• Sonuç bulunamadı

İŞGÜCÜNE KATILIM ORANLARINDA GİZLENEN AYIRIMCILIK:

TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ ÇALIŞMA GRUBU

İŞGÜCÜNE KATILIM ORANLARINDA GİZLENEN AYIRIMCILIK:

Kadın İşi/Erkek İşi GİRİŞ

Dünya genelinde de Türkiye’de de kadınların işgücüne katı- lım oranı erkeklerden daha düşüktür. Son yıllarda, ülkemizde

kadınların işgücüne katılım oranlarında önemli artışlar yaşan- dığını gösterir istatistikler yayınlanıyor ve haberler yapılıyor olmasına rağmen, bu oranlar, her dönemde erkeklerin işgü- cüne katılma oranlarından daha düşük düzeyde kalmıştır. Ayrıca kadınların çoğunlukla hizmet sektöründe istihdam edildikleri yapılan çalışmalarda ortaya konulmaktadır. Buna göre kadınların toplumsal rollerine uygun ve o rollerin de- vamı niteliğinde olan işlerde işgücüne katılım oranında artış sağlanması, işgücü piyasasında cinsiyete dayalı ayırımcılığın ortadan kalktığını göstermemektedir. Kadınlara yüklenen top- lumsal roller gereğince, kadınlar zamanlarının büyük kısmını ücretsiz olarak tabir edilen ev işleri, çocuk ve eş bakımı gibi işlerle geçirmekte; hane içerisindeki görünmez emek, aile için bir getiri olmakla birlikte piyasada ücretlendirilmemektedir. Bu durum, kadınların çalışma hayatında verimliliğinin düşük olacağı önyargısına zemin hazırlamaktadır.

Hizmet sektöründe “kadın işi” denilen işlerde dahi kadınla- rın medeni durumları, çocuk sahibi olup olmadıkları istihdam edilmeleri noktasında önem arz etmektedir. Ev işleri, çocuğun bakımı gibi görevler sadece kadının görevi olmaktan çıkma- dıkça yasal düzenlemeler veya birtakım reformlarla kadın işi/ erkek işi ayırımının da, düşük ücretlerle güvencesiz çalışmanın da sona erdirilmesi mümkün görünmemektedir. İstatistiklerde kadınların istihdam edilme oranlarında yükselişin tek başına cinsiyete dayalı ayırımcılığı ortadan kaldırmadığı, kadın işi/ erkek işi kategorisinin bu ayırımı derinleştirdiği ve ücret fark- lılıklarını da beslediğine dair tespitler TÜİK’ in Ağustos/2018 ve önceki dönem verileri ışığında ortaya konulacaktır.

İşgücü Piyasasında Kadın

2018 yılının 27-39. haftalarını içine alan Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan verileri aşağıdaki gibidir.

Mevsim etkisinden arındırılmamış temel işgücü göstergele- ri, Ağustos 2017, Ağustos 201819

Tabloya göre, genel olarak 2018 yılında erkeklerde işgücüne katılma oranı 0,6 puanlık artışla %74,1, kadınlarda da 0,6 pu- anlık artışla %34,9 olarak gerçekleşmiştir.

Bu verilerin cinsiyete dayalı ayırımcılığa ilişkin tek başına bir veri olmayacağını yukarıda belirtmiştik. Buna göre yine TÜİK’ in İşteki durum ve ekonomik faaliyete göre istihdam edilen-

ler, Ağustos 2017, Ağustos 2018 verilerine bakıldığında; 2017

yılında tarım sektöründe çalışan erkeklerin oranı % 15,9, 2018 yılına gelindiğinde bu oran % 15,2 olmuştur. Kadınların, tarım sektöründe 2017 yılında çalışma oranı % 31,5 iken 2018 yılına gelindiğinde bu oranın % 28,9’a düştüğü gözlemlenmektedir. Sanayi sektörüne bakıldığında erkeklerin oranı 2017 yılında % 20,9 iken 2018 yılında % 21,8 e yükselmiş, sanayi sektöründe çalışan kadınların oranı ise 2017 yılında %14,2 iken 2018 yılın- da %14,6 ya yükselmiştir.

