• Sonuç bulunamadı

Ateş (2000), matematik öğretmenlerinin öğrencilerini derse motive etme yöntemlerini incelediği bir çalışma gerçekleştirmiştir. Yapılandırılmış gözlem formuyla beş deneyimli ve beş deneyimsiz matematik öğretmenini on ders saati gözlemlemiş ve onlarla mülakat yapmıştır. Araştırmanın sonucunda; öğretmenlerin motivasyon yöntem ve teknikleri konusunda yeterince bilgi sahibi olmadıkları, kullandıkları yöntemleri de genellikle farkında olmadan uyguladıkları, bireysel farklılıkları gözetlemediklerinden ve genellikle parmak kaldıran öğrencilerle ders işlediklerinden dolayı başarı güdüsü düşük olan öğrencileri motive edemedikleri tespit edilmiştir. Ayrıca deneyimli öğretmenlerin sözlü notunu kullanarak daha etkili bir dışsal motivasyon sağladıkları, deneyimsiz öğretmenlerin merak uyandırma, kavramsal zıtlık oluşturma ve düşündürücü sorular sorma gibi yöntemleri kullanarak öğrencileri içsel olarak daha iyi motive ettikleri belirtilmiştir. Deneyimli öğretmenlerin derslerinde günlük hayattan alınmış soruları sorarak, deneyimsiz öğretmenlerin ders esnasında sık sık espri yaparak kendilerini öğrencilere sevdirme yoluyla daha etkin motivasyon sağladığı belirtilmiştir.

52

Kolburan-Geçer (2002), öğretmen yakınlığının öğrencilerin başarıları, tutumları ve motivasyon düzeyleri üzerindeki etkisini inceleyen bir çalışma gerçekleştirmiştir. Araştırma da 638 ilköğretim öğrencisine öğretmen yakınlık davranışları ölçeği, tutum ölçeği ve motivasyon ölçeği uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğretmen yakınlık davranışlarının orta düzeyde gösterildiği, motivasyon ile algılanan öğretmen yakınlığı arasında orta düzeyde pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Öğrenciler tarafından algılanan öğretmen yakınlık davranışlarının sırasıyla sosyal bilgiler, yabancı dil, fen ve matematik derslerinde gösterildiği, kız öğrencilerin, öğretmen davranışlarını kendilerine daha yakın algıladıkları, iletişim dersi alan, 20-30 yaş ile 31-40 yaş aralığında olan öğretmenlerin öğrenciler tarafından daha yakın algılandığını belirtmiştir. Ayrıca hizmet süresi 6-10 yıl olan öğretmenlerin hizmet süresi 11-15 yıl olan öğretmenlerden daha yakın olarak algılandığı tespit edilmiştir. Sınıf mevcudu, öğretmenin cinsiyeti ve öğretmenin mezun olduğu okul ile algılanan yakınlık davranışı arasında bir ilişki olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Ceylan (2003), ilköğretim ikinci kademedeki öğrencilerin öğrenmeye yönelik motivasyonlarını etkileyen öğretmen rolleri, sınıfın örgütlenmesi, sınıfın etkileşim düzeni ve sınıf iklimi gibi değişkenlerin öğretmenler tarafından sınıf içinde ne kadar dikkate alındığını belirlemeye yönelik “Sınıfta Motivasyon” çalışmasını gerçekleştirmiştir. Nitel bir araştırma olan çalışmada 2001- 2002 akademik yılında Eskişehir il merkezine bağlı ilköğretim okullarında görev yapan Türkçe ve İngilizce öğretmenlerine gözlem tekniği uygulanmıştır. Araştırma sonucunda sınıf örgütlenmesinde ve sınıf ikliminde Türkçe öğretmenlerinin daha olumlu bir etkiye sahip olduğu, her iki öğretmenin de motivasyon yaklaşım ve modellerine ilişkin bilgilerinin yetersiz olduğundan dolayı, motivasyon değişkenlerini etkili bir şekilde dikkate alamadıkları belirtilmiştir.

