• Sonuç bulunamadı

Hz Ali Kerreme’llâhu Vecheh

3. Cennetle Müjdelenmi5 Di=er Sahâbîler

1.4. Hz Ali Kerreme’llâhu Vecheh

Dört büyük halifenin sonuncusu olan Hz. Ali, üphesiz (slâmî Türk edebiyat m zda bu dört halife içinde en fazla yeri olan ve kendisine en çok telmihte bulunulan isimdir. (slam’ çok küçük ya ta kabul etti i ve ömrü boyunca yüzünü putlara ibadet amac yla çevirmedi i için Hz. Ali, (slâmî gelenek içinde “kerremallâhu vecheh” denilerek tazim edilir. Bir hadis-i erifte, “Hz. Peygamber pazartesi günü gönderildi, Hz. Ali Sal günü

132 Necatî Beg Divan8, Ali Nihad Tarlan, M.E.B., (stanbul 1963, s. 20.

133 Ganîzâde Nâdirî ve Dîvân8ndan Seçmeler, Numan Külekçi, Kültür Bakanl Yay nlar , Ankara 1989, s.

134.

namaz k lmaya ba lad ” buyrulmu tur.135 Baz âlimler, bu hadise dayanarak Hz. Ali’nin erkeklerden müslüman olanlar n ilki oldu unu söylemi lerdir.

Hz. Ali halifeler içinde hakk nda en fazla kutsiyet örülü, hayat hakk nda en fazla menk beler olu turulan ki idir. Manzum edebiyat m zda ilim ve irfan sahibi ki ili iyle ön plana ç km t r. Hz. Peygamber’den nakledilen bir rivâyete göre, kâinât n s rr Kur’an’da, Kur’an’ n s rr besmelede, besmelenin s rr be harfinde, be’nin s rr alt ndaki noktada ve noktan n s rr da Ali’dedir.136 Allah Resûlü, Hz. Ali’nin ilim ve irfan sahibi oldu unu bir ba ka sefer de u ekilde dile getirmi tir: Ben ilmin/hikmetin ehriyim, Ali’de o ehrin kap s d r.137 Bu suretle Hz. Peygamber onun bu vasf n tavsîf etmi ve ilim sahibi olmak isteyene Hz. Ali’yi i aret etmi tir. Bu vasf ndan ötürü Hz. Ali, divan iirinde ilim, irfan ve velayet timsâli138 olarak ele al nm ve bu seçkin nitelikleriyle de hemen hemen her kesimden aire ilham kayna olmu tur. Kahramanl k ve cömertli i ile de ön plana ç kan Hz. Ali’nin özellikle ilminden ve velîli inden bahsetmek Türk iirinde bir gelenektir.

Haydar ki ilm-i hikmetine vâris etti Hak Mahbûb- evliyâyidi mahsûs-i lâ fetâ139

4eyhî’ye ait olan yukar daki beyitte, Cenâb- Hakk n Hz. Ali’ye ilim ve hikmet bah etti i bildirilmektedir. Beyitte bununla birlikte Hz. Ali’ye Haydar denilerek hitap edilmi tir. Haydar aslan demektir ve edebiyat m zda Hz. Ali için kullan l r. Haydar birçok yerde “kerrâr” s fat yla birlikte haydar- kerrâr eklinde zikredilir. Haydar- kerrâr sürekli dönerek hamle yapan aslan anlam na gelmektedir. Bu lakab n Hz. Ali’ye annesi taraf ndan verildi i dile getirilir.140

Alem-efrâz- Peyamber Haydar Fâtih-i Kal‘e-i Hayber Haydar141

135 Tirmizî, “Menâk b”, 21.

136 (skender Pala, “Ali”, Ansiklopedik Divan ?iiri Sözlü:ü, s. 18-19. 137 Tirmizî, “Menâk b”, 21.