Ancak kadınlarla erkeklerin sanayi sektöründe çalışma oran- ları arasındaki fark oldukça dikkat çekicidir. Bu fark inşaat

sektöründe dikkat çekici ölçüde açılmaktadır. Buna göre, 2017 yılında inşaat sektöründe çalışan erkeklerin oranı % 11 iken 2018 de bu oran % 9,9 a düşmüştür. Kadınların 2017’deki ora- nı ise %1 iken 2018’de % 0,9 a kadar gerilemiştir. Diğer dik- kat çekici huşu ise hizmet sektöründe yaşanmaktadır. Hizmet sektöründe çalışan kadın sayısı erkeklerin sayısını az da olsa geçmiştir.2017 yılında erkeklerin hizmet sektöründe çalışan erkeklerin oranı %52,2 iken 2018 yılına geldiğimizde bu oran az bir artışla %53,2 olmuştur. Kadınların hizmet sektöründeki yaygın çalışması 2017 ve 2018 verileriyle de desteklenmiştir. Buna göre 2017 yılında hizmet sektöründe çalışan kadınla- rın oranı %53,4 iken 2018 yılına gelindiğinde bu oran artarak %55,7 ye kadar yükselmiştir.

Aşağıdaki tabloda 2007-2016 yılları arasında üç ayrı sektörde kadın ve erkeklerin istihdamına ilişkin veriler yer almaktadır. Buna göre, kadınların hizmet sektöründe istihdam edilmele- rindeki artış geçtiğimiz 10 yılın verileri ile karşılaşıldığında dikkat çekicidir. Tarım sektöründe çalışan kadınların oranı her ne kadar son on yıl içerisinde azalmışsa da erkeklere oran- la halen tarım sektöründe kadın istihdamı ağır basmaktadır.

Cinsiyete ve ekonomik faaliyetlere göre istihdamın yüzde dağılımı, 2007-2016

[15+yaş-age] (%) Ekonomik faaliyetler-Economic activities

Tarım-Agriculture Sanayi-Industry Hizmet-Service Yıl

Year Toplam Total ErkekMale Female Kadın Toplam Total ErkekMale Female Kadın Toplam Total ErkekMale FemaleKadın 2007 23,5 16,8 42,7 26,7 30,4 16,1 49,8 52,8 41,2 2008 23,7 17,1 42,1 26,8 30,8 15,7 49,5 52,1 42,3 2009 24,6 18,1 41,6 25,3 29,1 15,3 50,1 52,7 43,1 2010 25,2 18,3 42,4 26,2 30,3 15,9 48,6 51,4 41,7 2011 25,5 18,7 42,2 26,5 31,1 15,2 48,1 50,3 42,6 2012 24,6 18,4 39,3 26,0 30,7 14,9 49,4 50,9 45,8 2013 23,6 17,8 37,0 26,4 31,1 15,3 50,0 51,0 47,7 2014 21,1 16,1 32,9 27,9 32,4 17,1 51,0 51,5 50,0 2015 20,6 15,9 31,4 27,2 32,0 16,2 52,2 52,1 52,5 2016 19,5 15,5 28,7 26,8 31,6 15,9 53,7 53,0 55,4

15 yaş üzeri istihdam edilenlerin sosyal güvenlik kuruluşu- na kayıtlılık durumu, Ağustos 2017, Ağustos 2018 verilerine bakacak olursak; 2017 yılında toplam ücretli ve yevmiyeli

çalışan erkeklerin %18,1’ i kayıt dışı çalışırken, 2018 yılına geldiğinde bu oran %17,8 e düşmüştür. Toplam ücretli ve

yevmiyeli çalışan kadınların ise 2017 yılında kayıt dışı çalışma oranı %20,6 iken 2018 yılında bu oranın %20,3 olarak tespit edildiği anlaşılmaktadır.

Aşağıdaki tabloda ise yine TÜİK tarafından 2012-2016 yılları arasında yönetici pozisyonunda çalışan kadınların erkeklere oranı verilmiştir. Söz konusu tablo kadınlara çalışma hayatın- da reva görülen pozisyonların ne olduğunu da ortaya koymak- tadır. Bu tablo istihdamdaki artışın tek başına cinsiyet ayırım- cılığının giderildiği bilgisini veremeyeceğini göstermektedir.

Cinsiyete göre yönetici pozisyonundaki bireylerin oranı, 2012-2016 Yıl

Year ToplamTotal ErkekMale FemaleKadın

2012 100,0 85,6 14,4 2013 100,0 83,4 16,6 2014 100,0 84,5 15,5 2015 100,0 85,6 14,4 2016 100,0 83,3 16,7 TÜİK, İşgücü İstatistikleri, 2012-2016

Son olarak, esnek çalışma biçimlerinden kabul edilen yarı za- manlı çalışma, evden çalışma, çağrı üzerine çalışma biçimleri, ev işleri, çocuk ve eş bakımı gibi ücretlendirilmeyen işlerle za- manın büyük çoğunluğunu harcayan kadınların en çok baş- vuracağı çalışma biçimleri olarak özellikle kadın istihdamını artırmak amacıyla yapıldığı iddia edilen düzenlemelerdi. Bu çalışma biçimleri iş güvencesinden yoksun, nitelikli işkolla- rından uzak toplumsal rolüne hapsolmuş kadınların sayısının

artmasına yol açarken çalışma yaşamında toplumsal cinsi- yet eşitliğinin kurulmasının da önüne geçmektedir. TÜİK’ in

