• Sonuç bulunamadı

2.1. Kuramsal Bilgiler

2.1.1. İş Yeri Arkadaşlığı

İnsanoğlunun çevresiyle uzun süreli etkileşim kurma ihtiyacı ve sosyal gereksinimlerinin karşılanması sonucu ortaya çıkan olumlu yansımalar, arkadaşlık kurma arzusunu beslemektedir. Kişinin içinde bulunduğu ortamda etrafındaki farklı kişilerle arkadaşlık kurması ve kimi zaman birbirinden bağımsız ortamlarda, birbirinden bağımsız arkadaşlıklar edinmesi kaçınılmazdır. Buna göre bir çocuğun yaşadığı mahalle, sokak, apartman gibi ortamlarda farklı bir arkadaş çevresi olurken, eğitim aldığı okulda farklı bir arkadaş çevresi oluşabilmektedir. Ayrıca birbirinden farklı arkadaşlık ilişkileri bazen kişinin kendisi tarafından birleştirilebilmekte; böylece kişiler arası etkileşim daha üst düzeylere çıkabilmektedir.

Arkadaşlık; tarafları arasında kan bağı olmayan en az iki kişi arasında kurulan, gönüllük esasına dayalı olan, yazılı kurallara bağlı olmayan; içerisinde karşılıklı güven, bağlılık, sadakat, empati, sırdaşlık, zor zamanlarda destek olma, sevgi, saygı, samimiyet gibi duygu ve davranışları barındıran bir ilişkidir (Biçer, 2017: 34). Bir yetişkin içinse arkadaşlık kavramı bir çocuğunkine oranla daha geniş bir tanıma sahip olabilir. İnsan yaş olarak olgunlaştıkça hem geçmiş yaşantılarından farklı arkadaşlık tanımı ve örnekleri biriktirmekte hem de hayatına giren yeni ilişkiler yoluyla arkadaşlığa bakış açısı çeşitlenmektedir.

İnsanlar, iş hayatında bağlı bulundukları örgütün bir çalışanı olarak zamanlarının büyük bir bölümünü iş yerinde geçirmektedir. Bu bağlamda, çalışanlar özel yaşamlarında kendilerine veya ailelerine ayırdıkları vakitten neredeyse daha fazlasını görev yaptıkları örgütteki çalışanlarla birlikte geçirmektedir (Durusu ve Cemaloğlu, 2019: 21). Dolayısıyla zamana bağlı bu dönüşümün öne çıkan örneklerinden biri de bireylerin iş yaşamlarında edindikleri iş yeri arkadaşlıklarıdır. İş yerinde doğan ve gelişen bu ilişki hem bireyin hem de örgütün verimliliği açısından gerekli görülmektedir. Örgütün hedeflerine ulaşması, istenen performansın gösterilmesi, çalışanların örgütüne yönelik bağlılık ve işine yönelik doyum gibi tutumlarının gelişmesi için iş yerinde sosyal ve duygusal ihtiyaçları giderici rol oynayan arkadaşlık ilişkileri etkili bir öncüldür (Alparslan, Çiçek ve Soydemir, 2015:178). İnsanın kendi doğası itibarıyla çevreyle etkileşime geçme ihtiyacından doğan arkadaşlık gereksinimini, üyesi olduğu örgüt içinde de gidermeye çalışması yine doğal bir yansımadır. İş yeri arkadaşlığı iki veya daha fazla kişinin iş yerinde belirli hedefler için birbirleriyle yakın etkileşime girmesidir (Büyükyılmaz ve Biçer, 2018: 29).

Örgütlerde verimliliği etkileyen çeşitli unsurlar vardır. Bu unsurların en önemlilerinden biri olan iş yeri ortamı, çalışanların moral ve motivasyonu açısından, örgüte bağlılık hissetmeleri, kendilerine bir sosyal çevre oluşturmaları açısından oldukça önemlidir (Karacaoğlu, Aksoy ve Şahin, 2019: 180). Bu sebeple iş yerinde doğan arkadaşlık ilişkileri salt bir insani ihtiyacın ötesinde bireyin yerine getirmekle yükümlü olduğu işe bağlı sorumluluklarının sağlıklı şekilde işlemesinde de etkilidir. Nitekim bireyin örgüte bağlılığı, mesleki doyumu ve kendisini diğer örgütsel boyutlarda sağlıklı hissetmesi iş yerinde kurduğu arkadaşlık ilişkilerinden doğrudan etkilenmektedir.

