Hz İsa’nın Ölmediğini ve Göğe Yükseltildiğini İddia Edenler

Hz. İsa’nın akıbeti konusunda ayetlerde geçen “teveffa” ve “ref” kelimeleri, anlamları bakımından müfessirler arasında tartışma konusu olmuştur. Bu bağlamda Hz.

285 _{Al-i İmran Suresi, 55.} 286 _{Nisa Suresi, 156-159.} 287 _{Maide Suresi, 116-117.}

İsa’nın bedenen ölmediği ve Allah katına bu şekilde yükseltildiği düşüncesini kabul edenler bahsi geçen iki kelimeye bu minvalde anlamlar yüklemişlerdir. İbn-i Kesir, tefsirinde Katade, İbn-i İshak, Varrak, İbn-i Cüreyc gibi âlimlerin bu konu hakkındaki görüşlerini de naklederek Allah tarafından Hz. İsa’nın uyutulmadan ve öldürülmeden göğe çekilmiş olduğu kanaatini öne sürer.288 _{Ona göre, kendisini tutuklamaya gelen}

askerleri gören Hz. İsa, yanında bulunan havarilerine, “Hanginiz benim benzerim

kılınırsa o, cennette benim arkadaşımdır.” demiştir. İçlerinden bir genç buna talip olur

ama Hz. İsa onun yaşını küçük gördüğünden dolayı bu sözünü tekrar eder. İkinci ve üçüncü söyleyişten sonra o gençten başkasının ortaya çıkmadığını gören Hz. İsa, onu seçer. Allah da ona Hz. İsa’nın benzerliğini verir. Daha sonra evin tavanı açılır, Hz. İsa’yı bir uyku hali kaplar ve o halde iken göğe yükseltilir. Bundan sonra evde bulunan grup dışarı çıkar ve dışarıdaki askerler o genci gördüklerinde Hz. İsa sanarak geceleyin alıp onu asarlar.289

İbn-i Kesir, Hz. İsa’nın Allah tarafından kendi katına yükseltildiğinde kendisine bir çelenk giydirildiğini, yemek içmek arzularından sıyrıldığını ve meleklerle beraber uçtuğunu ifade etmektedir. Ona göre Hz. İsa artık melek şeklinde bir insan, gökyüzünün de bir yerlisidir. Bu konuda kendisi Vehb bin Münebbih’in şu sözlerini aktarır: “İsa

Aleyhisselam otuz yaşlarının başında iken peygamber olarak gönderildi. Allah onu otuz üç yaşında iken göğe çekti. Peygamberliği toplam üç sene idi. Denilirse ki, Allah Teâlâ İsa Aleyhisselam’ı göğe çektikten sonra, niçin tekrar yeryüzüne indirmemiştir? Denilir ki: Allah onu, tekrar yeryüzüne indirmeyi sona bırakmasının sebebi kıyamet alameti olması ve umumi velayetin hatemi bulunması içindir… Yahudiler ve Hıristiyanlar o zaman ona inanırlar ve Allah onunla nübüvvet dönemini yeniler. Mehdi ve Kehf ashabı ona hizmet eder. Evlenir çoluğu çocuğu olur, Muhammed Aleyhisselam’ın ümmeti arasına girer, velayet cihetinden onun velilerinin hatemi ve varisi olur.”290

Taberi’ye göre Âl-i İmran suresinin 55. ayetinde yer alan “vefat ettireceğim” tabiri “Seni yeryüzünden kaldırıp kendime yükselteceğim.” manasına gelmektedir. Taberi, Hz. İsa’nın tekrar dünyaya geleceğine, Deccal’i öldüreceğine, belli bir müddet

288 _{İbn-i Kesir, Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri, c. 4, (çev. Bekir Karlığa, Bedreddin Çetiner), İstanbul,}

1994, s. 1259-1263.

289 _{İbn-i Kesir, a.g.e., c. 5, s. 1983.} 290 _{İbn-i Kesir, a.g.e., c. 5, s. 2006-2007.}

yaşadıktan sonra öleceğine ve Müslümanların onun cenaze namazını kılıp defnedeceklerine dair görüşünü, Resulullah’tan gelen hadislere dayandırır.291

Hz. İsa’nın akıbeti noktasında Taberi, İsa’yı öldürmeye gelenler için, onunla birlikte evde bulunan herkesin ona benzer hale geldiğini, Yahudilerin onlardan birini İsa zannederek öldürdüklerini, Hıristiyanların da, İsa’nın öldüğünü zannettiklerini, aslında ise İsa’nın göğe çekildiğini ifade etmektedir.292

