• Sonuç bulunamadı

Bireyin iş ve aile yaşamı arasında yaşanan olumsuzluklar iş-aile çatışmasına yönelik yapılan çalışmalarda farklı olarak ifade edilmektedir. Bu olumsuzluklar; iş-aile çatışması, iş-yaşam dengesizliği, iş-yaşam dengesi veya iş-aile etkileşimi olarak ifade edilmektedir. Aşağıda bu kavram ve yaklaşımlar ayrıntılı olarak açıklanacaktır.

2.3.1. İş-Aile Etkileşimi

İş-aile etkileşimi, iş aile çatışması ile benzerlik gösterdiği düşünülen bir kavramdır. İş-aile etkileşimi, bireysel olarak; ailenin çalışan için taşıdığı anlam, çalışanın aile yaşamına verdiği önem, aile ve yaşamdan duyulan memnuniyet gibi sonuçlara bağlı olarak yaşanmaktadır. Ayrıca örgütsel olarak; işe duyulan bağlılık, işten memnun olma durumu, işten ayrılma niyeti ve verimsizlik gibi sonuçlara bağlı bir etkileşim ve benzerlik söz konusudur.

23 İş yaşamı ile aile yaşamı karşılıklı olarak birbirini etkilemektedir.Her iki durumda da işin aileyi ve ailenin işi etkileme düzeyi kişiden kişiye farklılık arz etmektedir.

Burada kişilerin bireysel, sosyal ve psikolojik durumları da iş ve aile yaşamını algılama düzeyinde etkin bir role sahip olmaktadır. Ayrıca çalışma koşulları dışında, kişilerin bireysel özellikleri ile dünya görüşleri de bu olguları etkileyebilmektedir (Guest, 2002:

260).

Bu olgular üzerinde yapılan çalışmalardan bazıları; ailenin sahip olduğu kültürün iş yaşamı üzerindeki etkisi, kültürel farklılıkların iş-aile çatışmasındaki rolü, kadınların iş yaşamındaki konumu ve yaşanan çatışmalardır. Bu doğrultuda yapılan bir çalışmada iş-aile etkileşiminin sonuçları bireysel sonuçlar ve örgütsel sonuçlar şeklinde ikiye ayırmaktadır. Bireysel sonuçlar; aileye olan bağlılık ve ailenin taşıdığı anlam, aile ve yaşamdan duyulan memnuniyet, tükenme ve moral düşüklüğü hissi olarak ifade edilmişken, örgütsel sonuçlarsa; işe olan bağlılık ile işin taşıdığı anlam, işten duyulan memnuniyet, işten ayrılma niyeti ve verimli olmama hissi olarak ifade edilmektedir (Zincirkıran, 2013: 82).

2.3.2. İş-Aile Kolaylaştırması

İş-aile kolaylaştırması da iş-aile çatışmasıyla benzerlik gösterdiği düşünülen kavramlardandır. Bu kavram, iş ve aile yaşamında görülen farklı rollerin, birbirlerini ne düzeyde etkilediğini belirlemek amacıyla kullanılmaktadır.Bireyin iş ve aile yaşamında yerine getirdiği roller çoğu zaman çatışmaların sebebi olmakta, aynı zamanda diğer rolü gerçekleştirmek için de yardımcı olmaktadır. Bireyin iş ve aile ortamında kazandığı bilgi ve beceriler diğer rol davranışlarını yürütmesini kolaylaştırmaktadır.

Çalışmalarda iş-aile kolaylaştırması, özelde kolaylaştırma şeklinde tanımlanmaktadır. Voydanoff (2004: 399)’a göre kolaylaştırma; bir role katılımın daha kolaylaştırılması için diğer role yönelik kaynakların geliştirilmesi veya bir sinerjinin oluşturulması biçimidir. Frone, (2003: 145) göreisekolaylaştırma, başka bir rolde elde edilen deneyim, beceri ve fırsatlar kullanılarak diğer role katılımı daha kolay hale getimek şeklinde tanımlanmaktadır.

24 Kolaylaştırmada esas olan bir role ait unsurların diğer rolü ne ölçüde kolaylaştırdığıdır. Buradan yola çıkarak iş-aile kolaylaştırması; işteki bir role katılma ya da bu rolün gereklerini yerine getirmenin, çalışanın iş performansını artırma ya da ailedeki rolünü yerine getirme imkânı sağlamasıdır. Diğer bir ifade ile, iş-aile kolaylaştırması, çalışanın işine bağlı olduğunda edindiği beceri, davranış ya da olumlu durumunun aile yaşamını olumlu yönde etkilemesidir. Aile-iş kolaylaştırması ise, çalışanın aile ortamında edindiği olumlu duyguların, işinde daha verimli çalışmasına, kendisini işinde daha güvenli hissetmesi veya yeni bir kazanıma imkân sağlamasıdır (Wayne vd., 2004: 108).

İş ve aile düzlemindeki kolaylaştırma, bireyin algıladığı ve yaşadığı çatışma düzeyini azaltabilmekte; bireyin işinden ve kariyerinden algıladığı tatmin düzeyine olumlu katkı sunmaktadır (Yüksel, 2005: 307).

2.3.3. İş-Aile Yaşamı Dengesi

Çalışanların iş ve aile yaşamlarındaki başarıları, sağlıklı olmaları ve mutlulukları iş-aile yaşamı dengesini sağlamalarına bağlıdır. Bir toplumdaki bireyler, hayatın tüm alanlarında denge sağladığında toplumun tüm kesimlerinde de bu denge sağlanacaktır.

