterli bir devlet olan Osmanlı Devleti‟nde ise aile, hem Türk örfüne göre hem de Ġslam dininin kurallarına göre ĢekillenmiĢ olup baba egemenliğine dayalı ataerkil bir yapıya sahip olmuĢtur.75

3.1.2. Ailenin Oluşumu: Nişanlılık Evresi

Ġslam hukukunda “Hıtbe” kelimesi ile ifade edilen niĢanlanma ya da namzet olma, evlenmek isteyen bireyin evlenmek istediğini karĢı tarafa ve ailesine bildirmesidir.76 Evlenmenin ilk adımı olarak niĢanlanmak,77 her toplumda değiĢik biçimlerde rastlanan sosyal bir olaydır. BaĢlangıçta gelenek biçiminde yaĢanırken zamanla hukuki olarak esasları belirlenmiĢ ve düzenlenmiĢtir.78

NiĢanlılığın belli bir süresi yoktur, birkaç gün de sürebilir yıllarca da sürebilir ve taraflara evlenme zorunluluğu yüklemez.79

Bu süreç içinde hem taraflar birbirlerini tanırlar, hem

73 Nuray E.Karaca, “Türk Aile Hayatı Üzerine Genel Bir BakıĢ”, Sosyal Bilimler Dergisi, C.2, S.28-29,2002, s.314-315.

74 Mehmet Akif Aydın, “Aile” DİA, C.2, Ġstabul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınevi, 2003, s.199.

75 Zülfiye Koçak, “ġer‟iyye Sicillerine göre XVII. Yüzyılda Ayntab ġehrinde Ailenin OluĢumu (1600-1650), A.Ü Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, S.44 (2010), s.292.

76 Mevlüt Faruk Karacaoğlu, “1765-1768 yılları arasında Konya‟da sosyal ve Ekonomik Hayat (59. Numaralı Konya ġer‟iyye siciline göre), (YayınlanmıĢ, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütüsü, 2008), s.46.

77 Ġbrahim Solak, Zeynep Uysal, “ Osmanlı Toplumunda Kadın (Konya Örneği 1670-1680)”, GeçmiĢten Günümüze Bozkır Sempozyumu, Selçuk Üniversitesi-Konya, 6-8.05.2016, s.992.

78 Ġbrahim Acar, “Ġslam Hukuku Açısından NiĢanlanmak”, Atatürk Üniversitesi Ġlahiyat Fakültesi Dergisi, S.23 (2005), s.72.

79 Leyla Özpolat, “1 Numaralı Konya ġer‟iye Sicili”, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016), s.7.

mahalleye dair bahsettiğimiz kontrol ve denetim mekanizması yolu ile tanıdıklar vasıtasıyla çiftlerin evlenmesine bir engel olup olmadığı kontrol edilmiĢtir.80

Evlenme arzusunda olan kiĢiler bu taleplerini farklı Ģekillerde ortaya koymuĢlardır. Yalnızca erkeğin evlenmek için ilk adım atması, teklifte bulunması gibi bir zorunluluk olmayıp Aynı zamanda kız da kızın ailesi de beğendiği ailenin oğluna ya da beğendiği bir kiĢiye böyle bir teklifte bulunabilirdi. Ama teklifte bulunabilmek için; tarafların nikâhı birbirine helal olan kimselerden olması, kadının iddet bekliyor olmaması, kadın ve erkeğin hac için ihrama girmemiĢ olması, kadına önceden baĢkası tarafından yöneltilen ve kadın tarafından da kabul edilen bir evlilik teklifinin olmaması gibi Ģartlar mevcuttur.81 Vazgeçilebilir bir vaat olması sebebiyle çiftlere herhangi bir sorumluluğun yüklenmediği niĢanlılık baĢlangıcında, tarafların birbirleriyle hediyeleĢmesi kız tarafına harc-ı mâkul, ağırlık, namzetlik akçesi adı altında bir miktar para vermesi âdeti yaygındı.82

Buna istinaden namzetliğe son verildiğinde verilen hediyeler, mallar duruma göre de maddi manevi tazminat talep edilebilirdi. Bu hediyeleĢme Ġslam hukukunda hibe üzerinden değerlendirilirdi. Hibenin geri verilmesi için de hediyenin bozulmaması, tüketilmemesi, baĢkasına verilmemesi gerekmekteydi. Hediye duruyorsa ancak o zaman geri alınabilirdi.83

