• Sonuç bulunamadı

2.1. ĠletiĢim

2.1.3. Kamu Hizmeti Yayıncılığı

Ersin (2007, s.8), kamu hizmeti yayıncılığını „Toplumun her kesimine eriĢebilen ve her kesimin eriĢim olanağı bulduğu, nitelikli, özgün ve yaratıcı programlar üretme konusunda yayıncılık sektörüne

öncülük eden, siyasal iktidarın ve sermayenin baskısından uzak, bağımsız, sadece kendini finanse eden kamuya hesap veren, bilgi, eğitim ve eğlenceyi, dengeli ve çeĢitli bir programcılık anlayıĢıyla izleyicisine aktaran, ulusal ve yerel kültürlerin yaĢatılması ve yansıtılmasına aracılık eden katılımcı bir yayıncılık anlayıĢıdır‟ Ģeklinde ifade etmektedir.

“Kamu hizmeti yayıncılığı, radyo ve televizyon yayınlarının, kamusal enformasyon, kültür-eğitim ve eğlence kaynaklarını geliĢtirmekle yükümlü ulusal kültür kurumları olarak düzenlenmesi Ģeklinde tanımlanmaktadır” (Mutlu, 1998, s.194).

Kamu hizmeti yayıncılığını eğitimden bilgiye ve eğlenceye çok geniĢ türde en üst kalitede programların en geniĢ coğrafi yayılımı kapsayacak ve olası en geniĢ izleyici kitlesine ulaĢacak Ģekilde yayınlanması olarak tanımlamak mümkündür. Kamu hizmeti yayıncılığının yayın politikasının, hem mevcut siyasal iktidardan hem de menfi duygulardan bağımsız bir Ģekilde sürmesi gerekmekte ve ulusa ait olduğu anlayıĢından temellenmektedir (Mutlu, 1999).

Kamu hizmeti yayıncılığının en önemli özelliği tüm nüfusa yöneltilmesinin yanı sıra tam kapsamlı bir programcılık sunarak kar amacı gütmeden ve ticari olmadan yayıncılık faaliyeti yürütmesidir. Farklı tanımlardaki ortak nokta, toplumsal hizmettir. Kamu hizmeti yayıncılığının temelini, topluma veya kamuya hizmet vermekle yükümlülüğü oluĢturmaktadır. Kamu hizmeti yayıncılığının felsefesinde, toplumun tüm kesimlerine eriĢim olanağı sağlanarak, program içeriklerinde çeĢitliliğin elde edilmesi ve bunun korunması öngörülmektedir (Çaplı, 2001).

Kamu hizmeti yayıncılığı yapan kurumlar, devlet tarafından denetlenmektedir. Ticari yayın kuruluĢları daha ucuz programlarla daha çok seyirci kazanmayı hedeflerken, kamu yayıncılığı kurumları klasik batı müziği, belgesel, trafik programı gibi sınırlı sayıda izleyici gruplarının izlediği ve eğitici nitelikteki programları yayınlamak yükümlülüğündedir. Toplumun eğitim, bilgilenme, sanat ve kültür ihtiyacını karĢılamak zorundadır (Gürsoy, 1999; Yazıcı, 1999). Türkiye‟de de TRT kamu yayıncılığı yapan devlet kurumlarından biri konumundadır.

2.1.3.1. TRT ve Kamu Hizmeti Yayıncılığı

Türkiye‟deki yayıncılık tarihi, 1961 Anayasası‟nın radyo ve televizyon konusundaki hükümleri ve bu hükümler doğrultusunda yeni bir örgütün kurulmasının gereğinin dile getirilmesi ile baĢlamıĢtır. 1961 Anayasası‟na uygun olarak çıkarılan 359 sayılı Yasa, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu‟nu (TRT), yayınlarında özerk, tarafsız ve tekel olarak tanımlamıĢtır. 1961 Anayasası‟nın, radyo-televizyon hizmetlerinin kamu hizmeti olarak düzenleneceği, bu kurumun özerk ve hukuki statüye sahip olacağı, programların üretiminde ve yayınında tarafsız olacağı ve kurumun kültür ve eğitimi destekleyeceğine dair ilkeleri, radyo ve televizyon kurumuna özerklik tanımıĢtır. Böylece, Türkiye yayıncılık tarihinde, devlet yayıncılığı dönemi kapanmıĢ ve kamu hizmeti yayıncılığı dönemine girilmiĢtir (Yazıcı,1999).

