• Sonuç bulunamadı

İş Yeri Arkadaşlığı, Mesleki Doyum ve Örgütsel Huzur İlişkisi

2.1. Kuramsal Bilgiler

2.1.4. İş Yeri Arkadaşlığı, Mesleki Doyum ve Örgütsel Huzur İlişkisi

Eski dönemlerin “ne iş olsa yaparım” anlayışı günümüzde yerini maddiyattan öte huzur isteyen çalışanlara bırakmıştır. Rutin bir çalışma ortamı yerini artık rekabetin olduğu, yaratıcı düşünmenin önemsendiği ve gündemin gerisinde kalma lüksü olmayan çalışma ortamlarına bırakmıştır. Huzurlu ortamda çalışan örgüt üyeleri mesleki anlamda tatmin olmakta ve performansı yükselmektedir. Bu çalışma ortamını sağlayan unsurları da; adaletli ve destekleyici yönetim, anlayışlı ve işbirlikçi çalışma arkadaşlarına borçludur. Bireylerin günlük yaşantılarının büyük kısmını geçirdikleri ve çoğu zaman özel hayatlarının da ötesine geçen iş yaşamları boyunca iş yeri arkadaşlık ilişkileri, iş doyumları ve çalıştıkları örgütün

huzuru arasında bir ilişki olduğu ifade edilebilir. Ancak bu ilişkinin yönünü ve modelin alt bileşenlerini belirleyebilmek için alan yazınında var olan çalışmaların incelenmesi ve nihai karara varmadan önce kuramsal uygunluğun sağlanması gerekmektedir. İş doyumu yalnızca bireylerin iş ortamından aldıkları haz ile sınırlı değildir; daha çok bireyin değer yargıları ve inançlarıyla ilgilidir (Lan, Okechuku, Zhang ve Cao, 2013: 627). Buna göre iş doyumunu bile tek başına ele almamız mümkün değildir. Ancak yapılan araştırmalar iş yerinde kurgulanan sağlıklı arkadaşlık ilişkilerinin, iş doyumunu etkilediğini ortaya koymaktadır (Omolaval ve Okewole, 2019: 2). Diğer taraftan bireysel iyi oluşun örgüt içi ilişkilerden ve işe özgü değişkenlerden etkilendiği ifade edilmektedir (Shier ve Graham, 2010: 402). Bu nedenle kişiyi ilgilendiren faktörlerin, bireyin iş ilişkilerine dolayısıyla işe ilişkin değişkenlere de etki ettiği ifade edilebilir.

İş yerinde kişinin kendini huzurlu hissetmesi ve buna bağlı olarak mesleki anlamda doyumu yaşayıp mesleki bir mutluluğa erişmesi üretkenliğin ve buna bağlı olarak gelişen mesleki doyumu, örgütsel bağlılık gibi örgütsel bileşenlerin sağlıklı olmasına katkı sağlamaktadır (Wesarat, Sharif ve Abdul Majit, 2014: 78). Dolayısıyla mesleki doyumu ve iş yeri arkadaşlığı arasında doğrudan bir ilişki olduğu ifade edilebilir (Hamilton, 2007; Morrison, 2009; Riordan ve Griffeth, 1995; Winstead, Derlega, Montgomery ve Pilkington, 1995). Ayrıca iş yerinde gelişen arkadaşlık ilişkisinin örgüt içinde pek çok değişkeni yakından ilgilendirdiği belirtilmektedir (Dotan, 2009: 1). Örneğin arkadaşlık ilişkilerinin örgüt içi iletişimi, güveni ve saygıyı geliştirdiği ifade edilmektedir (Lee ve Ok, 2011: 1). Ayrıca iş yeri arkadaşlığının bireyi içsel olarak motive ettiği böylece kişinin daha olumlu bir iş algısına sahip olmasına imkân tanıdığı ve iş doyumunu sağladığı ifade edilmektedir (Mao, Hsieh ve Chen, 2012: 247). Sonuç olarak iş yeri arkadaşlığının mesleki doyumu, takım ruhunu ve iş gören performansını etkilediği ifade edilebilir.

