• Sonuç bulunamadı

Hikâye devam ederken gelişen ya da büyüyen bir karaktere yer verilmiş mi? (Karatay, 2011:101-102)

Sorular, incelenen çocuk kitaplarında araştırmacının çok yönlü bir bakış açısına sahip olmasında destek vericidir. Doğru soruları arayan araştırmacılar için cevapları bulmak ve değerlendirmek daha anlamlı hale gelmektedir.

2.2.5 Kurgu (Kurulum)

Anlatı türü metinlerinde bulunan önemli bir ögede olaydır. Özdemir, anlatı türündeki eserlerde neyi olay kabul etmemiz gerektiği hususunda şu ölçüyü savunmuştur: “Anlatıma dayalı metinlerde, her gelişmeyi bir olay kabul etmemiz mümkün olamayacağından, biz metinlerde “genel akışı etkileyen ve ilgi çeken gelişmeleri” olay kabul etmenin daha doğru olacağını düşünüyoruz.” (Özdemir, 2010:142) Özdemir, büyük metni anlamanın zor olduğu durumlarda uygun yöntemi seçmenin önemine değinmiştir: “Anlatıma dayalı metinlerde, kelime boyutunda başlayan bu anlama faaliyeti, büyük metnin “olay örgüsü”, “şahıs kadrosu”, “ana düşünce” ve “yardımcı düşünce”lerine kadar genişler. Dolayısı ile “büyük metni” anlamak biraz daha zorlaşır. İşte bu noktada imdadımıza çeşitli okuma yöntemleri yetişir. Bu okuma yöntemleri sayesinde anlatıma dayalı metinlerin anlaşılmaları daha da kolaylaşır. Bu kolaylık aynı zamanda çocukların veya yetişkinlerin okuma kültürü edinmelerini ve okuduklarından edebi bir zevk almalarını sağlaması açısından da ayrıca önem taşımaktadır.” (Özdemir, 2010: 140). Sever, çocuk edebiyatı eserlerinde, okuyucunun ilgisine ve merakını canlı tutan dört çeşit çatışma türünden söz eder:

 Kişi-kişi çatışması,

 Kişinin kendisiyle olan çatışması,  Kişi-doğa çatışması,

 Kişi-toplum çatışması (Sever, 2008: 128).

Sever, bir anlatıda çatışmanın galibinin önceden tahmin edilmesinin anlatıdaki merak ögesini zayıflatacağı için okuyucunun ilgisinin de azalacağını, hatta sonlanacağını belirtir (Sever, 2008:137). İyi yazılmış çocuk kitaplarında çatışmalar, heyecan ögesiyle dengeli olarak gelişir. Fakat olaylar tamamen çözüme

36

kavuşturulmaz, yeni çatışmalara zemin hazırlanır. (Karatay, 2011:103) Karatay’ın da belirttiği gibi, “2-7 ve 7-9 yaş gelişim düzeyindeki çocuklar için hazırlanan çocuk kitaplarında kurgu, olaylar neden sonuç ilişkisi ile gelişmeli ve zaman doğrusal olarak ilerlemeli, kurguda geri dönüşlere (flash back) yer verilmemelidir. Bu yaş düzeyindeki çocukların kronolojik zaman algıları henüz) yeteri kadar gelişmediğinden kurgudaki geri dönüşler, olayın oluş nedenlerini karıştırmalarına neden olabilir. Bunun için kurgudaki olaylar neden sonuç ilişkisi ve doğrusal ilerleyen zaman akışı içinde verilmelidir.” (Karatay, 2011:103) Özellikle çocuk okuyucuları hikâyede tutabilmek, kurgunun durumuna bağlıdır. Çocukların dikkatini ilk olarak çeken unsur kitabın kapağı, ilginin devamını sağlayan unsur ise kurgudur.

2.2.6 İleti

Ana düşünce ya da yaygın olarak kullanılan diğer adıyla ana fikir, yazarın metinde okuyucuya ulaştırmak istediği mesajın en kısa ifadesidir. Ana düşünce bir metinde anlatılanların bir yargı oluşturabilecek şekilde somut olarak dile getirilmesi diye de tanımlanır (Aktaş ve Gündüz, 2002). İleti/mesaj olarak da bilinen ana fikir yazarın anlatma amacıdır. Sever, iletiyi şöyle tanımlamıştır: “İleti (ana düşünce), yazarın okurla paylaşmak istediği asıl düşüncedir. Öğretici metinlerde, yazarın savunduğu, vermek istediği düşünce biçiminde de tanımlanabilir.” (Sever, 2008:140). Genel olarak ana düşünce metinde beş farklı konumda işlenebilir: “metnin başında, ortasında, sonunda, hem başında hem sonunda ve doğrudan verilmeden metnin tamamında bulunur ve okuyucunun bilişsel gelişim düzeyine bağlı olarak metinden çıkarılır”. (Karatay, 2011). Çocuk kitapları, vermeye çalıştıkları iletilerle çocukların yaratıcı düşünme, problem çözme ile ilgili bilişsel becerileri kadar ahlaki ve kişilik gelişimlerine olumlu katkılar sağlayarak onların sosyalleşmelerine yardımcı olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, çocuk kitaplarının, çocuğun sadece eğlenceli zamanlar geçirmesine katkı sağlama işlevi yoktur. Çocuk, okuduğu kitapla hem zevkli vakit geçirmeli hem de çeşitli sosyal, milli, dini ve ahlaki değerleri kazanabilmelidir. Bu noktada çocukların özellikle özdeşim kurabildikleri karakterler önem kazanmaktadır.

