• Sonuç bulunamadı

III. MEVDUDÎ’NİN TEFHİMÜ’L-KUR’AN ADLI ESERİ

2.1. Allah’a Ortak Arayışı ve Teslis İnancı

2.1.1. Allah’a Çocuk İsnadı

Allah’ın varlığı ve birliği konusunda Kur’an-ı Kerim’de birçok ayet zikredilmektedir:“Senden önce hiçbir peygamber göndermedik ki, ona şunu vahyetmiş

olmayalım: “Benden Başka ilah yoktur, öyleyse bana ibadet edin.”186 “Gerçek şu ki,

sizin bu ümmetiniz tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim, öyleyse bana ibadet ediniz.”187 “De ki: “O her şeyin Rabbi iken ben Allah’tan başka bir Rab mi arayayım?

Hiçbir nefis, kendi aleyhinden başkasını kazanmaz. Günahkâr olan bir başkasının günah yükünü taşımaz. Sonunda dönüşünüz Rabbinizedir. O, size hakkında anlaşmazlığa düştüğünüz şeyleri haber verecektir.”188 “Göklerde ilah olan ve yerde

ilah olan O’dur. O, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir.”189

Mevdudî Allah’ın birliği konusunda şöyle demektedir: “Kur’an kesin bir dille

tüm yeryüzünde ve göklerde her türlü kudrete ve yetkiye sahip olan ve bu gücü ve yetkiyi kullanan tek bir varlık olduğunu belirtmektedir. O tektir ve bir benzeri daha yoktur ve tüm kudret ve yetkiler O’na aittir. Canlı olsun cansız olsun var olan her şey O’nun yasalarıyla kuşatılmıştır ve isteyerek veya istemeyerek O’na boyun eğmektedirler. O’nun dışında hiçbir varlık bu tür bir yetkiye sahip değildir ve evrenin tasarrufunu elinde bulunduramaz. O’ndan başka kimse yarattıklarının sırlarına vakıf değildir ve

185 Mevdudî, Kur’an’a Göre Dört Terim, (çev. Murat Hazine), İstanbul, 2016, s. 9. 186 Enbiya Suresi, 25.

187 Enbiya Suresi, 92. 188 En’am Suresi, 164. 189 Zuhruf Suresi, 84.

evrenin düzeninin ve yönetilişinin usulünü çözememiştir. Yine hiç kimse O’nun egemenliğine ve otoritesine zerre kadar olsun ortak değildir. Yani en büyük gerçek şudur ki, O’ndan başka hiçbir ilah yoktur ve dolayısıyla insanın bir başkasını herhangi bir şekilde ilah olarak kabul edip yaptığı her şey, ne olursa olsun, tamamen, tüm doğasıyla yanlıştır. Yaptığı şey isterse bir başkasına dua etmek olsun, ister ona sığınmak, korku ya da umut dolu bir şekilde ona dönmek, ister Allah’la arasında şefaatçi olmasını istemek olsun, ister onu en üst otorite olarak görmek olsun. İnsanların başka biriyle kuracağı tüm bu ilişkiler, yalnızca kadir olan Allah’la arasında kurulmalıdır, çünkü tüm evrenin egemenliği yalnızca O’na aittir.”190

Hıristiyanlar, Hz. İsa’yı “Tanrı’nın Oğlu” olarak nitelendirmekle Allah’ın birliğini zedelemişlerdir. Ayrıca Kur’an’da da belirtildiği üzere Hıristiyanların dışında çeşitli şekillerde Allah’a ortak koşma ve ona çocuk isnat etme eğiliminde olan başka topluluklar da olmuştur. Kur’an, bu tür inanç sahiplerine çeşitli ayetlerde itiraz etmektedir: “(Bir de) Allah evlat edindi diyenleri uyarmak için… Bu konuda ne onların

ne de atalarının bir bilgisi var. Ağızlarından çıkan bu söz ne kadar çirkin! Yalandan başka bir şey söylemiyorlar.”191 “Rahman çocuk edindi, dediler. Hakikaten çok çirkin

bir iddia ortaya attınız. Öyle ki bundan dolayı neredeyse gökler çatlayacak, yer ortasından yarılacak, dağlar yıkılıp çökecek! Çünkü Rahman’a çocuk yakıştırıyorlar. Hâlbuki çocuk edinmek Rahman’ın şanına yakışmaz. Göklerde ve yerde olan herkes istisnasız, Rahman’a birer kul olarak gelecektir.”192 “Allah, hiçbir çocuk edinmemiştir

ve Onunla birlikte hiçbir ilah yoktur; eğer olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını götürüverirdi ve (ilahların) bir kısmına karşı üstünlük sağlardı. Allah, onların nitelendirdiklerinden yücedir.”193

Bu noktada Kur’an-ı Kerim’de Allah’a ortak koşulmaması gerektiği noktasında şu uyarılarda da bulunulmaktadır: “Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk

edinmemiştir, O’na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, belli bir ölçüyle takdir etmiştir.”194 “De ki: O, Allah’tır, tekdir. Allah Samed’dir.

