• Sonuç bulunamadı

Hilenin ÇeĢitleri

B. Hile (Tağrîr, Tedlîs)

3. Hilenin ÇeĢitleri

Hilede, akdin taraflarından birinin veya onunla anlaĢmıĢ bulunan üçüncü bir Ģahsın diğer tarafı aldatmak için çeĢitli vasıtaları kullanması bakımından hile üç kısma ayrılmaktadır:

a. Fiilî Hile

Fiilî hile, “akdin taraflarından birinin diğer tarafı akid yapmaya razı edebilmek için bir fiil vasıtasıyla akdin konusu hakkında hile yapması durumu” olarak tanımlanmaktadır.214 Bu tür hile iki Ģekilde gerçekleĢir:

1) Akdin konusundaki bir ayıbı örtüp onu ayıpsız gibi göstermek. Mesela, eski bir elbiseyi boyayıp yeni gibi arzetmek, kullanılmıĢ bir arabayı hiç kullanılmamıĢ gibi göstermek için kilometre sayacını sıfırlamak bu çeĢide örnek olarak gösterilebilir. Bu hilelerden zarar gören taraf, Ģayet malın gizlenmiĢ olan ayıplarından haberdar olsaydı ya akid yapmayacak veya o malı ödediği fiyatla kabul etmeyecekti.215

2) Akdin konusunu olduğundan üstün nitelikte gösterip fiyat artıĢına sebep olmak. Mesela, kalitesi düĢük bir mala, aynı cins fakat kaliteli bir malın damgasını vurmak, kalori değeri yüksek olan kömüre düĢük kalitelisini karıĢtırmak, sütsüz ineğin memelerini bağlayarak süt biriktirmek ve alıcıya çok süt varmıĢ gibi

213 Eren, Borçlar Hukuku, 359–361; Yıldırım, Hile, 95–96. 214

Karadâğî, Mebdeü‟r-rızâ, I, 606–607; Karaman, Mukayeseli Ġslâm Hukuku, II, 142─143; Arı,

Rıza ile Ġrade Arasında Uyumsuzluk, 169.

215 Zerkâ, el-Medhal, I, 383; Karaman, Mukayeseli Ġslâm Hukuku, II, 143; Arı, Rıza ile Ġrade

göstermek, satacağı malı iyisi üste kötüsü alta gelecek Ģekilde istiflemek bu kısmın örneklerindendir.216

b. Sözlü Hile

Sözlü hile, “akdin taraflarından birinin diğer tarafı akde razı edebilmek için yalan beyan veya hileli arttırma (neceĢ) vasıtasıyla hile yapması durumu” olarak tanımlanmaktadır.217 Ġslâm hukukçularının en çok üzerinde durdukları sözlü hile çeĢitleri neceĢ ve yalan beyandır.

ba. NeceĢ (Hileli Arttırma veya Eksiltme)

NeceĢ sözlükte “duyurmak, herkese yaymak; tahrik etmek, harekete geçirmek” anlamlarına gelmektedir.218 Buna üçüncü Ģahsın hilesi de denmektedir.219 Terim olarak, “satıcının anlaĢtığı kiĢinin, mala karĢı büyük rağbet bulunduğu kanaatini uyandırmak için, satın almak istiyormuĢ gibi görünerek satıcının malına değerinden fazla fiyat teklifinde bulunmak suretiyle fiyatı yükseltmesidir.”220 NeceĢin bir baĢka Ģekli Mâlikî fakihlerinin benimsediği, malın ucuz bir fiyatla satın alınabilmesi için artırmadan çekilmek veya belirli bir fiyatın üzerine çıkmamak üzere müĢterinin arttırmaya katılan diğer alıcılarla anlaĢmaları Ģeklinde gerçekleĢmesidir. Bu Ģekildeki neceĢin hile sonucunu gerçekleĢtirmesi için müĢterinin, alıcıların hepsi veya çoğu ile anlaĢmıĢ olması gerekir.221

NeceĢ, müĢterinin iradesini bozan sözlü bir hiledir. SatıĢa sunulan mala gerçek değerinden fazla fiyat verildiğini gören müĢteri, o malın piyasada verilen fiyatla satılmakta olduğunu sanarak irade beyanında bulunup akid yapacaktır. Hâlbuki o malın gerçek değeri, satıcıyla anlaĢan kimsenin (nâciĢ) verdiği fiyat değildir. Bu

216 Buhârî, “Büyû„”, 64; Müslim, “Büyû„”, 7, 11; Ebû Dâvûd, “el-Büyû„ ve‟l-icârât”, 48; Tirmizî,

“Büyû„”, 29; Karaman, Mukayeseli Ġslâm Hukuku, II, 143; Arı, Rıza ile Ġrade Arasında Uyumsuzluk, 171.

