• Sonuç bulunamadı

Hz Peygamber’in Evliliğinin Sınırlandırılması

3. SAYI VE KEYFİYET BAKIMINDAN HZ PEYGAMBERİN EVLİLİKLERİ

3.1. HZ PEYGAMBER'İN EVLENEBİLECEĞİ KADINLAR VE DÖRTTEN FAZLA

3.1.3. Hz Peygamber’in Evliliğinin Sınırlandırılması

Konuyla ilgili âyet-i kerimede şöyle buyurulmaktadır:

َم َّلَِا َّنُهُنْسُح َكَبَجْعَا ْوَل َو ٍجا َو ْزَا ْنِم َّنِهِب َلَّدَبَت ْنَا َُٓلَ َو ُدْعَب ْنِم ُءآَُسِ نلا َكَل ُّل ِحَي َلَ ُ هاللّٰ َناَك َو َْۜكُني ۪مَي ْتَكَلَم ا

ًً۟ابـي۪ق َر ٍءْيَش ِ لُك ىٰلَع

"Bundan sonra sana kadınlar helâl olmaz; mülkiyetin altında bulunanlar dışında kadınlarını, güzellikleri hoşuna gitse bile başka eşlerle değiştirmen de helâl olmaz. Allah her şeyi görüp gözetmektedir."61

Bu âyet, tahyir âyetlerinden sonra mü'minlerin annelerine ödül olarak nâzil olmuştur. Şöyleki Resûlullah (s.a.) onlara bir tercihte bulunmaları gerektiğini tebliğ ettiğinde onlar, Allah'ı, Rasulünü ve ahiret yurdunu tercih etmişti. Mü'minlerin annelerinin sergiledikleri bu güzel davranışlarından razı olunduğunu bildiren bir mükâfat olarak bu âyet inmiştir.62 Bu âyet-i kerimede zikredilen ödül, Resûlullah'a

58 Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, C. XVIII, s. 280. 59 Âlûsî, Rûhu’l-meânî, C. X, s. 239. 60 Bikâî, Nazmü'd-dürer, C. XV, s. 387. 61 el-Ahzâb 33/52

62 Mâverdî, en-Nüket, IV, s. 416; Kuşeyrî, Letâif, C. III, s. 43; Âlûsî, Rûhu’l-meânî, C. XI, s. 238;

126

evlilikle ilgili konulan iki yasaktı. Bunlardan ilki yeni bir evlilik yapması, diğeri eşlerinden birini boşayıp yerine başkasıyla evlenmesiydi.

Bu iki hususun tefsirlerdeki izahı şöyledir:

Âyet-i kerimede geçen,"…Bundan sonra sana kadınlar helal olmaz…" cümlesinden maksadın ne olduğu veya helal olmayan kadınların kim olduğu ile ilgili iki farklı yorum bulunmaktadır. Bu yorumların farklı olmasının sebebi, âyet-i kerimedeki " ُدعب نم" zarfının cümleden kaldırılmış olan tamamlayan bölümüdür. Buradan kaldırılan kelime yahut cümleye göre âyet-i kerime anlam kazanmaktadır.

1- Bu âyet-i kerimenin mü'minlerin annelerine ödül olarak nâzil olmuğunu gösteren rivayetler esas alındığı taktirde buradan, "seni tercih eden kadınlar" cümlesi kaldırılmıştır. Buna göre mana, "Tahyîr âyetlerinden sonra seni tercih eden dokuz hanımının dışında herhangi bir kadınla evlenmen sana helal değildir" şeklinde olur. Dolayısıyla bu dokuz hanım Hz. Peygamber'e, Hz. Peygamber'de onlara özel hale gelmiştir.63 Böylece Allah mü'minlerin annelerine Hz. Peygamber'in vefatının ardından başkasıyla evlenmeyi haram kıldığı gibi Hz. Peygamber'e de bu dokuz hanımı dışında bir evlilik yapmasını haram kılmıştır.64 Bu hüküm adeta mü'minlerin annelerine dünyada verilen mükafattır.65

2- Kaynaklarda geçen ikinci izaha göre, âyet-i kerimede geçen, "… bundan

sonra…" ifadesinden maksat 50. âyette zikredilen dört grub kadındır. Hz.