Dede ve Argün (2004), öğrencilerin matematiğe yönelik içsel ve dışsal motivasyonları arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışma gerçekleştirmiştir. Araştırma da Ankara il merkezinde bulunan bir ilköğretim okulunda okuyan 7. sınıf öğrencilerine 26 maddeden oluşan motivasyon ölçeği 4 hafta ara ile uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin matematiğe yönelik dışsal motivasyonlarını arttırıcı faktörlerin, öğrencilerin matematiğe yönelik içsel motivasyonlarında bir azalmaya/artmaya neden olmadığı tespit edilerek, öğrencilerin matematik öğretiminde dışsal eğilimlerinden daha çok içsel eğilimlerini harekete geçirecek şekilde yapılmasını istediklerini belirtilmiştir.

53

Yeşilyaprak (2004), öğretmen ve öğrenci arasındaki iletişimin etkinliğine bağlı olarak öğrencilerin motivasyonlarına etki eden faktörleri belirlemek amacıyla bir çalışma gerçekleştirmiştir. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde okumakta olan 73 öğrenciyle yüz yüze görüşme tekniği ve anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin öğretmenleriyle iletişime girmelerinde öğretmenlerin yaklaşımının önemli olduğu belirtilmiş, öğrenciler tarafından sevilen öğretmenlerin olumlu özellikleri öğrenciler tarafından derste sıkmaması, kolay iletişim kurması, arkadaş gibi davranması, güler yüzlü, ilgili olması, derse hakim olup, katılımı sağlaması olarak belirtilirken, hoşlanılmayan öğretmenin olumsuz özellikleri olarak öğretmenin iletişim kuramaması, dersi kötü anlatması, öğrencilerin düşüncelerine önem vermemesi, sert ve sinirli olması olarak belirtilmektedir. Ayrıca öğretmen ve öğrenci arasındaki iletişimin niteliğinin motivasyon üzerinde etkili olduğu; Öğretmeniyle kolay iletişim kuran, dersle ve ders dışı bir takım konularda konuşabilen, güler yüzlü, akıcı ve anlaşılır bir dil kullanan öğretmenlerin öğrenci motivasyonu üzerinde olumlu etkisi olduğu belirtilmiştir. Derste işlenen konuyla ilgili temel bilgiler öğretmen tarafından verildikten sonra çift yönlü iletişim ve karşılıklı geribildirim akışının sağlandığı tartışma ortamlarında, ilgilerinin konuya çekildiği, işenen dersin gelecekte sahip olunacak meslekle ya da güncel hayatla ilişkisinin kurulmasının öğrenciler tarafından daha motive edici olduğunun dile getirildiği belirtilmiştir.

Aktaş (2007), ortaöğretim öğrencilerinin algıladıkları öğretmen yakınlığı ile motivasyon düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik bir çalışma gerçekleştirmiştir. Tarama modelinde gerçekleştirilen çalışma da 2005-2006 eğitim öğretim yılı İstanbul ilinde 385’i erkek, 261’i kız olmak üzere toplam 746 lise öğrencisine ölçek uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin motivasyon düzeylerinin cinsiyet, anne-baba eğitim düzeyi ve lise türü değişkenine göre farklılık göstermediği, sınıf mevcudu değişkeninde 26-30 kişi mevcutlu sınıfların 25 ve altı kişi mevcutlu sınıflara ve 41 ve üstü kişi mevcutlu sınıflara göre daha motive oldukları tespit edilmiştir. Öğretmen yakınlık düzeyi ile motivasyon arasında ilişki olduğu belirlenirken öğrencilerin algıladıkları öğretmen yakınlık davranışlarının öğretmen cinsiyeti değişkeninde erkek öğretmen lehine olduğu, lise türü değişkeninde meslek lisesi ile diğer lise türleri arasında meslek lisesi lehine gerçekleştiği, anne eğitim düzeyi arttıkça öğrencilerin algıladıkları öğretmen yakınlık davranışlarında artış olduğu ve sınıf mevcudu azaldıkça algılanan öğretmen yakınlık davranışının arttığı belirtilmiştir.

