• Sonuç bulunamadı

2.2. HAKİM DURUMUN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN

2.2.2. İlgili Piyasa

2.2.2.1. Mal veya Hizmet Piyasası

Mal piyasasının tespit edilmesi, ilgili piyasanın belirlenmesindeki ilk ve en önemli aşamadır. Öncelikle belirtelim ki, rekabetin sınırlandığı iddia edilen mal piyasasının belirlenmesi, ilgili teşebbüsün ekonomik faaliyetine konu olan malın belirlenmesiyle özdeş değildir. 6. maddenin uygulanabilmesi için, rekabetin sınırlanmasının hakim teşebbüsün faaliyette bulunduğu piyasada gerçekleşmiş olması gerekmediği gibi böyle bile olsa, rekabetin kısıtlandığı iddia edilen mal piyasası, ancak bu malın kapsamının belirlenmesi, bir başka deyişle, söz konusu mala benzer nitelikteki mallar, aynı amaca hizmet eden başka mallar ve tüketici gözünde eş tutulan mallarla olan bağlantısının araştırılmasıyla saptanabilir.

Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’da, mal piyasasının nasıl belirleneceğine dair herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu itibarla bu hususta, Avrupa Birliği Hukukunda uygulanmakta olan ölçütlerin esas alınması yoluyla değerlendirme yapılması uygun olacaktır. Avrupa Birliği Hukukunda, ilgili mal piyasasının belirlenmesinde, “değiştirilebilirlik” veya “ikame edilebilirlik” ölçütü temel alınmakta ve değerlendirme somut olay kapsamında “talep” ve “arz” açılarından ayrı ayrı yapılmaktadır. Buna göre, bir malın, hem müşteri tercihi açısından ve hem de üretim süreci açısından başka mallarla olan ikame edilebilirliği, ilgili mal piyasasının

belirlenmesinde temel kriter olarak alınmakta152; fakat ikame edilebilirlik oranı hususunda kesin bir değerlendirme yapılmamaktadır.

Komisyon ve Adalet Divanı, ekonomik analizlere bağlı olmaksızın, ilgili mal piyasasını genellikle oldukça dar bir şekilde yorumlamakta ve bu nedenle hakim durumda olmakla itham edilen teşebbüsler tarafından eleştirilmektedir. Özellikle ilgili mal piyasasının tespitinde yapılan değerlendirmede, genelde sadece talep ikamesinin temel alınmaması ve arz ikamesinin çoğu kez dikkate alınmaması, ilgili piyasanın daralmasına yol açabilmektedir. Avrupa Birliği makamlarınca genel olarak benimsenen tanıma göre ilgili mal piyasası “tüketici açısından; nitelikleri, fiyatları ve kullanım amaçları itibarıyla ikame edilebilir ve değiştirilebilir olarak kabul edilen ürünlerden oluşan piyasadır”. Görüldüğü üzere, tanımda değerlendirme sadece talep ikamesi açısından yapılmış, arz ikamesine ise yer verilmemişti?

2.2.2.1.2. Talep İkamesi

Talep ikamesinde, aynı piyasaya dahil sayılan mallar arasında, tüketiciler açısından kullanım, fiyat ve nitelikleri bakımından farklılık olmaması ve bu mallardan herhangi birinin diğerine tercih edilebilmesi söz konusudur. Avrupa Birliği Hukukunda, talep ikamesinin tespit edilmesinde “çapraz fiyat elastikiyeti”nin en etkili yöntem olduğu kabul edilmektedir. “Çapraz fiyat elastikiyeti”ne göre, bir malın fiyatında meydana gelen artışlar, tüketicilerin önemli ölçüde diğer bir mala veya mallara yönelmesine yol açtığı takdirde, bu mallar arasında ikame edilebilirliğin bulunduğu kabul edilmekte ve fiyat elastikiyeti yüksek olan mallar aynı piyasa kapsamında değerlendirilmektedir.

Görüldüğü üzere burada yapılan değerlendirme, malın sadece fiyat unsurunu nazara almakta ve ikame edilebilirliği de, fiyat değişimleri ile müşteri tercihleri arasındaki

152 Şikayetin konusu ve şikayete konu olan BBD, BİRYAY ve YAYSAT’ın başlıca faaliyet

alanlarının “gazete ve dergi dağıtımı” olduğu göz önüne alınarak, ilgili ürün pazarı “gazete ve dergi dağıtımı pazarı” olarak kabul edilmiştir.

