• Sonuç bulunamadı

Günümüzde Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu olarak bilinen ve Türkiye Cumhuriyeti‟nde ilk sosyal hizmet kurumu olan Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti‟nin kuruluĢ ve geliĢim serüveni hayli uzun ve eskidir. Mahalli nitelikli olmakla birlikte Himaye-i Etfal Cemiyeti, ilk kez 1908 yılında Kırklareli‟nde

kurulmuĢtur. Cemiyet, Balkan SavaĢı‟na kadar çalıĢmalarına devam etmiĢtir. 1917 yılında ise Ġstanbul‟da daha büyük yapıda ve teĢkilatlı olarak kurulmuĢtur. Bu sefer niteliği yerelden çok geneli kapsayıcıdır. Kırklareli‟nde kurulmuĢ olan Cemiyet de Ġstanbul‟a bağlanmıĢtır. Himaye-i Etfal Cemiyeti‟nin resmi olarak kuruluĢu ise Haziran 1921‟dir. Halk örgütlenmesinin bir neticesi olan cemiyet, Ekim 1921‟de faaliyete geçer (Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu, 1959; 5). Daha sonra Ģubelerini açmaya baĢlayan Cemiyet, 1. Dünya SavaĢı‟nın ortaya çıkardığı kimsesiz ve korunmaya muhtaç çocuklarla ilgilenmiĢtir. Cemiyetin birçok Ģubesi çalıĢmalarını uzun süre devam ettirememesine rağmen Ġstanbul‟daki merkez mütareke döneminde de çalıĢmalarına devam etmeye çalıĢmıĢtır. Himaye-i Etfal Cemiyeti dönemin padiĢahı Sultan Vahdettin tarafından kamu yararına çalıĢan cemiyet olarak kabul edilmiĢtir (ÇavuĢoğlu,1999;402).

Himaye-i Etfal Cemiyeti sadece vatan için canını verenlerin çocuklarına sahip çıkmakla kalmamıĢ, yurt içi ve yurt dıĢından topladığı yardımlarla korunmaya muhtaç bütün çocuklarla ilgilenmiĢtir ( Sertel,1987 :56). Nitekim onların muayene ve tedavilerini üstlenmiĢ, para yardımında bulunmuĢ, yiyecek yardımı, süt dağıtımı, doğum yardımı, okul malzemelerinin temini, kimsesiz çocukların okullara yerleĢtirilmesi, çocuk bahçelerinin ve çocuk kütüphanelerinin açılması gibi pek çok hizmette bulunmuĢtur (Çengelci, 1996). Himaye-i Etfal ya da sonraki adıyla Çocuk Esirgeme Kurumu devletin ve halkın desteği sayesinde gerçekleĢtirdiği bu hizmetleri ile Türkiye Cumhuriyeti‟nin sosyal hizmetler alanında takip edeceği yolu da aydınlatmıĢ oldu.

Himaye-i Etfal Cemiyeti‟nin kurulduğu gün, 30 Haziran 1921 tarihli karar defterinin ilk sayfasına cemiyetin amacı;

“I. Dünya Savası ve onu izleyen bir sürü çetin ve acılarla dolu savaşların

ülkemizde doğurduğu yıkımlardan olmak üzere, şehit çocukları ile bakım ve korunması millete kalan diğer sıkıntılara ve felaketlere uğranış çocukların milletçe korunması ve yedirilip içirilmesi ve öteki felaket görmüş çocuklar ve bütün memleket çocuklarının hayatlarının korunması, maneviyatlarının güçlendirilmesi, her birinin hayatla savaşmaya yatkın ve ülkeye faydası olabilecek düzeyde eğitilmesinin sağlanması, araştırılması ve hazırlanması ve geleceğimizin temeli olan, bugünkü ülke çocuklarının şefkatli bir gözle gözetilmesi ve bunun gerçekleştirilmesidir.”

Ģeklinde yansıtılmıĢtır. Sarıkaya; cemiyetin hizmet verdiği Ģehit evlatlarını yaĢ, tahsil ve kabiliyet derecelerine göre sanat okullarına, yatılı okullara, çırak olarak iĢ yerlerine, ticaret, ziraat okullarına, yetiĢtirme yurtlarına/kurum bakımına veya aileler yanına geçici veya temelli evlatlık olarak yerleĢtirip, sorunun yönetiminde etkin rol oynadığını belirtmektedir (Sarıkaya, 2007:322).