54

Özsöz (2007), öğrenci motivasyonunu etkileyen öğretmen özellikleri ve bu özelliklerle ilgili öğretmen farkındalığını inceleyen bir çalışma gerçekleştirmiştir. Nitel bir çalışma olarak gerçekleştirilen araştırmada Marmara Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulunda görev yapan on eğitimci ile görüşülmüş ve sınıf gözlemleri yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda içsel motivasyonu sağlayıcı unsurlara dair öğretmen farkındalığının az olduğu, uygulamada başarılı olacağını düşündükleri motivasyon stratejilerini uygulamayan veya uygulamaktan çekinen öğretmenlerin olduğu belirtilirken, notlandırmayı ve sınıfta alınan yoklamayı birer tehdit unsuru olarak kullanan, kitaba sıkı sıkıya bağlı kalarak tek düzeliğe sebebiyet veren ve ders süresince öğrencinin etkin katılımını sağlamak için bir çaba içine girmeyen öğretmenlerin, öğrenci motivasyonunda olumsuz etkiler bıraktığı tespit edilmiştir.

Vural (2007), öğretmenlerin ve öğrencilerin motive edici öğretmen davranışları hakkındaki algılarını inceleyen bir çalışma gerçekleştirmiştir. Erciyes Üniversitesi Yabancı Diller Yüksek Okulunda okumakta olan 138 öğrenci ve 7 öğretmene anket ve görüşme tekniği uygulanmıştır. Öğretmenler ve öğrenciler; iyi bir öğretmen-öğrenci ilişkisi ile öğretmenlerin arkadaşça ve destekleyici olmalarının en motive edici davranışlar olduğunu belirtmiştir. Ayrıca öğretmenler öğrencileri daha çok çalışmaları konusunda teşvik etmenin ve önceden belirlenmiş bir amaca doğru çalışmalarını istemenin öğrenciler için motive edici olduğunu düşünmelerine rağmen, öğrencilerin bu davranışları öğretmenleri kadar motive edici bulmadıkları tespit edilmiştir.

Yaman ve Dede (2007), öğrencilerin fen ve teknoloji ile matematik dersine yönelik motivasyonlarının cinsiyet, sınıf düzeyi ve sevilen ders değişkenlerine göre farklılığının incelendiği bir çalışma gerçekleştirmişlerdir. 2005-2006 eğitim-öğretim yılında Sivas il merkezinde ilköğretim 6., 7. ve 8. sınıflarda öğrenim gören ve gönüllülük esasına göre seçilen 740 öğrenciye araştırmacılar tarafından geliştirilen ölçek uygulanmıştır. Araştırma sonucunda fen ve teknoloji ile matematik dersini seven öğrencilerin fen ile matematik öğrenmeye yönelik motivasyonlarının diğer dersleri seven öğrencilere göre daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca matematik dersinde kız öğrencilerin erkek öğrenciler göre motivasyon düzeylerinin daha yüksek olduğu, sınıf seviyesi arttıkça matematik dersine yönelik motivasyon düzeylerinin azaldığı belirtilmiştir.

Kaya (2009), 6-7 ve 8. sınıflarda matematik öğretiminde başarıyı olumsuz etkileyecek iletişim çatışmalarını incelemek amacıyla bir çalışma gerçekleştirmiştir. Betimsel tarama modelinde gerçekleştirilen araştırma da 2008-2009 eğitim öğretim yılı Van ilinde 12’si il,

55

9’u ilçe ve 10’u köy olmak üzere 31 okulda 60 matematik öğretmeni ve 360 öğrenciye anket uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğretmenlerin; öğrencilerin olumsuz davranışları karşısında sinirlenmesinin, öğrencilere sınıf içi etkinliklerle ilgili tartışma fırsatı vermemesinin, öğrencilerle konuşurken dikkatini onlara vermemesinin, sınıf içi iletişimde mesajların içeriğine duygu ve düşüncelerini yeterince katmamasının, ders esnasında öğrencilere davranışlarıyla ilgili eleştiri ve uyarılarda bulunmasının ve başarısızlık gösteren öğrencileri kendi haline bırakmasının matematik öğretiminde iletişim çatışmasına yol açtığı belirtilmiştir. Ayrıca öğretmen tarafından öğrencilere eşit ve saygılı davranıldığında, öğrencilerin inanç ve değerlerini göz önünde bulundurulduğunda, öğretmen sınıfta düşüncelerini öğrencilerin algı düzeyine uygun belirttiğinde, öğrencilerine güler yüzlü ve içten davrandığında, öğrencileriyle göz teması kurduğunda, her öğrenciye ismiyle hitap ettiğinde iletişim çatışmalarının yaşanmadığını belirtmiştir.