Celaleyn tefsirine göre, Allah Hz. İsa’yı ölüm olmaksızın dünyadan kendi katına yükseltmiştir. Olayın gerçekleşmesi ise şöyle olmuştur: “Allah Teâlâ ona bir bulut

yolladı ve o bulut onu semaya kaldırırken (o sırada) annesi ona asılıp ağladı. İsa (a.s) da ona dedi ki: ‘Muhakkak ki kıyamet ikimizi bir araya getirecektir.’ Bu hadise Kadir Gecesi’nde Beytülmakdis’te olmuştur. İsa (a.s) da otuz üç yaşında idi. Annesi de ondan sonra altı yıl daha yaşadı. Buhari ve Müslim şu hadisi rivayet etti: ‘Şüphesiz ki İsa (a.s) kıyamete yakın inecek, Peygamberimizin şeriatıyla hükmedecek, Deccali öldürecek, haçı kıracak ve cizyeyi kaldıracaktır.’ Müslim’in hadisinde şu vardır: ‘İsa (a.s) yedi yıl yeryüzünde duracak, sonra ölüp cenaze namazı kılınacak.’ Muhtemeldir ki; (hadiste) murad edilen onun semaya kaldırılmadan evvelki ve sonraki yeryüzünde ikamet ettiği vaktin toplamıdır.”293

Ömer Nasuhi Bilmen’e göre Allah Hz. İsa’yı, onu öldürmeye gelenlerin elinden kurtarmış, kendisi için takdir edilen vakit gelince de ruhu Allah tarafından alınmış ve Hz. İsa’nın melekler âlemine yükselmesine engel olacak şehevi hisleri ve ilgileri giderilmiştir. Böylece Allah tarafından meleklerin karargâhına kaldırılan Hz. İsa’nın ruhu, kendisi semadan indirildikten sonra alınacaktır. Ömer Nasuhi Bilmen, Hz. İsa’nın akıbetiyle ilgili olarak şunları söylemiştir: “Hz. İsa’nın semaya kaldırılmış olmasını

Kur’an-ı Kerim bildirmektedir. Onun vefat etmeksizin bu yücelişe mazhar olduğu hakkında adeta ümmetin icmaı vardır. Mamafih bazı zatlara göre Cenab-ı Hak, İsa

291 _{Muhammed bin Cerir et-Taberi, Taberi Tefsiri, c. 2, (çev. Hasan Karakaya, Kerim Aytekin), İstanbul,}

2012, s. 272.

292 _{Taberi, a.g.e., c. 3, s. 164.}

293 _{Celaleddin el-Mahalli, Celaleddin el Suyuti, Tefsir-i Celaleyn, c. 1, (çev. Ali Rıza Kaşeli), İstanbul,}

Aleyhisselam’ı üç veya yedi saat ölü bir halde bulundurmuş, sonra yeniden hayat vererek semaya kaldırmıştır. Kıyamete yakın yine yeryüzüne indirilecektir.”294

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Âl-i İmran suresi 55. ayette geçen “müteveffike” kelimesinin insanla ilişkilendirildiğinde öldürmek, yani eceli geldiği zaman ruhunu almak manasında olduğunu ifade etmektedir. Dolayısıyla aksine bir mana bulunmadıkça başka bir anlam getirilmesi doğru değildir. Bu bağlamda hem Nisa suresi 157. ayette geçen “Oysa onu öldürmediler ve asmadılar da, lakin kendilerine bir

benzeri gösterildi.” ifadesi, hem de hadislerde Hz. İsa’nın kıyametten önce geleceğiyle

ilgili haberler, Elmalılı’yı “teveffi” kelimesine; önce göğe kaldırma, sonra öldürme gibi bir anlam yüklemeye götürmüştür. Elmalılı’ya göre, Hz. İsa’nın ruhu henüz teslim alınmamıştır, çünkü onun daha dünyada göreceği işler vardır. Elmalılı buradaki göğe kaldırma işlemiyle ilgili olarak da, bahsi geçen göğün maddi anlamda dünya seması değil, ruhani olan dördüncü kattaki sema olduğunu ifade etmektedir. Zira ona göre Allah Resulü miraca çıkarken Hz. İsa’yı orada, Hz. Harun’u beşinci, Hz. Musa’yı altıncı, Hz. İbrahim’i de yedinci semada görmüştür.295

Mahmut Toptaş, Nisa suresi 159. ayette geçen, “Kitap ehlinden herkes, ölmeden

önce muhakkak ona iman edecektir.” ifadesini Hz. İsa’nın kıyamete yakın bir zamanda

dünyaya gönderileceğine dair bir işaret olarak görmektedir. Ona göre bu ayet bütün Yahudi ve Hıristiyanların, Hz. İsa’ya ölümünden önce iman edeceklerini bildirmektedir. Mahmut Toptaş’a göre, Allah katına kaldırılan Hz. İsa ölmemiştir ama ikinci defa geldiğinde o da her canlı gibi ölümü tadacaktır.296