Peygamber yeni bir evlilik yapmak istediğinde bu kadınların dışında biriyle evlenmesi helal değildir. Buna göre Resûlullah'a yeni bir evlilik helaldir. Haram olan şey, bu dört grubun dışında kalan yahudi, hristiyan ve müşrik kadınlarla evlenmesidir.66

63 Mukâtil, a.g.e., C. III, s. 503; Taberî, Câmiʿü’l-beyân, C. X, s. 316; Ebû Bekir İbnü'lArabî,

Ahkâm, C. III, s. 608; Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, C. XVIII, s. 282; Abdülmecid eş-Şeyh Abdülbârî, er- Rivâyâtü’t-tefsîriyye fî Fethi’l-bârî, C. II, s. 942; Suyûtî, Dürrü'l-Mensûr, C. XII, s. 101; Elmalılı, Hak Dini, C. VI, s. 563; Ayrıca bkz. Useymin, Sûretü’l-Ahzâb, s. 407- 412.

64 Şevkânî, Fetü'l-kadîr, C. IV, s. 293.

65 Ebussuûd, İrşâd, C. VII, s. 111; Useymin, Sûretü’l-Ahzâb, s. 408.

66 Begavî, Meâlim, C. VI, s. 367; Ebû Bekir İbnü'lArabî, Ahkâm, C. III, s. 607; Kurtubî, el-Câmi', C.

127

Âyet-i kerimede Hz. Peygamber'e konulan ikinci yasak tebeddüldür. Tebeddül, Hz. Peygamber'in eşlerinden birini boşayıp daha sonra yerine başka bir hanım almasıdır. Yani bu âyetin ödül olduğunu belirten rivayetler esas alındığında Resûlullah'a yeni bir evlilik helal olmadığı gibi nikahında bulunanlardan birini boşayıp onun yerine başka biriyle evlenmeside haram kılınmıştır.67

Ancak Hz. Peygamber'e yeni bir evlilik yapmasını helal görenlere göre tebeddül, nikahında bulunan bir hanımı boşayarak yeni bir evlilik yapmasıdır. Helal olmayan tebeddül budur.68 Yahut, 50. âyette sayılan dört sınıf kadın dışında kalan biriyle evlenmesidir. Resûlullah'a helal olan bu kadınları bırakıp onların yerine yahudi, hristiyan ve müşrik kadınlarla evlenmesidir ki haram olanda budur.

Bazı rivayetlerde âyet-i kerimedeki tebeddülden maksat, câhiliye geleneklerinden olan "karşılıklı eş değiştirme" şeklinde geçmektedir.69 Ancak âyetin bağlamına uygun olan, Hz. Peygamber'in yeni bir evlilik yapmak istediğinde sayıyı korumak adına hanımlarından birini boşamasının haram olmasıdır.70

Bu âyetin mü'minlerin annelerine ödül olarak nazil olduğunu içeren rivayetler, sıhhat açısından daha kuvvetli ve kaynaklarda âyetin ilk izahı olarak verilmiştir. Evliliği sınırlandıran Nisâ sûresi 4/3 âyetinden sonra nâzil olması bu âyetlerin Hz. Peygamber'in evliliğini sınırlandırmak için indirildiğini göstermektedir.71 Ayrıca bu âyet, tahyir âyetlerinden ve Mekke'nin fethinden sonra en erken Hicrî 8. yılda nâzil oluşu, Hz. Peygamber'in son evliliği kazâ umresi dönüşü Hz. Meymûne ile Hicrî 7. yılda gerçekleştiği ve vefatına kadar başka evlilik yapmaması, ilk yorumu yani Hz. Peygamber'in dokuz eşi üzerine yeni evlilik yapması veya birini boşayıp yerine başkasını almasının haram oluşu görüşünü kuvvetlendirmektedir.

Cenâb-ı Hak Resûlullah'a cariyeleri hususunda diğer mü'minlerde olduğu gibi sayı sınırlaması getirmemiştir.

67 Mukâtil, a.g.e., C. III, s. 503; Râzî, Mefâtîhu’l-gayb, C. XVIII, s. 282; Hâzin, Lübâb, C. III, s.

478.