Karaca (2010), ortaöğretim kurumlarında görev yapan matematik öğretmenlerinin öğrenci motivasyonuna etkisini belirlemek amacıyla bir çalışma gerçekleştirmiştir. Araştırma da 2009-2010 yılı İstanbul il merkezinde bulunan genel ve özel liselerden random ile seçilen 140 matematik öğretmenine anket uygulanmıştır. Araştırma sonucunda “Öğrencileri başarıları hakkında bilgilendiririm” maddesinde bayan öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre daha fazla olumlu görüş bildirdikleri; “Güler yüzle sınıfa girerim”, “Öğrencilerin fikirlerini özgürce söylemelerine fırsat veririm”, “Öğrencilere matematikle ilgili anlamayı kolaylaştırıcı renkli animasyon ve slaytlar hazırlarım” ve “Öğrencilerin özel sorunlarını dinler, yardımcı olmaya çalışırım” maddelerine yüksek lisans mezunu öğretmenlerin, fakülte mezunu veya meslek yüksek okulu mezunu öğretmenlerden daha fazla olumlu görüş bildirdikleri; “Matematik yazılı sorularını sınıfta öğrencilerle birlikte çözerim” ve “Öğrencilerin matematik dersi esnasında araç gereç kullanmalarına (cetvel, pergel, bilgisayar) sınırsız izin veririm” maddelerine ise fakülte mezunu öğretmenlerin daha fazla olumlu görüş bildirdikleri; “Öğrencilerin hesap makinesinden faydalanmasına izin veririm” maddesine meslek yüksek okulu mezunu olan öğretmenlerin daha fazla olumlu görüş bildirdikleri belirtilmiştir. Ayrıca mesleki kıdemi 1-5 yıl arasında olan öğretmenlerin “Sınıfımda öğrenci sayısı fazla olmasına rağmen her öğrenciye vakit ayırabilirim” ve “Öğrencilere matematikle ilgili anlamayı kolaylaştırıcı renkli animasyon ve slaytlar hazırlarım” maddeleri daha ileri mesleki kıdeme sahip olan öğretmenlerden daha fazla olumlu görüş bildirdikleri tespit edilmiştir.

56

Gökçe, Öztuna ve Elhan (2011), öğrencileri sınıf ortamında motive eden iç ve dış motivasyon faktörlerini belirlemek amacıyla Harter’in “Sınıf Ortamında İçsel Motivasyona karşı Dışsal Motivasyon Ölçeğinin” Türkiye’deki İlköğretim okullarına adaptasyonu üzerine bir çalışma gerçekleştirmiştir. Araştırma da Ankara ili merkez ilçelerindeki resmi ve özel okullarda öğrenim gören 979 3.-8. sınıf öğrencilerine ölçek uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda ölçeğin Türkiye’ de ilköğretim okullarındaki öğrencilerin içsel ve dışsal motivasyon düzeylerinin belirlenmesinde kullanılabilir olduğu görülürken özel okulda okuyanların devlet okulunda okuyanlara göre; sınıf düzeyi yüksek olanların sınıf düzeyi düşük olanlara göre; ailenin ekonomik düzeyi yüksek olan öğrencilerin düşük olan öğrencilere göre daha yüksek motivasyona sahip olduğu tespit edilmiştir.

Kılıç (2011), ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin matematik başarıları, genel başarıları, matematik dersine yönelik motivasyonları, tutumları ve matematik kaygıları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla bir çalışma gerçekleştirmiştir. İlişkisel tarama modelinde gerçekleştirilen araştırma için 2010-2011 eğitim öğretim yılı Kırşehir il merkezinde bulunan 6 ilköğretim okulunda okumakta olan 262 öğrenciye Matematik Kaygı Ölçeği, Matematik Tutum Ölçeği ve Güdülenme Ölçeği uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda ilköğretim ikinci kademe öğrencilerinin matematik notları ile matematik dersine yönelik motivasyonları arasında pozitif ve orta düzeyde bir ilişki olduğu, cinsiyet faktöründe erkek öğrenci lehine anlamlı farklılığın olduğu belirtilmiştir. Yorgancı (2011), öğretmenlerin, öğretmen adaylarının ve öğrencilerin motivasyonu algılama farklılıklarını belirlemeyi amaçladığı çalışmasında nitel araştırma yöntemlerinden yapılandırılmış görüşme tekniği kullanmıştır. Öğretim ortamında motivasyonun önemli bir yere sahip olduğunu ortaya koyduğu çalışmasında öğretmen ve öğrencinin iletişiminin sağlıklı olmasının öğrencilerin içsel olarak motive olmalarında etkili olduğunu ve öğretmenlerin derslerini yaşamla ilişkili etkinliklerle ve çeşitli stratejilerle işlemelerinin öğrenciyi daha kolay motive ettiğini belirtmiştir. Ayrıca motive olmayan öğrencilerle sorunların çözümünde öğretmenlerin sınıf yönetiminde süreç odaklı çalışmaları gerektiği söylemiştir.

