• Sonuç bulunamadı

Her İki Ülkenin İktisadi Gelişmelerine Bağlı Çatışma Alanları

1.2. SÂSÂNÎLER DÖNEMİNDE İRAN'IN İKTİSADİ YAPISI

2.1.1. Her İki Ülkenin İktisadi Gelişmelerine Bağlı Çatışma Alanları

Bizans İmparatorluğu ve Sâsânî Devleti Anadolu’nun doğusunda yaklaşık üç yüz yıl sınır komşusu olarak hâkimiyet kurmuşlardır. Bizans’ın kuruluşundan Sâsânî hükümdarı III. Yezdicürd döneminin sonuna kadar iki ülke arasında ticari, siyasi ve askeri çıkar çatışmaları devam etmiştir. Doğu Roma ve Sâsânî Devleti kendilerini dünyanın geri kalan tüm devletlerinden üstün görmekteydiler. Her iki devlette köklü bir tarihi geçmişe ve kültürel mirasa sahiplerdir. Hal böyle olunca doğuda sınır komşusu olan bu iki devletin mücadele etmesi, birbirlerine üstünlük kurmaya çalışması kaçınılmaz olmuştur (Baskıcı, 2009: 102).

Bizans-Sâsânî etkileşimde iktisadi yarış ön plandadır. Ekonomik üstünlüğü elinde bulunduran diğerine karşı çoğu zaman yarışa önde başlar düşüncesinden hareketle yol almışlardır. Bizanslılar doğu sınırlarındaki Sâsânî tehlikesinin her zaman farkındadırlar. Sınır bölgelerini koruyabilmek ve kontrol altında tutabilmek adına önemli askeri kaynak ayırmışlar zaman zaman başka devletlerle ve topluluklarla Sâsânîlere karşı ittifak içerinde olmuşlardır.

Mardin (Magygıç) şehri Bizans-Sâsânî mücadelesinde önemli konumdadır. Mardin Romalıların eline geçtikten sonra Romalılar halkını Yukarı Mezopotamya’ya yerleştirmiş Sâsânîlere karşı bir savunma sitemi kurmaya çalışmıştır. Diğer taraftan Sâsânî saldırılarını durdurmak için Hesnade-Kapha, Hısn-ı Keyfa (Hasankeyf), Tur

Abdin19, Hartem-i Ta’i kalelerini inşa etmişlerdir. Yine Dara şehrinde Anastasipolis, Savur ve Lorne savunma merkezleri yapmışlardır (Ahmetbeyoğlu, 2012: 544).

Sâsânîler; sınırlarını Bizans’a karşı korurken, maden kaynakları açısından zengin olan Anadolu topraklarının doğu kısımlarına sahip olabilmek için Bizans’la mücadele etmişlerdir. Trabzon ve çevresinden çıkartılan altın madenine sahip olmak iki devletin istediği bir şeydi. Bu sebeple Trabzon ve güneyi İran ve Bizans arasında sık sık el değiştirmiştir (Lemerle, 1994: 73). Bizans-Sâsânî sınırlında yer alan Dara20, Nisibis (Nusaybin) ve Amid21 (Diyarbakır) Anadolu’da iki devletin mücadele ettiği yerler arasındadır. Bu yerlerin ticaret ve stratejik öneme sahip olması iki devletin sürekli çatışma içerisinde olmasına neden olmuştur. Yapılan ticari antlaşmalarla iki ülke sınırındaki belli bölgelerde gümrük büroları oluşturulmuştur özellikle Nisibis’teki gümrük aracılığıyla her iki ülkenin tüccarları aktif bir şekilde ticari faaliyetlerini yürütmüşlerdir. 561’de karşılıklı yaptıkları antlaşmayla kaçakçılık yapılmasının önüne geçmeye çalışmışlar böyle bir durumla karşılaşıldığında uluslararası dava açma maddesini kabul etmişlerdir (Bahadır, 2011: 699)

İkili mücadelelere neden olan topraklardan biride Antakya, İskenderiye ve Kudüs’tür. Bu şehirler Bizans için hem dini hem ekonomik hem de stratejik açıdan çok önemlidir. Sâsânîler buraları Bizans’ın elinden alarak üstünlük sağlamaya çalışmıştır. Akdeniz limanlarına, Kudüs, Antakya, İskenderiye’ye ulaşmak isteyen Sâsânîler Suriye topraklarını ele geçirmeye çalışmışlardır. Bunu bazen şehirlere saldırarak bazen de bölge halkı Nesturileri Bizans’a karşı kışkırtıp kendi taraflarına çekerek yapma siyasetini benimsemişlerdir (Altungök, 2014: 55-56).

Siyasi çatışma alanları arasında tarım için çok verimli olan Mezopotamya toprakları yer almaktadır. Bu bölge hâkimiyeti için iki devlet dört yüz yıl savaşmışlardır. O dönemde Mezopotamya’daki tarım ürünleri Bizans’ın doğu sınırında yaşayan halklara

19 Aramca “Allah’ın kulları” anlamına gelen Tur-Abdin günümüzde Mardin’den aşlayarak kuzeyde

Hasankeyf’e, doğuda Cizye’ye ve güneyde Nusaybin’e kadar uzanan coğrafyaya verilen isimdir. Bizans ve Süryani kaynaklarında Tur- Abdin olarak zikredilirken ortaçağ boyunca Cebel Tur olarak da adlandırılmıştır (Streck, 1988: 98).

