• Sonuç bulunamadı

2.2. HAKİM DURUMUN BELİRLENMESİNDE KULLANILAN

2.2.2. İlgili Piyasa

2.2.2.2. Coğrafi Piyasa

İlgili piyasanın bir diğer boyutu da, teşebbüsün faaliyette bulunduğu mal piyasasının coğrafi sınırlarıdır. Teşebbüsün hakim konumda bulunduğunun tespit edilmesi için, ilgili mal piyasasının coğrafi kapsamının da belirlenmesi bir zorunluluktur. Zira coğrafi açıdan herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmaksızın, ilgili malın ticari hayata konu olduğu tüm coğra1 global olarak ilgili coğrafi piyasa olarak kabul etmek, çoğu kez ekonomik gerçeklere uygun olmadığı gibi, Rekabet Hukukunun amaçlarıyla da bağdaşmaz. Nitekim Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 6 ve 7. maddelerinde de, ilgili mal piyasası coğrafi açıdan ülkenin bütünü veya bir bölümüyle sınırlandırılmış ve teşebbüsün ülkenin bütünü veya bir bölümündeki mal piyasasında hakim durumda olması halinde, kötüye kullanmanın gerçekleşebileceği ifade edilmiştir.

İlgili coğrafi piyasanın tespit edilmesinde temel alınacak olan esas, doğal olarak öncellikle teşebbüsün fiilen ticari faaliyette bulunduğu ve rekabetin kısıtlandığı iddia edilen bölgedir. Bu bağlamda, teşebbüsün faaliyetinin niteliğine göre söz konusu bölge ülkenin bütünü olabileceği gibi, bir şehir veya bir mahalleyle de sınırlı kalabilir. Fakat ilgili coğrafi piyasanın tespit edilmesinde, sadece fiilen faaliyette bulunulan bölgeyle sınırlı kalınmaz. Faaliyette bulunulan bu bölge ile, özellikle rekabet koşulları açısından benzerlikler gösteren diğer bölgeler, ilgili coğrafi piyasa kapsamında değerlendirilmelidir. Zira ilgili mal piyasasının tespit edilmesinde olduğu gibi, farklı bölgelerdeki potansiyel rekabet imkanının da dikkate alınması gerekir. Örneğin, bir ürünün önemli orandaki müşterileri, aynı ürünü başka bir bölgedeki satıcıdan aynı veya yakın fiyatlarla temin edebiliyorlarsa, bu durumda ilgili ürünün coğrafi piyasası, diğer bölgeyi de kapsamı içine alır. Bu bağlamda, özellikle hakim durumun belirlenmesi açısından, teşebbüsün herhangi bir şekilde faaliyette bulunmadığı bölgeler ve dolayısıyla da, bu bölgelerde faaliyette bulunan teşebbüsler de, ilgili coğrafi piyasa kapsamına alınacak ve bu bölgelerde faaliyet gösteren teşebbüsler rakip olarak kabul edilecektir. Bir başka anlatımla, farklı bölgelerde faaliyet gösteren teşebbüsler, tüketiciler için alternatif bir arz kaynağı olarak ve farklı bölgelerdeki tüketiciler de, teşebbüsler için alternatif bir talep kaynağı olarak görülebiliyorsa, o takdirde bu bölgelerin aynı coğrafi piyasa içerisinde mütalaa edilmesi gerekmektedir.

Avrupa Birliği Hukukunda 6. maddeye karşılık gelen Roma Antlaşması’nın 86. maddesinde de, hakim durumun kötüye kullanılması, Ortak Pazar’da veya onun önemli (esaslı) bir kısmında” gerçekleşmesi halinde yasaklanmakta, fakat önemli bir kısmın Ortak Pazarın bütününden nasıl ayrılacağına ilişkin herhangi bir ölçüte yer verilmemektedir. Adalet Divanı ve Komisyon uygulamalarında ise, ilgili coğrafi piyasa ve özellikle Ortak Pazar’ın önemli kısmı ifadeleri genellikle dar yorumlanmakta ve bu bağlamda, bir üye ülke ve hatta bir üye ülkenin bir kısmı dahi, ilgili coğrafi piyasa olarak kabul edilebilmektedir. Genel olarak benimsenen tanıma göre ilgili coğrafi piyasa, “rekabet şartlarının yeterince homojen olduğu ve diğer bölgelerden bu şartlar bakımından önemli ölçüde farklılık gösteren bölgelerdir”. Rekabet şartlarındaki farklılık ise, ilgili malların taşıma maliyetleri, fiziksel

nitelikleri, ticari özellikleri hukuki engeller ve tüketici alışkanlıkları gibi faktörlerden kaynaklanabilmektedir.

Avrupa Birliği Hukukunda bu faktörlerden özellikle taşıma maliyetleri temel kriter olarak ele alınmakta ve malın fiziksel özellikleri ve taşıma olanaklarına bağlı olarak, nakliye ücretinin çok düşük olduğu durumlarda coğrafi piyasa Ortak Pazar’ın bütünü olarak kabul edilmektedir.

İlgili coğrafi piyasanın tespit edilmesinde, teorik prensipler açısından Avrupa Birliği Hukuku ve Türk Hukuku açısından bir farklılık bulunmadığı halde piyasaların ayrılmasında kullanılacak olan faktörler ve bunların sonuçları açısından önemli ayrılıkların ortaya çıkması ihtimali vardır. Genel olarak bu muhtemel farklılıklar, Avrupa Birliği’nin siyasi, sosyal ve coğrafi yapısından kaynaklanmaktadır. İlk olarak Birliği oluşturan farklı devletler ve vatandaşları, bunların farklı kültür, gelenek ve alışkanlıkları piyasaların belirlenmesinde önemli bir etkendir ve Ortak Pazar dahilinde piyasaların ayrılması sonucunu doğurur. Bunun yanı sıra, üye ülkeler arasında henüz tam olarak hayata geçirilemeyen malların ve hizmetlerin serbest dolaşım prensibi de, coğrafi açıdan piyasaların bölünmesine yol açan etkenlerdendir. Siyasi açıdan üniter bir devlet olan ve coğrafi sınırlar açısından da Avrupa Birliğine kıyasla oldukça küçük olan Türkiye’de, piyasaların birbirlerinden ayrılması ihtimali daha zayıftır ve bu nedenle somut olay karşısında bölgeler arasında rekabet şartları açısından ciddi farklılıklar bulunmadığı sürece, coğrafi piyasanın ülkenin bütünü olarak kabul etmek, ekonomik gerçeklere daha uygundur. Buna karşılık, Türkiye coğrafyasının gösterdiği fiziksel özellikler, ulaşım altyapısının zayıflığı, bölgeler arası gelir dağılımındaki farklılıklar (ve bazı bölgelerde görülen terör olgusu), coğrafi piyasaların ayrılmasında etken olabilecek önemli faktörler olarak nitelendirilebilir. Coğrafi piyasaların ayrılmasında kullanılacak olan faktörler ve bunların muhtemel sonuçları, Rekabet Kurulu’nun ve Mahkemelerin somut olaylar karşısında oluşturacağı içtihatlarla ortaya çıkacaktır153.

153BBD, BİRYAY ve YAYSAT’ın gazete ve dergi dağıtımını yurt çapında gerçekleştirdikleri dikkate

Benzer Belgeler