68 Taberî, Câmiʿü’l-beyân, C. X, s. 320; İbn Âşûr, et-Tahrîr, C. XXII, s. 79. 69 Taberî, Câmiʿü’l-beyân, C. X, s. 319; Kurtubî, el-Câmi', C. XIV, s. 142. 70 Derveze, et-Tefsîrü'l-hadîs, C. VII, s. 404.

128

"Allah her şeyi hakkıyla görüp gözetendir."

Bu âyet-i kerimeyle ilgili yapılan tartışmalardan biride Hz. Peygamber'e getirilen evlilik yasağı onun vefatına kadar devam etti mi, yoksa bu yasak bir süre sonra kaldırıldı mı konusudur. Bir başka ifadeyle bu âyet muhkem mi yoksa mensuh mudur.72 Konumuz olmaması sebebiyle ayrıntıya girmeyerek konuya kısaca değineceğiz.

Birinci görüşe göre bu âyet muhkemdir. Çünkü bu âyet, tahyir âyetlerinde mü'minlerin annelerinin yaptıkları tercihe mükâfat olarak nâzil olmuştur. Onlar, Resûlullah'ın dünya ve âhirette eşi kalmayı güvence altına aldıkları gibi Hz. Peygamber'in de başka evlilik yapması ve onlardan birini boşaması yasaklanarak hanımlarına ödül verilmiş ve bu durum Peygamber'in vefatına kadar devam etmiştir.73 Hz. Peygamber'in vefatının ardından eşlerinin evlilik yapması haram olduğu gibi Resûlullah'a da yaşarken başka biriyle evlenmesi yasaklanmıştır.74 Vehbe Zuhaylî, "bu âyette kesinlikle neshin olmadığını çünkü nesihte aranan iki temel şartın bu âyette bulunmadığını" söylemiştir. Bu şartlar:

1- Nâsihin mensuhtan sonra geldiğinin kanıtlanması. 2- Aralarında te'lifi imkansız çelişkinin bulunmasıdır.75

Taberî, bu âyetle Hz.Peygamber'e yeni bir evlilik haram kılınmadığını, bilakis 50. âyet-i kerimede sayılan dört sınıfın dışında biriyle evlenmesi yasaklanmış olduğunu söylemiştir. Âyetler arasında çelişki bulunmadığı için uzlaştırılabildiğini bu sebeble burada neshten bahsetmenin uygun olmadığını belirtmiştir.76

72 Muhkem, hükmü yürürlükten kaldırılmayan; mensuh, hükmü yürürlükten kaldırılan âyetlere denir.

Geniş bilgi için bkz. Muhsin Demirci, Tefsir Usûlü, 3. bs., İstanbul, İfav yayınları,2003, s. 160-178.

73 Beyzâvî, Envâr, C. IV, s. 236; Ebû Hayyân, Bahrü'l-Muhît, C. VII, s. 324; Âlûsî, Rûhu’l-meânî,

C. XI, s. 243.

74 Ebû Bekir İbnü'lArabî, Ahkâm, C. III, s. 608; Şevkânî, Fethü'l-kadîr, C. IV, s. 293;

75 Vehbe Zühaylî, Tefsîr-i münîr, C. XI, s. 374. Ayrıca bkz. Zekiyyüddin Şa’bân, İslam Hukuk

İlminin Esasları, trc. İbrahim Kâfi Dönmez, Ankara, TDV, 1996, s. 433; Hayrettin Karaman, Fıkıh Usûlü, İstanbul, Ensar, 2010, s. 227.

129

İkinci görüşe göre bu âyet mensuhtur. Ancak nâsihinin ne olduğu konusunda ihtilaf vardır.77 Hz. Âişe'nin rivayet ettiği, "Resûlullah, hanımlar kendisine helal kılınmadan vefat etmedi" hadisidir. Bu görüş, hadisin Kur'ân'ı neshedebileceğini kabul edenlere aittir.78 Ancak Ebû Bekir İbnü'l-Arabî, bu hadisin zayıf olduğunu dolayısıyla nâsih olamayacağını söylemiştir.79 Hz. Peygamber’in hayatı bu âyetin muhkem olduğunu göstermektedir.