• Sonuç bulunamadı

İdarenin mevzuata aykırı yapılaşmaya karşı önceden önlem alma yetkisi

İdare çeşitli faaliyetleriyle, mevzuata uygun yapılaşmayı özendirip desteklemelidir. Bu hususda mevzuata aykırı yapılaşmanın nedenleri belirlenin , buna karşı önlemler geliştirilmelidir. Aykırı yapılaşmayı tetikleyen en önemli neden, köyden kente göç olgusuna

76 bağlı olarak büyük şehirlerdeki konut ihtiyacının artması ve yapılardan elde edilecek yüksek kar amacıdır.

1- Konut İhtiyacının İdarece Karşılanması

Anayasa'nın 57. maddesinde; " Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler." hükmü yer almaktadır. Buna göre "sosyal güvenligi sağlamak ve aykırı yapılaşmayı önlemek için konut ihtiyacının karşılanması, idareye Anayasa tarafından yüklenmiş bir görevdir." 175

Ülkemizde konut ihtiyacı artan nüfusa parelel olarak artış göstermektedir. Aykırı yapılaşmanın en önemli nedenlerinden birisi de, konut ihtiyaçlarının imar kuralları çerçevesinde tatmin edilememiş olmasıdır. Gecekondu olgusu, dar gelirlilerin konut ihtiyacının karşılanamamasından kaynaklanmıştır. Dar gelirli vatandaşların konut sahibi olabilmeleri için ödeme güçleri yetersiz kalmaktadır. Bunun için dar gelirlilerin konut ihtiyacını idare karşılamalıdır.176 Günümüzde TOKİ tarafından sosyal amaçlı yapılan konutların çok cüz'i bedellerle dar gelirli vatandaşlara tahsis edilmesi, alt yapısı tamamlanmış, düzenli ve sağlıklı kentlerin oluşumu adına önemli bir adımdır.

Özellikle merkezi idareyi oluşturan devlet, ciddi bir konut politikası izlemeli ve bu politika herkesi ev sahibi yapmak şeklinde olmamalı, konut ihtiyacının kiralık konut ve lojman üretmekle de kısmen karşılanabileceği gözönünde bulundurulmalıdır.177

İdarenin konut sektörüne ağırlığını koyması için, yumuşak ve kademeli bir plan ve program uygulamalıdır. Aksi takdirde, konut sorunundan büyük paralar kazanan ve siyasi güç niteliğine kolayca dönüşebilen büyük sermaye kesimini karşısında bulur. Uygulanacak plan ve program iki aşamalı olmalıdır: Birinci aşamada konut sektörünü denetleme görevi benimsenecektir. Bu gün konut sektörü yeterince denetlenememektedir. Bundan dolayı arsa ve konut spekülasyonu (vurgunculuğu) önlenememektedir. 178

175 M. Refik BERKMAN, “Konut Sorununun Çözümünde Devletin Rolü ve Politikası”, İstanbul

Ticaret Odası Konut Sorunları semineri, 1978, s.42.

176 Sabri YAŞAYAN, “Batıda ve Bizde Metropolitan Meseleler”, İller Belediyeler, C.39, 1982, s.929.

177 Fikri GÖKÇEER, “Konut Sorunu”, Türk İdare Dergisi, C.54,1982,s.59.

178 Ramazan YILDIRIM, İmar Hukukuna Aykırı Yapılar Üzerinde İdarenin Yetki ve Yaptırımları,

77 Belediyelerin parasal gücü, teknik personeli, araç-gereç ve donanımı, konut ihtiyacının belediye eliyle karşılanmasında etkili olmalarına engeldir. Yeni arsaların iskana açılması görevi, belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyelere düşmektedir. Bunun için belediyelerin kamulaştırma yapmaları gerekmektedir. Belediyeler çoğu zaman kamulaştırmalar için para bulamamaktadır. Yerel yönetimler parasal ve teknik yönden merkezi idareye göre güçsüzdürler. Bundan dolayı konut üretiminde pek etkili olamamaktadırlar. Bunun doğal sonucu olarak, kentlerin etrafmda saglıksız, doğal çevreye ve kente uyumsuz yapıların oluşturdugu "gecekondu" mahalleleriyle karşılaşmaktayız.179

2- Konut Kooperatifçiliğinin Desteklenmesi

Ülkemizde var olan sağlıksız ve düzensiz yapılaşmanın bertaraf edilmesi adına, tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan kooperatiflerin desteklenmesi ve özendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

Devlet konut kooperatifi kurmak isteyenlere yardımcı olmalı, onlara yol göstermeli, kooperatifçiliğin gelişmesi adına çeşitli faaliyetlerde bulunmalıdır. Anayasamız, “Devlet, milli ekonominin yararlarını dikkate alarak, öncelikle üretimin artırılmasını ve tüketicinin korunmasını amaçlayan kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.” kuralı koyarak bu konuda idareye bir görevde tahmil etmiştir.

