• Sonuç bulunamadı

İşçinin Kişisel Verilerini Koruma Borcu

C. İŞÇİNİN KİŞİLİĞİNE SAYGI GÖSTERME BORCU

5. İşçinin Kişisel Verilerini Koruma Borcu

İşçinin kişiliğine ilişkin verilerin işveren tarafından bilgisayar terminalinde toplanması, bunun kapsam ve sınırları gibi hususlar, kanun koyucu tarafından ihmal edilmiş ve doktrinde üzerinde yeterli ölçüde durulmamış bir konuydu120.

Anayasanın özel hayatın gizliliği başlıklı 20. maddesine göre, herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak, kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir. Görüldüğü gibi işçinin kişilik hakkı kapsamındaki kişisel verilerin korunması anayasal güvence altına alınmıştır121.

Son yıllarda Avrupa’daki özel ve kamu sektörlerinde görüntüleme sistemlerine daha çok başvurulması, gerek Avrupa Birliği’nde gerekse de birlik üyesi ülkelerde ilgili kişiler açısından gerekli garantilerin sağlanması ve görüntüleme ve izleme mekanizmalarının kurulmasına ilişkin sınır ile şartların belirlenmesi hususlarında yoğun tartışmalara yol açmış bulunmaktadır122.

Avrupa Birliği Temel Haklar Bildirgesi’nin özel ve aile yaşamına saygı başlıklı 7. ve kişisel bilgilerin korunması başlıklı 8. maddelerine göre, herkes, özel ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

Herkes, kendisine ilişkin kişisel bilgilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu tür bilgiler, belirtilen amaçlar için ve ilgili kişinin muvafakatine veya yasada öngörülen başka meşru temele dayalı olarak adil şekilde kullanılmalıdır. Herkes,

120 Kaplan, Sorumluluk, s. 35; Ancak, Anayasanın 20. maddesinde değişiklik öngören 12.09.2010 tarihli ve 5982 sayılı Kanunun 2. maddesi ile bu konu anayasal olarak güvence altına alınmıştır.

Ayrıca 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 07.04.2016 tarih ve 29677 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

121 Mollamahmutoğlu, Astarlı, s. 636.

122 F. Burcu Savaş, ‘‘İş Hukukunda Siber Gözetim’’, Çalışma ve Toplum Dergisi, 2009/3, s. 102.

29 kendisi hakkında toplanmış olan bilgilere erişme ve bunlarda düzeltme yaptırma hakkına sahiptir. Bu kurallara uyulması, bağımsız bir makam tarafından denetlenecektir, şeklindedir123.

İş hukuku bakımından kişisel veriler, işçinin özel yaşamını da kapsayacak şekilde işçi ile doğrudan veya dolaylı olarak ilgili olan ve onun özel ve meslek yaşamına ait bilgiler, işaretler ve notlardır. Bu kapsamda işçinin ismi, adresi, doğum tarihi, medeni durumu, mesleği, mahkûmiyeti, sendikal faaliyetlere ilişkin verileri, telefon numarası ve hatta işyerinde yaptığı telefon görüşmeleri veya internet yazışmalarına ilişkin kayıtlar kişisel veri kapsamına girmektedir124.

4857 sayılı İş Kanununun 75. maddesine göre, işveren çalıştırdığı her işçi için bir özlük dosyası düzenler. İşveren bu dosyada, işçinin kimlik bilgileri yanında, bu Kanun ve diğer kanunlar uyarınca düzenlemek zorunda olduğu her türlü belge ve kayıtları saklamak ve bunları istendiği zaman yetkili memur ve mercilere göstermek zorundadır. İşveren işçi hakkında edindiği bilgileri dürüstlük kuralları ve hukuka uygun olarak kullanmak ve gizli kalmasında işçinin haklı çıkarı bulunan bilgileri açıklamamakla yükümlüdür. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 419. maddesine göre de, işveren, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin işe yatkınlığıyla ilgili veya hizmet sözleşmesinin ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabilir. Özel kanun hükümleri saklıdır.

İşçilerin kamera ile işyerinde izlenmesi hususuna gelince, doktrinde gelişen teknoloji karşısında işyerinin korunmasının daha da önem kazandığı belirtilerek kamera aracılığı ile bu korumanın sağlanabileceği ve fakat söz konusu korumanın kural olarak her şeyi kapsayacağını kabul etmenin mümkün olmadığı belirtilmektedir125. Bir diğer deyişle, kamera ile koruma ancak ölçülülük ilkesine riayet etmek suretiyle kabul edilmektedir126.