217

Karadâğî, Mebdeü‟r-rızâ, I, 606; YaĢaroğlu, Gabin, 39–40.

218 Ġbn Manzûr, Lisânü‟l-ŤArab, “n-c-Ģ” maddesi, VI, 351; Zebîdî, Tâcü‟l-Ťarûs, “n-c-Ģ” maddesi, IV, 354.

219 Karaman, Mukayeseli Ġslâm Hukuku, II, 147; YaĢaroğlu, Gabin, 42. 220

Ġbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 148; Mevsılî, el-Ġhtiyâr, II, 31; Haccâvî, el-ĠknâŤ, II, 91; Zerkâ, el-

Medhal, I, 377.

221 Senhûrî, Mesâdirü‟l-hak, II, 73; Zerkâ, el-Medhal, I, 379; Arı, Rıza ile Ġrade Arasında

durumda müĢterinin rızası, doğru olmayan bilgilere dayalı olarak meydana geldiği için bozuktur.222

bb. Yalan Beyan

Taraflardan birinin diğer tarafa, onu akid yapmaya sevkedecek nitelikte yalan beyanda bulunması sözlü bir hiledir. Ġslâm hukukçuları bu çeĢit hileyi, güven esasına dayanan satıĢlarda (bey„u‟l-emânât)223 “satıĢa sunulan malın maliyeti veya piyasa fiyatları hakkında yalan beyanda bulunma” baĢlığıyla ele almıĢlardır:

Maliyet fiyatı hakkında yalan beyan: Güven esasına dayanan satıĢlarda malın

maliyet fiyatı önemlidir. Çünkü müĢteri sadece satıcının beyan ettiği maliyet fiyatını esas alarak akid yapar. Bu bakımdan satıcı, murâbaha,224

tevliye,225

iĢrâk226 ve vadî„a227 türlerinde yapacağı bir satım akdinde, satıcının beyanına duyulan güvenin gereğini yerine getirip maliyet fiyatları hakkında karĢı tarafa doğru bilgi vermelidir. Zira bu çeĢit satıĢlarda daha çok ticari tecrübesi ve kabiliyeti yetersiz olan kimseleri aldatılmaktan koruma hedeflenmektedir. Bu hedefe ulaĢmak için Ġslâm hukuku güven esasına dayanan satıĢlarda dürüst davranmayı emretmiĢ ve tek baĢına yalan söylemeyi hile kabul etmiĢtir. Satıcının, sadece maliyet fiyatının miktarını değil, onunla ilgili fiyatı etkileyebilecek her türlü bilgiyi detaylı bir Ģekilde vermesi gerekir.

222

Ġbn Kudâme, el-Muğnî, IV, 148–149; Nevevî, Ravda, III, 77–78; Arı, Rıza ile Ġrade Arasında

Uyumsuzluk, 174; Arı, “Hile”, 254.

223 Ġslâm hukukunda fiyat tespitinde mâliyet fiyatının esas alınıp alınmamasına göre satım akidleri iki kısma ayrılmaktadır: Müsâveme: Fiyat tespiti tarafların pazarlık ederek, maliyet ve kârı zikretmeksizin yaptıkları satım akdidir. Emâne: Fiyat tespiti akid konusu malın, satıcıya maliyeti esas alınarak yapılan satım akidleridir. Bu tür akidlere güven esasına dayanan satım akidleri denir. Güven esasına dayanan satım akidleri de dört çeĢittir: Murâbaha, Tevliye, ĠĢrâk, Vadî„a. (Bk. Kâsânî, Bedâi„, V, 220–226; Mevsılî, el-Ġhtiyâr, II, 33–35; Zerkâ, el-Medhal, I, 377; Karadâğî, Mebdeü‟r-rızâ, I, 648, 652; Bahrülulûm, „Uyûbü‟l-irâde, 590–591; Mecelle, md. 298; Çeker, Fıkıh Dersleri, 93–94; Arı, Rıza ile Ġrade Arasında Uyumsuzluk, dipnot 578.)

