• Sonuç bulunamadı

İŞ TATMİNİ VE ÖRGÜTSEL BAĞLILIK İLE İLGİLİ KURAMSAL ÇERÇEVE

1.2. Örgütsel Bağlılık Kavramı

1.2.7. İş Tatmini Ve Örgütsel Bağlılık İlişkisi

İş tatmini ve örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiyi araştıran çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Bütün bu çalışmalardan elde edilen bulgulara bakıldığında; İş tatmini düşük olan işgörenlerin yüksek tatmin sağlayan işgörenlere göre örgüte bağlılıklarının

İş tatmini ile örgütsel bağlılık arasındaki ilişkiye bakarken sadece kavram farkı değil bu ilişkiyi etkileyen bağımsız değişkenlerin etkisinin de irdelenmesi gerekir.

Buradan hareketle iş tatmini ile örgütsel bağlılık arasında iki önemli fark olduğu görülür. İlki; iş tatmininin, iş ve iş çevresinin olanakları, kısıtlılıkları gibi durumlara yönelik tutumlar olmasıdır. Örgütsel bağlılıkta ise; iş ve işe yönelik olarak oluşan bu tutumlar ile birlikte açıklanan başka faktörlerle ilişkili olarak genel bir değerlendirme vardır. Yani iş tatmini farklı alt boyutlardan oluşurken örgütsel bağlılık bütünsel bir yaklaşım sunar. İkinci büyük fak ise; örgütsel bağlılık kalıcı ve süreklilik gösteren tutumlardan oluşurken iş doyumu ise ani ve çabuk değişebilen tutumlardan kaynaklanmaktadır (Konuk, 2006: 126).

İki kavram arasındaki temel fark “işimi seviyorum” ve “çalıştığım örgütü seviyorum” şeklinde özetlenebilir. İş tatmini çalışanın yapmakta olduğu işine karşı geliştirdiği tutumlarla ilgilidir (Ferik, 2002: 72).

Eroğlu (2000)’ nun da belirttiği gibi; örgütler, işgörenlerin bağlılıklarını artırmak isterler. Bunun nedeni, yüksek örgütsel bağlılık duyan işgörenlerin görevlerini yerine getirirken daha çok gayret göstermeleridir. Örgütte üyeliklerinin devamını isteyen bu işgörenler, örgütte uzun süre kalırlar ve olumlu ilişkiler geliştirirler. İş tatmini ise işgörenin işin kendisinden, çalışma grubundan, yöneticilerden ve iş organizasyonundan elde etmeye çaba gösterdiği rahatlatıcı bir duygudur.

İşgörenlerde, örgütün sunduğu yararlar sonucu oluşan iş tatmini kişinin örgüte bağlılığının önemli bir parçası olabilir. Uzun yıllar aynı işyerinde çalışan işgören örgütle ortak bir kimlik yaratmış, kendisini örgütle özdeşleştirmiş olur (Konuk, 2006:

128).

Güçlü (2006)’ nün belirttiği gibi; iş tatmininin örgütsel bağlılığın bir sonucu olduğunu destekleyen görüşler bulunmaktadır. Örgütsel bağlılık, iş çevresinde pozitif bir değer anlamında, duygusal bir tepki olarak görülebilir. Bu durum özellikle işgörenler, örgüt hedef ve değerlerine kuvvetle inandıklarında ve örgütte üyeliklerinin devamını çok güçlü bir şekilde istediklerini gösterdikleri zaman “duygusal bir tepki”

olarak dikkate alınabilir. Bu bağlılığın sonucu, başarılmış bir amaç olarak görülebilir.

1.3. Problem

Eğitimin amaçlarına ulaşabilmesinde en önemli unsur insan gücüdür. Eğitim örgütlerinde görevli olan İlköğretim müfettişleri, yöneticileri ve öğretmenleri eğitsel amaçların gerçekleşmesini sağlarlar.

Teftiş, kamu ve kurum yararına insan davranışlarını kontrol etme sürecidir.

Önceden kararlaştırılmış amaçların gerçekleşme derecesini bulmak üzere teftiş yapılır (Bursalıoğlu, 1994: 172).

O’Reilly (1991)’e göre Örgütsel Bağlılık; işe katılma, sadakat ve örgüt değerlerine olan inanç da dâhil olmak üzere bireyin örgüte olan psikolojik bağlılığını ifade eder (Akt: Çetin, 2004: 90).