20 Dara şehri, Mardin’in yaklaşık 30 km doğusunda yer alan stratejik bir noktada yer almaktadır.

Mezopotamya’ya ve Kuzey Suriye ile Kuzeybatı yönündeki Anadolu topraklarını kontrol altında tutan ana güzergâhları kontrol edebilecek bir konuma sahiptir (Bahadır, 2011: 691).

21Dicle ırmağının batı yakasında yer alan Amid şehrinin günümüzdeki adı Diyarbakır’dır. Bulunduğu

coğrafya itibariyle doğu-batı, kuzey-güney istikametinde kavşak noktadadır. Ticaret yolları üzerinde bulunması ve askeri garnizonlara sahip olması nedeniyle savunma açısından da önemli bir konumdadır. Bizans tarafından tahkim edilmiştir. İmparator Constantius zamanında yapılan surlar günümüze kadar ulaşmaktadır (Darkot, 1968: 603).

ve Araplara satılmakta idi. Tarım ürünleri ticareti sayesinde Sâsânî ve Bizans etkileşimi yoğun olmuştur. Fırat ve Dicle ırmaklarına açılan sulama kanallarıyla Mezopotamya’daki tarım ürünleri çeşitliliği artmış ve bölge insanının ihtiyaçlarını karşılayacak düzeye gelmiştir (Bahadır, 2011: 699).

Bizans’ın Mezopotamya’daki sınırları Dicle ırmağına kadar uzandırmak istemesi diğer taraftan Sâsânîlerin Fırat ırmağına kadar ilerleme mücadelesi bu bölgede kalan toprakların sürekli Bizans-Sâsânî savaşlarına şahit olmasına neden olmuştur. İki ülke arasındaki siyasi çatışma alanları arasında; Amida (Diyarbakır), Edessa (Urfa), Dara, Martyropolis22 (Silvan), Callinicum23 (Rakka), Karhoi (Harran), Nissibis (Nusaybin), Resu’l-Ayn (Ceylanpınar) yer almaktadır. Bu bölgeler iki ülke arasında sık sık el değiştirmiştir (Kütük, 2014: 142).

İktisadi yarışların bir kolu ticaret noktasındadır. Ticari etkileşim zaman zaman savaşların yaşanmasına neden olmuş olsa da ticari antlaşmalar da gerçekleşmiştir. İki ülke arasındaki ticari ürünler diğer başlıklar altında ele alınmış olsa da burada da bahsedilmesi gereken ticarette önemli bir mal olan ipektir. Lüks endüstrisinde ipek çok değerlidir. İpek yolunun İran coğrafyasından geçmesi ve Sâsânîlerin tekelinde olması nedeniyle ipek yolu hâkimiyet mücadelesi siyasi, askeri ve diplomatik rekabete neden olmuştur. Çeşitli savaşlar ve diplomatik ilişkiler rağmen Bizans ipek ticaretinde Sâsânî egemenliğini kırmayı başaramamıştır (Heyd, 2000: 59)

Bizans’ın ihtiyaç duyduğu Hindistan ve Çin malları ticaretinde kara ve deniz yolları aktif şekilde kullanılmıştır. Kara yoluyla önce Soğdiana’ya deniz yoluyla da Seylan’a gelen mallar bundan sonraki kısımda İran engeline takılmışlardır. Özellikle Iustinianus döneminde İran’ın gücünü kırmak isteyen Bizans Hazar Denizi ve Karadeniz İstanbul’a ulaşacak başka bir yol bulma girişiminde bulunmuştur. Diğer yandan Sasani- Göktürk ittifakını bozup Türkleri kendi tarafına çekmeye çalışmıştır. Kısa bir süre amacına ulaşmış olsa da Göktürklerin yıkılması Bizans’ı yeniden Sasani tehlikesiyle karşı

22Martyropolis, Diyarbakır ilinin 80 km kuzey doğusunda yer almaktadır. Günümüzdeki adı Silvan’dır.

Döneminde Bizans için önemli bir garnizon şehri olmuştur. Şehrin ne zaman kurulduğuna dair net bilgi olmamasına rağmen Maruha adında bir Hristiyan ruhani tarafından inşa edildiği düşünülmektedir. Bu kişi Arcadius ve II. Theodosius zamanında yaşamış Sâsânî hükümdarı I. Yezdicürd ile Bizans arasında arabuluculuk yapmış bir din adamıdır (Konuk, 2012: 9).

23Günümüzde Suriye sınırları içerinde yer alan Rakka kentinin tarihteki adıdır. Özellikle ticarette önemli

bir şehir olması ve Kuzey Suriye topraklarına hâkim olması nedeniyle birçok savaşa konu olmuştur. Fırat ırmağının kuzeyinde bulunan şehre adını veren kişi MÖ II. Yüzyılda şehri kuran Seleukos’tur. Rakka ismi Arapçada “su baskınlarına uğrayan yer” anlamındadır. Sık sık Fırat nehri taştığında sular altında

karşıya bırakmıştır. Kuzeyde bir ticaret yolu oluşturmada başarısız olan Bizans bu defa güneyde Yemen civarındaki Hristiyan halklar üzerine giderek Hindistan ve Çin’e ulaşmaya çalışmıştır. Fakat bu girişimleri başarısızlıkla sonuçlanmıştır. Doğu ile yapılan ticarette Sasani engelini hiçbir zaman uzun soluklu aşmayı başaramamış ve Sasanilere gümrük vergisi ödemekten kendini kurtaramamıştır (Lemerle, 1994: 67).

2.1.2. Theodosius Hanedanlığı Döneminde Sâsânîlerle İktisadi İlişkiler