• Sonuç bulunamadı

Hindi-Kuş ve Đndus Medeniyetleri

1.2. Sümerlerin Menşei

1.2.1. Hindi-Kuş ve Đndus Medeniyetleri

Yukarıda bahsettiğimiz üzere, arkeolojik bulgular Sümerlerin Mezopotamya’da güney-kuzey yönlü bir hareket izlediklerini göstermektedir. Buradan yola çıkarak Sümerlerin Hint yarımadasından deniz aracılığıyla Mezopotamya’ya gelmiş oldukları

58 C. W. Ceram, Tanrılar Mezarlar ve Bilginler “Arkeolojinin Romanı”, Çev., Hayrullah Örs, Đstanbul

1994, s. 261.

59 Nazmi Özçelik, Đlk Çağ Tarihi ve Uygarlığı, Ankara 2002, s. 47.

60 Şerefxan Cizirî, Anadolu’dan Mezopotamya’ya Tarih ve Uygarlık, Ankara 1997, s. 96.

61 Mezopotamya’da, Fırat’ın kuzey batısında da aynı ismi taşıtan bir kent bulunmaktadır. Bilindiği gibi

günümüzde de kullandığımız yerleşim yeri adlarının bir çoğu Orta Asya kökenlidir. Bu durum Sümer- Türkmen bağları açısından oldukça dikkat çekicidir.

62 Viktor Sarianidi, “Gadımı Garagumuň Beyik Medeniyeti”, Türkmen Medeniyeti Jurnalı, Aşkabat 1994,

ileri sürülmüştür. Sümerlerin menşei konusunda yapılan tartışmalarda Hindi-Kuş Medeniyeti ve Đndus Medeniyetinin farklı başlıklar altında belirtilmesinden dolayı bu iki medeniyeti ayrı ayrı değerlendirmeyi uygun gördük.

1.2.1.1. Hindi-Kuş Medeniyeti

Afganistan’da yapılan kazılarda boyanmış çanak ve çömlekler ile çeşitli tarım aletleri bulunmuştur. Hindi-Kuş bölgesinin en önemli özelliği tarımla uğraşan insanlara ev sahipliği yapmış olmasıdır. Bu bölgede yetmişten fazla buğday çeşidi bulunmaktadır. M.Ö. 2000 yıllarında diğer bölgelerden gelen insanların istilasına uğramışlardır. Tarımda ve çömlek yapımında oldukça usta olmaları sebebiyle ayrı bir önem taşırlar.63 Sümerlerin, diğer çağdaş toplumlara nazaran tarımda oldukça ileri bir seviyeye ulaşmış olmaları, sulama kanalları yapmaları ve araziyi ıslah etme konusunda oldukça bilgili olmaları, onların Mezopotamya’ya tarımda ilerlemiş bir bölgeden geldikleri fikrini ortaya çıkarmıştır. Sümerlerin Mezopotamya’da izlemiş oldukları yerleşimsel hareketin de etkisiyle bu bölgenin Hindi-Kuş olduğu ileri sürülmüştür.

1.2.1.2. Đndus Medeniyeti

Đndus Medeniyeti hakkında ne yazık ki yeterli bilgiler bulunmamaktadır. Belucistan’dan Cambay körfezine kadar büyük bir bölgeyi etkisine almış olmakla beraber bu medeniyetin özellikleri üzerindeki sis perdesi henüz aydınlanabilmiş değil. Bunda Đndus yazısının okunamamasının da etkisi büyüktür.64 Đndus Vadisi’nde, M.Ö. 4000’li yıllarda bakır dönemine geçildiği, M.Ö. 3000’li yıllarda ise etrafı surlarla çevrili şehirlerin oluşmaya başladığı görülür. Yerleşik hayatta görülen bu değişim beraberinde M.Ö. 2500 yıllarında Đndus Medeniyetinin oluşmasını sağlar. Yaklaşık olarak 700 yıl ayakta duran bu medeniyet, içerisinde 100’den fazla yerleşim yeri barındırmıştır. M.Ö.1800 yıllarında Đran istilası veya doğal afet sonucu yıkıldığı sanılır. Đndus Medeniyetinin ortaya çıkardığı iki önemli kültür şehri bulunmaktadır. Aynı zamanda başşehir unvanına da sahip olan bu şehirler Harappa ve Mohenjo-daro’dur. Đndus Medeniyetine ait en önemli özellikler bu iki şehirde yapılan çalışmalarda ortaya çıkmıştır.65

