• Sonuç bulunamadı

40 bakımı ile ev işlerine ait roller genellikle kadınlara yüklendiği için kadın çalışanlar erkek çalışanlara nazaran daha fazla aileden işe çatışma yaşamaktadır (Bozkurt, 2012:

88).

Aile sınırlarının iş sınırlarına göre daha esnek olmasından dolayı işten aileye çatışma aileden iş çatışmaya nazaran daha çok yaşanmaktadır. Başka bir deyişle iş alanının aile alanını olumsuz etkilemesi aile alanının iş alanını olumsuz etkilemesine nazaran daha fazladır. Çünkü bireyler geçimini sağlamak için işe ya da gelire ihtiyaç duyduğundan iş sürekli olarak önceliklidir. Bu durum, iş aile çatışmalarının aile iş çatışmalarından daha fazla algılanması için sebep teşkil etmektedir (Yüksel, 2005: 304).

41 belirleyicisi son derece kısıtlı olan zaman bir kaynağıdır (Özdevecioğlu ve Doruk, 2009:

72). Turgut (2011: 158)’ a göre bu çatışma, bir role ait gerekleri yerine getirmek için harcanan zamanın fazla olmasından dolayı diğer role ait gerekleri yerine getirmek için yeterince zaman kalmaması urumunda yaşanmaktadır. Birey bir role ait istekleri yerine getirirken başka bir role ait sorumlulukları sürekli düşündüğünde de zaman esaslı çatışma yaşanmaktadır (Özmete ve Eker, 2012: 3; Deniz ve Özalp, 2014: 3).

Günümüzde teknolojik uygulamaların gelişmesi ve yaygınlaşması, işlerin ev ortamına taşınması ile sonuçlanmıştır. Bundan dolayı zaman esaslı çatışma yaşayan birey sayısında giderek artış olmaktadır. Bu çatışmanın yaşanmasına neden olan aileye ait nedenler (Dursun ve İştar, 2014: 128; Mustafayeva ve Bayraktaroğlu, 2014: 129):

 Evde küçük çocuğun olması,

 Başkalarının (yaşlı anne ve baba ya da bakıma muhtaç diğerleri) bakımını üstlenme,

 Kalabalık aileler,

 Eşlerinikisinin de tam zamanlı çalışması.

Zaman esaslı çatışma iki farklı şekilde yaşanmaktadır. Bunlar (Özen ve Uzun, 2005: 131):

 Bir rolle ilgili zaman baskısı, diğer rolün gereklerini yerine getirmeyi imkânsız kılabilmektedir.

 Bir role ait gerekler yerine getirildiğinde başka bir role ait oluşan baskılar zihinsel meşguliyete neden olmaktadır.

Zaman, bireyin istediği doğrultuda iki yaşam alanına da dağıtılmadığında zaman esaslı çatışma yaşanmaktadır. Örneğin, bir anne ya da baba çocuğunun okuldaki gösterisini izlemek istediği saatte çalışmak zorunda olması gösteriyi de kaçırması durumunda bu çatışma yaşanacaktır (Morkoç ve Tepeci, 2014: 1267).

Çatışmanın işe ilişkin kaynakları, fazla mesainin miktar ve sıklığı ile düzensiz vardiyanın olmasıdır. Haftada kaç saat çalışıldığı ile birlikte iş programının katı olması da bu tür çatışmanın yaşanmasına yol açabilir. Çatışmanın aileye ilişkin kaynakları ise, bireyin ailede üstlendiği role ait özellikler ile aile aktiviteleri için fazla miktarda zaman harcanmasıdır (Greenhaus ve Beutell, 1985: 81).

42 Aile kaynaklı zaman esaslı çatışma, aile için ayrılacak zamanın çok daha fazla olduğu durumlarda ortaya çıkmaktadır. Bu açıdan bakıldığında, evli olan çalışanlar bekâr olan çalışanlara nazaran, evli ve çocuklu çalışanlar da çocuk sahibi olmayan çalışanlara nazaran iş-aile çatışmasını daha fazla yaşamaktadır. Bunun ötesinde kadının çalışma durumu erkeğin iş-aile çatışmasını etkilemezken, kadının yönetici konumunda bir işte çalışması da erkeğin yaşadığı zaman esaslı çatışmanın düzeyini etkilemektedir (Özen ve Uzun, 2005: 131).

2.6.2. Gerginlik Esaslı Çatışma

İş veya aileye ait rollerden birine yüksek düzeydeki bağlılık, o rol için ayırılan zamanı arttırmakta, diğer role ait beklentilerin karşılanmasını ise engellemektedir. Bir role yönelik bağlılık, bireyin üstlendiği diğer rolün taleplerini fiziksel olarak karşılanması halinde dahi zihinsel olarak meşguliyet oluşturmaktadır. Bu zihinsel meşguliyet, alternatif durumdaki diğer rolün taleplerini karşılamak için bireyin harcadığı çabaya engel olmaktadır. İş veya aile rolünden kaynaklanan olumlu olmayan ruhsal sonuçlar diğer rolün sağlıklı olarak yerine getirilmesine engel olmaktadır. Başka bir deyişle birey işi veya ailesi ile ilgili gerginlik, endişe, alınganlık, duyarsızlık, tahammülsüzlük, sinirlilik gibi durumlar yaşadığında bireyin diğer rolüyle ilgili performansı olumsuz yönde etkilenmektedir (Bacharach vd., 1991: 42).