Doğurmamış ve doğmamıştır. O’nun hiçbir dengi yoktur.”195 “Allah, çocuk edindi

190 Mevdudî, Kur’an’a Göre Dört Terim, s. 25-26. 191 Kehf Suresi, 4-5.

192 Meryem Suresi, 88-93. 193 Mü’minun Suresi, 91. 194 Furkan Suresi, 2. 195 İhlas Suresi, 1-4.

dediler. O, bundan yücedir; O, hiçbir şeye ihtiyacı olmayandır. Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. Kendinizde buna ilişkin ispatlayıcı bir delil de yoktur. Allah’a karşı bilmeyeceğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”196

Mevdudî’ye göre, ancak evlenmeyle veya evlat edinmeyle bir oğula sahip olunabilir. Ona göre birinci durum göz önüne alındığında Allah kavramı şuraya vardırılır: Allah da tıpkı yarattığı varlıklara benzer şekilde, neslini devam ettirme ihtiyacı hissettiğinden dolayı bir zevceye muhtaçtır. İkinci durum göz önüne alındığında ise Allah’ın, kendisinden sonra sahip olduğu mülkü miras bırakacağı birine ihtiyaç duyduğu varsayılır. Ayrıca Allah’ın insanlar gibi “babalık” sevgisi duyduğu ve bundan dolayı da milyonlarca kulundan bir tanesini evlat edindiği farzedilir. Mevdudî’ye göre durum ne olursa olsun, Allah hakkında böyle bir isnat O’nun eksik, zayıf ve ihtiyaç sahibi olabileceği varsayımına dayanır. Kur’an-ı Kerim, Allah hakkındaki bu tür düşünceleri kabul etmez. Aynı zamanda O’nun, yarattığı varlıkları çocuk edinmeye yönelten zaaflardan uzak olduğunu zikreder. Mevdudî’ye göre elbette Allah, kullarından bazılarını amellerinden dolayı diğerlerinden daha fazla sevebilir. Ama bu Allah’ın bir takım kullarını kendi ulûhiyetine ortak ettiği anlamına gelmez.197 Bu bağlamda Zümer

suresinde Allah, müşriklerin çocuk isnadına farklı bir bakış açısıyla cevap verir: “Eğer

Allah, çocuk edinmek isteseydi, yaratıklarından dilediğini elbette seçerdi. O, yücedir; O, bir olan, kahredici olan Allah’tır.”198

Mevdudî’ye göre, Allah’ın bir evladının olması imkân dâhilinde değildir. Ancak Allah isteği doğrultusunda, kimi evlat olarak seçerse o, O’nun evladı olmaya hak kazanacaktır. Fakat şu da bir gerçektir ki, seçtiği kişi de mutlak surette O’nun yarattığı bir varlık olacaktır. Evrendeki her şey Allah tarafından yaratıldığından dolayı, Allah’ın o varlıklarla olan ilişkisi “Yaratan-Yaratılan” mesabesindedir. Yani baba-oğul şeklindeki ilişkiden bahsedilebilmesi için bir soy bağı gereklidir. Allah ise bu gibi tanımlamalardan uzaktır.199

Mevdudî, Allah’ın baba-oğul ilişkisinden uzak oluşunu, ileri sürdüğü şu delillerle ifade etmiştir:

196 Yunus Suresi, 68.

197 Mevdudî, Tefhimü’l-Kur’an, c. 2, s. 348. 198 Zümer Suresi, 4.

1- “Allah her türlü acizlik, zaaf ve eksikliklerden münezzehtir. Ancak noksan olan

kimseler bir oğula ihtiyaç duyar. Yani, fani (ölümlü) olanların bir oğul sahibi olmayı istemelerinin nedeni, kendilerinden sonra isimlerinin devam etmesini arzuladıkları içindir. Nitekim başkalarını evlat edinenler, kendilerinde büyük bir eksiklik olduğundan dolayı bunu yaparlar. Oysa Allah Teâlâ böyle bir eksiklikten münezzehtir.”

2- “Allah bir ve tektir, eşi ve benzeri yoktur. Oğul edinmek ayrıca karşı bir cinsi de

gerektireceği için, O bundan münezzehtir. Allah’a ancak cahiller evlat nispet ederler.”

3- “Allah Kahhar’dır. Yani, O her şeyin hâkimidir ve tüm kâinat O’nun tasarrufu

altındadır. Dolayısıyla hiçbir şey O’nun benzeri olamaz.”200