123 Savaş, s. 102-103.

124 Mollamahmutoğlu, Astarlı, s. 636-637; İşçinin işyerindeki telefon görüşmelerinin dinlenmesi hususunda, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 31.10.2000 tarihli kararında; ...Telefon konuşmasında yer alan sözler iki kişi arasında gizli kalması ve o kişilerin özel yaşam alanı ile ilgili bulunan sözler olduğu görülmektedir. Sözler bu içerikte olmasa dahi, bir kişinin telefonunun dinlenmesi veya dinlenen görüşmelerin yayınlanması, başlı başına özel yaşama ve hatta son derece gizli kalması gereken yaşamın gizliliğine saldırı teşkil eder. Kişi toplum tarafından tanınan bilinen bir kişi olsa dahi, özel yaşam hiçbir şekilde açıklanamaz. Hatta hiç kimsenin telefonu da dinlenemez, ifadesi yer almaktadır. Yarg. 4. HD, T. 31.10.200, E. 2000/6487, K. 2000/9467, Savaş, s. 117.

125 Ertürk, s. 88.

126 Savaş, s. 116.

30 İşçinin kontrol edilmesi amacıyla işyerinde kamera ile izlenmesi hususunda ise görüş ayrılığı mevcuttur. Bir görüş uyarınca, belirtilen amaç doğrultusunda işyerinde kamera ile izleme yapılması kesinlikle mümkün değildir ve bu durum karşısında işçinin kişilik hakkına yönelik müdahalenin önlenmesi için Medeni Kanunun 25. maddesi uyarınca dava açma hakkı bulunmaktadır127.

Diğer görüş uyarınca ise, bu denetim türünde işverenin üstün yararı olduğu için yönetim hakkını teknolojik imkânlar vasıtasıyla kullanması söz konusu olduğundan yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Bu görüşü savunanlara göre, işverenin işçilerin performanslarını kontrol etmek veya işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek için kişi veya kişileri görevlendirmesi ile kameraları kullanması arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Ancak her hak gibi işverenin yönetim hakkının da kötüye kullanılması söz konusu olabileceğinden bu tür denetimin işçilerin kişilik hakkı ve değerlerine zarar vermeyecek şekilde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Bir diğer deyişle, kameraların sürekli çekimde olması işçilerin özel davranışlarının da denetlenmesi anlamına geleceğinden kameraların belli aralıklarla çalıştırılması gerekmektedir128.

İşçilerin elektronik postalarının ve internet kullanımlarının129 işverence denetlenmesine ilişkin ne bir hüküm ne de uygulamaya yön verecek bir içtihat oluşmuş bulunmamaktaydı. Bu nedenle diğer hususlarda olduğu gibi bu konuda da gerek Anayasa gerekse de Medeni Kanun’daki genel düzenlemelere başvurulması gerekiyordu. Ancak işçi ile işveren arasında yapılan iş sözleşmesinde işyerindeki bilgisayar ve internetin özel amaçlı kullanımına ilişkin bir düzenleme ve işverenin de buna ilişkin bir yasağının bulunmaması durumunda işçinin, işyerindeki bilgisayar ve interneti iş saatleri içerisinde ve dışında özel amaçlı kullanamayacağı

127 Ertürk, s. 88.

128 Aydınlı, Sosyal Temas, s. 119-120; Aydınlı, Kişiliğin Korunması, s. 34-35; Kaplan, Sorumluluk, s. 35-36; Savaş, s. 116-117.

129 Nitekim Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 10.10.2006 tarihli kararında, daha önce uyarılmasına rağmen mesai saatleri içinde internete girerek bahis oynamaya devam eden ve bu nedenle aşırı derecede borçlanan, hatta kredi kartı borcu sebebiyle icraya maruz kalan işçinin söz konusu davranışlarının iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden teşkil ettiği sonucuna varmıştır. Yarg. 9. HD, T. 10.10.2006, E.

2006/19150, K. 2006/26792. Yargıtay 16.12.2004 tarihli bir başka kararda ise, işyeri bilgisayarını kullanarak mesai saatleri içinde aynı yerde çalışan bir kadın işçiye edep dışı sözler ve resimler içeren mesajların gönderilmesi iş sözleşmesinin feshi için geçerli neden olarak kabul etmiştir, Yarg. 9. HD, T. 16.12.2004, E. 2004/18435, K. 2004/28069, Savaş, s. 118.