Taşçı (2012), dershaneye giden 8. sınıf öğrencilerinin; içsel ve dışsal motivasyon düzeylerini belirlemek, içsel ve dışsal motivasyon ile akademik başarının karşılaştırılmasına yönelik bir çalışma gerçekleştirmiştir. Tarama modelinde gerçekleştirilen araştırmada 2011-2012 eğitim öğretim yılında İstanbul ilinde dershaneye giden 308 öğrenciye ölçek uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğrencilerin

57

motivasyonları ile akademik başarıları arasında pozitif bir ilişki olduğu; dışsal motivasyon düzeyi ile cinsiyet arasında anlamlı bir farklılık bulunmadığı, içsel motivasyon düzeyinde kız öğrenciler lehine anlamlı farklılık bulunduğu belirtilmiştir. Ayrıca öğrencilerin içsel ve dışsal motivasyon düzeyleriyle babalarının öğrenim durumları ile meslekleri arasında ve dışsal motivasyon düzeyiyle annelerinin öğrenim durumu arasında anlamlı farklılık görülmediği, içsel motivasyon düzeyiyle annelerinin öğrenim durumu arasında okur- yazar olmayan annelerin lehine anlamlı farklılık görüldüğü tespit edilmiştir.

Ada (2013), matematik dersi ve matematik dersinin öğretilmesinde en önemli faktör olan matematik öğretmenine yönelik öğrenci algılarının metaforlar yardımıyla belirlenmesini amaçlayan bir çalışma gerçekleştirmiştir. Nitel bir çalışma olan araştırmada 2011-2012 yılı Ankara ili merkez ilçelerinde (Çankaya, Keçiören, Yenimahalle, Gölbaşı, Mamak) 10 farklı özel eğitim kurumunda öğrenim gören 640 öğrenci ye araştırmacı tarafından geliştirilen anket uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda matematik ve matematik öğretmenini algılayış şeklinin sınıf düzeyi ve baba eğitim seviyesi artıkça olumsuzlaştığı tespit edilmiştir. Matematik dersine yönelik “aşamalı bir ders olarak matematik”, “birçok konuyu içeren bir ders olarak matematik”, “kolay-eğlenceli bir ders olarak matematik”, “zekâ gerektiren bir ders olarak matematik” ve “zor-sıkıcı bir ders olarak matematik” temaları oluşturulmuş, öğrenciler tarafından en çok tercih edilen temanın “zor-sıkıcı bir ders olarak matematik” teması olduğu belirtilmiştir. Ayrıca matematik öğretmenine yönelik oluşturulan temalar içerisinde “zeki bir insan olarak matematik öğretmeni” temasının en çok tercih edilen tema olduğu belirtilmiştir.

Kahraman (2014), öğrencilerin motive edici öğretmen davranışları hakkındaki algılarını belirlemek üzere bir çalışma gerçekleştirmiştir. Tarama modelinde gerçekleştirilen çalışmada 351 öğrenciye anket uygulamıştır. Çalışmanın sonucunda; öğretmenin kişisel özellikleri ile ilgili davranışların öğrenciler tarafından en çok motive edici davranışlar olarak algılandığı, öğrencilerin öğretmenin ders anlatma tarzı ile alakalı davranışları çok motive edici bulmadıkları belirtilmiştir. Ayrıca, kız öğrencilerin öğretmenin ders anlatma tarzı, ödev verme ve değerlendirme konusundaki algıları daha olumlu iken, öğretmenin bireysel özellikleri, öğretmenin öğrencilere yaklaşımı, öğretmenin değerlendirme yöntemleri ve hatalara karşı yaklaşımında kız ve erkek öğrencilerin görüşlerinde anlamlı bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir.