NiĢanlılığın baĢladığına dair hukuken bir bildirim defterimizde mevcut değilse de ağırlık adı verilen bu meblağnın karĢılanması ve iadesi sırasında yaĢanan bazı anlaĢmazlıklarla niĢanlılık olayının mevcudiyetine dair bilgilere ulaĢılabilmiĢtir. Olayların biri Konya ġeyhaliman Mahallesinde gerçekleĢmiĢtir. Buna göre; Yusuf bin Abdullah, Dilaver bin Abdullah‟ın kızı Asiye ile namzet olduğunda dört yüz elli akçelik eĢya verdiğini ve bu akçeyi geri alıp vazgeçtiğini bildirmiĢtir.84

Bu belgede de görülüyor ki niĢan bozulmuĢ, dört yüz elli akçelik eĢyalar geri verilmiĢ ve tarafların birbirleriyle alakalarının kalmadığını ifade edilmiĢtir.

Yine baĢka bir olayda Türkmen taifesinden Ġbn-i Elhac Beyazıd, Hüseyin bin Pir Sultan‟ı dava edip; Beyazıd, Hüseyin‟in kardeĢinin kızı Dilber ile nikâhlanmak

80

Ġbrahim Acar, a.g.e., s. 74.

81 Ġbrahim Acar, a.g.e., s. 75-83.

82 Arzu Karaaslan, a.g.e., s.192-194.

83 Ġbrahim Acar, a.g.e., s.91-90.

84

istediğinde, nikâhtan önce Hüseyin‟in ağırlık namıyla verilmesi gerekenleri: “bir deve, on kuruĢ ve bir sarık” vermemesinden sebep Hüseyin‟in nikâha mani olduğunu, sadece deveyi teslim aldığını söyleyip geri kalanı aldığını inkâr ettiğini bildirmiĢtir. Hüseyin de cevabında Dilber‟in nikâhından önce RüĢtü isimli bir aracı vesilesiyle bir deveyi aldığını lakin on kuruĢ ve bir sarık ve vaat edilen diğer eĢyayı almadığını ifade etmiĢtir.85 Bu belgenin ifadesine göre ağırlık namıyla verilen; eĢya, mal ve para cinsinden Ģeyler evliliğin gerçekleĢip gerçekleĢmemesine etki etmiĢ, husumetlerin anlaĢmazlıkların çıkmasına sebep olmuĢtur. Muhtemeldir ki toplum nezdinde ağırlık isminde alınan bu namzetlik dönemi meblağ yahut eĢya evliliğin ve niĢanlılığın olması için Ģart hükmünde kabul görmüĢtür.

BaĢka bir davada Saidili nahiyesi, Katıkhanı karyesinden Habib bin Süleyman, Mehmed Halife ibn-i Elhâc Ahmed‟in ağırlık namıyla verdiğini geri vermemesine dair Ģikâyetine karĢılık “Mehmed’den aldığım on kuruşu teslim ettim davayla bir alakam kalmamıştır” diye cevapta bulunmuĢtur86

Namzedlik dönemine dair herhangi bir ayrıntıyı ihtiva etmeyen bu davadan anlaĢılıyor ki; alınanlar teslim edildiğine göre niĢan bozulmuĢ, neticesinde bir anlaĢmazlık çıkmıĢtır. Bu gibi meselelerle niĢanlılık dönemi bitse de dava devam ettikçe sabık namzed ve ailesi ile iliĢkiler de bir Ģekilde devam etmektedir.