138 Bu konuyla ilgili bir makale için bkz: Hüseyin Güftâ, Divan ?iirinde "lim ve "rfan Timsâli Hz. Ali, Türk

Kültürü ve Hac Bekta Veli Ara t rma Merkezi Dergisi, S. 24 K 2002, s. 69-112. Bu makaleye internet vas tas yla u elektronik adresten ula labilir:

http://www.hbektas.gazi.edu.tr/portal/html/modules.php?name=News&file=article&sid=381 139 ?eyhî Divan8, Haz: Mustafa (sen – Cemâl Kurnaz, Akça Yay nlar , Ankara 1990, s. 40. 140 (skender Pala, “Haydar”, Ansiklopedik Divan ?iiri Sözlü:ü, s. 199.

141 Hüseyin Güftâ, Divan ?iirinde "lim ve "rfan Timsâli Hz. Ali, Türk Kültürü ve Hac Bekta Veli Ara t rma

Manzum (slâmî edebiyat m zda Hz. Ali’ye lâ fetâ denilerek telmihte bulunulur. Bu telmih kayna n “Lâ fetâ illâ Alî, lâ seyfe illâ zülfekâr” 142 (Ali’den ba ka yi it, Zülfikar’dan ba ka k l ç yoktur.) eklindeki Hz. Peygamber’e atfedilen bir müfredden almaktad r. Hz. Peygamber’e atfedilen bu müfred iirlerde iktibâs sanat n n en çok göze çarpan örneklerinden olmu tur. Zü’lfikâr, Hz. Muhammed’in, Hz. Ali’ye arma an etti i ve Hz. Ali’nin de kahramanca kullanmas yla ün kazanm , ucu çatall olan me hur k l c n ad d r.143

Zâtî’ye ait a a daki beyit bu müfretten iktibas gelene iyle Hz. Ali’ye telmihte bulunan beyitlere güzel bir örnektir:

Tekye-i sînemde yazd m lâ fetâ illâ Alî Rûz u eb âm u seher vird-i zebân m Alî144

Hz. Peygamber’e atfedilen bu müfred, beyitlerde bazen nâk s bazen de iktibâs- tam eklinde kullan lm t r. (ktibas- tama örnek olarak gösterilebilecek a a daki beyit 4eyh Galib’e aittir:

Ebruvân nda yazar ol seyyid-i âlî-tebâr

Lâ fetâ illâ Alî lâ seyfe illâ zü’l-fikâr145

Bektâ î nefeslerinde de oldukça yer bulan bu iktibasa bu literatürden birçok örnek verilebilir. Genc Abdal’a ait olan a a daki nefes, bunlardan sadece biridir:

Okurum can u gönülden ism-i âzam a ikâr S rr- tevhîdi ayân eyler bana Perverdigâr  k isen sad kâne oku g l leyl ü nehâr

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ zülfikâr

Hem-dem-i rûh-i Muhammed’dir Ali âh- kerem Server-i kevn ü mekân n oldu iyçün lâ cerem

142 Aclûnî, Ke fü’l-Hafâ, Müessesetü’l Risâle, 6. bsk., Beyrut 1996, c. 2, s. 363-364.

143 Mehmet Y lmaz, Edebiyat8m8zda "slamî Kaynakl8 Sözler (Ansiklopedik Sözlük), Enderun Kitabevi,

(stanbul 1992, s. 100.

144 Mehmet Y lmaz, Edebiyat8m8zda "slamî Kaynakl8 Sözler, Enderun Kitabevi, (stanbul 1992, s. 100’de Zâtî’ye at fla.

Kalbinin nâz u niyâz virdin olsun dem-be-dem

Lâ fetâ illâ Ali lâ seyfe illâ zül-fikâr146

Peygamber efendimizin Hz. Ali’ye arma an olan Zülfikar, airlerimiz taraf ndan gücün, kuvvetin ve kahramanl n sembolü haline getirilmi tir. Sava meydan nda elinde zülfikarla Ali gibi olmak klasik edebiyat m zda oldukça çok kar la abilece imiz benzetmelerdendir. A a daki iki beyit buna örnektir:

Gözya gibi dü e yüz üzre adûlarun Çeksen gazâ güninde Alî gibi zü’l-fikâr147 Gâh açar ihsân elini Haydar- Kerrâr-ve Gâh olur rûz- gazâ kudret elinde zü’l-fikâr148

Bâki bir beytinde elindeki kalemin ucu ile Hz. Ali’nin k l c n n ucu aras nda bir irtibat kurmu tur. Sava meydan nda Hz. Ali düldülün üzerinde nas l ko uyorsa, onu ko turan düldül gibi, Bâkî de ka t üzerinde kalemini ko turmaktad r. Bâki bu güzel benzetmeyi a a daki beyti ile yapar:

Destinde zülfikar- Alî nâvek-i hâmedir Bâkî semend-i tab’ n ana Düldül eylesen149

Hz. Peygamber bir hadis-i erifte “Ben kimin velisi isem, Ali de onun velisidir.”150 buyurmu tur. Manzum (slâmî edebiyat m zda bu hadisten iktibasla da Hz. Ali efendimize telmihte bulunulur. 4eyh Gâlîb’e ait a a daki rubâî buna örnektir:

146 “Lâ fetâ illâ Ali lâ Seyfe illâ zülfikâr” iktibas n kullanan birçok iir örne i için de bak n z: Mehmet

Di k ran, Lâ Fetâ "llâ Ali Lâ Seyfe "llâ Zülfikar, Can Yay nlar , 2. bsk, (stanbul 1996; Hz. Ali’ye birçok telmihte bulunan Bektâ î iirleri için bkz: Abdülbâkî Gölp narl , Alevî-Bektâ î Nefesleri, Remzi Kitabevi, (stanbul 1963.

147 Yahyâ Bey Dîvan, Mehmed Çavu o lu, (Tenkitli Bas m), (ÜEFY, (stanbul 1977, s. 54. 148 Yahyâ Bey Dîvan, s. 57.

149 Bâkî Dîvân8, s. 258. 150 Tirmizî, “Menâk b”, 19.

Ey pâdi eh-i men ene mevlâh Alî Hûr îd-i cemâl-i Ahmed’e mâh Alî Bil râzî vü Murtazâ vü marzî kimdir Va’llah Aliyy u sümme bi’llah Alî151

Hz. Ali, Peygamber efendimizin k z Fât ma ile evlidir. 4airler yer yer Hz. Ali’nin Peygamber (s.a.v.)’in damad olu unu dile getirmi lerdir. Âdile Sultan da bunu dile getiren

airlerimizden biridir.

Hazret-i bint-i Resûlün zevcidir 4âh-sâr- nesl-i pâk-i Mustafâ152

Hz. Ali efendimiz, (slam’ çok küçük ya ta kabul etmi tir. Ömrü boyunca da yüzünü putlara ibadet amac yla hiç çevirmemi tir. Bu duruma Enderunlu Fâz l divan nda öyle telmihte bulunur:

Büt-perest olmadan old ma‘sûm Ki sabâvetde mutahhar Haydar153

Hz. Peygamber (s.a.v.) ile Hz. Ali aras nda geçen öyle bir diyalog vard r: Peygamber efendimiz Tebûk seferinde, Ali’yi Medîne muhâf z olarak b rakm t r. Hz. Ali de cihattan geri kalman n üzüntüsünü ona ifade etmi ve bunun üzerine de efendimiz: “Bana yak nl kta, Mûsâ'n n Hârûn'u gibi olman sana yetmiyor mu?" buyurarak154, Hz. Ali ile olan yak nl n Hz. Musa’n n, Hz. Hârun’a yak nl na benzetmi tir. Zira, Hz. Musa ve Hz. Hârun ayn zamanda peygamberlik görevlerini ifa etmi lerdir. Bu Hz. Ali’nin faziletine ve Peygamber efendimize olan yak nl na dair çok önemli bir delildir. Yaz c o lu Mehmed Muhammediyye’sinde iki manzum beyitle buna öyle telmihte bulunmu tur:

151 ?eyh Gâlîb Dîvân8, s. 443. 152 Âdile Sultan Divân8, s. 225.