İlk toplu konut yasası 1981 yılında yürürlüğe girmiş, 1982 yılı konut kooperatifleri için bir umut yılı olmuştur. Ancak bu umudun somutlaşması 2. toplu konut yasası ve bütçe dışı kaynaklarla desteklenen yeni bir toplu konut fonunun kurulması ile gerçekleşmiştir. Bu tarihten sonra kooperatif sayıları her yıl düzenli olarak iki katı artış göstermiş ve gelişme 1987 yılına kadar sürmüştür. 1988 ve 1989 yıllarında Toplu Konut Fonunun dar boğaza girmesi sonucu gözlenen kaynak sıkıntısı nedeniyle, kooperatif sayılarının artışı yavaşlamıştır. Bu tarihlerin TOKİ'nin doğrudan konut üretimine başladığı ve kaynaklarının

78 bir kısmını bu alana aktardığı döneme rastlaması ilgi çekicidir. 1990-1993 yıllarında kooperatif sayılarında yine bir artış gözlenirken 1994 yılında 5 Nisan kararları ile bu gelişme de önemli ölçüde duraksamıştır.

Özellikle 1988 yılından beri, konut kooperatiflerine kaynak sağlayan Toplu Konut Fonu darboğaza girmiştir. Toplu Konut Fonu, tüm olumsuzluklara karşın, günümüzde de konut kooperatiflerinin finansmanında önemli ve gerçekçi bir kaynak olarak değerlendirilmelidir.

Toplu Konut Fonu yanında üzerinde durulması gereken diğer bir kaynak konut edindirme yardımlarıdır. İşçi, memur ve emeklilerin hiçbir birikim yapmadan konut edinecekleri bir yöntem olarak tanıtılan konut edindirme yardımlarına ilişkin yasa 1987 yılı başında yürürlüğe girmiştir. 10 ve daha fazla işçi çalıştıranların, kendileri ve çalıştırdıkları kişiler adına 180 ay boyunca her ay belirli bir tutar meblağı Emlak Bankasına yatırmaları ve biriken tutarların 75 m2 den küçük konutlar için kredi olarak kullanılması öngörülmüş idi. Belirtilen konut büyüklüğü sınırlaması gerçekçi değildi. Uygulama ile biriken paralar Emlâk Bankasında toplanmış ve banka bu birikimi ucuz kaynak olarak kullanmıştır. Anlaşıldığı kadarı ile bu paralar toplumsal nitelikli konutları için değil, lüks konutları ve günümüzde mahkemelik olan kredi uygulamaları için kullanılmıştır. Banka bu konuda sağlıklı bir açıklama yapamamaktadır.

Konut ve kentsel gelişme için imarlı, altyapıyla donatılmış arsaların hazırlanması kamunun, özellikle belediyelerin bir görevidir. Başta konut kooperatifleri olmak üzere, kentsel gelişmenin ve konutun gerektirdiği arsalara sağlayacak olanların, arsa mafyası ve toprak vurguncusunun karşısında güçsüz bırakılmaması gerekmektedir.180

İdare, ucuz kredilerle, konut üretimini desteklemelidir. Bu, idare için doğrudan konut üretmekten daha kolaydır. Çünkü çoğu zaman dar ve orta gelirliler, kendi iş güçlerini idareden aldıkları kredilerle birleştirerek konut üretimini daha ucuza mal ederler. idare doğrudan konut üretirken, kendi araç ve gereçleri yanında, kendi personelini

180 DPT Konut İhtisas Komisyonu Raporu, http://WWW.Muzafferdeligöz.com.tr./2010/05/konut-

79 çalıştırmaktadır. Bundan dolayı da idarece doğrudan konut üretimi, ucuz krediler ve diğer mali kolaylıklarla desteklemekten daha fazla maliyetle gerçekleşmektedir. 181

II- İDARENİN KOLLUK YETKİSİ