Toplumun temelini oluşturan aile de bu dengeler içerisinde önemli bir konuma sahiptir.

Çalışanlar hem işte başarılı hem de ailelerinde huzurlu ve mutlu olma adına işleri ile aileleri arasındaki dengeyi çok iyi ayarlamalıdır.

Lockwood (2003), iş-yaşam dengesini bir çalışanın işi ve aile yaşamıyla ilgili taleplerini dengede tutması şeklinde ifade etmektedir. Başka bir deyişle iş-aile yaşamı dengesi çalışanların iş yaşamları ve aile yaşamları arasındaki sorumluluklarının dengeli bir şekilde yürütülmesidir (Lockwood, 2003:2den akt. Zincirkıran, 2013: 84).

İş-aile yaşamı dengesiyle ilgili uygulamalar, çalışanı işletmede tutmak için uygulanan önemli stratejik unsurlardandır. Konuya dair yapılan çalışmalar, işletmelerin, çalışanların değişen ihtiyaçlarını anlamaları ve çalışanlarını elde etmek için bu ihtiyaçlara cevap verebilecek stratejiler geliştirmeleri gerektiğini vurgulamaktadır.

Nihayet çalışanlarının moral, bağlılık ve iş doyumlarını önemseyen, işyerinde sorun ve stres oluşturan faktörleri minimize eden işletmelerin, yetenekli çalışanları işletmeye

25 kazandırma ve işletme bünyesinde tutmadaki becerilerini geliştirdiği görülecektir (Küçükusta, 2007: 244).

İş-aile yaşam dengesi, kişiye göre değişmekte ve birisi için denge anlamına gelen, diğeri için dengesizlik olarak algılanabilmektedir. Örneğin, yaşamın merkezinde işi olan bir çalışan için aile rolü sorumlulukları ikinci plana itilmekte, eve daha az zaman ayırmak bir kişi açısından dengeyi kaybetme anlamına gelmemektedir. Aksine, birey yaşamında işini merkeze alma şeklinde bu dengeyi kurmaktadır. Böyle bir çalışan için iş rolü sorumluluklarını karşılamak öncelikli olmakta ve kişisel tercihleri sonucu oluşan bu durum bir çatışma oluşturmamaktadır. Aksine yaşamın merkezinde ailesi olan bir kişi için işten yoğun taleplerin gelmesi, bireyin iş-aile yaşamı dengesini sarsmakta ve birey iş-aile çatışması yaşamaktadır (Kapız, 2002: 140).

2.3.4. İş-Aile Yaşam Dengesizliği

İş-aile yaşam dengesizliği kavramı çalışanın iş ve aile yaşamını olumsuz şekilde etkilediğinden iş-aile çatışmasıyla benzerlik göstermektedir.İş-aile yaşam dengesizliği, iş veya aile yaşamı rollerinin giderek artması ve üstesinden gelinemeyecek duruma gelmesi, çalışanın bu alanlarda sahip olduğu rollere uyum sağlayamadığı durumda oluşmaktadır.

İş-aile yaşam dengesizliği, iş ve aile yaşamına ait alanların birbiri üzerindeki baskıdan kaynaklı rol çatışması şeklinde de ifade edilmektedir. Bu kavram yapılan çalışmalarda sıklıkla iş-yaşam çatışması şeklinde ele alınmıştır. Bireylerin iş ve aile yaşamları arasında yaşanan bu dengesizlik bireysel ve örgütsel açıdan farklı sonuçlar doğurmaktadır. Yapılan çalışmalara göre, iş-aile yaşam dengesizliği kadın çalışanları daha fazla etkilemektedir. Bu durum, kadın çalışanların üstlendiği fazla rol ve aile sorumluluklarından kaynaklanmaktadır (Küçükusta, 2007: 245).

2.3.5. İş-Ev Etkileşimi

İş-ev etkileşimi, iş-aile çatışmasına benzer olarak kullanılan kavramlardan biridir.

İş-ev etkileşimi, iş ve ev ortamı arasındaki ilişkileri ortaya koyan bir yaklaşımdır.Hoff vd, (2005: 17) iş-ev etkileşimini, bir çalışanın işyerindeki davranışının ev ortamında

26 oluşturduğu olumlu veya olumsuz yönlü tepkileri sonucu etkilendiği bir süreç olarak tanımlamaktadır.

İş yaşamında sürekli yaşanan değişimlerçalışanlarda gerginlik ve aşırı stres neden oluşturmaktadır. Stres, bireyin sağlığı ve iş performansında farklı olumsuz sonuçlar oluşturmaktadır (Mauno vd., 2006: 210-211).

İş-ev etkileşimi aşağıdaki şekillerde görülmektedir (Demerouti vd., 2004: 23;

Guerts vd.,2005: 322 ):

Pozitif İş-Ev Etkileşimi: Çalışanın evdeki davranışını kolaylaştıran durumlar sonucu işte geliştirdiği pozitif yönlü tepkilerdir.

Pozitif Ev-İş Etkileşimi: Çalışanın işindeki çalışmasını kolaylaştıran durumlar sonucu evde geliştirdiği pozitif yönlü tepkilerdir.

Negatif İş-Ev Etkileşimi: Çalışanın evdeki davranışlarını kısıtlaması sonucu işinde geliştirdiği negatif yönlü tepkilerdir.

Negatif Ev-İş Etkileşimi: Çalışanın işindeki çalışmasını kısıtlaması sonucu evde geliştirdiği negatif yönlü tepkilerdir.