Eğitim toplumların gelişmişlik düzeylerinin göstergesidir. Baş döndürücü bir hızla gelişen bilgi çağında, eğitim örgütlerinin çağa ayak uydurması kaçınılmaz bir gerçektir. Eğitim örgütlerinin amaçlarına ulaşılmasında en önemli unsur insan gücüdür. Müfettiş; eğitim örgütlerini ve eğitim hizmetlerini amaçlara uygunluk açısından denetler. Ülkelerin eğitim sisteminin verimliliğinin arttırılmasında müfettişlerin rolü çok önemlidir. Müfettişin psikolojik durumu, kişilik özellikleri, örgüte bağlılığı, iş tatmini, mesleki bilgi ve becerisi eğitim-öğretim faaliyetlerini, örgütün varlığının devamlılığını, gelişimini, belirlenen amaçlara ulaşılma derecesini doğrudan etkilemektedir. İlköğretim müfettişlerinin, iş tatminlerini ve örgütsel bağlılıklarını arttırmanın, eğitim sistemimizin problemlerini çözmede yarar sağlayacağı düşünülmektedir.

Günümüzde örgütlerin birbirine üstünlük sağlayabilmeleri var olan iş gücünün değeri ile yakından ilişkilidir. Bu nedenle çalışanları mutlu etmek, tatmine ulaştırmak ve örgüte devamını sağlamak, örgütsel etkililiğin, verimliliğin ve başarının sağlanması için ön koşuldur. Çalışanların yitirilmesi ise örgütün amaçlarını gerçekleştiremez hale gelmesine neden olur. Böylece örgütün devamlılığı tehlikeye düşer, rakipler güçlenir ve rekabette üstünlük kaybedilir.

Örgütler, içinde bulunan çalışanlar ile anlam kazanırlar. Örgütleri çalışanlarından ayrı görmek onları işlevi olmayan bir yapı olarak görmeye benzer.

Örgütlere canlılık ve dinamizm kazandıran, ruh katan insan öğesidir. Örgütün oluşumunun temel etkenlerinden diğeri de örgütün aynı amaç için bir araya gelmiş

Örgütün üyesi olan işgören, üretim yaparak amaçlara ulaşılmasına katkıda bulunurken, kendi ihtiyaçlarını da örgütten karşılarlar. Görüldüğü gibi örgütün amacı, ürün ortaya çıkarmak ve çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılamaktır. Örgütün etkili ve verimli olması bu iki amacı en üst düzeyde karşılamasına bağlıdır. Bir örgüt ne kadar donanımlı olursa olsun, çalışanlarının ihtiyaçlarını karşılayamazsa etkili ve verimli olamaz ( Başaran, 1989: 143).

Örgütün amaçlarına ulaşmasına, etkili ve verimli olmasına katkı sağlayan çalışanlar, bu katkının karşılığında örgütten ihtiyaçlarının doyurulmasını isterler. Bu istekler karşılanmazsa çalışanlar işten tatminsizlik duyar ve olumsuz tutumlar sergileyebilirler(Eren, 1989: 185).

Eğitim sistemimizde denetim hizmetlerini yerine getirenler Bakanlık ve İlköğretim Müfettişleridir. Birçok ülkede müfettişlere; inceleme, araştırma, izleme, denetleme, rehberlik ve mesleki yardımda bulunma görevleri verilmiştir. Görüldüğü gibi eğitim sisteminin amaçlarını tam olarak yerine getirmesi sağlıklı bir denetimi gerekli kılmaktadır, sağlıklı bir denetim de ancak müfettişlerin iş tatminine ulaşmaları ve işlerine bağlılıklarının artmasına bağlıdır. Ancak ihtiyaçları karşılanan müfettişler örgütlerinde iş tatminine ulaşabilecek ve müfettişlerin örgüte bağlılıkları artacaktır.

İhtiyaçları örgütçe karşılanmayan müfettişler ise işten bulamadıkları tatmini farklı alanlarda arayacak ve müfettişlerin örgütten ayrılma istekleri artacaktır.

Eğitim kurumlarında çalışan ve ülkenin ihtiyacı olan insan gücünü yetiştirme sorumluluğu alan çalışanların mutlu, etkili ve verimli olabilmesinde, nitelikli insan yetişmesinde İlköğretim Müfettişlerinin rolü büyüktür (Tok, 2004: 8).

Yapılan alan yazın taramasında İlköğretim Müfettişlerinin İş Tatmini ile Örgütsel Bağlılıklarının birlikte ele alındığı çalışmaların çok az olduğu görülmüştür.

Daha önce bu araştırmayı yapan Türkay N. TOK ile yapılan görüşme ve İstanbul İli Sultanbeyli Bölgesi İlköğretim Müfettişleri ile yapılan görüşmeler sonucunda bu çalışmaların sık aralıklarla yapılması gerekliliği üzerinde durulmuş gerekçe olarak da İlköğretim Müfettişlerinin İş Tatminleri ile Örgütsel Bağlılıklarını etkileyen alt faktörlerin tatmin ve bağlılığa etkisinin zamanla değişebileceği gösterilmiştir.

Tüm bu sebeplerle, İlköğretim Müfettişlerinin İş Tatminleri ile Örgütsel Bağlılıkları Arasındaki İlişkinin araştırılmasının alan için yararlı olacağı, bundan sonra da yapılması muhtemel araştırmalara katkı sağlayacağı umulmaktadır.

Benzer Belgeler