2007-2016 yılına ait verilerine bakıldığında kadınların yarı

zamanlı çalışmayı daha çok tercih etmek zorunda kaldığı da görülecektir. Buna göre; son on yılda erkeklerin yarı zamanlı çalışma biçimini tercih etme oranlarında büyük bir artış göz- lemlenmemekteyken, kadınların bu çalışma biçimini erkekle- re oranla daha çok tercih etmesi tam da yukarıda saydığımız nedenleri destekler niteliktedir. Buna göre yarı zamanlı, “ka- dınlara uygun işlerde” çalışan kadınlar, kalan zamanlarında da toplumsal cinsiyet rollerine uygun olarak ücretsiz emekle- rini hane halkı için harcayacaklardır. Kadınların yarı zamanlı işlerde çalışmaya yönlendirilmesi uzmanlık gerektiren işlerde, nitelikli işgücü olmalarının önüne geçmekte kadınların kıdem sürelerinin de düşük olmasına yol açmaktadır. Bu durum ka- dınlarda kalıcı istihdamın sağlanamadığının da göstergesidir.

Cinsiyete göre yarı-zamanlı çalışanların istihdam içindeki oranı, 2007-2016

[15+yaş-age] (%)

Yıl

Year Toplam Total ErkekMale FemaleKadın

2007 8,1 4,4 18,6 2008 8,5 4,8 19,0 2009 11,3 6,6 23,8 2010 11,7 6,9 23,8 2011 12,0 6,8 24,7 2012 12,0 6,9 24,4 2013 12,5 7,2 24,8 2014 11,7 7,1 22,6 2015 10,9 6,7 20,6 2016 10,3 6,5 19,1 TÜİK Hanehalkı İşgücü Araştırması,2007-2016

SONUÇ

TÜİK’ in verileri ışığında, cinsiyet ayırımcılığının oldukça ge- nel hatlarına değinilen bu çalışmada dahi yasal düzenlemeler ya da çeşitli reformlar adı altıdan uygulamaya konulan poli- tikaların önceliğinin kadınların işgücüne katılım oranlarının artmasına yönelik olduğu açıktır. İstihdama katılım oranla- rının artmasının ise tek başına cinsiyete dayalı ayırımcılığı ortadan kaldırmadığı açıktır. 2003 yılında yürürlüğe giren 4857 Sayılı İş Kanunu’ nun 5. Maddesi; iş ilişkisinde cinsiyet ayırımı ve cinsiyete bağlı düşük ücret ödenmesi yasaklamış- tır. Buna göre eşit davranma borcu işveren açısından yasayla tanımlanan bir borç halini almıştır. Fakat bu ilkeler yasayla tanımlanmış olsa da kadınların düşük ücretlerle çalıştığı, is- tihdama katılım noktasında da istihdam edilirken de ayrım- cılığa tabi tutulmaya devam ettikleri TÜİK verileriyle de sa- bittir. Kadın işi/erkek işi gibi bir ayırımın varlığı, ev işlerinin ve çocuk bakımının kadınların sorumluluğunda olduğuna, kadınların asli görevinin ev işleri, çocuk bakımı vb. olduğu; bunları aksatmayacak şekilde bir işte çalışmalarına ilişkin an- layış, cinsiyete dayalı ayrımın derinleşmesine yol açmaktadır. Bunun sonucunda toplamda çalışan kadın sayısının arttığına dair istatistiki çalışmaların ardında görünmeyen düşük ücret- lerle, güvencesiz ve kayıt dışı olarak devam eden bir çalışma hayatının varlığı unutulmamalıdır. Kadınların işe alınmala- rından, ücretlendirilmelerine, kendilerini geliştirme hakkına ve terfi etmelerine kadar çalışma hayatının tüm aşamalarında cinsiyete dayalı bir ayırımcılığın mevcut yasal düzenlemeler veya politikalarla engellenemediği, toplumsal cinsiyet eşitli- ğini sağlamaktan uzak, çalışma şartlarına bakılmaksızın ka- dınların işgücüne katılım oranını artırmak amacıyla yapılan düzenlemeler eşitsizliğin ve ayırımcılığın daha da derinleş- mesine yol açmaktadır.

BAROLARLA YAPILAN DENEYİM PAYLAŞIM