63 Mümin Köksoy, Nuh Tufanı ve Sümerlerin Kökeni, Ankara 2003, s. 199. 64 Uhlig, a.g.e., s. 182.

Harappa, Đndus Medeniyeti’nin en önemli iki şehrinden birisidir. Sümer tabletlerinde doğuya giden deniz yolları üzerinde üç önemli ticaret noktasının olduğunu söyler. Bunlar, Tilmun, Magan ve Đndus nehrinin denize döküldüğü yer olan Meluha’dır. Dolayısıyla Sümerler, Hint coğrafyasıyla yakın ilişki içerisindedir.66 Mezopotamya’da yapılan arkeolojik kazılarda Harappa mühürlerinin aynılarından bulunması da bu ilişkiyi göstermektedir.

Harappa ve diğer Đndus şehirlerinde dikdörtgen şeklinde bir planlama yapılmıştı. Aynı dönemdeki Sümer şehirlerine nazaran daha modern bir yapıya sahiptiler. Evlerde banyo ve su sistemlerinin bulunması, temiz ve kirli suyun farklı kanallarla ayrılması bölgenin sahip olduğu konfor ve hijyenin göstergesidir. Aynı zamanda altın ve değerli madenlerden yapılmış çeşitli takılar, ince taş işçiliğiyle hazırlanmış heykelcikler, bakır ve bronzdan yapılmış silahlar, ölçü ve tartı aletleri, çömlekçi çarkı ve üzerinde kısa yazıların bulunduğu birçok damga mührü de bölgede ki Đndus Medeniyetinin unsurlarıdır. Ekonomik faaliyetler yoğun bir şekilde gelişmiş özellikle Sümerlerle güçlü bir ticari ilişki içerisine girilmiştir. 67

Đndus nehrinin 5 km. batısında yer alan şehir, bu bölgenin Harappa ile beraber ikinci başkenti olan Mohenjo-Daro’dur. Yapay bir zemin üzerinde kurulan kalesinde, hamam, tahıl ambarı, çeşitli kararların alındığı toplantı salonu ve din adamlarının kalması için yapılmış bir yapı bulunmaktadır. Şehir ana cadde ve ara sokaklardan oluşmaktaydı. Evlerin kapıları ara sokaklara açılır, gündelik hayat evlerin iç avlularında geçerdi. Avlularda temiz su kuyuları bulunur, pis sular borular ve kanallar vasıtasıyla sokaklardaki atık su kanallarına oradan da pis su kuyularına giderdi. Kanalizasyon sistemlerinin ilk şekillerinin görüldüğü bu şehirde su çok önemli bir yer tutmaktaydı ve hijyene büyük önem verilmekteydi. Mimari yapı kerpiç ve pişmiş tuğlalardan oluşmaktaydı. Ahşap malzemenin de yoğun bir şekilde kullanıldığı bu mimari yapıların bazılarında süsleme amacıyla yapılmış ahşap ve taştan eşya ve heykeller bulunmuştur. Bunun yanı sıra tarıma büyük önem verilmiş evlerle beraber tahıl ambarları da kurulmuştur. Gelen yabancı istilaları, sık sık tekrarlanan sel baskınları ve yoğun yağış şehrin gerilemesine ve zamanla yok olmasına neden olmuştur.68

Mezopotamya’da Sümer kültürünün etkili olduğu dönemlerde daha geniş bir alanda etkili olan Đndus medeniyeti gerek şehirleşme açısından, gerekse madencilik

66 Uhlig, a.g.e., s. 177. 67 Köksoy, a.g.e., s. 201. 68 Köksoy, a.g.e., s. 202.

konusunda Sümerlerden yüksek bir seviyede bulunmaktaydı. Đndus kültürüne has karneol boncuklar gibi bazı nesnelerin Mezopotamya’da bulunması ve bu kültürün ulaşmış olduğu yüksek seviye Sümerlerin geldikleri bölge konusunda akıllara Đndus vadisini getirmiştir. Fakat gerek Đndus yazı sisteminin Sümer sistemine göre çok farklı oluşu, gerek ev sistemi, el aletleri ve plastik sanatlarda görülen farklılıklar bu görüşü zayıflatmaktadır. Sümer ve Đndus kültürleri arasındaki benzerlikler muhtemelen iki bölge arasında görülen yoğun ticari faaliyetlerin bir sonucudur.69