Partlak (2014), öğrencilerin ve öğretmenlerin algılarına göre en çok ve en az motive edici öğretmen davranışlarını belirlemeye yönelik bir çalışma gerçekleştirmiştir. Ufuk

58

Üniversitesi hazırlık bölümünde okuyan 299 öğrenciye ve okulda çalışan 17 öğretmene “Motive Edici Öğretmen Algısı” ölçeği uygulanmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin öğrenciler ile iyi ilişkiler içinde olması, istekli ve içten davranışlarıyla öğrencilere iyi bir örnek oluşturması gibi belirli öğretmen davranışlarının; öğrenciler ve öğretmenler tarafından benzer şekilde algılandığı tespit edilmiştir. Ayrıca, öğretmenlerin, motive edici öğretmen davranışlarını daha güdüleyici buldukları belirtilmiştir.

Yerlikaya (2014), ilkokul 4 ve ortaokul 5. Sınıf öğrencilerinin motivasyon düzeyinin belirlenmesi ve motivasyonun çeşitli değişkenlerle ilişkisinin incelenmesini amaçladığı bir çalışma gerçekleştirmiştir. 2013-2014 eğitim öğretim yılında Adıyaman il merkezinde 12 ilkokul ve 12 ortaokulda öğrenim gören 672 öğrenciye ölçek uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda ilkokul ve ortaokul öğrencilerinin motivasyon düzeyinde kız öğrencilerin motivasyon düzeylerinin erkek öğrencilerden daha yüksek olduğu, anne-baba eğitim düzeyi arttıkça motivasyonun arttığı, kardeş sayısı arttıkça motivasyon düzeyinin azaldığı, çalışma odasına sahip olan öğrencilerin çalışma odasına sahip olmayan öğrencilere göre motivasyonunun daha yüksek olduğu ve okul öncesi eğitim alan öğrencilerin motivasyon düzeyinin daha yüksek olduğunu belirtirken; öğrenim gördükleri sınıf düzeyinin motivasyon üzerinde anlamlı bir farklılığa yol açmadığı tespit edilmiştir.

Çolak ve Cırık (2015), içsel-dışsal motivasyon ölçeğinin uyarlanması ve uyarlanan ölçek aracılığıyla içsel ve dışsal motivasyonun, cinsiyet, öğrenim düzeyi ve akademik başarı ile ilişkisinin belirlenmesi amaçladıkları bir çalışma gerçekleştirmiştir. Tarama türünde gerçekleştirilen çalışmada 2013-2014 öğretim yılı İstanbul ili Kağıthane ve Küçükçekmece ilçelerinde öğrenim gören 994 öğrenciye ölçek uygulanmıştır. Araştırmanın sonucunda dışsal motivasyon boyutunda cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık gözlenmezken; içsel motivasyon boyutunda kızların erkeklere göre daha yüksek puan aldıkları; öğrenim düzeyi değişkeni açısından 5. sınıfların diğer sınıflara göre dışsal motivasyon boyutunda daha düşük puan alırken, içsel motivasyon boyutunda daha yüksek puan aldıkları; akademik başarı değişkeni açısından değerlendirildiğinde, dışsal motivasyon açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmadığı; içsel motivasyon boyutunda ise teşekkür ve takdir belgesi alan öğrencilerin, almayanlara göre daha yüksek puan aldıkları belirtilmiştir.

Budak (2016), ilkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin matematik dersindeki akademik başarıları ile öğrencilerin öz düzenleme stratejileri, biliş üstü becerileri ve motivasyonları arasındaki ilişkiyi belirlemeye yönelik bir çalışma gerçekleştirmiştir. Korelasyonel araştırma türünde gerçekleştirilen çalışmada 2014-2015 eğitim öğretim yılı Bitlis ilinden

59

rastgele seçilmiş dört ilkokulun dördüncü sınıf öğrencilerine ölçekler uygulanmıştır. Araştırma sonucunda motivasyonun matematik dersi akademik başarının bir yordayıcısı olduğu belirtilirken, motivasyon ile öğrenci cinsiyeti ve anne-baba eğitim düzeyi arasında anlamlı bir farklılığın olmadığı belirtilmiştir.

Benzer Belgeler