37 2.2.7 Dil ve Anlatım

Bir edebi eserde anlatımda kullanılan cümlelerin uzunluğu, sözcüklerin türü, uzunlukları, günlük hayatta kullanım sıklıkları, mecaz veya gerçek anlam taşımaları çocukların okuduğu metni anlama düzeyini etkiler (Karatay, 2011:109). Bir çocuk edebiyatı eserinin, çocuk okurun onu anlayıp, değerlendirerek beğenebileceği dil ve anlatım özelliklerini taşıması gerekir. Nitekim, çocuk edebiyatını yetişkin edebiyatından ayıran en önemli noktayı sahip olduğu dil ve anlatım özellikleri oluşturmaktadır. Sever’in (2008:145) de belirttiği gibi, “Çocuk kitaplarının, çocuğa göre olmasını belirleyen en önemli özelliği dili ve anlatımıdır”. Çocuklara Türkçenin yaratıcı gücünün ve imkânlarının duyumsatılması, onlardaki hayat ve insan algısını derinleştireceği gibi, bir araç olarak sunulan çocuk hikâye ve romanı ile etkileşime giren okuyucunun donanımını da arttıracaktır (Sever, 2008). Çocuk kitapları çocuğun söz varlığını, dolayısıyla da düşünce dünyasını geliştirir, kültürel açıdan farkındalık düzeyini artırır. Çocuk kitaplarında, dilin anlatım imkânları kullanılırken çocukların bilişsel gelişim düzeyleri dikkate alınmalıdır. (Karatay, 2011:109)

Çocuk-kitap etkileşiminin niteliğini belirleyecek temel etken olan çocuk kitaplarında yer alan “dil ve anlatım” özelliklerinin çocuk edebiyatının temel ilkeleriyle uyumlu olup olmadığını değerlendirmek için aşağıdaki sorular çerçevesinde incelenmesi gerekmektedir:

Yazar, metinin bütününü oluştururken kısa ve yalın cümlelere yer vermiş midir? Kahramanlarını konuştururken düz cümleler mi devrik cümleler mi kullanmıştır? Eserde seviyeye göre anlaşılması zor olan kavram, terim ve deyimler yer almakta mıdır? Çocukların dünyasına uygun özellikler taşıyan renkler (tonlar) var mıdır? Eserde kullanılan söz varlığı okurun dilsel gelişimini destekleyecek şekilde mi kurgulanmıştır? Her eser belirtilen alt kategorilere göre taranacak ve elde edilen veriler buna göre tasnif edilecektir. Söz varlığının alt kategorileri şunlardır:

 Atasözleri,  Deyimler,  İkilemeler,  Terimler,  Kalıplaşmış sözler,  Yabancı kelimeler,

38  Bilmeceler,

 Tekerlemeler,  Argo kelimeler,  Anadolu ağızları.

Dil ve Anlatım’da her eserde şu sorulara cevap aranacaktır:

1. Türkçenin anlatım gücü ve imkânları çocuğa görelik ilkesi dikkate alınarak sezdirilmiş midir?

2. Anlatım; duru, akıcı ve yalın mıdır?

3. Noktalama işaretleri ve yazım kuralları, çocuğa doğru bir şekilde sezdirilmiş midir?

4. Metindeki dilsel kullanım çocukların hayal gücünü geliştirici nitelikte midir? 5. Metin aracılığıyla çocuğun dil bilinci ve duyarlığı seviyeye uygun bir şekilde uyarılmış mıdır?

6. Metinde; arkaik (eskicil) ve yabancı kelimelerin kullanılmasından uzak durulmuş mudur?

7. Kelimelerin, deyimlerin, tamlamaların vb. bağlam içinde kullanımı, çocuğun seviyesine uygun mudur?

8. Anlatım, çocuğun beş temel duyusunu geliştirici özellikte midir?

9. Türkçenin temel sözvarlığı, çocuğun dilsel seviyesinin geliştirilmesini destekleyecek biçimde mi örneklendirilmiştir?

10. Dil ve anlatım, çocuğun metni alımlamasına imkân sağlayıcı nitelikte mi düzenlenmiştir?

11. Metin, çocukta temel dil becerileri olan okuma, yazma, dinleme ve konuşma isteğini teşvik edici özellikte midir?

2.3 İLGİLİ ARAŞTIRMALAR

Behiç Ak ile ilgili daha önce yapılmış üç yüksek lisans tezi tespit ettik. Bunlardan ilki, Deniz Kaptan tarafından yapılan, Mekanın Tiyatralliği ve Bir Örnek Olarak