Gerginlik esaslı çatışma, çalışanın işle ilgili rolünü yerine getirirken olumlu olmayan duygular hissettiğinde aile ile ilgili rolünü hakkıyla gerçekleştirmesine engel olduğunda yaşanmaktadır (Deniz ve Özalp, 2014: 4). Başka bir deyişle, bir rol için yapılması gerekenlerin yerine getirilmesi esnasında bireyin yaşadığı yorgunluk, gerginlikve tedirginlik diğer rol için yapılması gerekli olan etkinliklere engel olduğunda oluşmaktadır. Örneğin, çalışan bireyin kendisini iş ortamında tükenmiş hissetmesi ve eve geldiğinde aile ile ilgili talepleri gerçekleştirmek için gereken enerjiyi bulamaması durumunda bu çatışma yaşanmaktadır (Turgut, 2011: 158).

Gerginlik esaslı çatışma, işteki gerginliğin aile hayatına taşması durumunda aile taleplerine uyulmanın zorlaştığı durumlarda oluşmaktadır (Chen ve diğerleri, 2009: 83;

Parasuraman ve Simmers, 2001: 556). Çalışan birey işinden evine aile ile ilgili istekleri yerine getiremeyecek düzeyde yorulmuş, sinirlenmiş, huzursuz olmuş bir şekilde

43 geldiğinde bu çatışmayı yaşayacaktadır. Aynı şekilde birey evinde yaşadığı sorunları işine yansıtması durumunda da bu çatışmayı yaşayacaktadır. Her iki durumda da çalışan bireyin bir alanda ortaya çıkan olumsuzluklardan etkilenmesi diğer alanla ilgili rolündeki performansını olumsuz etkilemektedir (Özdevecioğlu ve Doruk, 2009: 73).

Kinnunen ve Mauno (1998:172)’ ya göre iş yaşamındaki işyükü fazlalığı, bireyler arası ilişkilerin zayıf olması, iş güvencesinin olmayışı, kontrol ve yönetime katılma fırsatının olmaması gibi olumsuzluklar, aile içindeki ilişkileri olumsuz etkileyen ruhsal sonuçlar doğurmaktadır. Ailede görülen bu olumsuz duygusal tepkiler, aile ile etkileşimden kaçınmaya ve aile üyelerine karşı alınganlığa neden olabilmektedir.

Gerilim esaslı çatışmanın işten kaynaklanan sebepleri; iş rolü içinde çatışma veya belirsizliğin olması, iş yükünün aşırı olması, yönetici desteği ve etkileşim kolaylığının olmaması, fiziki ve psikolojik iş taleplerinin olması, iş çevresindeki değişkenlerin oranı, iletişimde stresin olması ve işte beklenen zihinsel yoğunlaşma ve işe bağlılıktır (Carlson ve Kacmar, 2000: 1033).

2.6.3. Davranış Esaslı Çatışma

Birey, toplum içerisinde farklı rol gerekleri üstlendiğinde ve sahip olduğu beklentiler arasında, farklar olması durumunda davranışlarında çatışma yaşanmaktadır.

Bireyin sahip olduğu bir rolün gerektirdiği tutum, davranış ve değerler, diğer rolün gerektirdiği tutum, davranış ve değerlerle uyuşmayabilir. Örneğin, bir çalışanın iş yerinde başarılı bir performans sergilemesi saldırgan, hırslı, çalışkan ve işe yönelimli olması gibi davranışsal özellikler göstermesiyle mümkün olmaktadır. Aile ortamında ise pozitif bir aile yaşamının gelişimi için, müşfik, destekleyici, uyumlu ve aileye yönelimli olmakla mümkün olabilir. Bu zıt davranışsal beklentiler, bir alandan diğerine geçiş yapılırken bireyi germekte, bireyde roller arası çatışma yaşanmasına neden olmaktadır (O’Driscoll vd., 1992: 284).

Davranış esaslı çatışma bir rol ile ilgili davranışlar ile diğer rol ile ilgili davranışlar arasında uyum olmadığında oluşmaktadır. İş ve aile hayatında bireylerin yerine getirmesi gereken davranışlar farklı olmakta ve bu davranışlar arasında uyum olmamaktadır. Davranış esaslı çatışma, çalışan bireyin işindeki rolünden ailedeki rolüne

44 geçmesi esnasında davranışlarını uygun şekilde değiştiremediği veya işindeki rolünde başarıyı sağlayan davranışları ailesindeki rolünde başarılı olmasına engel olduğunda meydana gelmektedir (Turgut, 2011: 158).

Davranış esaslı çatışma bir role uygun olan ancak diğer rolde uygun olmayan davranışlar olduğunda ortaya çıkmaktadır. Örneğin, çalışma ortamında duygusal olmayan davranışlar kabul edilebilirken aile ortamında aynı davranışlar kabul edilmemektedir. İş yerinde sert, disiplinli, kuralcı olan bir babanın evinde aile fertlerine karşı aynı şekilde davranması durumunda çatışma yaşama ihtimalini yükseltmektedir.

Bu çatışma, bireyin aile yaşamında işte imiş gibi davranması, iş yaşamında da evde imiş gibi davranması sonucu oluşmaktadır (Grice ve diğerleri, 2007: 791; Deniz ve Özalp, 2014: 4).