İnsan ilişkilerinin gelişimi üzerine yapılan çalışmalar çerçevesinde, iş yeri arkadaşlıklarını, iş yerinde mevcut diğer ilişkilerden ayıran özellikler belirlenmeye çalışılmış ve en önemli ayırt edici özelliğin “gönüllülük” olduğu belirtilmiştir (Çalışkan, 2011: 81). Örgütü meydana getiren iki önemli boyutun formal ve informal olduğu dikkate alındığında iş yeri arkadaşlığı, çalışanların formal boyutta kurdukları hiyerarşik ilişkilerden (ast-üst vb.) bağımsız şekilde daha çok informal anlamda kişiler arasında karşılıklı gönüllülük esasıyla gelişen bir durum olarak açıklanabilir. Başka bir ifadeyle iş yeri arkadaşlığı kavramı, aynı kurumda çalışan ve aralarında yatay veya dikey hiyerarşik ilişki bulunan kişileri kapsarken bu ilişkinin kendisini içermemekte aksine; mesleki bağlılıktan bağımsız olarak kişiler arasında kendiliğinde oluşan bir paylaşım olarak

değerlendirilebilmektedir. Bu kavramın ortaya çıkmasında ana etmen insanların çalıştıkları iş yerini yalnızca bir kazanç kapısı olarak görmemesi şeklinde tanımlanabilir. Çünkü insanlar bir taraftan yaşamını devam ettirebilecek bir kazanç peşinde çabalarken bir taraftan da içsel dünyasını tatmin etmek, hayatına bir anlam vermek ve bu anlam doğrultusunda da yaşamak ihtiyacı içerisindedir (Örgev ve Günalan, 2011: 52).

İş yeri arkadaşlığı aynı kurumda çalışan ancak informal şekilde birbirine bağlanan kişiler arası ilişkiye atfedilirken, meslektaş kavramı ise daha çok bu ilişkinin formal yanına dikkat çekmektedir (Hamilton, 2007). Öte yandan iş yeri arkadaşlığı informal yönüyle ast ve üstler arasında herhangi bir hiyerarşik bağlantı olmaksızın kendiliğinden ortaya çıkan ilişki şeklinde tanımlanmaktadır (Song, 2006: 47). Arkadaşlık ilişkisinin bu informal düzeyde örgüte egemen olması iş görenlerin kendi aralarında bir paylaşım oluşturması şeklinde örgüt işleyişini de etkilemektedir. Böylece iş yerinde gelişen arkadaşlık ilişkileri örgüt performansını doğrudan etkilemekte ve çalışanların mesleki doyumu üzerinde dolaylı bir etki yaratmaktadır. Diğer taraftan iş yeri arkadaşlığında yaşanan olası bir bozulma iş görenler üzerinde duygusal bir baskı, performans kaybı ve işe ilişkin tutum değişimi gibi sonuçlar açığa çıkarabilmektedir (Sias, Heath, Perry, Silva ve Fix, 2004: 321). Bu nedenle insanların sosyal ihtiyaçlarının karşılanması adına doğal olarak karşımıza çıkan arkadaşlık olgusu olumlu etkilerinin yanı sıra dikkat edilmediği takdirde olumsuz sonuçlar da doğurabilmektedir.

Okul adını verdiğimiz sosyal yapı, kurgusu ve işleyişi bakımından hem diğer örgütlere benzeyen hem de bazı yönleriyle farklılaşan bir oluşumdur. Aynı okulda görev yapan öğretmenler arasında çoğunlukla herhangi bir hiyerarşik ayrışma oluşmaksızın iş yeri arkadaşlığı yaşandığı söylenebilir. Böylece aynı mesleği icra eden kişiler arasında bir etkileşim ve paylaşım sürecinin oluştuğu da belirtilebilir. Meslektaş dayanışması; aynı işi yürüten bireylerin birbirlerine yönelik destekleri olarak ifade edilir. Bunlar; meslekte karşılaşılan sorunların çözümüne yönelik ya da mesleğin daha iyi icra edilmesini sağlayan bilgi, teknik ve beceri paylaşımları olarak tanımlanır (Ünüvar, Çalışandemir ve Tagar, 2018: 25). Bu durumu okul bağlamında ele alacak olursak, kurulan iş yeri arkadaşlıkları örgütün yalnızca informal boyutuna değil aynı zamanda formal işleyişine de katkı sağlamaktadır. Çünkü öğretmenleri arasında akran dayanışmasının olduğu okullarda öğretmenler, meslektaşlarının daha iyi birer öğretmen olmalarına yardım etmekte ve öğrencilerine daha iyi bir öğrenme ortamı yaratmak için ortak sorumluluk almaktadırlar (Özkan-Hıdıroğlu,

Hıdıroğlu ve Tanrıöğen, 2019: 759). Öğretmenler arasında yasal anlamda okul, zümre ve şube öğretmenler kurulları aracılığıyla bir iş birliği ağı oluşturulması öngörülmektedir. Ancak bu çabanın yasal sınırlarının dışında da iş birliği zemininin zenginleştirilebileceği ifade edilebilir. Bu zenginleştirme ve çeşitlilik sosyal ortamlarla veya dijital platformlarda gönüllülük esasıyla oluşturulabilir. Bu mecralarda mesleki gelişim açısından iyi örneklerin paylaşılması, benzer sorunlara üretilen çözümlerin paylaşılması ve iş birliği içerisinde üretilen ortak proje çalışmaları da mesleki gelişime katkı sağlamakla beraber dayanışma ve yardımlaşma ile öğretmenler arasında gönüllü bir ağ oluşturmaktadır.