224 Maliyet üzerine kâr ekleyerek ve bunu müĢteriye söyleyerek yapılan satıĢtır. 225 Maliyetine satıĢtır. Piyasa kuralları ölçü alınarak masraflar, alıĢ fiyatına ilave edilir. 226

Kısmî tevliyedir. Malın bir kısmını maliyetine, diğer bir kısmını ise kâr ekleyerek satmaktır. Bir bakıma tevliye ve murabahanın birleĢtirilmiĢ Ģeklidir. Bu “eĢ-ġerike fi‟l-bey„”adıyla da anılır. 227 Maliyet fiyatından belli bir miktar indirimle yapılan satıĢtır. Buna “el-Muvâda„a ve el-muhâtta”

Bütün bunlara rağmen satıcı maliyet fiyatı hakkında yalan veya eksik bilgi verirse müĢteri aleyhine sözlü bir hile meydana gelmiĢ olur.228

Murâbaha, tevliye ve vadî„a yoluyla yapılan satım akidlerinde satıcının yalan beyanı (hıyaneti) ortaya çıksa müĢteri muhayyer olur. Buna “hıyanet muhayyerliği” denmektedir.

Murabahada satıcı, meselâ bin liraya almıĢ olduğu bir malı “Bin iki yüz liraya satın aldım.” demiĢ olsa veya ana mala eklenmesi Ģart olmayan masrafları eklemiĢ olduğu anlaĢılsa müĢteri buna muttali olunca muhayyer olur. Dolayısıyla müĢteri dilerse satım akdini fesheder, dilerse mebii konuĢulan fiyat (semen-i müsemmâ) ile kabul eder. ġâfiî ve Hanbelîlere göre murabahada satıcının yalanı ortaya çıksa müĢteri, asıl semenden fazla olan miktar ile onun mukabilindeki kârı iskat edebilir.

Fakat tevliyede satıcının yalan beyanı (hıyaneti) ortaya çıksa müĢteri, yalan beyan sebebiyle meydana gelen fiyat artıĢını düĢerek akdi kabul eder. Meselâ satıcı, bir malı bin liraya almıĢ olduğunu söyleyerek yine bin liraya sattıktan sonra, o malı sekiz yüz liraya almıĢ olduğu tahakkuk etse müĢteri, o malı sekiz yüz liraya alır. Bin lirayı satıcıya vermiĢ ise iki yüz lirayı geri almaya hak kazanır. Aksi takdirde tevliyede bulunmamıĢ olur.

VadîŤ aya gelince; satıcının bunda hıyaneti ortaya çıkarsa bakılır: Eğer hıyanet ile beraber vadîŤ a yine vadîŤ a olarak kalırsa müĢteri muhayyer olur. Dilerse mebii terk eder, dilerse semen-i müsemmanın tamamıyla kabul eder. Fakat vadîŤ a olmaktan çıkarsa müĢteri hıyanet miktarını tenzil ile mebii zapteder. Meselâ satıcı, kendisine on liraya mal olduğunu söylediği bir Ģeyi sekiz liraya satıp da o Ģeyin kendisine dokuz liraya mal olduğu daha sonra anlaĢılsa vadîŤ a, yine vadîŤ a olmaya devam eder. Fakat yedi liraya mal olduğu anlaĢılsa vadîŤa olmaktan çıkar.229

Piyasa fiyatı hakkında yalan beyan: Güven esasına dayanan satım akidlerinde,

satıĢ konusu malın maliyet fiyatı önemli olduğu gibi fıkıh âlimleri tarafından

228 Senhûrî, Mesâdirü‟l-hak, II, 154–155; Karaman; Mukayeseli Ġslâm Hukuku, II, 143–144; Arı,

Rıza ile Ġrade Arasında Uyumsuzluk, 176–177.

“telâkki‟s-sileŤ ”, “telakki‟l-celeb”, “telakki‟r-rukbân”230 baĢlıkları altında incelenen, Hanbelî ve Mâlikî mezheblerinde “bey„u‟l-müstersil”231

adıyla ele alınan iki tip sözleĢmede de piyasa fiyatı özel bir önem taĢır.232

Bu iki tip akidde alıcı ucuz bir fiyatla mala sahip olma, satıcı ise malını gerçek değerinden daha yüksek bedelle satmak için piyasa fiyatları hakkında yalan beyanda bulunmaktadırlar. Kendisine karĢı böyle yalan beyanda bulunulan kimsenin beyan ettiği irade bozuk olarak meydana gelmektedir.233

c. Gizleme ve Susma Vasıtası ile Hile

Satıcının konuĢması gereken yerde, muhatabını aldatmak için susması ve neticesinde ayıplı bir malı satması durumunda gizleme ve susma vasıtası ile hile gerçekleĢmiĢ olur. Satıcının susması ile alıcı üzerinde, malın ayıpsız olduğu Ģeklindeki yanlıĢ kanaat devam etmiĢ olmaktadır. 234

Ġslâm hukukuna göre, akid konusunu teĢkil eden malın bütün ayıplarının açıklanması gerekir. Bu açıklamada bulunmayarak maldaki ayıpları gizlemek haramdır. Konu ile ilgili birçok hadis mevcuttur.235