Yayınevleri yayınlarını dağıtım şirketlerinin merkezine ve/veya bölge müdürlüklerine teslim ederler. Genellikle birkaç ili kapsayan bir alandan sorumlu olan bölge müdürlükleri ise, yayınların baş bayilere ulaştırılmasını sağlarlar. Baş bayiler tarafından son satış noktalarına ulaştırılan yayınlar, burada teşhir edilerek okuyucuya sunulur. Dolayısıyla, gazete ve dergi dağıtımı pazarı, dağıtım şirketleri ile ana bayilik ve tali bayilik teşkilatından oluşan bir bütündür ve yayınevi tarafından dağıtım şirketine teslim edilen mevkutenin son satış noktalarında okuyucuya ulaştırılmasına kadar olan hizmeti kapsar (RKK No: 00-26/292-162, 17.07.2000).

ilişkiye göre belirlemektedir. Avrupa Komisyonu ve Adalet Divanı’nın, büyük ölçüde tüketicilerin sübjektif değerlendirmelerinden hareket ederek yaptığı bu analiz, sadece fiyat faktörünün dikkate alınması nedeniyle bazı hallerde yanıltıcı ve eksik olabilmekte ve bu nedenle, malın fiziksel özellikleri, kullanma amacı, fiyat ve piyasadaki arz ve talep yapısı gibi birtakım alternatif kriterlerle tamamlanması gerektiği ifade edilmektedir.

Türk Hukuku açısından yukarıda ifade edilen kıstaslar ve değerlendirmeler büyük ölçüde uygulanabilir olmasına karşın, bazı farklı noktaların belirtilmesi gerekmektedir. Öncelikle mal piyasasının tespitinde temel kriter olan çapraz fiyat elastikiyetinin, Türk ekonomisindeki yüksek enflasyon ve buna bağlı olarak daimi nitelikteki fiyat artışları karşısında nasıl uygulanabileceğinin belirlenmesi gerekir. Bunun dışında, Avrupa Birliği ülkelerinden; refah seviyesi ve daha da önemlisi, gelir dağılımı bakımından oldukça farklı konumda bulunan Türk toplumunun, mal fiyatlarındaki geçici artışlara karşı vereceği tepkilerin oldukça farklı ve düzensiz nitelikte olması ihtimali bulunmaktadır. Özellikle gelir dağılımındaki büyük farklılıklar, tüketicilerin fiyat değişmeleri karşısında oldukça karmaşık tepkiler vermesine yol açacak niteliktedir. Bu itibarla Rekabet Kurumunun somut olaylar karşısındaki yaklaşımı, söz konusu yöntemin uygulanması bakımından büyük önem taşıyacaktır.

2.2.2.1.3. Arz İkamesi

Talep ikamesi kadar etkili olmamakla beraber, ilgili mal piyasasının tespit edilmesinde kullanılan bir diğer yöntem, “arz ikamesi “dir. Talep ikamesine kıyasla daha objektif bir nitelik gösteren bu yönteme göre, bir ürünü üretmekte olan teşebbüs, kısa dönemde fazla bir zorlukla karşılaşmadan, başka bir ürünü de üretebilecek imkan ve kapasiteye sahip olduğu takdirde, söz konusu malların arzı açısından ikame edilebilirlik söz konusudur. Buna göre, ilgili mal piyasası sadece talep ikamesine göre değil, aynı zamanda arz ikamesine göre belirlenecek ve malın arzı açısından, başka bir mal veya mallarla yüksek surette ikame edilebilirliğin söz konusu olduğu durumlarda, bu malların tümü aynı piyasa kapsamında değerlendirilecektir.

Avrupa Birliği Hukukunda, ilgili mal piyasasının belirlenmesinde talebin yanı sıra arz ikamesinin de dikkate alınması, ilk olarak Continental Can davası ile başlamış ve bunu takip eden süreçte Komisyon ve Adalet Divanı arz ikamesi yöntemine kararlarında sık sık başvurmuşlardır.

Mal piyasasının belirlenmesinde arz (üretim) ikamesine de yer verilmesi, esasen potansiyel rekabet teorisinin doğal bir sonucudur. Ekonomik açıdan bakıldığında, bir teşebbüs piyasa faaliyetlerine ilişkin karar alırken sadece mevcut rakip teşebbüsleri değil, aynı zamanda piyasaya girmesi pek muhtemel olan teşebbüsleri de dikkate almak durumundadır. Zira piyasadaki rekabet baskısının oluşumunda sadece aktüel rakipler değil, aynı zamanda muhtemel rakipler de etkili olmaktadır. Bu nedenle, potansiyel rekabet ortamı veya giriş engellerinin ilgili piyasanın tespitinde dikkate alınması, ekonomik hayatın gerçekleriyle de uyum arz eder. Fakat teknik ve mali açıdan arz ikamesinin mümkün olması, söz konusu teşebbüslerin rakip olabilecekleri var hareketle; her durumda ilgili mal piyasalarının özdeş olarak değerlendirilmesine yol açmamalıdır. Teşebbüslerin faaliyet sahalarını kısa dönemde değiştirmeleri, sadece üretim sürecindeki benzerlikler veya mali kolaylıklar gibi basit nedenlere dayandırılamaz. Bu itibarla, arz ikamesinin ilgili piyasa açısından dikkate alınmasında kapsamlı bir inceleme yapılmalı ve ancak talep ikamesi yöntemiyle birlikte aşamalı olarak uygulanmalıdır.

Benzer Belgeler