• Sonuç bulunamadı

Adli Yardımda Vekaletname

MÜLTECİ HAKLARI ÇALIŞMA GRUBU Başkan:

VE DEĞERLENDİRMELERİMİZ

2. Adli Yardımda Vekaletname

Meslektaşlarımızca bilindiği üzere, Noterlik Kanunu’nun 72 inci maddesi uyarınca noterler vekaletname tanzim edecek kişilerin kimlik ve adreslerini öğrenmekle yükümlüdür. Bu husus Noterlik Kanunu Yönetmeliği’nin 90 ıncı maddesinde de perçinlenmiş ve noterlerin, başvuruda bulunan kimselerin kimliğini tespit edebilmek için nüfus hüviyet cüzdanı, buna dayalı olarak resmi mercilerden verilmiş pasaport, ehliyet, fotoğrafı kimlik kartı vesaire kimlik belirten belgeleri aramak zorunda” olduğunu ifade etmiştir.

Buna karşın, başta uluslararası koruma ve ikincil koruma tale- binde bulunacaklar olmak üzere, Uluslararası Koruma Başvu- ru Sahibi Kimlik Belgesi bulunmayan yabancıların bu belgele- re sahip olması beklenememektedir.

Nitekim Ankara 1. İdare Mahkemesi ilk olarak 2014/2012 E. Sayılı dosya çerçevesinde 6100 sayılı HMK m. 77/1 sayılı hük- münü uygulamaya koymuş ve avukatın vekaletname ibraz etmeden dava açmasının önünü açarak, avukata ara kararın kendisine tebliğinden itibaren 10 günlük süre vermiş; Bu süre içinde vekaletname verilmediği taktirde ise, asıl tarafın yapı- lan işlemleri kabul ettiğini dilekçeyle mahkemeye bildirmesini kabul etmiştir.

İstanbul 1. İdare Mahkemesi ise, 2016/2536 E. ve 2017/932 K. Sayılı kararı ile İstanbul Barosu Adli Yardım Görevlendirme- sine İlişkin Yönetim Kurulu Kararı aslını vekaletname olarak kabul etmiştir. Bu karardan itibaren gerek İdare Mahkemeleri nezdinde gerekse Sulh Ceza Hakimlikleri ile Anayasa mah- kemesi nezdinde Adli Yardım Görevlendirmesine İlişkin Yö- netim Kurulu Kararı vekaletname olarak kabul edilmektedir. Bu açıdan sonuç olarak; adli yardım görevi alan meslektaşla- rın mutlaka vekaletname tanzim etmesine ihtiyaç bulunmadı- ğı gibi, bu husus vekalet harçları ve yeminli tercüman bedeli gibi masrafların Barolar tarafından karşılanma yük ve yüküm- lülüğünü de ortadan kaldırmaktadır.

Göç İdaresi İl Müdürlükleri açısından Adli Yardım Görev- lendirme Belgesi’nin vekaletname olarak tüm ülkede kabul edildiğini söylemek kolay olmasa da, yargı mercileri kararla- rı emsal gösterilerek, ilgili belgenin kabul edilmesi yönünde meslektaşların girişimde bulunması son derece önemlidir.

3. Yetki Aşımı

a) Mülteci yada sığınmacı aleyhine alınan sınır dışı

kararlarında çoğu zaman yetki aşımı ile ya il göç idaresi müdürlülükleri ya da geri gönderme merkezleri, sınır dışı kararı vermektedir.

Oysa, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun “Sınır Dışı Etme Kararı” başlıklı 53 üncü madde- sinde “(1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınır”

MADDE 53 – (1) Sınır dışı etme kararı, Genel Müdürlüğün ta- limatı üzerine veya resen valiliklerce alınır.

(2) Karar, gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme ka- rarı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı,

bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir.

(3) Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı, sınır dışı etme kararına karşı, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. Mahkemeye başvuran kişi, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bil- dirir. Mahkemeye yapılan başvurular on beş gün içinde so- nuçlandırılır. Mahkemenin bu konuda vermiş olduğu karar kesindir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargıla- ma sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez.” hükmü ve de yer almaktadır.

Sınır dışı etme kararı alınacaklar MADDE 54 – (1) Aşağıda sa- yılan yabancılar hakkında sınır dışı etme kararı alınır:

h) Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hüküm- lerini ihlal edenler” hükmü yer almaktadır.