Ankara‟da 30 Haziran 1921 tarihinde kurulan Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti‟nin kurucuları ise Ģunlardır: Ġstanbul Mebusu Muhtar Bey, Büyük Millet Meclisi Reis-i Sanisi Raûf Bey, Kozan Mebusu Fevzi PaĢa, Ġstanbul Mebusu Doktor Adnan Bey, Bolu Mebusu Doktor Fuad Bey, Ġzmir Mebusu Yunus Nadi Bey, Sinop Mebusu Doktor Rıza Nur Bey, Tüccardan Erzurumlu Nafiz Bey, Bayezid Mebusu Doktor Refik Bey, Saruhan Mebusu Ġbrahim Süreyya Bey, Saruhan Mebusu Necati Bey, EskiĢehir Mebusu Abdullah Azmi Bey ile Heyet-i Merkeziye azaları; Niğde Mebusu Vehbi Bey, Edirne Mebusu Faik Bey, Edirne Mebusu ġeref Bey, EskiĢehir Mebusu Eyyüp Sabri Bey, Vasıf Bey, Aydın Mebusu Hoca Esad Efendi, Ertuğrul (Bilecik) Mebusu Hamdi Bey, Canik Mebusu Emin Bey, Ġzmir Mebusu Enver Bey‟dir. Cemiyetin reisliğine Ġstanbul Mebusu Muhtar Bey, Katib-i Umumiliğine Bolu Mebusu Dr. Fuad Bey, Muhasipliğe ise Niğde Mebusu Vehbi Bey seçilir (Sarıkaya,2005;15).

Kurumun kurucu baĢkanı olan Fuat Umay‟ın, 20 yıllık hizmetlerini değerlendirdiği bir konferansta, 3.469.990 çocuğa hizmet verildiği, bunlardan 2.334.168 çocuğa süt ve sıcak yemek verilmek suretiyle, geri kalan 1.135.822 çocuğa da giyim yardımı, tıbbi yardım, okula göndermek suretiyle yardım edildiği açıklanmıĢtır (Umay, 1941:27).

Milli Mücadele‟de savaĢ sahası olan köylerde kimsesiz çocukların çokluğunu ve yıkılmıĢ olan evlerin duvarları diplerinde yaĢayan bu yavruların korunmaları lüzumunu Fevzi Çakmak PaĢa Türkiye Himaye-i Etfal Kurumuna gönderdiği bir telgrafla bildirmiĢtir. Milli Mücadele‟nin yoğun bir Ģekilde devam ettiği o karanlık günlerde Atatürk‟ün Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunu 1921 yılında kurdurarak, öksüz, yetim ve muhtaç çocuklar ile muhtaç anneleri devletin himayesi altına alınmasını sağlaması onun bu konularda ne kadar duyarlı olduğunu bir ifadesi olmuĢtur.

Nitekim Acar, Atatürk‟ün yetim ve öksüz çocukların bakımını ve ilerleyen yıllarda geniĢleyerek devam eden çocuk refahı çalıĢmalarını, sivil toplum örgütü olarak faaliyet gösteren bir kurumun sorumluluğuna bırakmasını, üzerinde durulması gereken konulardan birisi olarak görmektedir. Acar, bunun iki nedeni olabileceği düĢüncesindedir. Birincisi, çocuk refahı çalıĢmalarını ve daha da genelde “yeni değerler” ile yetiĢen bir kuĢak yaratma çalıĢmalarını, toplumun desteğini sağlayarak yürütme amacıdır. Dolayısıyla bu hizmetler doğrudan devlet tarafından verilmemiĢ ancak devlet kurumları, TÇEK‟ in çalıĢmalarına her açıdan destek vermiĢlerdir. Ġkincisi ise, dönemin içinde bulunduğu ekonomik Ģartlardır. Kamu kaynaklarının kısıtlı olması, Yeni Türkiye Cumhuriyeti‟nin birçok alanda yatırım yapmasını ve çalıĢmalarını finanse etmesini engellemektedir. Bu nedenle çocuk koruma hizmetinde, halkın finansal desteğini sağlamak amacının da göz önünde bulundurularak sorumluluk Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu‟na bırakılmıĢtır (Acar, 2004:47).

Türkiye Himaye-i Etfal Cemiyeti‟nin ismi 1934‟te “Çocuk Esirgeme Kurumu” olarak değiĢtirilmiĢtir. 1949 yılında çocuk hizmetlerinde kamusal yetkiyi ve örgütlenmeyi ifade eden “Korunmaya Muhtaç Çocuklar Hakkında Kanun” kabul edilerek, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı‟na çeĢitli yasal görev ve sorumluluklar verilmiĢtir. 1983 yılında ise “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü(SHÇEK)” kurulmuĢtur (Çengelci, 1996:7-8). Bu çerçevede 24.05.1983 tarihinde kabul edilen 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu ile bu çocukların bakımı, yetiĢtirilmesi ve topluma kazandırılması görevi SHÇEK Genel Müdürlüğü‟ne verilmiĢtir. Ayrıca Korunmaya Muhtaç Çocukları Koruma Birlikleri, belediyeler, il özel idareleri, Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve Çocuk Esirgeme Kurumu bünyelerinde oldukça dağınık olan kamu sosyal hizmet uygulamaları, tek bir çatı altında toplanmıĢtır (Cebe, 2005:53). Kurum önce, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı‟na, 1989 yılında da BaĢbakanlık‟a bağlanmıĢtır (Cengelci, 1996;8). 2011 yılında ise SHÇEK kapatılarak bu kuruma ait iĢ ve iĢlemlerin tamamı yeni kurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı‟na devredilmiĢtir (Türkmen, 2005:11-22).

2.4. Türkiye’de Cumhuriyet’ten Günümüze Korunmaya Muhtaç