39

Behiç Ak Oyunları (Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Tiyatro Kuramları Eleştiri ve Dramaturgi Anabilim Dalı, 2006). Diğeri Hikmet Canbay tarafından yapılan Behiç Ak’ın Çocuk Kitaplarının Doğacı Zekâ Alanı Açısından İncelenmesi (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı, 2011). Sonuncusu ise, Dilara Ünalan tarafından yapılan, Modern İnsanın Trajik Hayatına Katlanabilmesinin Bir Yolu Olan Kara Komedi Ve Bu Bağlamda Behiç Ak’ın Tek Kişilik Şehir Ve Güngör Dilmen’in Canlı Maymun Lokantası Adlı Oyunlarındaki Garson Karakterlerinin İncelenmesi, (Bahçeşehir Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İleri Oyunculuk Anabilim Dalı, 2016).

1. Deniz Kaptan tarafından yapılan, Mekânın Tiyatralliği ve Bir Örnek Olarak Behiç Ak Oyunları adlı yüksek lisans tezi Yrd. Doç. Dr. Tülin Sağlam danışmanlığında “Tiyatro Kuramları Eleştiri ve Dramaturgi Anabilim Dalı’nda tamamlanmıştır. Tezin yapılmasındaki temel amaç; Behiç Ak oyunlarının dramaturgisinde mekânın tiyatralliğinin Behiç Ak’ın oyunlarında nasıl oluştuğunu tespit etmektir. Bu amaç çerçevesinde tezde; oyunlarda mekânın işlevi ve dönüşümü ele alınmış, oyun kişilerinin mekânın dönüşümünü destekleyen yönelimleri belirlenerek, mekânın tiyatralliğinin Behiç Ak dramaturgisindeki yeri ve önemi tespit edilmeye çalışılmıştır, belirlenmiştir. Tez; üç ana bölümden oluşturulmuştur: I. Bölümde, Tiyatrallik Düsüncesi üzerinde durulmuştur. II. Bölümde Mekan başlığı altında Gösterimin Alanı Olarak Mekanın Gelisimi, Dramaturjik Bir Birim Olarak Mekanın Gelisimi ve Mekanın Tiyatralliği incelenmistir. III. Bölümde ise Behiç Ak oyunlarında mekanın tiyatralliği çözümlenmiştir.

2. Hikmet Canbay tarafından yapılan Behiç Ak’ın Çocuk Kitaplarının Doğacı Zekâ Alanı Açısından İncelenmesi adlı yüksek lisans tezi Yrd. Doç. Dr. Zeynep Çetinkaya danışmanlığında Türkçe Eğitimi Anabilim Dalı’nda tamamlanmıştır. Bu tezde; Behiç Ak’ın çocuklara yönelik olarak yazdığı kitaplarda yer alan doğa ile ilgili durumların “doğacı zekâ” alanıyla ilişkisi tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda öncelikle ilgili literatür taranarak doğacı zekâ alanına ilişkin temel özellikler belirlenmiştir. Daha sonra, bu özellikler kendi içinde gruplandırılmış; oluşturulan liste, alanında uzman üç kişiye gönderilmiş ve uzman görüşleri doğrultusunda inceleme ölçeğine son şekli verilmiştir. Son hâliyle ölçek, “sınıflandırma”, “doğa sevgisi” ve “farkında olma” olarak üç alt boyuta ayrılmıştır.

40

Araştırmanın sonucunda; “doğacı zekâ” alanına ait özelliklerin en çok “Ayşe’nin Bulut Projesi” ve “Dikkat Su” kitaplarında yer aldığı tespit edilmiştir. Tez dört ana bölümden oluşturulmuştur: 1. Bölümde; problem başlığı altında; Türkçe öğretimi, Türkçe dersi öğretim programı, çoklu zekâ kuramı, doğacı zekâ alanı, çocuk kitapları, Behiç Ak’ın hayatı ve edebî kişiliği, problem durumu, araştırmanın amacı, önemi, varsayımlar ve tanımlar üzerinde durulmuştur. 2. bölümde, yöntem, araştırmanın modeli, çalışma grubu, verilerin toplanması ve çözümlenmesi hakkında bilgiler verilmiştir. 3. bölümde, araştırmanın çalışma grubu üzerinde elde edilen verilere ilişkin bulgular ve yorumlara yer verilmiştir. 4. bölümde ise bulgular ve yorumlara bağlı olarak elde edilen sonuçlar üzerinde durulmuş, bunlara ilişkin önerilerde bulunulmuştur.

3. Dilara Ünalan tarafından yapılan, Modern İnsanın Trajik Hayatına