153 Hüseyin Güftâ, Divan ?iirinde "lim ve "rfan Timsâli Hz. Ali, Türk Kültürü ve Hac Bekta Veli Ara t rma

Merkezi Dergisi, S. 24 K 2002, s. 69-112, Enderunlu Fâz l Divan s. 27’ye at fla.

Buyurd ona bir gün ol seyyidü’l-mürselîn Diler bildire ol durur seyyidü’l-evliyâ Ki Mûsâ’ya Hârûn gibisin bana yâ Alî Velî öyle bil kim benim hâtemü’l-enbiyâ155

Hz. Ali fedakarl , ilmi, fazileti, kuvveti, cesaretiyle 4âh- Merdân, 4îr-i Yezdân, Pî vây- ehl-i din, Kâ if-i s rr- velâyet ve Haydar-i Kerrâr lakaplar yla an l r.

4âh- Merdân 4îr-i Yezdân pî vâ-y ehl-i dîn Kâ if-i s rr- velâyet Haydar-i Kerrâr mest156

Sözlü ve yaz l (slâmî gelenek, Hz. Ali’yi Allah’ n aslan eklinde vas fland r r. Hz. Ali için dile getirilen Esedu’llah, Haydar, 4îr-i Hudâ, 4îr-i Yezdan gibi isimlendirmelerin hepsi Allah’ n aslan anlam na gelmektedir. Hz. Ali ile aslan aras ndaki ba lant mutasavv f alevîler aras nda yer alan bir inan a dayanmaktad r. Bu inan a göre Hz. Peygamber Mirac yolunda iken Ar ’a var nca kar s na bir aslan ç km ve yolunu kesmi tir. Peygamber efendimiz bunun üzerine yüzü ünü parma ndan ç karm ve aslana atm t r. Aslan yüzü ü a z na al p onun yolundan çekilmi tir. Bu hadisenin ertesi gününde Peygamber efendimiz Mirac’ anlatmaya ba lay nca Hz. Ali a z ndan yüzü ü ç kar p ona vermi tir. Bu olaydan dolay Hz. Ali efendimiz Allah’ n aslan anlam na gelen Esedu’llah, Haydar, 4îr-i Hudâ, 4îr-i Yezdan gibi isimlendirmelerle an l r. Alevî Bekta î edebiyat nda aslan motifine çokça rastlan r.157

Peygamber efendimizin sürekli yan nda olmas ndan dolay Hz. Ali ilâhî emirleri ilk ö renen ve uygulayanlardan olmak gibi bir erefe nâil olmu tur. Kur’ân- Kerim’i en iyi bilenler aras ndad r. Kur’ân- Kerim’e olan vukûfiyeti ve derin ilmi hasebiyle ona yap lan isimlendirmelerden biri de “konu an Kur’an” anlam na gelen “Kur’ân-8 nât8k” olmu tur.

Veliyyu’llahd r ol Kur’ân- nât k An Hak bilmeyen i i hatâd r158

155 Âmil Çelebio lu, Muhammediyye II, M.E.B., (stanbul 1996, s. 302. 156 Nesîmî Divan8, Haz: Hüseyin Ayan, Akça Yay nlar , Ankara 1990, s. 86. 157 (skender Pala, “arslan”, Ansiklopedik Divan ?iiri Sözlü:ü, s. 26-27. 158 Nesîmî Divan8, s.110.

Hz. Ali’nin nesli ayn zamanda Peygamber efendimizin torunlar olan Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’dir. Edebiyat m zda yer alan evlâd- Ali, ayn zamanda Hz. Peygamber’in nesli anlam na gelmektedir. Bu cihetle Hz. Ali’nin âline duyulan muhabbet Hz. Peygamber âline duyulan muhabbet anlam na gelmektedir. A a daki beyit Ali efendimizin Hz. Peygamber hânedân n n temsilcisi oldu una i aret etmektedir:

Bu Hatâyî’de dîn ü îmân sendendir dürüst Nûr- çe m-i Mustafâ’s n yâ Alî159

Hz. Ali ve âlinin sevgisi edebiyat m zda öyle yüceltilir ki, âir Hz. Ali efrad n seven herkesin ebedî cennetlik oldu unu dile getirmi tir:

Kim ki âlin sevdi oldu üphesiz Cennet içre hâlidîn yâ Murtazâ160

Hz. Ali dört büyük halife içerisinde manzum edebiyat m zda kendisine en çok yer verilen, kendisine en çok telmihte bulunulan isim olarak kar m za ç kmaktad r. Ba ta ilim ve irfan sahibi vasf olmak üzere, fazileti, cesareti sürekli dile getirilmi tir.

Divanlar m zda Hz. Ebû Bekir; ilk halife olmas hasebiyle sadru’l hulefâ, ma arada Hz. Peygamber’le birlikte olu uyla yâr- gâr, en ba ta da Hz. Peygamber’e göstermi oldu u sadâkatle s ddîk olarak zikredilmi tir. (kinci halife Hz. Ömer’in en ba ta zikredilen özelli i üphesiz adâletidir. Hz. Ömer bu yüzden hakk bat ldan ay ran Fâruk’tur. Sâhib-i adl ü keremdir. Peygamber’in kendisinden sonra Peygamber gönderilseydi, o Ömer olurdu dedi i yüce sahâbî olarak zikredilmi tir. Üçüncü halife Hz. Osman, hilm ve hayâs ndan meleklerin âr etti i, ibadetine dü kün takva sahibi yüce sahâbî olarak zikredilmi tir. O kölelerin azad edicisi, Hz. Peygamber’in damad d r. Peygamber efendimizin iki k z ile evlenmi olma erefinden dolay iki nur sahibi olan zi’n-nûreyndir. Bununla birlikte, Hz. Osman, dört halife içinde kendisine en az telmihte bulunulan isim olarak kar m za ç kar. Dört halife içinde en fazla yer eden isim üphesiz Hz. Ali’dir. Hz. Ali kendisine en fazla telmihte bulunulan isim olarak kar m za ç km t r. Ayr ca üzerinde durulacak kadar geni bir Ali literatürü olu mu tur. Birçok tarikatin silsile yoluyla silsile yoluyla Hz. Ali’ye ula mas , Hz. Ali’nin Peygamber efendimizin amcazâdesi, damâd ve âl-i abâdan olu u

159 Sadeddin Nüzhet Ergun, ?ah "smâil-i Safevî, Hayat8 ve Nefesleri, (stanbul, trs, s. 150. 160 Karamanl8 Aynî Dîvan8, (Haz: Ahmet Memer), Ankara 1997, s. 89.

bunun sebeplerinden olsa gerektir. Ali ile ilgili literatürün fazla olu u gelene imizde var olan ehl-i beyt sevgisinin ve ehl-i beyte hürmetin bir tezâhürü olmu tur. Bununla birlikte iî dü üncenin etkisiyle ekillenmi Fârisî edebiyat n klasik edebiyat m z üzerindeki k smî etkisi edebiyat m zda Hz. Ali hakk nda geni bir literatür olu mas n n sebeblerinden biri olarak da zikredilebilir. Hz. Ali, alevî ve bektâ î airlerince hemen her f rsatta an lm t r. Bu suretle Hz. Ali’nin tasavvufî ve edebî gelene imizde köklü bir yeri vard r. Hz. Ali divanlarda ve klasik kaynaklarda ilim ve irfan timsâli olarak zikredilmi tir. Hz. Ali yi itlerin en yi idi, k l c ise k l çlar n en iyisidir. O, Allah’ n aslan d r, Hayber’in fâtihidir, Haydar- kerrârd r. O müslüman olmadan önce bile putperest olmam t r. O konu an Kur’an’d r ve daha birçok vasf n da sahibidir.

Bu bölümde dile getirdi imiz, divanlardan ve manzum edebî eserlerden beyitler seçerek misallendirdi imiz hususlar zenginle tirmek ve daha da detayland rmak mümkündür.

Benzer Belgeler