31 belirtilmekteydi130. Zira, iş sözleşmesi, işçiye işverene ait işyeri araçlarını kişisel amaçları için kullanmak zorunda kalması ya da mesai saatleri içerisinde bilgisayar ve interneti kullanarak resmi daire internet sayfalarında işlerini halletmek zorunda olması durumu gibi kullanma hakkı tanımayacağı, kural olarak, işyerindeki telefonunun kullanımında olduğu gibi, bilgisayar ve internetin özel amaçlı kullanımı da yasak olduğu, bu anlamda işçinin işyerindeki bilgisayar ve interneti özel amaçlı kullanımına ilişkin işçinin hukuki hakkı bulunmadığı ileri sürülmekteydi. İşçi, ancak, işyerindeki bilgisayar ve interneti özel amaçlı kullanmasına hak verecek acil durumlarda bunları özel amaçlı kullanabilecektir. Örneğin, işçinin, işyerinde fazla mesaiye kalması ve eve geç kalacağını ailesine e-mail yoluyla bildirmesi, çocuğunun kazaya uğraması durumunda e-mail yoluyla haberleşmek zorunda kalması ya da mesai saatleri içerisinde bilgisayar ve interneti kullanarak resmi daire internet sayfalarında işlerini halletmek zorunda olması durumlarının varlığı halinde işçinin işyerinde internet ve e-mail kullanmasının geçerli olduğu ileri sürülmekteydi131. Dolayısıyla söz konusu yasal düzenlemeler ya da bu acil durumlar ihlal edilmeden işçilerin elektronik postaları ile internet kullanımlarının denetimi ancak dikkatli ve detaylı bir denetim politikası oluşturmak, ölçülülük ilkesine riayet etmek suretiyle ve bunun yanı sıra işçinin rızasının alınması, işin niteliklerinin gerektirmesi hallerinde mümkün olduğu söylenmekteydi132. Ancak Anayasa Mahkemesi konuya ilişkin vermiş olduğu kararda, başvurucunun kişisel e-maillerine işveren tarafından başvurucunun rızası olmaksızın ulaşıldığı, bu içerikler dikkate alınarak iş sözleşmesinin devamının çekilmez hale geldiği gerekçesiyle iş sözleşmesinin feshedildiğini, açılan işe iade istemli tespit davasında söz konusu yazışmaların delil olarak kabul edildiğini, elde ediliş biçimleri dikkate alınmaksızın e-mail içeriklerini inceleyip değerlendiren mahkemece feshin hukuka uygun olduğuna karar verildiğini, mahkeme tarafından özel hayata ilişkin yazışmaların bu şekilde alenileştirildiğini, üçüncü kişiler tarafından özel hayat alanına yapılan haksız müdahale karşısında mahkemece bir korunma sağlanmadığını belirterek Anayasanın 20, 22 ve 25.

maddelerinde tanımlanan hakların ihlal edildiğini ileri sürülmüş ve Anayasa

130 Yusuf Yiğit, ‘‘İşyerinde İnternetin Özel Amaçlı Kullanımı Nedeniyle İş Sözleşmesinin Feshi’’, Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, Cilt 18, Sayı 2, Yıl 2010, s. 170-172.

131 Zeki Okur, ‘‘İşyerinde İşçinin Bilgisayar ve İnternet’i Özel Amaçlı Kullanımının İş İlişkisine Etkisi’’, Kamu-İş, Cilt 8, Sayı 2, 2005, s. 53-54.

132 Savaş, s. 117-118.

32 Mahkemesi özel hayata saygı hakkının ve haberleşmenin gizliliği hakkının ihlal edildiğine hükmetmiştir133.

İşverenin yukarıdaki sınırlamalara aykırı olarak işçiye ait kişisel verileri işlemesi halinde işçi bir takım haklara sahiptir. Öncelikli olarak işçi, Medeni Kanunun 24 ve 25. maddedeki haklarını kullanabileceği gibi 4857 sayılı İş Kanununun 24. maddesinin 2. fıkrası kapsamında, kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi, ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan bir durum taşıdığından, işçi iş sözleşmesini haklı nedenle feshedebilir. Ayrıca işverenin davranışı Türk Ceza Kanunun 132. maddesi ve devamındaki Özel Hayata ve Hayatın Gizli Alanına Karşı Suçlar kapsamına girdiği takdirde işveren suç işlemiş olmaktadır134.

D. İŞÇİNİN İŞYERİNE GETİRDİĞİ EŞYASINI KORUMA BORCU