5442 sayılı İl İdaresi Kanunu’nun 9 uncu madde hükmü ise, “Vali, ilde Devletin ve Hükümetin temsilcisi ve ayrı ayrı her Bakanın mümessili ve bunların idari ve siyasi yürütme vası- tasıdır. Bu sıfatla : B) Bakanlıklar ve tüzelkişiliği haiz genel müdürlükler, il genel idare teşkilatına ait bütün işleri doğru- dan doğruya valiliklere yazarlar. Valilikler de illere ait işler için ilgili Bakanlık veya tüzelkişiliği haiz genel müdürlükler- le doğrudan doğruya muhaberede bulunurlar. Ancak valiler

hesabata ve teknik hususlara ait işlerde idare şube başkan- larına vali adına imza yetkisi verebilirler.” düzenlemesi yer

almaktadır.

Yetki kuralarının, dar ve özel anlamda kamu düzenine ilişkin hükümlerden olduğu, idari işlemin en önemli unsurları ara- sında yer aldığı, yetki unsurundaki sakatlıkların sonradan ve- rilecek onay ve izin ile giderilemeyeceği, bu sebeple idarenin

yetki kurallarına sıkı biçimde uymak zorunda olduğu ve yetki ilkelerinin dar yorum ve uygulama yöntemlerine bağlı tutul- ması gerektiği bilinen ilkelerindendir.

Dar anlamda yetki unsuru denilen karar alma yeteneği; konu, yer ve zaman itibari ile Anayasa ve yasalar ile belli organ, ma- kam ve kamu görevlilerine tanınmış bir güçtür. Yetki devri- nin hukuken geçerli olabilmesi, bu devrin daha önce kanunda açıkça öngörülmüş olmasına bağlıdır. Ancak kamu hukukun- da yetkiler ait olduğu organ, makam ve görevlilere bizzat kul- lanmak üzere verildiğinden yetki devri ancak istisnai durum- larda söz konusudur.

İlgili kanunda yabancılar hakkında sınır dışı etme kararının Genel Müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alı- nacağı belirtilmiştir. Hal böyleyken ilgililerin hukuki durum- larına etki edebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu işlemlerin kanunda açıkça hangi makam, organ ve görevliler tarafından tesis edilebileceğinin belirtilmesi durumunda işlemin kanun- da belirtilen bu organ, makam, görevliler tarafından tesisi edilmesi kanuni bir zorunluluktur.

Ancak uygulamada İl Göç İdareleri tarafından alınan sınırdı- şı kararına karşın valilik Olur’unun olmadığı ayrıca da valilik sadece hesabata ve teknik hususlara ait işlerde idare şube

başkanlarına vali adına imza yetkisi verebilirler ilkesi gere- ği bu verilen Olur da kanuna aykırı olacaktır.

b) Başvurunun Geri Çekilmiş Sayılması

Yine 6458 sayılı YUKK’un 77 inci maddesi başvurunun geri çekilmiş sayılmasını düzenlemektedir. Bu maddeye göre sayı- lan durumlardan biri ancak kişinin “mazeretsiz olarak; bildirim yükümlülüğünü üç defa üst üste yerine getirmemesi, belirlenen ika- met yerine gitmemesi veya ikamet yerini izinsiz terk etmesi” duru- munda başvurusunun geri çekilmiş sayılmasıdır.

Ancak uygulamada bazı İl Göç İdarelerinin takdir yetkisini

kötüye kullanarak imza yükümlüğünü, idari gözetim alın- mışçasına günde iki kez imza yükümlülüğü getirdiği de sık sık görülmektedir.

c) Yaptırım Kararı

İl Göç İdaresi uygulamalarında sık sık Kabahatler Kanunu aykırı davranıldığı ve 6458 no’lu kanunun 71 inci maddesine aykırılık gerekçeleri ile (şahıs bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyerek verilen emirleri yerine getirmeme fiilini işlediği) 5326 sayılı Kanunun 32 inci maddesi düzenlemesi ile aleyhe idari Yaptırım Kararı tesis edilmektedir.

Kabahatler Kanununun 32 inci madde düzenlenmesi aşağıda- ki gibidir:

Madde 32 - (1) Yetkili makamlar tarafından adlî işlemler nedeniyle ya da kamu güvenliği, kamu düzeni veya genel sağlığın korunması amacıyla, hukuka uygun olarak verilen emre aykırı hareket eden kişi- ye yüz Türk Lirası idarî para cezası verilir. Bu cezaya emri veren ma- kam tarafından karar verilir. (2) Bu madde, ancak ilgili kanunda

açıkça hüküm bulunan hallerde uygulanabilir.

Kanunun yukarıda da yer alan açık emrine rağmen, idare, 6458 no’lu kanunda açıkça bir hüküm bulunmamasına rağ- men Kabahatler Kanunun 32. maddesini uygulayarak kanuna aykırı biçimde kararlar vermektedir.