İş yerinde kurulan arkadaşlık ilişkilerinin bireye olduğu kadar örgütün bütününe de katkıları olduğu belirtilmektedir. Buna göre iş yerinde geliştirilen sağlıklı arkadaşlık ilişkilerinin, örgütün sağlığını, destekleyici çalışma ortamını, takım ruhunu ve verimliliği yordadığı sonucuna ulaşılabilir (Dickie, 2009: 128). Doğal olarak bunun tam tersi bir hipotezin doğruluğu da söz konusudur; bir diğer ifadeyle sağlıklı olmayan iş yeri arkadaşlık ilişkiler ağının, bireyi mutsuz kılacağı ve dolayısıyla bireyin örgüte adanmışlığını olumsuz etkileyeceği ve örgütün bütününde bir problem yaratacağı ifade edilebilir (Wright, 2005: 123). İş yerinde gelişen arkadaşlık ilişkilerinin hem örgüte hem de işgörene olumlu katkılar

sağlayacağı ümit edilirken; zaman zaman bu ilişkilerin kayırmacılık, dedikodu, sadakatsizlik, zaman alıcı ve negatif etkileri de olabileceğini unutmamak gerekir (Song ve Olshfski, 2008: 147). Buna göre iş yerinde formal ilişkilerin dışında gelişen arkadaşlık ilişkilerini örgütün özel ve genel hedefleri doğrultusunda ele almak ve örgütsel huzura katkı sağlayacak şekilde ele almak gereklidir.

Örgüt içi ilişkilerin sağlıklı bir örgüt iklimi oluşturmada öncü olması ve örgüt sağlığını tehdit eden diğer unsurlara karşı bir savunma olarak tasarlamak gerektiği ifade edilebilir (Merrill, Aldana ve Garrett, 2010: 783). Aksi hâlde düalizmin bir yansıması olarak huzurun zıttı olan huzursuzluk ve psikolojik şiddet, örgütten ayrılma isteği gibi ilgili kavramlar karşımıza çıkmaktadır. Psikolojik şiddetin yaşandığı örgütlerde örgüt iklimi kapalıdır. Bir örgüte bağlı olarak çalışanlar açısından korku algısının yoğun olarak yaşandığı bir atmosfer; ilişkilerin donukluğu ve renksizliği, sürekli yaşanan bir gerginlik ve stres, açık olmayan/kapalı bir iletişim sistemi, yoğun bir dedikodu mekanizması, dezenformasyon, antidemokratik tutum ve davranışlar, özellikle jest ve mimiklerin “ustalıkla” yıldırma unsuru olarak ele alındığında örgüt ikliminin varlığı söz konusudur (Yaman, 2010: 2). Bu nedenle örgütün işleyişinde örgütsel huzur, mesleki doyum ve iş yeri arkadaşlığı arasında mutlak bir ilişkinin varlığından söz edilebilir.

Eğitim faaliyetleri; çoğunlukla telafisi mümkün olmayan bir süreç boyunca bireyi, toplumu ve dolayısıyla tüm dünyayı etkisi altına almaktadır. Bireylerin hayatlarında, hem içinde bulundukları topluma uyum sağlayabilmeleri hem de çağın koşulları gereği sahip olmaları gereken yeterlilikleri sağlıklı bir şekilde edinip varlıklarını devam ettirebilmeleri bütünüyle eğitim sisteminin yükümlülüğüdür. Buna göre öğretmenlerin tüm bu sorumluluk alanının tam merkezinde olduğunu göz önüne aldığımızda öğretmenlerin yaptıkları işten tatmin olmaları yani öğretim sürecinden mesleki haz almaları ve doyuma ulaşmaları sürecin etkililiğini doğrudan etkilemektedir. Mesleki doyum, öğretmenin kendi işini ya da deneyimini takdir etmesi ile ortaya çıkan olumlu ya da hoş duygusal bir durumu ifade eder. Öğretmenin işini, meslektaşlarını, çalışma ortamını sevmesi durumunda yüksek mesleki doyumunun ortaya çıkması beklenir (Demirtaş ve Nacar, 2018: 14). Bir başka ifadeyle öğretmenlerin mesleki doyumlarının düzeyi, ortaya çıkan hizmetin kalitesini ve dolayısıyla verimini doğrudan etkileyecektir. Böylece örgütsel amaçların gerçekleşmesine ve daha iyi bir eğitim ortamının oluşmasına katkı sunacaktır (Başaran ve Güçlü, 2018: 952). Kısacası

iş doyumu diğer pek çok alanda olduğu gibi eğitim örgütlerinde de ciddi anlamda bir aracı rolü üstlenmektedir.