TRT‟nin kuruluĢunda BBC‟nin kamu hizmeti yayıncılığı modeli örnek alınmıĢtır. BBC‟nin program planlarını yayın ilkelerine göre hazırladığına dikkat çekilmiĢ ve TRT yayınları, kamu yayın organı olmanın getirdiği görev ve sorumluluklardan doğan yayın ilkelerine göre düzenlenmiĢtir. 359 sayılı TRT yasası da, kurumun kuruluĢ sebebinin anlaĢılması açısından ilkelerini içermektedir. Yasanın ikinci maddesinde TRT‟nin görev tanımı “radyo ve televizyonla haber hizmetlerini görmek, eğitici, öğretici, kültür ve eğitime yardımcı, eğlendirici, yurdu içerde ve dıĢarıda tanıtıcı, yeterli doğru ve tarafsız yayın yapmak” Ģeklinde yapılmıĢtır (Arıkan, 1971).

Türkiye‟de kamu hizmeti yayını yapan kurum olarak karĢımıza çıkan ve UNESCO tarafından yayımlanmıĢ olan 2001 Dünya Radyo ve Televizyon Kurulu Raporu‟nda belirtilen ilkeler doğrultusunda BBC‟yi kendisine örnek alan TRT, "Evrensellik” ilkesine uygun yayın yapmaktadır. TRT televizyon kanalları ülkenin her tarafından izlenebilmekte ve özellikle TRT-FM radyo kanalı ülkenin hemen her metre karesinde dinlenebilen tek radyo kanalı olma özelliğini sürdürmektedir. Toplumun geliĢimine hitap etmek amacı ile yayınlanan birçok program, "ÇeĢitlilik" ilkesinin sonucudur. Kamu hizmeti yayıncılığında en önemli özellik olan "Özgürlük" ilkesi, 29 ġubat 1972'de yeniden düzenlenerek yürürlüğe giren TRT yasasının ardından, bazı değiĢikliklere uğramıĢ ve iyileĢtirilmiĢtir. Son yıllarda hazırlanan programlara bakıldığında, program çeĢitliliğinin bir sonucu olarak bu ilkenin de uygulandığı gözlenmektedir (Menlikli, 2006).

"Özgün" programlar üretme ve yayınlama konusunda TRT, son yıllarda birçok programa imza atmaktadır. Özellikle özgün kültür ve dilin tanıtımı, bu konulara iliĢkin üretilen programlar kapsamında, yerli kültür unsurlarının yaĢatılmasına ve geliĢtirilmesine katkıda bulunmaktadır. Uluslararası kamu yayıncılarının benimsedikleri kamu hizmeti yayıncılığı ilkeleri açısından bakıldığında TRT, hizmet ve toplumsal ilkeler boyutunda ilerlemekte ve toplumsal sorumluluk ile yayınlarını sürdürmektedir. Programlama ilkeleri ekseninde bakıldığında ise TRT'nin, izleyicilerini müĢteri olarak değil, vatandaĢ olarak görme potansiyeline sahiptir. Toplumun beklentilerine cevap verirken toplumun her kesimini göz önünde tutmakta ve eğlence programlarını bile bu çeĢitliliği düĢünerek hazırlamaktadır (Menlikli, 2006).

TRT, özellikle gençlere ve çocuklara yönelik programlarında ve bunun dıĢında kalan tüm programlarında, Ģiddete yer vermeyerek toplumsal sorumluluğunu yerine getirmektedir. Özellikle gençleri ve çocukları hedef alan ancak tüm vatandaĢlar için gerekli olan, demokrasi değerlerine sahip çıkma, toplumsal bilinci geliĢtirme, çevre bilincini oluĢturma ve uluslararası barıĢı ve anlayıĢı özendirme konularında, yayınların hazırlanıp sunulmasına dikkat edilmektedir. Hayat Boyu Eğitim‟i destekleyen ve mümkün kılan eğitim ve kültür programları çeĢitliliği de bu konu ile ilgili göze çarpan bir baĢka artı olarak gözlenmiĢtir (Menlikli, 2006).