Bir baĢka türden niĢan atma Ģekli de çocukların küçükken birbirleri için aileler tarafından uygun görülen kiĢilerle niĢanlı olarak belirlenmeleri ve çocukların büyüdüklerinde kendilerine eĢ olarak belirlenen kiĢileri istemeyip baĢkalarıyla evlenmek istediklerini belirtmeleri üzerine gerçekleĢmiĢtir.87 Buna benzer bir olay incelemesi olarak; Konya‟da ÇavuĢ Mahallesi‟nde AyĢe bint-i Seydi vasisinin küçükken kendisi için aldığı kararı uygun bulmayıp, namzedi Mevlüd‟ün kendisi için makbul olmadığını ifade edip nefsini baĢkasına vermek istediğini beyan etmiĢ vasisi AyĢe‟nin kararını kabul etmiĢ, niĢan bozulmuĢtur.88

85

KġS 16, 139/4

86 KġS 16, 118/1

87 Ġzzet Sak, “Osmanlı Toplumunda Nâmzedin (NiĢanın) Bozulması ve Sonuçları: Konya Örneği”, Selçuk

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S.16, 2006, s.498. 88

Benzeri bir olay da Hüda Mahallesi sakinesi Hatice bint-i Ġbrahim‟in baĢından geçmiĢ; Hatice akıl baliğ olmadan evvel Mustafa bin Halil tarafından Mustafa‟nın oğluyla namzet edilmiĢ fakat nikâh kıyılmayınca Hatice Hatun nefsini dilediğine vermek istediğini söylemiĢtir.89

Bu olayda niĢanlılık sürecinin uzun sürmesi ve evliliğin gerçekleĢmemesi neticesinde niĢanın atılması durumunun ortaya çıkmıĢ olduğu görülmektedir.

Tek baĢına bu veriler Konya‟daki sosyal hayatı anlamamız için yeterli olmayabilir. Defterimiz 1672-1673 yılları arasını kapsamaktadır. Bu açıdan karĢılaĢtırma yapabilmek adına 16 Numaralı Konya Ģer‟i sicillerinin kapsadığı dönemin önceki ve sonraki dönemlerini inceleyen çalıĢmaların desteğine baĢvurup, üç dönemi karĢılaĢtırarak anlamaya çalıĢmamız daha faydalı olacaktır. 1563-1610 yılları arasını kapsayan 1 Numaralı Konya Ģer‟iyye sicil defterinde ve 1735-1737 yılları arasını kapsayan 53 Numaralı Konya Ģer‟iyye sicillerinde, niĢanlılıkla alakalı konulara bakıldığında; aklı baliğ olduktan sonra niĢan atma ve ağırlık konusunda çıkan anlaĢmazlıklar, niĢanın uzun sürmesi gibi birbirine benzer konular gözlemlenmiĢtir. Fakat birbirinden farklılık gösteren, niĢan sırasında tarafların birbirine verdiği eĢyalar; dönemin ekonomik yapısı hakkında fikir sahibi olmamıza yardımcı olabilir. Misalen 1 Numaralı defterde anlaĢmazlıklar sırasında ağırlık denilen meblağa karĢılık olmak üzere; “ĠbriĢim, Keten, 20 Sikke Flori, Kılıç, Oğlak, Ala Tosun” gibi eĢyalar zikrolunurken90 16 Numaralı defterde ise Deve, Sarık, ve bir miktar nakit paradan bahsedilmiĢ, 53 Numaralı Konya ġer‟iye sicilinde ise namzetlik bozulduğunda taraflarının birbirlerine ödedikleri ağırlık namındaki tutar 20 ile 50 kuruĢ ve içeriğinden bahsedilmemiĢ eĢyalar zikrolunmuĢtur.91

KuruĢ; 1 gr değerinde gümüĢ para olup, 1640‟larda tüm darphaneler birer birer kapanmıĢ artık kuruĢ basılamaz olmuĢ bunun üzerine genelde piyasada yabancı paralar dönmüĢ ve alıĢveriĢte yabancı devletlere ait paralar kullanılmıĢtır.92

Flori ise yabancı devletlere ait para olup 3 gr ağırlığında altındır. Fatih Sultan Mehmed zamanında Avusturya dukası değerinde basılmaya

89

KġS 16, 95/2

90 Leyla Özpolat,a.g.e., s.7-8.

91 Hanife Kaplan, 1735-1737 Yılları arasında Konyada Sosyal YaĢam ( 53 Numaralı Konya ġer‟iyye Siciline Göre), Gaziosmanpaşa Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014), s.13-14.

92

baĢlanmıĢtı.93

Bu bilgiler 1 Numaralı defter dönemi toplumunun ekonomik açıdan biraz daha iyi olduğu ihtimalini düĢündürmektedir.