Okul ortamında öğretmenlerin sürecin etkililiğine katkı sağlaması hem bireysel çaba gerektirmekte hem de sosyal anlamda meslektaşlar arası bir dayanışmayı şart koşmaktadır. Bu anlamda meslektaş öğrenmesi, iş başında yetiştirme, mesleki gelişim gibi öğretmenlerin birbirinden öğrenmesini öngören sistemin varlığından söz edilebilir. Okulundaki meslektaşlarının; sınıf yönetimi ve öğretim stratejilerinde iyi olduklarını düşünen öğretmenler, onlarla birlikte bütün zorlukların üstesinden geleceklerine ve başarılı olacaklarına inanırlar. Onlarda oluşan bu inanç, psikolojik yapılarına olumlu bir şekilde doğrudan tesir eder (Demir, 2019: 456). Öte yandan aynı konuya okuldaki çalışma yaşamının kalitesi olarak da yaklaşmak mümkündür. Okul yaşam kalitesinin yüksek olduğu okullarda öğretmenlerden beklenen başarı düzeyi de fazla olacaktır. Öğretmenler eğitim programının uygulayıcısı olarak eğitim sisteminin temel amaçlarına ulaşmasında en önemli rolleri üstlenir. Öğretmenlerin okul yaşam kalitesini algılama düzeyleri, eğitim-öğretim ortamının etkililiğini belirlemede oldukça önemlidir (Çoruk ve Karakaya Çiçek, 2017: 752).

Psikoşiddet, motivasyon ve huzur iş yerinde birbiriyle oldukça yakın ilişkiye sahip kavramlardandır (Yaman, Vidinlioğlu ve Çitemel, 2010: 1139). Bu anlamda psikolojik şiddetin yaşanmadığı, motivasyonun yüksek olduğu bir eğitim kurumunda öğretmenlerin kendilerini huzurlu hissedecekleri ve eğitim sürecinin etkililiğine daha fazla katkı sağlayacakları ifade edilebilir. Bir diğer ifadeyle örgütsel anlamda iş doyumuna ulaşan işgörenlerin yani eğitim örgütleri bağlamında öğretmenlerin, kendilerini motive hissetmeleri ve dolayısıyla huzurlu bir çalışma ortamının inşasına katkı sağlamaları ümit edilmektedir. Diğer bir taraftan oluşturulan sağlıklı örgüt tipinde üyelerin birbirleriyle sosyal ağlar oluşturmaları, arkadaşlık ilişkileri geliştirmeleri ve mesai saatleri dışında da birlikte vakit geçirmeye niyetli olmaları beklenmektedir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus herhangi bir örgütte birlikte yer almak tamamen tesadüfi olabilirken; bu birlikteliğin arkadaşlık boyutuna evrilmesi bilinçli ve kasıtlı bir tutumun eseridir. İş yeri arkadaşlığını diğer iş yeri ilişkilerinden ayıran en önemli özellik gönüllülüktür. İş yeri arkadaşlıkları, kişilerin kendi isteği ile meydana gelir. Arkadaşlık kişilere dayatılmaz, isteğe bağlıdır (Şahinbaş ve Erigüç, 2019: 1206). Bu anlamda kişilerin kendi istekleriyle iş yerlerinde arkadaşlık ilişkileri geliştirmeleri doğrudan iş doyumuyla yani kendilerini hoşnut

hissetmeleriyle ilgilidir. Dolayısıyla iş yeri arkadaşlığı ve mesleki doyum arasında pozitif yönlü bir ilişkinin varlığından bahsedilebilir.